08-03-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk Ve Kubilay Olayı

Kubilay Olayı
Gericiler memleketin her tarafından kışkırtmalar yapmaktan geri kalmıyordu Değişik yerlerden gelen haberlerden, alınan tedbirlerle olayların büyümeden durdurulduğu anlaşılıyordu
23 Aralık 1930 günü, Erenköylü Derviş Mehmet altı arkadaşıyla beraber Menemen hükümet konağına gelerek, "Ben mehdiyim, dinimiz mahvoluyor, şeriatı kurtarmaya geldim" diye bağırmaya başlamıştı Halkı şeriat için bir bayrak altında toplamaya davet ediyordu Büyük bir kalabalık tekbirler getirerek toplanmaya başlamıştı Menemen'de yedek subaylığını yapmakta olan öğretmen "Kubilay" bu olaya mani olmaya kalkışınca, Derviş Mehmet ve arkadaşları kendisini yere yatırmışlar ve Derviş'in elindeki bıçakla başını keserek vücudundan ayırmışlardı Orada bulunan 1500 kadar Menemenliden hiç kimse mani olmaya çalışmamış, bilakis tekbirler getirerek bu haince hareketi desteklemişlerdi Derviş Mehmet, Kubilay'ın başını kestikten sonra, kanını içmek helaldir diyerek avucuna aldığı kanı içmişti Sonra kesik baş bir kazığa saplanarak halka gösterilmişti Bu arada meydana yetişen bir bekçi ile jandarma askerini de öldürmüşlerdi
Bu haber Ankara'da bir bomba tesiri yaptı Derhal Köşke çağırıldım Mustafa Kemal Paşa görülmemiş şekilde kızgın, üzgün ve heyecanlıydı Başvekil İsmet Paşa, Milli Müdafaa Vekili Zekai Bey ( Apaydın ), Ordu Müfettişi Fahrettin Paşa ( Altay ) da Köşke geldiler Mustafa Kemal Paşa, çok sinirli bir durumda söze başladı: "Bu ne haldir, mürteciler hükümet meydanında ordunun subayını din adına boğazlayabiliyorlar Binlerce Menemenliden kimse çıkıp mani olmuyor, bilakis tekbirlerle teşvik ediyorlar Yunan idaresi altındayken bu hainler neredeydiler? Onların namusunu ve dinini kurtaran ordunun bir subayına reva gördükleri bu saldırının cezasını yalnız hain katiller değil, hepsi en ağır şekilde çekmelidir Bu Cumhuriyet'i ve bizim başımızı kesmektir Bundan bütün Menemen sorumludur Bu kasaba "Vilmodit" ilan edilmeye müstahak olmuştur
Fransızca olan "Ville Maudite" kelimesinin karşılığı cezalandırılmış şehirdir Vilmodit kasaba demek; o kasabanın bütün halkı şehir dışına çıkarılır, aileler, birer ikişer memleketin başka şehirlerine dağıtılır, tam boşaltılmış şehir tümüyle yakılır, bugünkü ve yarınki nesillere ibret olmak üzere hükümet meydanına büyük bir siyah taş, sütun olarak dikilir
Derhal harekete geçmeliyi, dedi Cevaplarımızı bekliyordu, yalnız itiraz dinlemeye tahammülü olmadığı anlaşılıyordu Vakit kazanmak ve havayı biraz yumuşatmak düşüncesiyle, "Acaba ayrıntılı raporların gelmesini beklesek mi" diye bir görüş ortaya attım Hiç cevap vermedi Bir süre oturdu Biz de konuşmadık Menemen'de orduya hizmet eden veya önceden hizmet etmiş olan askerler ve aileleri vardı, masum çocuklar, ihtiyarlar, aciz kadınlar böyle ağır bir cezaya ister istemez maruz kalacaklardı Konuşmasak bile bu fikirleri hepimiz zihnimizden geçiriyorduk Belki bu susma sırasında Mustafa Kemal Paşa da bunları düşündü Ancak taviz vermeye niyetli görülmüyordu, "İşte böyle olacak, dağılalım" dedi ve kalktı Aramızda, bir iki gün beklemeyi, Mustafa Kemal Paşa'nın tepkisinin ne ölçüde değişebileceğini görmeyi uygun gördük Ancak normal kanuni işleri hemen başlattık
Paşa'dan birkaç gün ses çıkmadı Bir daha "Vilmodit" ten bahsetmedi Menemen'e yollanan kuvvetler Derviş Mehmet'i ve arkadaşlarını yakaladılar Orada kurulan Divanı Harp'te mahkeme edilerek idam edildiler Ayrıca yakalanan baş teşvikçiler de cezalandırıldılar Mustafa Kemal Paşa bu olayı hiçbir zaman unutmadı Bütün memlekette daha ciddi önlemlerin alınması gereği ortaya çıkmıştı İrtica ile mücadele hızlandırıldı
Kâzım Özalp
|
|
|