Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
analizleri, cinayetler, katillerin, profil

Cinayetler Ve Katillerin Profil Analizleri

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cinayetler Ve Katillerin Profil Analizleri



PSİKOKRİMİNOLOG MICKI PISTORIUS
ve NORMAN SIMONS






Yer Güney Afrika, yıl 1994 Johannesburg Emniyet Müdürü, Pretoria Üniversitesi’ne başvurarak bir “psikokriminololog”un yardımını ister On yılda 21 çocuğu önce boğarak öldürüp ardından ırzına geçen ve kurbanlarını hep Mitchell’s Plain tren istasyonu çevresinden seçen, kimliği tespit edilemeyen, dolayısıyla yakalanamayan “istasyon canavarı” bir gün önce 22’nci yavru canı almıştır Üstelik katil, her cinayetinden sonra gönderdiği mektuplarla polisin acziyle alay etmektedir Genç psikokriminolog Pistorius, emniyet müdürlüğünün önerisini kabul eder etmez, son cinayetin işlendiği çöl bölgesine götürülür Polis, Micki gelene değin ceset dahil hiç bir şeye dokunmamıştır

Ceset, 11 yaşıda bir oğlan çocuğuna aittir: Elroy Van Rooi Micki, olay yerinde yalnız kalmak ister Saatlerce cinayetin işlendiği yerde dolaşır, en küçük ayrıntıları bile kocaman kanıtlarmış gibi inceler Onun cinayet mekanında dolanmasını, rüzgara kulak vermesni, gözlerini ufka dikmesini seyreden polisler gülüşmekte, genç kadınla dalga geçmektediler Yanıldıklarını çabuk anlarlar

Micki, raporunda “İstasyon Canavarı”nın psikolojik profilini “Katil siyah ırktan bir eşcinsel Otuzlarında, öğretmen, polis memuru ya da bir hayır kurumu çalışanı Çok düzenli biri ve hala ailesiyle aynı evde yaşıyor Çocukluğunda, ırzına geçilmiş Akıl hastanesinde tedavi görmüş” diye tarif eder Bu kanıya nereden varmıştır genç psikolog? Çünkü Güney Afrika’da ve Mitchell’s Plain istasyonu çevresinde, siyah ırktan olmayan biri, göze batmadan 22 çocuğu kaçıramaz Canilerde öldürmek arzusu 25 yaşlarında patlamaktadır Ve İstasyon Canavarı on yıldır cinayet işlediğine göre, otuzlu yaşlarında olmalıdır Eşcinselliğinin kanıtı, öldürdüğü oğlan çocuklarına tecavüz etmesidir ve bu eylemi, temeldeki ruh travmasını, kendisinin de çocukken ırzına geçildiğini ele vermektedir Zaten cinayet nedeni de budur Kendisine yapılan kötülük sürecini tersine çevirmek ve kötülük yapılan yerine kötülük yapana dönüşerek güçlü olduğunu göstermek Ailesiyle aynı evde yaşıyordur, çünkü kendi evi olsaydı, kubanlarını oraya götürürdü Hastalık derecesinde düzenli biri olduğu, cinayet sahnesini en ince ayrıntısına kadar planlamış olmasından bellidir Polise gönderdiği mesajlar, bu düzenliliğinin bir başka kanıtıdır Ve nihayet, öğretmen, polis memuru ya da hayır kurumu çalışanı olması gerekir, çünkü konuştuğu çocuklara güven verebilmelidir Kendisini korkmadan izlemelerini sağlamaktadır Üstelik çocukları kaçırdığı saatler, bu mesleklerin değişken çalışma saatlerine uygundur

Micki’nin katil profili dağıtıldıktan birkaç gün sonra, bir akıl hastanesi hemşiresinden gelen telefonla, 22 çocuğun katili Norman Simons, ana-babasıyla oturduğu evde tutuklanır İtiraflarını yazılı olarak yapar Hem öğretmendir, hem kilisenin hayır derneğinde çalışmaktadır, hem de polislik başvurusu vardır Sekiz yaşındayken ağabeyi tarafından ırzına geçilmiştir Çıkardığı katil profilinde Micki’nin yanıldığı tek nokta, Norman Simons’un akıl hastanesinde tedavi gördükten sonra değil, akıl hastanesine aralıklarla yattığı sırada cinayetlerini gerçekleştirmesidir Katil, cinayeti işledikten sonra kendi isteğiyle hastaneye dönüp tedavi talep etmekte ve böylece hiç aranmayacağı bir yerde gizlenmektedir



