|  | Bilimin Öncüleri | Biyografileriyle |  | 
|  08-04-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Bilimin Öncüleri | BiyografileriyleAlman Asıllı Fizikçi Albert Einstein (14 Mart 1879 - 18 Nisan 1955)  1921 yılında Albert Einstein 20  yüzyılın en önemli kuramsal fizikçisi olarak nitelenebilir  Görelilik kuramını geliştirmiş, kuantum mekaniği, istatistiksel mekanik ve kozmoloji dallarına önemli katkılar sağlamıştır  Kuramsal fiziğine katkılarından ve fotoelektrik etki olayına getirdiği açıklamadan dolayı 1921 Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülmüştür  (Nobel Ödülü'nün ve Nobel Komitesi'nin o zamanki ilkeleri doğrultusunda, bugün en önemli katkısı olarak nitelendirilen görecelik kuramı fazla kuramsal bulunmuş ve ödülde açıkça söz konusu edilmemiştir  )  Einstein 14 Yaşında (1893) Ulm'da doğdu  Çocukluğunu Münih'de geçirdi ve ilk öğrenimini burada yaptı  Lise öğrenimini 1894'te İsviçre'de tamamladı ve 1896'da Zürih Politeknik Enstitüsü'ne (ETH) girdi  Sonradan İsviçre vatandaşı oldu ve Sırp asıllı bir kız öğrenci ile evlendi  Sonra Bern'de federal patent dairesinde görev aldı  Bu görevden arta kalan zamanlarda çağdaş fizikte ortaya atılmaya başlanan problemler üzerinde düşünmek fırsatını buldu  Önce atomun yapısı ve Max Planck'ın kuvantum teorisi ile ilgilendi  Brown hareketine ihtimaller hesabını uygulayarak bunun teorisini kurdu ve Avogadro sayısının değerini hesaplayarak teorisini test etti  Kuvantum teorisinin önemini ilk anlayan fizikçilerden birisi oldu ve bunu ışıma enerjisine uyguladı  Bu da onun, ışık tanecikleri veya fotonlar hipotezini kurmasını sağladı  Bu yoldan fotoelektrik olayını açıklayabildi  Bu çalışmalarını açıklayan ve 1905 yılında "Annalen der Physik" dergisinde yayımlanan iki yazısından başka, üçüncü bir yazısı daha çıktı ve bu yazıda görecelik teorisinin temelini attı  Teorileri sert tartışmalara yol açtı  1909'da Zürih Üniversitesi'nde öğretim görevlisi oldu  Prag'da bir yıl kaldıktan sonra, Zürih Politeknik Enstitüsü'nde profesör oldu  1913'de Berlin Kaiser-Wilhelm Enstitüsünde ders verdi ve Prusya Bilimler akademisine üye seçildi  İsviçre vatandaşı olarak 1  Dünya Savaşı'nda tarafsız kaldı   İkinci defa, bu kez akrabası olan bir kadınla, evlendi; bu yirmi yıl içinde birçok özlü inceleme yazısı yayımladı ve bunlarda teorilerini geliştirdi  1921'de Fizik Nobel Ödülü'nü kazandı  Yabancı ülkelere bir çok gezi yapmakla birlikte 1933'e kadar Berlin'de yaşadı  Almanya'da yönetime gelen Nasyonal Sosyalist (Nazi) rejimin ırkçı tutumu dolayısıyla, pek çok Musevi asıllı bilim adamı gibi o da Almanya'dan ayrıldı  Paris'te College de France'ta ders verdi; burdan Belçika'ya oradan da İngiltere'ye geçti  Son olarak Amerika Birleşik Devletleri'ne giderek Princeton Üniversitesi kampüsünde etkinlik gösteren Institute for Advanced Study'de (İleri Araştırma Enstitüsü) profesör oldu  1940 yılında Amerikan yurttaşlığına geçti  1955'de Princeton'da öldü   Fizik alanındaki çalışmaları modern bilimi büyük ölçüde etkiledi  Kendisi özellikle zaman ve uzay için düzenlenmiş bağlılık (izafiyet) teorisiyle tanındı  Bu teori üç bölüme ayrılır: Newton mekaniğinin yasalarını değiştiren ve kütle ile enerjinin eşdeğerli olduğunu öne süren sınırlı