|
|||||||
![]() |
|
|
Konu Araçları |
| ahmet, atatürkü, bilinskialfred, bilinsky, davet, düelloya, eden, paşa, rüstem |
Atatürk'ü Düelloya Davet Eden Paşa | Ahmet Rüstem Bilinski(Alfred Bilinsky) |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk'ü Düelloya Davet Eden Paşa | Ahmet Rüstem Bilinski(Alfred Bilinsky)Atatürk'ü Düelloya Davet Eden Paşa Ahmet Rüstem Bilinski (Alfred Bilinsky) ![]() Ahmet Rüstem Bey (d 1862 - ö 1935), veya doğumundaki adı ile Alfred Bilinsky, Polonyalı ve İngiliz kökenli Türk diplomat, siyaset adamı, gazeteci, yazar![]() Osmanlı Devleti'nin ilk Vaşington Büyükelçiliğini ve TBMM 1 Dönem'de milletvekilliği yapmıştır![]() 1848 Devrimlerine katılmış, sonradan Osmanlı İmparatorluğu'na iltica ederek ve Müslümanlığı kabul ederek Sadrettin Nihat (Sadrettin Nihat Paşa) adını alan ve Osmanlı hizmetine giren Polonyalı bir babanın ve İngiliz bir annenin oğlu olarak 1862'de Midilli'de doğdu ![]() ![]() ![]() ![]() Hariciye Kariyeri 1882'de Hariciye Nezareti'ndeki kariyerine başladı ve Osmanlı Devletinin Bulgaristan Komiserliği'ne Fransızca mütercimi olarak atandı Bu dönemde kendisi de Müslüman olmayı seçti ve adını Ahmet Rüstem olarak değiştirdi Atina, Londra ve Bükreş sefaretlerinde görevlerden sonra 1886'da ABD'ye konsolos olarak atandı Oradaki meslektaşlarının yolsuzluklarını Bâb-ı Âli'ye şikayet etti Şikayeti dikkate alınmayınca istifa edip Londra'ya geçti (1903) Oradan İskenderiye'ye geçip 1908'e kadar Mısır'da gazetecilik yaptı 1909'da ABD'ye maslahatgüzar olarak gönderildi Ertesi yıl Paris elçiliğindeki bir yolsuzluğu soruşturmakla görevlendirildi 1911'de Çetine (Karadağ) Büyükelçisi olarak görevlendirildi 1912'de Balkan Savaşı çıkınca er olarak Osmanlı ordusuna gönüllü yazıldı Son olarak 1914'te Vaşington Büyükelçiliğine atandı![]() ![]() ![]() ![]() Washington Büyükelçiliği Vashington'daki daha önceki Osmanlı sefirleri "orta elçi" statüsünde olduklarından Türkiye'nin ilk A B D büyükelçisi Ahmet Rüstem Bey'dir 24 Haziran 1914'de başlayan görevi 9 Ekim'de A B D 'den ayrılmasıyla son bulmuştur![]() Ahmet Rüstem Bey ABD'de bulunduğu dönemde Osmanlı İmparatorluğu aleyhine ABD basınında yürütülmekte olan propaganda kampanyasına karşı yoğun bir mücadele verdi Ermeni Tehciri konusundaki yayınlara karşı, gazetelere gönderdiği yazılar ve verdiği demeçlerde Britanya'nin ve Fransa'nın sömürgelerinde yerlilere, Çarlık Rusyası ve Avusturya'da azınlıklara karşı uygulanan baskı ve işkencelerden örnekler verdi Bizzat ABD'nin zencilere karşı tutumuna, Filipinlerde halka yaptığı baskıya dikkat çekti Özellikle o dönemde Filipinlerde olağan bir ceza yöntemi olarak uygulanan ve ABD gündeminde tartışmalara neden olan "su işkencesi" (water torture) metodları üzerinde durdu Türkiye'de bunların yaşanmadığı belirtti![]() Girişimleri dönemin ABD Başkanı Woodrow Wilson'u ve ABD yönetimini kızdırdı ABD Dışişleri Bakanlığı Ahmet Rüstem Bey'in özür dilemesini istedi Osmanlı Devletinin onurunu korumak için özür istemini reddeden AhmetRüstem Bey, ABD