DR JAMES A BRUSSEL ve
GEORGE METESKY





16 Kasım 1940 günü, Manhattan semtindeki (New York City) Consolidadet Edison binasında bir pencerenin kenarında bulunan patlamamış bir bomba, en uzun süreli ve olağandışı suç dalgasının başlamasına neden oldu Bombanın üstündeki kağıtta el yazısıyla yazılmış bir not vardı: “CON EDİSON SOYGUNCULARI – BU SİZLER İÇİN”

Çalışanlar bombayı bulmuş ve bomba ekiplerine haber vermişlerdir Bomba ekibindeki uzmanlar kabaca yapılmış olan bu aygıtın üzerinde ne bir parmak izi ne de bir kanıta rastlamışlardır Not konusunda ise kuşku duyulmuştur, çünkü eğer bomba patlasaydı not da yok olacaktı Dedektifler bombacının bu notla ne demek istediğini anlamaya çalışmışlardı Bombacı daha sonra olacaklarların haberini mi veriyordu, ya da bomba patladığında notun yok olacağını farketmemiş miydi ya da bombayı bilerek mi patlatmamıştı? New york’un elektiriğini sağlayan şirkete karşı hıncı olan birinin bu amatör bombayı yaptığına inanan polisler dosyayı kapattı

1941 Eylül ayında, 19 Cadde’nin köşesinde yine patlamamış bir bomba bulundu; bu kez üzerine bağlı olan çalar saat kuurlmamıştı Pearl Harbor baskınından üç ay sonra, Manhattan’daki polis merkezine, Westchester Beldesi damgalı garip bir mektup geldi “SAVAŞ SÜRESİNCE BİR DAHA BOMBA YAPMAYACAĞIM VATANSEVERLİK DUYGULARIM BU KARARI ALMAMI SAĞLADI AMA CON ED FİRMASINI CEZALANDIRACAĞIM ALÇAKÇA DAVRANIŞLARININBEDELİNİ ÖDEYECEKLER FP” Önceki mektup gibi bu da düz beyaz kağıda mürekkeple yazılmıştı

1941-1946 yılları arasında gazetelere, otellere, büyük mağazalara ve hatta Con Ed firmasına on altı tane benzer mektup gönderildi Ve 29 Mart 1950 günü, üçüncü bomba Grand Central İstasyonu’nun alt katıda ortaya çıktı Bu da patlamadı, ama üretiminde bir gelişme olduğu görüldü Bombacı yeni güçlü bir bombayı 9 yıl boyunca edindiği yeni becerilerle yapmıştı 24 Nisan 1950 günü, New York Halk Kütüphanesi’nin telefon kulübesine yerleştirilen bomba ise patladı Bundan sonra birkaç bomba daha bulundu ve içlerinden birkaçı patladı ve bir tanesi bir tiyatro koltuğunun altına bırakılmış olmasına karşın şans eseri yaralanan bile olmadı Kamuoyunun korkusunu bastırmak için yetkililer ombacının yaptıklarının üerinde durmuyormuş gibi göründüler Ve bu davranışın sonucunda yazdığı mektuplarda öfkesinin arttığı, özellikle tiyatrolara saldırmakla tehdit ettiği öğrenildi

1951 ve 1952 yıllarında patlayan dört bomba, Çılgın Bombacı adı verile kişinin eylemlerinin gizlenmesine olanak vermedi Ertesi yıl dört tane daha bomba patladı 1954 yılında, bir sinema salonunda patlayan bomba ikisi ağır olmak üzere dört kişinin yaralanmasına neden olu 1955’teki altı bombanın ikisi, patlamadan önce yerleştirildikleri sinema koltuklarının altında ele geçti Gönderilen mektupların dili gittikçe acımasızlaştı Herald Tribune gazetesine gönderilen mektupta, “ŞİMDİYE DEK 54 BOMBA YERLEŞTİRİLDİ, 4 KEZ TELEFON EDİLDİ CON EDİSON CEZASINI BULANA DEK BOMBALAMA EYLEMLERİ SÜRECEK” yazısının altında yine imza olarak “FP” harfleri vardı