bağlılık (1905); eğrisel ve sonlu olarak düşünülen dört boyutlu bir evrene ait çekim teorisini veren genel bağlılık (1916); elektro-manyetizma ve yerçekimini aynı alanda birleştiren daha geniş kapsamlı teori denemeleri  İlk iki teorinin geçerliliği atom fiziği ve astronomi alanında yapılan deneylerle çok başarılı bir biçimde sınanmıştır; çağdaş fiziğin temel taşları arasında yer alırlar  Söylediği güzel bir söz vardır "Ben atomu iyi birşey için keşfettim,insanlar atomla birbirlerini öldürüyorlar" | 
|   | 
|  | 
|  | Bilimin Öncüleri | Biyografileriyle |  | 
|  08-04-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Bilimin Öncüleri | BiyografileriyleMarie Sklodowska Curie (1867-1934)  Maria Sklodowska Curie, dünyanin en iyi tanidigi Polonyali bilim kadınıdır  Radyoaktiviteyi bize kazandiran kisi    Ozellikle Polonyum ve Radyum elementlerini bulan ve 2 kez Nobel kazanan bilim kadini olarak tarihe gecmistir  Onun calismalari ve buluslari sonradan gelen insanlara ilham kaynagi olmus ve ozellikle radyum elementini bulusu, madde hakkinda varolan dusuncelerin degismesini saglamistir   Marie Curie, fizikci olan Pierre Curie ile evlenmis ve bilim hayatlarina beraber davam etmislerdir  Hatta ilk Nobel Odulunu beraber kazanmislardir  Ancak Pierre Curie bir gun at arabasinin altinda ezilerek hayata veda etmistir  Bu olaydan sonra artik Madam Curie arastirmasina tek basina devam etmistir   0  1 gram saf radyumkloruru elde edebilmek icin 3 yildan fazla ugrasti  Sonuda istedigini elde etti  Ancak saf olan bir polonyum bilesigini hic izole edemedi, cunku polonyumun yarilanma omru sadece 138 gundu  O, bu maddeleri elde temeye calisirken, bildigimiz ayirma yontemlerini kullaniyordu ve acikca soylemek gerekirse uranyum ile yatip uranyumla kalkiyordu  Maruz kaldigi radyasyon sonucu da 1934 yilinda kanserden oldu  | 
|   | 
|  | 
|  | Bilimin Öncüleri | Biyografileriyle |  | 
|  08-04-2012 | #3 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Bilimin Öncüleri | BiyografileriyleSir Isaac Newton (1642-1727)  Sir Isaac Newton 4 Ocak 1643'te İngiltere'nin Lincolnshire kentinde doğdu  Çiftçi olan babasını doğumundan üç ay önce kaybetmişti  Annesi ikinci kez evlendi  İkinci evlilikten üç üvey kardeşi olan Isaac anneannesinde kalıyordu  On iki yaşında Grantham'da King's School'a yazılan Newton, bu okulu 1661'de bitirdi  Aynı yıl Cambridge Üniversitesi'ndeki Trinity Kolej'e girdi  Nisan 1665'te bu okuldan lisans derecesini aldı  Lisansüstü çalışmalarına başlayacağı sırada ortalığı saran veba salgını yüzünden üniversite kapatıldı   Salgından korunma amacıyla annesinin çiftliğine sığınan Newton, burada geçirdiği iki yıl boyunca en önemli buluşlarını gerçekleştirdi  1667'de Trinity Kollej'e öğretim üyesi olarak döndüğünde diferansiyel ve integral hesabın temellerini atmış, beyaz ışığın renkli bileşenlerine ayrıştırılabileceğini saptamış ve cisimlerin birbirlerini, uzaklıklarının karesi ile ters orantılı olarak çektikleri sonucuna ulaşmıştı  Çekingenliği yüzünden Newton her biri bilimde devrim yaratacak nitelikteki bu buluşların çoğunu uzun yıllar sonra (örneğin türev ve integral hesabı 38 yıl sonra) yayınlamıştır   Lisansüstü çalışmasını ertesi yıl tamamlayan Newton 1669'da henüz 27 