tarafından "istenmeyen kişi" (persona non grata) ilan edildi ve ABD'yi terk etmesi istendi![]() ![]() ![]() ![]() Kurtuluş Savaşı İstanbul'a döndükten sonra Adana Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinde görev aldı Çağrılmış olmadığı halde Sivas Kongresi'ne katıldı Mustafa Kemal Paşa'nın dış siyaset danışmanlığını üstlendi Heyet-i Temsiliye danışmanı ve çevirmeni olarak Fransa temsilcileri ve Amerikalı General Harford ile yapılan görüşmelere katıldı Sivas'ta kolordu komutanları toplantısından sonra hazırlanan tutanağı o da imzaladı Mustafa Kemal ile birlikte Ankara'ya geldi Meclis-i Mebusan seçimlerinde Ankara milletvekili seçilerek İstanbul'da Meclis-i Mebusan'a katıldı Meclis-i Mebusan İstanbul'un işgali ile dağıtılınca Ankara'ya dönerek TBMM'ye girdi![]() Mustafa Kemal Paşa ve Kurtuluş Savaşı'nda yer almış birkaç kişi ile birlikte Nemrut Mustafa Divanı olarak anılan İstanbul'da kurulmuş Divan-ı Harp tarafından idama mahkûm edilenler arasında Ahmet Rüstem de bulunmaktadır 9 Eylül 1920'de milletvekilliğinden ayrılarak Avrupa'ya gitti Mustafa Kemal Paşa'nın önerisiyle kendisine milletvekili maaşına denk bir maaş bağlandı 1935 yılında 73 yaşında ölünceye kadar bu 150 liralık maaş ile geçindi Bu arada Türkçe dışında altı dil bilmenin avantajını kullanarak, yurt dışında da Avrupa gazetelerine Kurtuluş Savaşı'nı ve Türkiye Cumhuriyeti'ni savunan yazılar yazmayı sürdürdü![]() Heyecanlı mizacı ile tanınmıştı Çankaya Köşkü sofrasındaki bir tartışma nedeniyle, Atatürk'ü düelloya davet etmiş tek kişidir![]() ![]() ![]() ![]() Eserleri
![]() ![]() ![]() |
|
Atatürk'ü Düelloya Davet Eden Paşa | Ahmet Rüstem Bilinski(Alfred Bilinsky) |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk'ü Düelloya Davet Eden Paşa | Ahmet Rüstem Bilinski(Alfred Bilinsky)İşte Düello Olayının Detayları ![]() Milli mücadelenin sır isimlerinden Ahmet Rüstem Bey: "Paşa'yı düelloya davet etmek ve bu suretle haysiyetimi muhafaza etmek mecburiyetindeyim Sizi vekil tayin ediyorum Paşa'ya bildiriniz öleceğim veya yaralanacağım "Mustafa Kemal'in sofra arkadaşı olan Rüstem Bey, Atatürk'ün sigara uyarısı üzerine düello kararını alıyor ![]() Atatürk'e herhangi bir düşmanlığı yoktu Tersine, İstanbul'dan Ankara'ya geçip, milli mücadeleye katıldı Paşa'nın en yakınında yer aldı O akşam aynı sofrada yemek yedi Ardından Mustafa Kemal 'i düelloya davet etti Üstelik, aşırı içip sarhoş olmuş filan da değildi O kişi, babası Polonyalı, annesi İngiliz , asıl adı Alfred Bielinski olan Ahmet Rüstem Bey Son derece değişik, sıra dışı bir insan Osmanlı'nın Washington Büyükelçiliği görevini yürütürken ABD Başkanı Wilson'a "İ ![]() ![]() " diyecek kadar pervasız bir isim![]() Atatürk'ün Dış Politika Danışmanı Kendisini, Dr Şenol Kantarcı'nın "Ahmet Rüstem Bey" isimli kitabından tanıdım Milli Mücadele'nin istisna simalarından biri İstanbul'un işgali üzerine Ankara'ya geçiyor Atatürk'ün Dış Politika Danışmanı ve TBMM Ankara Mebusu olarak görev yapıyor İstanbul Hükümeti tarafından