![]() |
Bir Deccal Ürünü : Furqanu'l Batıl |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Bir Deccal Ürünü : Furqanu'l BatılNüzulünden günümüze kadar, Kur'ân'a karşı ortaya atılan birçok yalan ve iftiraları tarih kaydetmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Sahte Kur’ân yazan yalancı peygamberlerden bazıları şunlardır: Müseylime b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evanjelik Hıristiyanlar tarafından kaleme alınan sahte Kur’ân "el-Furkânu'l-Hak" isimli uydurma kitap,diyalogcu misyoner teorisyenlerin geliştirdikleri son taktiklerden biri olan “inkulturation” (kültürleşme) sürecinin bir uzantısıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nesir ve şiir şeklinde yazılmış, saf, klasik Arapça ile oluşturulmuştur ![]() ![]() ![]() Bu gibi ''çalışmaların'' altyapısını çeşitli siyasî veya ekonomik çıkarların oluşturduğu kesindir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nitekim Omega yayınevi tarafından 2001 yılında kitabın İngilizce çevirisi piyasaya sürülünce, Hıristiyan internet sitelerinin bu kitabı yayınladıkları, reklâmını yaptıkları ve kitabı öven makaleler kaleme aldıkları görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() el-Furkanu'l-Hak adlı bu kitap, 77 bölümden (uydurma sureden) oluşmakta ve her bölüme teslisi (Hıristiyan üçlemesini) içeren bir başlangıç ç ifadesiyle بسم الأب الكلمة الروح الإله الواحد الأوحد şeklinde başlamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Kitabın bölümlerinin (surelerinin) ilk ifadeleri genelde o surenin adına göre başlamakta ve Müslümanlara hitaben "Ey kullarımızdan sapıtanlar, inkâr edenler, münafıklar, iftiracılar" denilmektedir ![]() Kitabın on bir ana bölümü, Kur'ân'da yer alan surelerle aynı isimleri taşımaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kitabın yazarları, kitap metninin sözüm ona "es-Safiyy"e vahiy yoluyla verildiğini iddia etmektedirler ![]() "Biz, el-Furkânu'l-Hakk'ı vahy olarak indirdik ![]() ![]() Görüldüğü gibi yukarıdaki pasaj adeta Kur'ân'ın birkaç ayetinden intihal edilmiş ve üzerinde biraz oynanarak oluşturulmuştur ![]() ![]() el-Furkânu'l-Hak adlı uydurma kitabın muhtevası ise bir önsöz, besmele, yetmiş yedi uydurma sure ve bir hatimeden oluşmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak adı geçen kitap belki de Ramazan ayında da Müslümanlara saldırmak için böyle bir şeyin uydurma olduğunu Allah'a iftira ederek anlatır ![]() "Siz yalan olarak bize, bizim haram ayda savaşı yasakladığımızı, sonra biz, haram kıldığımızın hükmünü nesh ettik (kaldırdık) ve bu ayda büyük bir savaş helal kıldık, iftirasında bulundunuz ![]() el-Mev'ize adını verdikleri bir başka sahte surede Müslümanların dalalette olduğu üzerinde duruluyor, kendilerine ‘barışa girin’ denildiği hatırlatılıyor, ancak gerçekte Müslümanların buna inanmadığı söyleniyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Bizim; ‘Allah yolunda savaşın ve müminleri savaşa teşvik et’ dediğimizi iddia ettiniz ![]() ![]() ![]() el-Furkânu'l-Hak adlı kitapta yer alan Nisâ isimli sözde sure ise, Kur'ân'ın kadınla ilgili getirmiş olduğu haklarla alay ederek, tahkir etmeye çalışmaktadır ![]() ![]() Adı geçen kitapta dikkat çeken hususlardan birisi de yine Nisa isimli uydurma surede Kur'ân'ın miras, şahitlik vs ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ed-Dallin diye isimlendirilen uydurma surede ise İslâm karşıtı saldırılar iyice şiddetlenmekte ve Kur'ân'ın bahsettiği Allah yolunda yapılan savaşların gerçek olmadığı ve böylelikle cennet kazanılmayacağı, Allah'ın böyle bir şeyi emretmediği üzerinde durulmaktadır ![]() ![]() "Kullarımızdan sapık olanlar, savaşı, ganimetleri ve zinayı bizim dilimizle emrederek geldiler; bunu bizim sözümüzü nesh ettiğimizi ve sünnetimizi (kanunumuzu) değiştirdiğimizi (zannederek) yaptılar ![]() ![]() ![]() ![]() Orucun önemi üzerinde durulan sıyam adlı sözde surenin ilk ayetinde sünnetten bir alıntı yapılıyor 3 ![]() "Ey kullarımızdan