yaşındayken Cambridge Üniversitesi'nde matematik profesörlüğüne getirildi  1671'de ilk aynalı teleskopu gerçekleştirdi, ve ertesi yıl Royal Society üyeliğine seçildi  Royal Society'e sunduğu renk olgusuna ilişkin bildirisinin eleştirilere hedef olması, özellikle Robert Hooke tarafından şiddetle eleştirilmesi üzerine Newton tümüyle içine kapanarak, bilim dünyasıyla ilişkisini kesti   1675'de optik konusundaki iki bildirisi yeni tartışmalara yol açtı  Hooke makalelerdeki bazı sonuçların kendi buluşu olduğunu, Newton'un bunlara sahip çıktığını öne sürdü  Bütün bu tartışma ve eleştiriler sonucunda 1678'de ruhsal bunalıma giren Newton ancak yakın dostu ünlü astronom ve matematikçi Edmond Halley'in çabalarıyla altı yıl sonra bilimsel çalışmalarına geri döndü   Cambridge Üniversitesi'nde Katolikliği yaygınlaştırma ve egemen kılma çabalarına karşı başlatılan direniş hareketine öncülük eden Newton, kral düşürüldükten sonra 1689'da üniversitenin parlamentodaki temsilciliğine seçildi  1693'de yeniden bir ruhsal bunalıma girdi ve yakın dostlarıyla, bu arada Samuel Pepys ve John Locke ile arası bozuldu  İki yıl süren bir dinlenme döneminden sonra sağlığına yeniden kavuştuysa da bundan sonraki yaşamında bilimsel çalışmaya eskisi gibi ilgi duymadı  Daha sonra 1699'da Fransız Bilimler Akademisi'nin yabancı üyeliğine 1703'de Royal Society'nin başkanlığına seçildi  Gelmiş geçmiş bilim adamlarının en büyüklerinden biri olarak kabul edilen Isaac Newton, matematik ve fizikte çok önemli buluşlar gerçekleştirdi  Matematikte (a+b)ª ifadesinin üstel seriye açınımını veren genel iki terimli teoremini buldu  Newton'un bilime en büyük katkısı mekanik alanındadır  Merkezi Kuvvet yasası ile Kepler yasalarını birlikte ele alarak kütleçekim yasasını ortaya koydu  Newton hareket yasaları olarak bilinen eylemsizlik ilkesi, kuvvetin kütle ile ivmenin çarpımına eşit olduğunu ifade eden yasa ve etki ile tepkinin eşitliği fiziğin en önemli yasalarındandır   Newton yaptığı çalışmalarda bazı hesaplamaların içinden çıkamayınca kendi bulduğu formüllere uyması için bazı varsayımlar ortaya atmak zorunda kalmıştır  Kendisi de bu varsayımların hatalı olduğunu bilmesine rağmen bunları kullanmak zorunda kalmış  İlerleyen yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarla Newton'un bu hataları tespit edilmiştir  Ama yine de yaptığı çalışmalara kıyasla bunlar göz ardı edilmiştir  Isaac Newton bu çalışmaları ile ün kazanmıştır  | 
|   | 
|  | 
|  | Bilimin Öncüleri | Biyografileriyle |  | 
|  08-04-2012 | #4 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Bilimin Öncüleri | Biyografileriyleİtalyan Fizikçi Enrico Fermi ( 1901-1954)  Enrico Fermi 29 eylül 1901′de Roma’da doğdu  Babası polis şefi Alberto Fermidir  Ilk olarak dilbilgisi okuluna kaydoldu  Onun ilk matematik ve fiziğe olan yeteneğini keşfeden ve destekleyen babasının arkadaşlarından A  Amidei olmuştur  1918′ de Pisa Üniversitesinin bursunu kazandı  Pisa Universite’sinde 4 yıl kaldıktan sonra 1922′ de professör Puccianti’den doktorasını aldı   Bir yıl sonra 1923′de Italyan hükümetinden burs kazandı  Ve Göttingen ‘de professör Max Born’ la birkaç ay birlikte çalıştı  Rockefeller bursuyla 1924′de Leyden’e P  Ehrenfest’le birlikte çalışmaya gitti  