Kamuoyunun öfkesi gittikçe artıyordu 2 Aralık1956 günü, Brooklyn’deki Paramount tiyatrosunda patlayıp altı kişiyi yaralayan bomba, o ana kadar bulunanların en güçlüsüydü Çılgın bombacıyı bulmak için geniş çaplı bir araştırma başlatıldı Müfettiş Howard E Finney, New York Eyaleti’nin akıl sağlığı komisyonu üyesi olarak da çalışan Dr Jamess A Brussel’dan yardım istedi Dr Brussel herhangi bir olayın ayrıntılarını inceleyip doğru sonuçlara varabilmesiyle ün yapmıştı Kendisi de adli psikiyatri diplomasına sahip olan Finney, bombacının yazdığı mektupları elde bulunan diğer bilgilerle birlikte Brussel’a teslim etti

“Bombacı paranoyak, kırk elli yaşlarında, içine kapanık bir erkek Evlenmemiş, yalnızlığına düşkün, belki de kendinden yaşça büyük bir kadın akrabası ile birlikte yaşıyor Son derece düzenli, titiz ve iyi tıraşlı Yabancı kaynaklı iyi bir eğitim almış Yetenekli bir teknisyen, aletleri iyi kullanıyor Kadınlara ilgi göstermiyor Slav asıllı Dindar İş yaşamında eleştirildiği zaman ani olarak öfkeleniyor Ya işten atılmış ya da cezalandırıldığı için bu eyleme kalkışmış Kendini, onu eleştirenlerden daha üstün görüyor Hissettiği hayal kırıklığı gittikçe artıyor Gerçi mektupları Weschester damgası taşıyor ama yaşadığı yerden postalayacak kadar aptal değil Herhalde eviyle New York City arasında gidip gelirken postalıyor Polonyalıların en yoğun olarak yaşadığı bölge Bridgeport, Connecticut’dır ve buradan New York’a gelmek için Wenchester’dan geçilir Kalp rahatsızlığı gibi ciddi bir hastalığı var” Brussel bu raporu hazırladıktan sonra, “Onu yakaladığınız zaman üzerinde düğmeleri sıkıca ilikli kruvaze bir takım elbise olacaktır” diye eklemişti

Brussel, bu kuramların yayımlanmasının dikkat çekmek için çırpınan bombacının ortaya çıkmasını sağlayabileceğini öne sürünce, bir New York gazetesi bu görevi üstlenip, teslim olması halinde derdini anlatması için bir panel düzenlenebileceğini bildiren bir çağrı mektubu yayımladı Gazeteye arka arkaya hepsi de Con Ed firmasını suçlayan üç mektup geldi Bir tanesi, “YAŞAM BOYU ÇEKTİĞİM ACI VE ISTIRAP İÇİN BİR TEK KURUŞ BİLE ALMADIM YALNIZCA KÖTÜ MUAMELE GÖRDÜM” diye yazıyordu Bir başkasında, yazarı böylesine çılgına çeviren olayın tarihi 5 Eylül 1931 olarak belirtilmişti Con Ed firmasının arşivlerinin araştırılması sonuç verdi 1937’den bu yana mühürlü duran dosyada, işten çıkarılmış eski bir çalışanın, bombacının kullandığı ifadeyi andıran sözlerle şirketi suçlayan bir mektubu bulundu Mektup 5 Eylül 1931 tarihinde, bir kazanın patlamasıyla yaralanan George Metesky adlı işçiden gelmişti Gerçi o zamanlar çeşitli sancıları ve baş ağrıları olduğunu söylemişti, ama doktarlar hiçbir rahatsızlığını bulamamışlardı On iki ay boyunca Metesky’ye hastalık parası ve sigortanın ön gördüğü tüm ödemeler yapılmış ve sonunda işten kovulmuştu Con Ed’i dava etmek istediği zaman ise çok geç kaldığını öğrenmişti Tazminat davalarının kazayı izleyen iki yıl içinde açılması gerekiyordu Yıllarca uğradığı haksızlığı düşünen Metesky sonunda çevreye bomba yerleştirmeye başlamıştı


PROFİL GERÇEĞİ YANSITIYOR


21 Ocak 1957 günü, Waterbury’deki evinde Metesky’yi yakalayan dedektifler, garajda bir bomba imalathanesi buldular Karşılarına düzgün vücutlu, 54 yaşında, Polonya asıllı, evlenmemiş, iki ablasıyla beraber yaşayan ve kruvaze ceketinin düğmeleri dikkatle iliklenmiş bir adam çıktı!