idama mahkûm ediliyor Milli menfaatler konusunda tavizsiz bir tutum sergiliyor Atatürk, kendisi ile Sivas'a görüşmeye gelen Suriye'deki Fransız Yüksek Komiseri'nin temsilcisi Mösyö Briand'a, Adana, Antep, Urfa ve Maraş gibi vatan topraklarından vazgeçilmeyeceğini anlatırken, O daha da ileri gidiyor Mösyö Briand'a, "Sizin Suriye'de ne işiniz var?" diyor: - Biran önce o toprakları tahliye edin ![]() * * * Şimdi gelelim düello konusuna ![]() ![]() Bir gün yemekte et yenildikten sonra Mustafa Kemal'in karşısında oturan Rüstem Bey sigara yakıyor Mustafa Kemal müdahale ediyor:Sofrada Sigara Uyrısı - Acele etmeyin, yemek devam edecek ![]() Aynı masada oturan Mazhar Müfit'in anlatımına göre Rüstem Bey, Paşa'ya sert bir şekilde cevap veriyor: - Sizden müsaade almadan sigara içmeyi adaba aykırı görerek bana ihtarda bulunuyorsunuz Yemek arasında hep sigara içilirken, bugün neden ayrıca müsaade almama lüzum görüyorsunuz?Mustafa Kemal, yumuşak bir ses tonuyla Rüstem Bey'i sakinleştirmek istiyor: - Yemek arasında sigara içilmesini, iştihamızın kapanması ve az yemek yememiz için usul haline getirmiştik Oysa, bugün etten başka helvamız da var O yüzden sigara içmekte acele etmemenizi söyledim Aldığı cevap Ahmet Rüstem'i tatmin etmiyor Hiddetle kalkarak sofrayı terk ediyor Dönem, Milli Mücadele yılları Anadolu'da sıkıntı diz boyu Sofra, Atatürk'ün sofrası da olsa, orada bakanlar ve milletvekilleri de bulunsa, genellikle tek çeşit yemek yeniyor Masadan yarı aç, yarı tok kalkılıyor Ama, o gün Atatürk'ün bir sürprizi var Et yemeğinden sonra helva da gelecek Bu sürprizi örtülü olarak anlatmak için "sigara içilmekte acele edilmemesini" istiyor Ahmet Rüstem Bey ise bu uyarıyla kendisini aşağılanmış hissediyor! * * * Mazhar Müfit, odasına gittiğinde, Ahmet Rüstem Bey'i bir kağıda resimler yapıp çizgiler çizerken buluyor Ahmet Rüstem, "Bu işin şakası yok" diyor: Paşa'yı Düelloya Davet Ediyorum - On beş kişilik bir sofrada beni adaptan habersiz bir insan gibi aşağıladı Şimdi, Paşa'yı düelloya davet etmek ve bu suretle haysiyetimi muhafaza etmek mecburiyetindeyim Sizi vekil tayin ediyorum Paşa'ya bildiriniz Mazhar Müfit hayretle soruyor: - Düelloya mı? Paşa'yı öldürmek mi istiyorsunuz? "Hayır" cevabını alıyor: - Bilakis, ben ona zarar vermeyeceğim Ben öleceğim veya yaralanacağım Bu suretle haysiyetimi muhafaza edeceğim Silahı Paşa seçsin Talep, Mustafa Kemal'e aktarılıyor O da çevresindekilerin kahkahaları arasında "modern bir silah" tercih ediyor: - Süpürge sopası Ahmet Rüstem Bey, bir süre daha direniyor, günlerce ortalıkta görünmüyor Ardından da vaziyet eski halini alıyor Mustafa Kemal'le dirsek teması hep sürüyor Yurt dışına giriyor, yine önemli görevlerde bulunuyor Milli Mücadele'ye destek veriyor Şimdi düşünüyorum da! ![]() Acaba bugün kaç kişi Ahmet Rüstem gibi davranır? Zedelendiğini düşündüğü haysiyetini korumak için kaç kişi ölmeyi göze alabilir? Mutlaka vardır, ama ortalık genellikle yüzüne tükürülse "Yarabbi Şükür" diyecek adamlarla dolu! Emin Pazarcı |
|
|
|