Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dede, korkut

Dede Korkut

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dede Korkut



Dede Korkut




Büyük Türk destan bilgesi Dede Korkut'un kişiliği üzerinde bilgilerimiz yetersiz kalıyor Korkut-Ata adıyla da tanınan Dede Korkut, söylentilere göre Oğuzların Bayat Boyundan Kara Hoca’nın oğludur

Onun, IX ve XI yüzyıllar arasında Türkistan'da Sir-Derya nehrinin Aral Gölüne döküldüğü yerde doğduğu, Ürgeç Dede adında bir oğlu olduğu, Oğuz Türklerinden büyük saygı gördüğü, bu bölgelerde hüküm süren Türk hakanlarına akıl hocalığı ve danışmanlık ettiği destanlarından anlaşılmaktadır

Dede Korkut'un Türkler arasında, ağızdan ağıza, dilden dile dolaşan destan niteliğindeki hikâyeleri XV yüzyılda Akkoyunlu'lar devrinde Dede Korkut Kitabı adıyla bir kitapta toplanmış, böylelikle sözden yazıya dökülmüştür Destan derleyicisi, Dede Korkut kitabının önsözünde Dede Korkut hakkında şu bilgileri verir ve onun ağzından şu öğütlerde bulunur:

(Bayat Boyundan Korkut Ata derler bir er ortaya çıktı O kişi, Oğuz'un tam bilicisi idi Ne derse olurdu Gaipten türlü haber söylerdi)

(Korkut Ata Oğuz Kavminin her müşkülünü hallederdi Her ne iş olsa Korkut Ata'ya danışmayınca yapmazlardı Her ne ki buyursa kabul ederlerdi Sözünü tutup tamam ederlerdi)

(Dede Korkut söylemiş: Lapa lapa karlar yağsa yaza kalmaz, yapağılı yeşil çimen güze kalmaz Eski pamuk bez olmaz, eski düşman dost olmaz Kara koç ata kıymayınca yol alınmaz, kara çelik öz kılıcı çalmayınca hasım dönmez, er malına kıymayınca adı çıkmaz Kız anadan görmeyince öğüt almaz, oğul babadan görmeyince sofra çekmez Oğul babanın yerine yetişenidir, iki gözünün biridir Devletli oğul olsa ocağının korudur)

(Dede Korkut bir daha söylemiş: Sert yürürken cins bir ata nâmert yiğit binemez, binince binmese daha iyi Çalıp keser öz kılıcı nâmertler çalınca çalmasa daha iyi Çala bilen yiğide, ok'la kılıçtan bir çomak daha iyi Konuğu olmayan kara evler yıkılsa daha iyi Atın yemediği acı otlar bitmese daha iyi İnsanın içmediği acı sular sızmasa daha iyi)

Dede Korkut'un kitabında on iki destan var Bu destanlar, Türk dilinin en güzel örnekleri olduğu gibi, Türk ruhuna, Türk düşüncesine ışık tutan en açık belgelerdir

Dede Korkut, Oğuz Türklerini, onların inanışlarını, yaşayışlarını, gelenek ve göreneklerini, yiğitliklerini, sağlam karakteri ve ahlâkını, ruh enginliğini, saf, arı-duru bir Türkçe ile dile getirir Destanlarındaki şiirlerinde, çalınan kopuzların kıvrak ritmi, yanık havası vardır

Bamsı Beyrek Destanı'nda Bey Beyrek’in ardından yavuklusu Banu Çiçek şöyle seslenir;

Vay al duvağımın sahibi,
Vay alnımın başımın umudu
Vay şah yiğidim, şahbaz yiğidim,
Doyuncaya dek yüzüne bakamadığım
Han yiğit
Göz açıp ta gördüğüm,
Gönül ile sevdiğim,
Bir yastığa baş koyduğum
Yolunda öldüğüm, kurban olduğum
Can yiğit

Dede Korkut destanlarının kahramanları, iyiliği ve doğruluğu öğütler Güçsüzlerin, çaresizlerin, her zaman yanındadır Hile-hurda bilmezler, tok sözlü, sözlerinin eridirler Türk milletinin birlik ve beraberliğini, millî dayanışmayı, el ele tutuşmayı telkin eder

Yüzyıllar boyu, heyecanla okunan bu eserdeki destanlar, Doğu ve Orta Anadolu'da, çeşitli varyantları ile yaşamıştır Anadolu'nun birçok bölgelerinde, halk arasında söylenen, kuşaktan kuşağa aktarılan hikâye ve destanlarda Dede Korkut'un izleri ve büyük etkileri vardır

Millî Destanımızın ana kaynağı olan Dede Korkut Kitabı’nın bugün elde, biri Dresden'de, öteki Vatikan'da olmak üzere, iki yazma nüshası vardır Bu yazma eserlere dayanarak Dede Korkut Kitabı, memleketimizde birkaç kez basıldığı gibi, birçok yabancı memleketlerde çeşitli dillere de çevrilmiştir

Alıntıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Dede Korkut

Eski 08-03-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dede Korkut



Türklerin masalcı dedesi! Türk'ün geleneklerini, göreneklerini, âdetlerini, inançlarını, başka uluslardan farklarını velhasıl sosyal karakterini masallarına işleyen, onu günümüze kadar güzel bir üslup içinde yaşatarak getiren büyük sanatçı!