Psikolojik profil çıkarma işlemi inanılmaz bir başarıya ulaşmıştı

Meteskey, Çılgın Bombacı olduğunu itiraf etti Ve “FP” harflerinin Fair Play (tarafsızlık) anlamına geldiğini açıkladı 18 Nisan 1957’de, akıl sağlığının mahkemeye çıkamayacak kadar bozuk olduğu anlaşıldı ve suçlu hastaların yatırıldığı Matteawan Hastanesi’ne gönderildi 1973 yılında, düzeldiği belirtilerek hastaneden çıkartıldığı zaman, hakkındaki tüm suçlamalardan vazgeçilmişti

Ulaştığı inanılmaz başarı karşısında son derece alçak gönüllü davranan Brussel, bunun tümdengelim mantığına, deneyime ve yüzde hesaplarına dayandığını söyledi Paranoyanın ortaya çıkması on yıl gibi üzün bir süre aldığı için ilk bombayı 1940’da yerleştiren adamın hastalığının 1930’larda başlamış olması gerekirdi ve bu nedenle de 1956 yılında orta yaşa ulaşmalıydı Paranoyak olduğunu niçin düşünmüştü? Çünkü bu tip hastalar en uzun süre kin besleyen, kendilerini zeka açısından herkesden üstün gören, titiz, tutkulu ve hata konusunda çok duyarlı olan bir yapıya sahiptirler Mektuplardaki el yazısının çok düzgün olması ve kruvaze ceket tahmini buradan çıkıyordu

Mektupların içeriği, okumuş biri olduğunu gösteriyordu ve hiç argo sözcük kullanmıyordu New York’un yerel halkı “The Con Edison” yerine adeta ingilizce tercüme edilmiş gibi bu firmanın ismini “Con Ed” olarak kullanıyordu Ayrıca “alçakça davranışlar” tanımı, yazarın yabancı kökenli olduğuna işaret ediyordu Peki Slav asıllı oluşu nereden çıkmıştı? Bombacı Salv’dır ve büyük olasılıkla Romen bir katolik’tir Tarihe bakınca kültürel olarak bombaların genellikle Orta Avrupalılar tarafından kullanıldığı görülebilirdi Slavların çoğu Katolik’tir

Düzgün vücutlu olduğu fikri de Alman psikiyatrist Ernst Kretschmer’in bir insanın anatomik yapısı ve kişiliği ile ruhsal hastalığı olduğunu gösteren araştırmasına dayanıyordu Kretschmer paranoyakların %85’inin atletik yapılı olduğunu ortaya çıkarmıştı ve Brussel de yüzde hesaplarına başvurmuştu

Bekar olduğunu nasıl tahmin etmişti? Bombacının ödipal kompleksi vardır Diğer pek çok ödipal kompleksi olanlar gibi evli değildir ve annesi olmayan, bekar bayan yakınlarından biri ile birlikte yaşamaktadır Brussel, bu sonucu bombacının fallik yapısından çıkarmıştır; büyük bir özenle yazılmış büyük harflerin içinde yalnızca W harfi sanki iki U harfinin birleşmesinden oluşmuş gibiydi ve kadın göğsünü andırıyordu Bu yazım biçimi kişinin cinsel açıdan bir sorunu olduğunu ve belki hiç evlenmediğini belirtiyordu

Brussel’in tek hatası kalp rahatsızlığı konusundaydı, ama yine de fazla uzağa gitmiş sayılmazdı Çılgın Bombacı verem geçirmişti