Aynı yıl Florence üniversite’ sinde matematiksel fizik dersleri vermek için Italya’ya gitti  1926′da Fermi günümüzde Fermi istatistiği olarak bilinen Pauli parçaçıklarının istatistiğini keşfetti  Bose-Einstein istatistiğine göre hareket eden bosonların tersine, bu parcacıklar fermion olarak bilinir  1927′de Fermi, Roma üniversite’sinde teorik fizik profesörü oldu  Bu görevini 1938′ de Mussolini’ nin faşist diktatörlüğünden kaçıp Amerika’ya göç edinceye kadar sürdürdü(Nobel ödülünü aldıktan hemen sonra)   Roma’daki ilk yıllarında kendini elektromanyetik problemlerin çözümüne ve bazı spectroskopik olayların teorik olarak açıklamasına verdi  Fakat asıl ilerlemesini çalışmalarını elektron ve atom çekirdeği üzerine yaptığı zaman gerçekleştirdi  1934′de Beta bozumu Teorisini geliştirerek Pauli’nin radyasyon Teorisi ile birleştirdi  Curie ve joliot’ un yapay radyasyonu keşfinden sonra notron bombardımanına tutulan aşağı yukarı her elementin nükleer dönüşüme tabi olduğunu keşfetti  Bu araştırma, yavaş notronların ve Nükleer Fission’un keşfine, ayrıca o zamana kadar periyodik tabloda bilinen elementlerden farklı elementlerin bulunmasına yol açtı   1938′de Fermi tartışmasız notronlar konusunda en iyiydi  Bu çalışmalarına Amerika’da da devam etti  Amerika’ya varışından hemen sonra Columbia Universite’ sine fizik profesörü olarak atandı  Hahn ve Strassmann’nin 1939′un başlarında fission’u keşfinden sonra ikincil notronların yayılma ve zincirleme reaksiyon olasılığını hesapladı  Bu çalışmalarına büyük bir istekle devam etti ve birçok deneyden sonra kontrol altındaki ilk zincirleme reaksiyonu gerçekleştirdi  Bundan sonra atom bombası yapımındaki sorunların aşılmasında önemli rol oynadı, Manhattan Projesi liderlerinden biriydi   1944′de Fermi Amerikan vatandaşı oldu  II  dünya savaşından sonra 1954′ de ölümüne kadar sürecek olan nükleer çalışmaları için Chicago Universite ‘sinden profesörlük teklifini kabul etti  Burada yoğunluğunu yüksek enerji fiziğine verdi ve pion-nucleon etkileşimi çalışmalarına öncülük etti  Yaşamının son yıllarında Fermi kozmik ışınların kaynağını araştırmakla geçirdi  Sonunda kozmik ışınların çok büyük enerji kaynakları olduğunu gösteren bir teori geliştirdi   Fermi’nin teorik ve deneysel fiziği konu alan bir çok yayımı vardır  Bunlardan bazıları ,elektronik gazların istatistiğinin hesabı ve Paul’i parçacıklarından oluşan gazları konu alan “Sulla quantizzazione del gas perfetto monoatomico”, Rend  Accad  Naz  Lincei, 1935, Atomun istatistiksel modelini(Thomas-Fermi atom modeli) ve atomik özelliklerin hesaplanmasında yeni bir yaklaşımı(semiquantitative method) inceleyen Quantentheorie und Chemie, , Leipzig, 1928, “Uber die magnetischen Momente der AtomKerne”, Z  Phys  , 1930, “Tentativo di una teoria dei raggi ß”, Ricerca Scientifica, 1933 sayılabilir  Ona Nobel ödülü yavaş notronların yarattığı radyasyon ve nükleer enerji alanındaki çalışmalarından dolayı verildi  Profesör Fermi Laura Capon ile 1928′de evlendi  Giulio adında bir oğlu Nella adında bir kızı vardır  Boş zamanlarında yürümeyi,tırmanmayı ve kış sporlarını severdi  29 kasım 1954′de Chicago’da öldü  | 
|   | 
|  | 
|  | Bilimin Öncüleri | Biyografileriyle |  | 