Ne doğduğu yıl bellidir, ne de öldüğü yıl Hatta yaşadığı yüzyıl bile tartışmalıdır Masallara karışmış bir masalcıdır Dede Korkut Ama canlıdır Nesre benzeyen şiiri, şiire benzeyen nesriyle bezeli hikâyeleri, günümüzde yazılanlardan bile daha diri, daha hayata yakındır


Kesin Olarak Ne Zaman Yaşadığı Bilinmemektedir



Bazı araştırmacılar, Hz Peygamberin çağında yaşadığını söylerler ve eserleri içinde, bu fikirlerini destekleyen bölümler gösterirler Bazı araştırmacılar, Uzun Hasan döneminde yaşadığını savunurlar ve eserlerinde, Uzun Hasan'ın yaptığı savaşları ve savaştığı kavimleri düşüncelerine kanıt olarak gösterirler Bazı araştırmacılar da Oğuz Türklerinin masalcı ve destancısı olduğuna inanır Bu düşüncede olanlar, bugün elimizde mevcut 12 destan-hikâyesinden, kendi fikirlerini ispat edecek belgeyi bol bol bulurlar

Eğer bir sanat eseri, her çağın insanlarının hayatlarına, düşüncelerine denk düşüyorsa, ölümsüz demektir Dede Korkut destan-masalları, böylece gerçek bir sanat eseri olduklarını çağımıza kadar tazeliğini yitirmeden gelmeleriyle ispatlamışlardır

Pertev Naili Boratav, Dede Korkut Masalları için İslâm Ansiklopedisi’ne yazdığı makalede, bu masalların 15 yüzyıla kadar sözlü aktarmalarla geldiğini ve 15 yüzyılın ikinci yarısında Akkoyunlular tarafından yazıya geçirildiğini hatırlattıktan sonra, elimizde mevcut metinlerde iki ayrı dönemin olayları bulunduğunu işaret ediyor


Dede Korkut Masallarını Bir Akkoyunlu Ozan Ele Almıştır


Oğuz Türklerinin Sir-Derya kuzeyindeki (vatanlarında 9-11 yüzyıllar arasında ge-çirdikleri hayatları, bu masal - destanlara yansımıştır Birde bu masal - destanlar, yazıya geçirildikleri 15 yüzyılın Akkoyunlu beyliğinde oluşmuş olayları kapsamaktadır Dede Korkut masallarının temeli, Oğuz Türklerinin hayatları üzerine oturtulmuştur ve bu dönemin örf, adet, gelenek ve yaşayış biçimlerini yansıtır ama aynı gelenek ve görenekleri yaşayışlarında sürdüren Akkoyunlular, masalları yazılı biçime sokarken, bazı hikâyeleri, o günlerin olayları üzerine oturtarak adapte etmişlerdir

Dede Korkut masallarını kaleme alan Akkoyunlu Ozan, herhalde yüksek bir edebî bilgiye ve maharete sahipti Belki kendi düşüncelerini de bu masallara katarak onları zenginleştirmiş, âdeta yeniden hayata kavuşturmuştur Vatikan Kitaplığı’ndaki en eski nüshasında "Korkut Ata Ağzından, Ozan Aydur" kaydının bulunması bunun kanıtıdır

Dede Korkut'un hayatı üzerinde kurulmuş bir efsaneye göre, Dede Korkut, Afrika taraflarında doğmuş, yaşamış ve günün birinde kendisine bir mezar kazıldığını görmüştür Ölümden kim korkmaz! Dede Korkut da bu mezardan ve mezar kazıcılarından kurtulmak için diyar diyar kaçmış, her gittiği yerde mezarını ve kazıcılarını kendisini bekler görünce daha da uzaklara gitmiş ve sonunda Sir-Derya nehrinin ağzına yakın bir yere gelip hırkasını suya yatırmış ve burada tam yüz yıl yaşamış

Bazı önsözlerde, Dede Korkut'un Peygambere elçi gönderildiği yazılıdır Bu eklemelerin, Türklerin İslâmiyet’i kabul ettikleri yıllarda yapıldığı sanılıyor


Dede Korkut'un Günümüze Kadar 12 Hikayesi Gelmiştir

Dede Korkut, Oğuz Türklerinin "bilicisi" olarak tanınır Nitekim kendisi: "Oğuz halkının başına hayır gelesini, şer gelesini dedim" diyerek, söylediği hikmetlerle Oğuz Türklerine yol gösterdiğini açıklıyor ve bir Şaman olması ihtimalini kuvvetlendiriyor Şamanlar, aynı zamanda ozan oluyorlar, geçmiş zamanların hikâyelerini anlatıyorlar, gelecekten haber veriyorlardı


Dede Korkut'un günümüze kadar gelen 12 hikâyesi şunlardır:

01—Derse Han oğlu Boğaç
02—Salur Kazan'ın evinin yağmalanması
03—Bay Büre beğ oğlu Bamsi Beyrek
04—Kazan oğlu Uruz'un tutsak olması
05—Deli Dumrul
06—Kazılık Koca oğlu Yeğenek
07—Kanlı Koca oğlu Kan Turalı
08—Depe-Göz
09—Beğil oğlu İmren
10—Uşun Koca oğlu Zegrek
11—Salur Kazan'ın tutsak olması
12—İç-oğuza, Taş-oğuzun başkaldırması


Bu hikâyelerin 8 tanesi, iç ve dış savaşlara aittir 2 tanesi aşk macerasını dile getirir 2 tanesi de mitolojiktir Fakat hepsi birden, Türk dünyasını en gerçek biçimde yansıtır Üstün bir anlatım gücü, destansı bir üslup, yaşayan diri bir Türkçe ile Türk soyunun kahramanlığı, uygarlığı, ahlakı, dinî gelenekleri ve yaşamları dile getirilir Türk mitolojisinin kaynağı Dede Korkut masalları, destanlarıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.