ROBERT RESSLER ve RUSS VORPAGEL ve RICHARD CHASE





23 Ocak 1978 Pazartesi günü, Sacramento (California) kenti tarihinin en acımasız cinayetlerinden birine sahne oldu Akşamüstü işten dönen David Wallin evine girince, yirmi iki yaşındaki karısı Theresa’nın yatak odasında doğranmış cesediyle karşılaştı Çığlıklar atarak evden çıkarken, gördüklerini anlatamayacak kadar korkmuştu Cinayet masası ekipleri de aynı duyguyu paylaştılar, böyle bir vahşet sahnesiyle daha önce hiç karşılaşmamışlardı Theresa Wallin’in bedenindeki akıl almaz yaraların dışında; yanı başında duran bir yoğurt kasesi, katilin kanını içmek için kullandığını gösteriyordu Bu cinayetin içinden kendi olanaklarıyla çıkamayacaklarını algılayan dedektifler, FBI’ın Ouantico, Virginia’daki Davranış Bilimleri Bölümü’nden yardım istediler

Uzun süredir suçlu profili çıkarma konusunda ders veren Robert Ressler, California’lı meslektaşı Russ Vorpagel ile işbirliği yaparak, ellerindeki çok az bilgiye dayana bir profil çıkarttı

25-27 yaşlarında, beslenme bozukluğundan dolayı sıskalaşmış, beyaz erkek Yaşadığı ev son derece bakımsız, pis ve işlediği suçun kanıtlarını barındırıyor Uzun süreden beri ruhsal bozukluğu var, bir ara uyuşturucu kullanmış Kadın ya da erkeklerle anlaşmayı başaramadığı için tek başına yaşayan ve zamanının çoğunu evinde geçiren bir insan Çalışmıyor ve belki de sakat yardımı alıyor Eğer biriyle beraber yaşıyorsa, herhalde bu kişi annesi ve babasıdır ama bu olasılık çok düşük Askerlik yaptığı konusunda kayıt yok; ortaokul ya da liseyi bitirmeden bırakmış Paranoya olarak tanımlanan ruhsal hastalığın bir yada birkaç tipini sergiliyor

Olayların akışı içinde bu profilin ne kadar gerçekçi olduğu kanıtlanacak ve gözlemlerin her birinin sağlam temellere oturduğu anlaşılacaktı Gerçi genç kadına tecavüz edilmemişti ama uzmanların deneyimleri bu cinayetin cinsel dürtüsü olduğunu söylüyordu Belirlenen her profilin temelinde suç istatistikleri yatmaktadır Bu olayda da yılların birikimi olan veriler, cinsel dürtüyle hareket eden canilerin kendi ırklarına mensup insanları öldürdüğünü gösteriyordu Yani zenciler zencileri, beyazlar ise beyazları öldürüyordu Cinsel dürtüyle cinayet işleyenlerin büyük bir çoğunluğunu yirmi-otuz yaşlarında beyaz erkekler oluşturuyordu Böylece katilin ten rengi ve yaşı kolayca çıkarılmıştı Ayrıca Wallin ailesi genelinde beyazların oturduğu bir semtte yaşadığı için, çevrede dolaşan bir zenci derhal dikkat çekerdi

Katilin olası görünümü ve evi konusundaki bilgi cinayet yerinin resimleriyle polis raporlarına dayanıyordu Katillerin çoğu düzenli ve düzensiz olarak iki sınıfa ayrılırdı ve düzenli olanlar daha zeki oldukları için işleyecekleri cinayetleri önceden planlarken, düzensizler sonuçlarının ne olacağına hiç aldırış etmeden adeta tepkisel olarak adam öldürürlerdi Bu cinayet hakkında bilinen her şey rasgele işlenmiş olduğunu gösteriyordu

Therasa’nın bedenindeki yaralar, saldırganın uzun yıllardır çektiği ruhsal hastalığın en son devresine girmiş olduğuna işaret ediyordu İnsan kanı içmek fikri birdenbire ortaya çıkmaz ve belirtiler çok önceden kendini göstererek tedavi edilmesi gerektiğini anlatır Uzmanlar böyle bir insanın sağlığına ve temizliğine dikkat etmeyeceğine, doğru dürüst yemek yemeyeceğine inanarak sıska olabileceğini ve giysilerinin pis olacağını belirtmişlerdi Bu varsayımdan yola çıkınca katilin pislik yuvası sayılacak bir evde yaşadığına karar vermek güç olmadı Aynı nedenle iyi bir işi olmayacağı ve devletten işsizlik parası almakta olduğu da ileri sürülebilirdi Görüldüğü gibi bir psikolojik profil çıkarmak adeta bir yap boz bilmeceyi tamamlamaya benzer, ama uzmanların elinde yol gösterecek bir resim yoktur, yalnızca deneyimlerinin birikimlerine dayanarak mantık yürütürler Uzmanların ısrarla üzerinde durdukları nokta ise yakalanmadığı taktirde katilin başka bir cinayet işleyeceğinin kesin oluşuydu