|  08-04-2012 | #5 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Bilimin Öncüleri | BiyografileriyleAlfred Bernard Nobel ( 1833 - 1896 )  Alfred Bernhard Nobel (21 Ekim 1833, Stockholm, İsveç – 10 Aralık 1896, San Remo, İtalya), İsveçli kimyager ve mühendis, dinamit’in mucidi  Nitrogliserin’i patlayıcı madde olarak kullanma yollarını araştırdı  1863 yılında Stockholm’de az miktarda nitrogliserin yapmaya başladı  Birkaç ay süren araştırmaların sonunda bir patlama ile laboratuvar yıkıldı  Çalışmalarına devam eden Alfred Nobel 1865′te yeni bir fabrika kurdu, bir süre sonra ikinci fabrikasını da açtı  1864 yılında araştırmalarının sonucunu aldı ve dinamit barutunu buldu  Araştırmalarına devam eden Nobel, 1877′de Balistit adını verdiği yeni bir çeşit barut tasarladı  1879′da, Paris yakınlarındaki Servan’da bir laboratuvar kuran Nobel, buradaki çalışmaları sırasında dumansız barut adını verdiği ve eşit miktarlarda nitrogliserinle nitroselüloz karışımından oluşan, itici barutu buldu   Birkaç yıl sonra kordit adlı patlayıcı madde konusunda İngiliz hükümeti aleyhine dava açtı, ancak davayı kaybetti  Bu dönemde Fransa‘ya karşı kurulan bir ittifakta İtalya ile işbirliği yapan Nobel, aleyhindeki kampanyalar sonucunda Paris’i terk ederek İtalya’nın San Remo şehrine yerleşti, laboratuvarını da oraya taşıdı  Nobel, San Remo’da 1896 yılında beyin kanaması sonucu öldü  Vasiyetinde, mirasının Nobel Ödüllerinin enstitüleştirilmesi yönünde kullanılmasını ve 33  200  000 kronunun her yıl insanlığa hizmette bulunanlara sunulmasını istemiştir   Bu ödüller, fizik, kimya, tıp ya da fizyoloji, edebiyat ve barışa hizmet olmak üzere toplam beş dalda verilecekti  Nobel’in bu vasiyeti önceleri büyük tartışma yarattı  Ancak 1900 yılında İsveç hükümetinin Nobel Vakfı’nı kurmasıyla, Nobel Ödülleri düzenli olarak verilmeye başlandı  Daha sonra 1968′de İsveç Bankası Alfred Nobel’in anısına bir ekonomi ödülü vermeyi kararlaştırdı, ödül ilk kez 1969′da verildi  Sentetik bir element olan Nobelium onun anısına bu isim ile anılmıştır  | 
|   | 
|  | 
|  | Bilimin Öncüleri | Biyografileriyle |  | 
|  08-04-2012 | #6 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Bilimin Öncüleri | BiyografileriyleArşimet (M  Ö  287, Sicilya - M  Ö  212, Sicilya)  Eski çağın en büyük matematikçisi ve mucidi olan Arşimet Sicilya Adası’nda bir Yunan kenti olan Siracusa’ da doğdu  Öklit’in İÖ yaklaşık 300’de Mısır’daki İskenderiye’de kurduğu okulda öğrenim gördükten sonra Siracusa’ya dönerek geometri ile uğraştı  Bilgisini günlük yaşamda karşılaştığı sorunların çözümüne uygulayarak mühendisliği sağlam matematiksel temellere oturtan ilk bilim adamı olmuştur   Araştırmalarının çoğunu Siracusa Kralı 2  Hieron’un hizmetindeyken geçekleştiren Arşimet’in çalışmalarına ve buluşlarına ilişkin pek çok öykü anlatılır  Bunlardan en ünlüsü kralın yeni tacının saf altından olup olmadığını araştırmasıyla ilgili olandır  Öyküye göre araştırmasını tacı parçalamadan yapmak zorunda olan Arşimet bu konuda bir süre düşünmüşama sorunun yanıtını ancak bir gün hamama gittiğinde bulabilmiştir  Yıkanmak üzere havuza girdiğinde suyun taştığına dikkat eden Arşimet o anda çözümü bulduğunu anlar    Hamamdan dışarı fırlayıp “Buldum! Buldum! Buldum!” diye bağırarak caddelerde