Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
haliç, tünelinde, zaman

Zaman Tünelinde Haliç

Eski 08-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Zaman Tünelinde Haliç





Bir zamanların gözdesi Haliç'in, "kontrolsüzce büyüyen ve arsızca sanayileşen İstanbul"da dünden bugüne evrimi




Haliç, tartışmasız İstanbul'un en özel yerlerinden biridir: Sesleri, görüntüsü ve hatta gürültüsüyle, masalsı bir perde açar karşınızda O perdeye sadece bugünün değil, geçmişin renkleri, yüzleri yansır; öyküleri, efsaneleri canlanır Dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Haliç, ilkçağlarda Altın Boynuz (khrysokeras)olarak anılır







Başlangıç Noktası
Fotoğraf : Murat Türemiş
Yeni Cami'nin minaresinden görünen Galata Köprüsü ve Karaköy, Haliç'in başlangıç noktası
Burası aynı zamanda yurt dışından deniz yoluyla gelen ziyaretçilerin İstanbul'a giriş kapısı




Strabon, akıntının palamutları sürü halinde Haliç'e girmeye zorladığını ve dar alanlarda elle bile yakalandıklarını aktarır Antik çağda sıkça görülen, içi meyve dolu bereket boynuzu (cornucopiae), Byzantion'da içi palamut dolu bereket boynuzu olarak görülür "Eskiçağ'da İstanbul" kitabının yazarı ProfDr Oğuz Tekin palamutların burada altın olarak sembolize edildiğini belirtir Nitekim, Byzantion'un sikkelerinde de balık bolluğuna işaret eden palamut betimleri bulunur







Eyüp Mezarlığı
Fotoğraf : Murat Düzyol

Eyüp Mezarlığı'nda yakınları için dua ederlerken arkalarından geçen teleferik,
yolcularını Piyer Loti tepesine ulaştırıyor




Yaşlı Plinius da, "Altın Boynuz" adının Haliç'teki palamut bereketinden kaynaklandığını anlatır: " Trakya Boğazı'nda (İstanbul Boğazı), Avrupa ve Asya'yı ayıran Boğaz'ın en dar yerinde, Asya yakasındaki Khalkedon (Kadıköy) yakınında dipten yüzeye doğru, suyun arasından parıldayan şahane beyazlıkta bir kaya vardır Palamutlar bu kayayı birdenbire karşılarında görünce her zaman ürkerler Sürü halinde dosdoğru karşı taraftaki Byzantion burnuna (Haliç) yönelirler Buranın Altın Boynuz olarak anılmasının nedeni de budur Sonunda tümü Byzantion'da yakalanır"







Gözde konaklar
Fotoğraf : Murat Türemiş
Sütlüce'de onarım gören konaklar emlak piyasasının gözdeleri arasında yer alıyor




Haliç'in dahil olduğu İstanbul Boğazı efsanesi ise tanrılar katında Zeus ile Argos kralı Inakhos'un kızı Io arasında yaşanan yasak aşktan doğar Efsaneye göre, Io'yu karısının öfkesinden korumak isteyen Zeus, onu beyaz bir inek şekline sokar Bunu öğrenen Hera da Io'ya bir atsineği musallat eder İ nek deli gibi koşmaya başlar; kıtalar aşar Peşindeki sinekten kurtulmak için kıtadan kıtaya atlarken İstanbul Boğazı'ndan da geçer Ve nitekim, "bosphoros" kelimesi de Yunanca'da "inek geçidi" anlamına gelir

Haliç için kullanılan "Altın Boynuz" adı Batılı dillere aynı anlamıyla aktarılırken, Osmanlılar ve Araplar bu koya Haliç adını vermişlerdi







Minyatür Parkı
Fotoğraf : Murat Türemiş

Ayasofya Müzesi (arkada) gibi Türkiye ve Osmanlı coğrafyası içinde yer alan 106 eserin maketinin
yer aldığı Miniatürk'ü bugüne kadar ziyaret edenlerin sayısı 2,5 milyonu buldu




Galata Köprüsü'nden Alibeyköy ve Kağıthane derelerinin ağzına kadar 6,7 kilometre uzunluğunda, kimi yerde 130 kimi yerde ise 730 metre genişliğindeki bu derin koy asırlar boyunca en güvenli limanlardan biri ve Doğu'nun en önemli ticaret merkezleri arasında sayıldı O tarihlerde bu coğrafyada seyahat eden gezginler Haliç'i bir "kayık ormanı"na benzetiyordu







Tarihi Tersane
Fotoğraf : Murat Türemiş

Yaklaşık 500 yıldır gemi inşaatının devam ettiği Haliç tersanesinin
Osmanlı döneminde yapılmış havuzlarında ustalar vapurları onarımdan geçiriyor




14 yüzyıl seyyahlarından İbn Battuta Seyahatnamesi'nde Haliç'i ve sularında demirlemiş teknelerin kalabalığını, "Limanında demirlemiş kadırgalar, kalyonlar, büyüklü küçüklü kayıkların sayısı o kadar çok ki, direkleri bir orman gibi görüşü engelliyor Bu teknelerin onarımları da kıyıdaki çekek yerlerinde yapılıyor, gemicilerin her türlü ihtiyaçları da orada sağlanıyor" diye tarif ediyordu O dönemlerde Çin'den, Mağrip'ten, Ceneviz ve Venedik'ten, pek çok farklı milliyetten tacirler, gemiciler, gezginler sahili dolduruyor; kürkler, ham ipekler, mücevherler, baharatlar, çuvallar ve sandıklar içinde, batıdan doğuya, kuzeyden güneye giden gemilere yükleniyordu


































Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.