DÖRTLÜ CİNAYET


Üç gün sonra uzmanların tahmini gerçekleşti Wallin’lerin evinden ancak bir mil kadar uzakta, otua altı yaşındaki Evelyn Miroth, altı yaşındaki oğlu Jason ve aile dostu elli iki yaşındaki Daniel J Meredith öldürüldü ve Evelyn’nin yeğeni Michael Ferreira katil tarafından kaçırıldı Kanlar içindeki oyun parkı, bebeğin yaşamından umutlanmamaları gerektiğini bildirdi Cinayet yerindeki üç cesetten yalnızca Evelyn Miroth saldırıya ve tecavüze uğramıştı Katilin yine kurbanın kanını içtiği belliydi Tatmin olduktan sonra Meredith’in kırmızı Ford steyşın arabasıyla kaçmış ve yakın bir yerde terk etmişti

Bu cinayetin koşulları, Ressler ile Vorpagel’in hazırladıkları profili biraz daha ayrıntılı hale getirmelerine yardımcı oldu Katilin giysilerinin kan içinde olması büyük bir olsılıktı, ama yine de gün ortasında arabayı terk ederek yürüyüp gitmeyi göze alabilmişti Bu davranış katilin ruhsal durumunun sanıldığından daha kötü olduğunu gösteriyordu Herhalde kısa bir süre önce bir akıl hastanesinde tedavi görmüştü İstatistikler katilin daha önceleri fetiş soygunları yaptığına işaret ediyordu Katilin peşinde olan dedektifleri ilgilendiren en önemli nokta is uzmanların, arabayı terk ettiği yerin yakınında oturduğunu ileri sürmeleriydi

Arabayı merkez olarak kabul edip yarım mil yarıçapında bir daire içindeki her yeri arayıp herkesi sorguya çekmeye, olağandışı bir şey görüp görmediklerini öğrenmeye çalıştılar Kırk sekiz saat bile geçmeden, genç bir kadın lise yıllarından tanıştığı biriyle karşılaştığını söyledi Adeta erimiş gibi görünüşü, içeri çökmüş gözleri, kanlı gömleği, ağzının çevresindeki kalın sarı kabuktan dolayı ilk önce onu tanıyamamıştı Adamın isminin Richard Trenton Chase olduğunu bildirdi

Kayıtlar Chase’ın terk edilen arabadan bir blok kadar uzakta oturduğunu ortaya çıkardı Polisler eve baskın yapınca Chase elinde karton bir kutuyla kaçmaya kalkıştı Üzerine atıldıkları zaman kutuyu onlara doğru attı ve içinden kanlı kağıtlar, bezler, Michael Ferreira’nın bezini tutturan çengelli iğne ve bebeğin beyin dokularının parçaları ortalığa saçıldı Sonunda yakalanınca üzerinde dolu bir tabanca ve Daniel Meredith’in Cüzdanı bulundu

Tahmin edildiği gibi Chase’in evi pislik yuvasıydı Kanlı bezler, pislikler her tarafa saçılmışt Buzdolabındaki yarım galonluk bir kabın içinde ceset parçaları ve beyin dokuları vardı Mutfaktaki üç blander’ın içindekiler Chase’ın kan içme isteğini karşılamaya çalıştığını gösteriyordu Kısa bir süre sonra Michael Ferreira’nın parçalanmış cesedi yakınlarda bulundu

Chase gözaltına alınınca, Therasa Wallin’in ilk kurbanı olmadığını açıkladı 28 Aralık 1977 günü, süper marketten dönen Ambrose Griffi, paketlerini evine taşırken Chase yanından kamyonuyla geçmiş ve iki el ateş etmişti Kurşunlardan biri göğsüne saplanan Griffin olay yerinde ölmüştü Kurşun incelenince Chase’in tabancasından çıktığı anlaşıldı

