08-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kale İçi | Antalya
Kale İçi | Antalya

Kale İçi ve Yat Limanı

Deniz ve kara surları tarafından kuşatılan kent merkezine bugün "Kale İçi" denmektedir Kale İçi'nin sokakları ve yapıları Antalya tarihinin izlerini günümüze kadar getirmektedir Eski evlerin önemi sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda insanların yaşam şekli, davranışları, gelenekleri ve sosyal yönleri konusunda da çok yararlı bilgiler aktarmaktadır
Kale İçi'nin sokakları dardır Çoğunlukla limandan yukarılara doğru, dış surlar yönünde uzanırlar Evler sahiplerinin ekonomik güçleri ve kullanılış amaçlarına göre farklılık gösterebilmektedir Fakat ortak özellikleri çoktur Genellikle yığma taştan ve ağaç bağlantılı olarak yapılmışlardır Hepsinin bir sokak cephesi ve bir de sokak görmeyen bahçesi bulunur Sokağa bakan yüzde, ilk katta çok az pencere vardır Üst katta ise "Cumba" denilen ve hem ev, hem de sokak mimarisine uygun olarak yapılmış çıkmalar vardır Bu çıkmalar ağaç süslemelerle bezenmiştir Evlerin merkezini, zemin katta, bahçeye açılan ve taş zeminli "Taşlık"lar oluşturur Bu taşlıklarda ağaçtan dinlenme kanepeleri vardır
Buralardan zemin kattaki odalara geçilebildiği gibi, üst kata da bir merdivenle ulaşılır Zemin kat evin daha çok hizmet bölümüdür Depo, mutfak gibi görevi olan odalar buradadır Üst kat ise yaşam içindir Üst katın odalarının pencereleri daha büyük olduğundan dolayı daha aydınlıktır Çoğunlukla bu odalarda üst üste iki sıra pencere vardır Üst pencereler camsız olup ağaç kafeslerden oluşmakta, alt pencereler açılıp kapanabilir türdendir Cumbaların üst pencerelerinde küçük boyutta ve genellikle renkli camlar bulunur Kale içinde birçok ev aslına uygun restore edilmiştir Kale içi günümüzde, eğlence yerlerinin, pansiyonların, restoranların, hediyelik eşya satan dükkanların ve antika halı satan mağazaların bulunduğu eşsiz güzellikte bir turizm merkezi olmuştur
Antalya limanı bir zamanlar Türkiye'nin güney kıyısında Mersin'den sonra gemilerin yanaşabileceği ikinci limandı Bu gün ise bu limandan sadece yatlar yararlanmaktadır Kentin batısında yapılan Endüstri Limanı'nın çalışmaya başlaması ile eski limanın adı "Yat Limanı" olarak değişmiştir
Şehir Surları

Eski Antalya kenti, birisi deniz ve birisi de karadan olmak üzere at nalı şeklinde iki surla korunmaktaydı Ayrıca şehir içi yerleşim merkezlerini birbirinden ayıran duvarlar da vardı Dış surlarda çok sayıda ve elli adım aralıklarla kuleler bulunuyordu Antalya surlarının geçmişi antik çağlara kadar uzanır
Genellikle Helen devri temmelleri üzerine Romalı' lar tarafından yapılmış olup Selçuklu'lar devrinde genişletilmiş ya da onarılmıştır Duvarlarda çok sayıda antik özellik taşıyan taş bloklar kullanılmıştır XIX Yüzyılın sonlarına kadar neredeyse tamamı korunmuş haldeydi Günümüzde sadece kent içindeki bazı burçlar, Hadrian kapısı, Saat kulesi, Hıdırlık kulesi ve bazı duvar kalıntıları varlığını korumaktadır
Hadrian Kapısı