koşmaya başlar  Arşimet’e göreeğer taç saf altından yapılmışsa mekanda aynı ağırlıktaki saf altın kadar yer kaplaması gerekiyordu  Taç ve aynı ağırlıktaki saf altın sırayla su dolu bir kaba konulduklarında taşıracakları suyun miktarı yada hacmi eşit olmalıydı  Arşimet yaptığı deneyin sonucunda bu miktarların eşit olmadığını belirledi; kral aldatılmıştı  Bu basit deneyle Arşimet cisimlerin göreli yoğunluklarını keşfetti   Ayrıca kaldıraç yasasını da ortaya koyan Arşimet ağır bir cismin ağırlık merkezine uygulanacak bir kuvvetle yerinden oynatabileceğini gösterdi  Onun “Bana bir dayanak noktası gösterin Dünya ’yı yerinden oynatayım”dediği de söylentiler arasındadır  Arşimet Roma ve Kartaca arasındaki uzun ve acılı bir savaş döneminde yaşadı  Kral Hierro’nun Kartacalılar’ı desteklemesi üzerine İÖ 214’ te Claudius Marcellus komutasındaki Roma ordusu Siracusa’yı kuşattı   Arşimet bir çok savaş aracı yaparak kralın kuşatmaya karşı koymasına yardımcı olmuştur  Bir söylentiye göre Arşimet dev aynalar yardımıyla güneş ışınlarını Roma gemilerinin yelkenlerine odaklayarak onları yakmıştır  Sonunda Marcellus Siracusa’yı ele geçirdi; Arşimet ise bir Romalı asker tarafından öldürüldü  | 
|   | 
|  | 
|  | Bilimin Öncüleri | Biyografileriyle |  | 
|  08-04-2012 | #7 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Bilimin Öncüleri | BiyografileriyleNicolas Tesla (1856-1943)  Nikola Tesla 1856 yılında Hırvatistan'da dünyaya geldi  İnanılmaz bir hafızası vardı  Altı dili çok rahat konuşabiliyordu  Gratz'daki Bilim Enstitüsü'nde 4 sene Matematik, Fizik ve Mekanik okudu  Ama onun esas ilgi alanı elektrik oldu  O dönemlerde elektrik henüz emekleme dönemini yaşayan çok yeni bir bilim dalı durumundaydı  Babası papazdı  Hiçbir zaman okuyup yazamamasına rağmen, annesi halk arasında pratik ev aletleri mucidi olarak bilinirdi  Ona göre Tesla, yaratıcı dahi olmaya adaydı   Papaz olması için babasının zorlamasına karşı çıkarak, genç Tesla, mühendislik mesleğinde ısrar etti  Annesi de onu destekledi, fizik ve matematikte bilgisini arttırırken Graz'daki Politeknik okuluna girdi ve Prag Üniversitesi'nde eğitimine devam etti  Yabancı teknik eserleri okuyabilmek için, orada, yabancı dil kursuna devam etti  Anadili olan Sırpça ve ailece bildikleri Almancaya ek olarak İngilizce, Fransızca ve İtalyancayı da öğrendi   Prag'daki tahsilini 1880'de bitirdikten sonra, Budapeşte'de lisans üstü yaparken, profesörüyle alternatif akımın özelliklerini tartıştı  Sonra bir Paris telefon şirketinde çalışmaya başladı  Burada doğru akım motorları ve dinamolar konusunda geniş ve önemli tecrübeler edindi  Oradayken çalıştığı döner makineleri korumak için regüle edici kontrol cihazları icat etti  Akkor telli ampul daha icat edilmemişti bile  Tesla 1884 yılında ABD'ye geldi  Tesla dünyanın ilk hidroelektrik santralinin de mucidiydi  Niagara Şelalesi'nin üzerinde kurulu olan ilk hidroelektrik santral, "Tesla" imzasını taşıyordu  Otomobillerde kullanılan ilk hızölçeri de Tesla icat etti  Ömrü boyunca 800 icadın patentini aldı  87 yaşında hayata veda etti  | 
|   | 
|  | 
|  | Bilimin Öncüleri | Biyografileriyle |  | 