GARİP BİR GEÇMİŞ


Dedektifler Chase’ın Geçmişini araştırınca, uzmanların çıkardığı profilin gerçeğe ne denli yakın olduğu daha iyi anlaşıldı Yirmi yedi yaşındaki beyaz erkek, uzun yıllardır cinsel sorunlar yaşıyordu, fetiş soygunları yapmış ve uyuşturucu kullanmıştı Ayrıca alışılmadık yaşam biçimi bir işe girmesine olanak vermediği için evinde tek başına yaşıyor ve sosyal güvenlik parasıyla geçiniyordu

İç organlarının sürekli hareket ettiği ve kanını toz haline getirdiği fikrine takmıştı kafasını ve bunu önlemek için başkalarının kanını içmesi gerektiğine karar vermişti Böylesine garip davranışları sonucunda bir akıl hastanesine kapatılmıştı ve bahçedeki kuşların kafalarını koparıp yediğini gören iki görevli korkuyla istifa etmişti Chase’i iyi tanıyan insanların sürekli ısrarı sonunda bir psikiyatrist yatmadan tedavi görmesini önerince, 1977’de hastaneden çıkmış ve birkaç ay sonra cinayetler işlemeye başlamıştı

Dava sırasında Chase olup bitenle hiç ilgilenmedi ve altı kez birinci derece cinayetten suçlu bulunup ölüme mahkum edildi ve San Quentin Hapisanesi’ne gönderildi Kendisi gibi idamlarını bekleyen diğer mahkumların alay ve eziyetleri sonucunda aklının geri kalanını da kaçırdı “Psikotik, deli, sürekli olarak ehliyetsiz” olduğuna karar verilince akıl hastası suçluların tedavi gördüğü Vacaville’deki hastaneye yatırıldı Hastalığı gittikçe kötüledi ve 1980 Noeli’nde günlük ilaçlarından biriktirdiği sakinleştiricilerin hepsini birden yutarak kendisine eziyet eden şeytanları susturdu

Alıntı Yaparak Cevapla

Cinayetler Ve Katillerin Profil Analizleri

Eski 08-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cinayetler Ve Katillerin Profil Analizleri



Teşekkürler Dr Reid İlgiyle okudum
Dip Not: Beden Eğitimi dersi son derece önemli bir derstir Haftalık ders saatinin daha fazla olması gerekir Bu derste, öğrencilerin beyin vücut koordinasyonları gelişir, beyne oksijen gider, enerjilerini harcarlar, disipline olurlar, mutlu olurlar ve daha yüzlerce kazanımları olur Bu sayede ders başarısı da artar, algıları da gelişir, hayata karşı duyarlı bireyler olmaları da sağlanır Bu ders olmasaydı, çocukların tamamı mutsuz olurdu Mutsuz birey olmak, ardından başarısızlığı, robotlaşmayı, insan ilişkilerini sıfırlamayı ve pek çok olumsuzluğu beraberinde getirir Bilmem anlatabildim mi?

Alıntı Yaparak Cevapla

Cinayetler Ve Katillerin Profil Analizleri

Eski 08-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cinayetler Ve Katillerin Profil Analizleri



Dip Not: Beden Eğitimi dersi son derece önemli bir derstir Haftalık ders saatinin daha fazla olması gerekir Bu derste, öğrencilerin beyin vücut koordinasyonları gelişir, beyne oksijen gider, enerjilerini harcarlar, disipline olurlar, mutlu olurlar ve daha yüzlerce kazanımları olur Bu sayede ders başarısı da artar, algıları da gelişir, hayata karşı duyarlı bireyler olmaları da sağlanır Bu ders olmasaydı, çocukların tamamı mutsuz olurdu Mutsuz birey olmak, ardından başarısızlığı, robotlaşmayı, insan ilişkilerini sıfırlamayı ve pek çok olumsuzluğu beraberinde getirir Bilmem anlatabildim mi?


Dip notundan anladığım şey beden eğitimi öğretmeni olduğun Şaka bir yana haklısın ama asıl anlatmak istediğim beden eğitimiyle ilgili olmadığını anladığına eminim

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.