Antalyada'ki tarihi yapılardan en iyi korunmuşlarından birisidir Bir Roma eseri olan yapı, İ S 130 yılında Roma İmparatoru Hadrian adına yapılmıştır Zamanla şehir surları kapının dış kısmını kapatmış ve kapı uzun yıllar kullanılmamıştır Eserin günümüze değin yıkılmadan gelebilmesinin bir nedeni belki de budur Sur kalıntılarının yıkılması ile kapı ortaya çıkarılmıştır Pamfilya'nın en güzel kapısı olarak kabul edilmektedir Üst kısımları kubbe şeklinde üç açıklık vardır Sütunları hariç tamamen beyaz mermerden yapılmıştır Oyma ve kabartma süslemeleri çok güzeldir Kapının orjinali iki katlıdır Üst kat hakkında yeterli bilgimiz yoktur
Kapının iki tarafında, kapı ile aynı zamanda yapılmadığı bilinen iki kule vardır Bunlardan güneydeki Julia Sancta kulesi olarak bilinir ve bir Hadrian devri eseridir Süslemesiz blok taşlardan yapılmıştır Kuzeydekinin ise alt kısımları antik çağa ait olup üst kısmı Selçuklu'lar zamanından kalmadır
Kapının önünde durup birkaç saniyelik bir değerlendirme yapınız Bir yanda modern Antalya'nın çift sıra palmiyelerle ikiye ayrılmış Atatürk Caddesi Kapının arkasında ise eski Antalya, geçmişle günümüz arasında Pamfilya'nın en güzel kapısı Bu kapının iki yanında ise iki ayrı çağ ve medeniyetin eseri kuleler Çağlar ve medeniyetlerin uyum içinde birbiri ile kaynaşması Bu durum Antalya'nın pek çok yerinde görülebilen ilginç bir özelliktir
Hıdırlık Kulesi
Kara surlarının en güneydeki başlangıç noktasında bulunan alt kısmı kare, üst kısmı silindir şeklinde olan bir kuledir Antik çağdan kalma bir yapı olup, içinde kare şeklinde büyük bir kütle vardır Kulenin yapısı son derece sağlamdır İç yapısının özelliği nedeni ile savunma amacıyla kullanılan ya da işaret ateşi yakılan bir yer olduğu sanılmaktadır
Kesik Minare Camii
Yapı elemanları incelendiğinde camiinin geçmişinin İ S II yüzyıla kadar uzandığı görülür Bulgular yapının, İ S V yüzyılda mevcut antik bir tapınak üzerine Bazilika olarak yapıldığını göstermektedir II Beyazid'in oğlu Sultan Korkud tarafından cami'ye çevrilmiş ve yapıya bir minare eklenmiştir Minare'nin ağaç kısmı XIX yüzyılda çıkan bir yangında yanmış ve ozamandan beri Kesik Minare adı yerleşmiştir Halen harap bir durumda olan eser kullanılmamaktadır Fakat ziyaretçilere aynı yapı içinde Antik Bizans ve Selçuklu yapı unsurlarını sunma yönünde eşine ender rastlanır bir kalıntı olarak hizmet vermeye devam etmektedir
Yivli Minare ve Külliyesi

Kale kapısı semtinde bulunan ve çok sayıda Selçuklu yapıtından oluşan eserler topluluğudur Külliye'de bulunan yapılar şunlardır: Yivli Minare, Yivli Camii, Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi, Selçuklu Medresesi, Mevlevihane, Zincirkıran Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi
Yivli Minare: Antalya'daki ilk islam yapılarındandır XIII yüzyıla ait bir Selçuklu eseridir Kaidesi kesme taştandır Gövde kısmı tuğla ve firuze renkli çinilerden yapılmıştır 8 Yivlidir Minare günümüzde Antalya kentinin sembolü durumuna gelmiştir Yüksekliği 38 m olup 90 basamaklı bir merdiven ile çıkılmaktadır
Yivli Minare Camii: Yivli Minare'nin hemen batısındadır Anadolu çok kubbeli camii türünün en eski örneğidir Yarım küre şeklinde 6 adet kubbe ile örtülüdür 1372 yılında Balaban Tavşi'ye yaptırılmıştır Yapısında diğer elemanların yanı sıra antik kalıntılardan yararlanıldığı da görülmektedir
Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi: Atabey Armağan tarafından 1239 tarihinde, Gıyaseddin Keyhüsrev adına yaptırılmıştır Bu eserin kapısının karşısında bir XIII yüzyıl yapıtı olduğu sanılan Selçuklu Medresesi kalıntıları vardır
Zincirkıran Türbesi: Yivli Minare'nin kuzeyinde ve üst bahçededir Şekil olarak Selçuklu tarzındadır Fakat dış yüzeyinin sade olması, pencerelerinin bulunması, içindeki mezarlığın aşağı seviyede olması özellikleri ile Osmanlı Türbeleri karakterini taşır 1377 yılında yaptırılmış olup 3 adet mezarı korumaktadır
Nigar Hatun Türbesi: Yivli Camii'nin kuzeyindedir Altıgen bir plan üzerine yapılan Türbe'nin sade bir görünümü vardır Selçuklu tarzında olan Türbe 1502 yılından kalmadır
Zincirkıran Türbesi'nin batısında bulunan yapı Mevlevihane olup Alaeddin Keykubat tarafından 1225 yılında yaptırıldığı sanılmaktadır Kitabesi kaybolmuştur Onarım görmüştür Günümüzde güzel sanatlar galerisi olarak kullanılmaktadır
İskele Camii
Yat Limanı'nda bulunan küçük ve şirin bir camiidir Ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Kale içi restorasyon çalışmaları sırasında yeniden düzenlenmiştir
Kale Kapısı ve Saat Kulesi

Kale İçi Evleri
|
|
|