|  08-04-2012 | #8 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Bilimin Öncüleri | BiyografileriyleJohann Gregor Mendel (1822-1884)  Johann Gregor Mendel 22 Temmuz 1822 Heinzendorf'ta doğdu (bugünkü Çek Cumhuriyeti), 6 Ocak 1884 Brünn'de öldü (bugünkü Çek Cumhuriyeti); genetik biliminin kurucusu, Avusturyalı botanik bilgini ve rahiptir  Kalıtım biliminin öncüsü botanikçi, bitkiler üzerine yaptığı çalışmalarda, bir türün özelliklerinin kalıtım yoluyla sonraki kuşaklara aktarıldığını bulmuştur  Mendel'in öne sürdüğü ilkeler, 20  yüzyılın başlarında yapılan deneylerle doğrulandıktan sonra, kalıtım kuramının bütün canlılar için geçerliliği saptanarak, biyolojinin temel ilkelerinden biri haline gelmiştir   Küçük yaşlarda bahçe işleriyle uğraşmaya başlayan Mendel, üniversite öğreniminden sonra bir din adamı olarak Moravya'da yaşamını sürdürdü  Bu arada bitkiler üzerinde pek başarıya ulaşamayan bazı incelemelerde bulundu  1854'te Brünn'e dönerek bir teknik lisede öğretmenlik yapmaya başladı  Daha öncede öğretmenlik sınavlarına girmiş ancak başarılı olamamıştı  19  yüzyılın ortalarında Darwin'in doğal ayıklanma kuramının yayıldığı sıralarda canlı bir türün özelliklerinin kendisini izleyen döllere nasıl aktarabildiği sorunu yeni bir yoğunlukla ortaya çıkmıştı   Biyoloji bilginleri özellikle bitkibilimciler harcadıkları çabalara karşın bu sorunu aydınlatamıyorlardı  Daha sonraları genetiğin babası olarak kabul edilecek Mendel, aynı sorunla ilgili deneylere 1858’de başladı ve araştırmalarının ancak 8 yıl sonra sonuca ulaştırabildi  Başarısı, incelediği konuya elverişli olan yönteminden kaynaklandı  Mendel bir yandan farkların az ve son derece belirgin olduğu bitki çeşitlerini (dev ya da cüce, düz ya da kırışık bezelyeler) ayırmayı öte yandan aktarılan özelliklere göre sayısal ilişkileri araştırmada istatistiğin henüz yerleşmiş bir bilim dalı olmadığı bir dönemde istatistik yöntemini benimsemeyi bildi   Bezelyelerle yaptığı deneylerde bitkinin uzun boylu ya da cüce, çiçeklerin ve yaprak koltuklarının renkli ya da renksiz, tohumlarının sarı ya da yeşil, düzgün ya da buruşuk olması gibi karşıt özelliklerden birini kuşaklar boyu taşıyan saf soylar elde etmeyi başardı  Ardından bunları kendi aralarında çaprazladı  Sonuçta gözle görülür ölçüde belirgin olan bu iki seçenekli özelliklerin saf soylar ile melez döllerde temel kalıtım birimleri aracılığıyla ortaya çıktığını ve her özellik için bir çift genin bulunduğunu öne sürdü   Mendel tüm bunları basit istatistiklerle değerlendirdi  Bu Mendel yasaların temel ilkesi melez döllerin üreme hücrelerinde yarısı anadan yarısı babadan alınmış kalıtım birimlerinin bulunmasıdır  | 
|   | 
|  | 
|  | Bilimin Öncüleri | Biyografileriyle |  | 
|  08-04-2012 | #9 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Bilimin Öncüleri | BiyografileriyleÇok önemli ve kapsamlı bir konu yine  Bu mucitlerin bazıları hakkında detaylı bilgim yoktu doğrusu   A  Einstein: ''Ben atomu iyi birşey için keşfettim, insanlar atomla birbirlerini öldürüyorlar" J  G  Mendel'i tuttum ; bendeniz de çiçek-bitki tutkunu olduğum için  Bir fark var aramızda ben gariban bir çiçeksever ve hazırdan yetiştirenim Arşimet'in hamamda ''buldum buldum''hikayesini ilkokulda iyi aklımda tutmuştum Ellerine kollarına sağlık Başakça bir de teşekkürler     | 
|   | 
|  | 
|  |