münafık olanlar! "Sizin orucunuz bizim katımızda karşılıksızdır ve makbul de değildir" el-Enbiyâ isimli bir başka sözde suresinin on sekizinci ifadesinde Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() el-Mâkirun diye isimlendirilen bir başka sözde surede "mekr" kelimesi çokça kullanılmakta ve Kur’ân'daki benzer ifadelerden yararlanılmaktadır ![]() ![]() ![]() Daha önce de ifade ettiğimiz gibi bu kitabın ana gayesi Müslümanlara, onların kitaplarına ve mukaddesatına hakaret etmektir ![]() ![]() el-İncil suresi, kullarımızdan sapık olanlar ifadesiyle başlayan birinci cümlesinde Kur’ân'ın Maide suresi 47 ![]() ![]() Müşrikun suresi, adı geçen kitapta yer alan surelerin en uzunu olup, otuz yedi sahte ayetten ibarettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Kullarımızdan birini bize itaate ortak ettiğinde bize ortak koşmuş olur ![]() ![]() ![]() el-Ve'id suresinde Kur'ân'dan bazı alıntılar yapılıyor ve el-Furkanu'l-Hak kitabının İncili doğrulamak için Allah katından indirildiği vurgulanıyor ![]() ![]() ![]() "Biz, kendi lisanımızla gerçek söz olarak, hakkın sünnetini el-İncil'i hakla indirdik ve onu el-Furkanu'l-Hakk'a açık bir tasdikle tasdik ettik ![]() ![]() Bu kitap, bazen de Kur'ân'ın ifadesini hiç değiştirmeden olduğu gibi kopyalamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonuç olarak ifade etmek gerekirse bu kitap, İncil'in öğretilerini farklı bir üslupla Müslümanlara ulaştırmayı hedef alan bir çalışmadır ![]() Müslümanlara karşı kin ve nefretle dolu olan bu kitabın, iddia edildiği gibi barış kitabı olması mümkün değildir ![]() ![]() (alıntı) |
![]() |
![]() |
![]() |
Bir Deccal Ürünü : Furqanu'l Batıl |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Bir Deccal Ürünü : Furqanu'l BatılDİYALOĞUN 1 ![]() ![]() Watt'a göre diyaloğun bir raconu da "Benim dinim son dindir" inancından vazgeçmektir: "Dinlerin karşılaştırılması, yani üstünlük ve aşağılık açısından her-hangi bir değerlendirmeye gitme, objektif anlamda geçerli olmadığı için gerçek diyalog anlayışı, bu çeşit karşılaştırmalardan vazgeçmeyi icab ettirir ![]() Dinlerarası diyaloğun mimarlarına göre diyaloğun bir raconu da "Benim dinim son dindir" inancından vazgeçmektir" İbrahimi Din ve Dinlerarası Diyalog" 28 Aralık 1999 Salı Projelerinin teorisyenlerinden birisi Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Watt ezcümle şunları söylüyor (X ![]() Watt'a göre modern bilim ve teknoloji sayesinde dünya büyük ölçüde kültürel birliğe ulaş(tırıl)mıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu söylediklerimiz şöylece özetlenebilir: şu andan ve yakın bir gelecekte dinlerin, belli ölçüde, birbirinin "tamamlayıcısı" olduğunu ve olacağını kabul etmek gerekiyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat diyalog, çok çeşitli şekillerde anlaşılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Watt'a göre diyalogun bir raconu da "Benim dinim son dindir" inancından vazgeçmektir: "Dinlerin karşılaştırılması, yani üstünlük ve aşağılık açısından herhangi bir değerlendirmeye gitme, objektif anlamda geçerli olmadığı için gerçek diyalog anlayışı, bu çeşit karşılaştırmalardan vazgeçmeyi icab ettirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dinlerarası Diyaloğun mimarlarından Watt'ın "Modern Dünyada İslam Vahyi" adlı çalışmasında (çev ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müslümanların, Hıristiyanların ve Yahudilerin bir arada bulundukları Müslüman İspanya'da İbn Tufeyl ve İbn Rüşd 'ün temsil ettikleri felsefi bir İslami anlayışının zuhurunu müşahede etmek oldukça dikkat çekicidir ![]() ![]() ![]() ![]() Ama Watt bu noktada da durmuyor ve baklayı ağzında çıkarıp "dinleri birleştirme" projesini ileri sürüyor: "Uzun vadede bütün dünya için tek bir dinin olacağı ümid edilebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Watt dinleri birleştirilmesi sürecinde aba altında sopa göstermeyi de ihmal etmiyor zaferin en çok modernleşen dine ait olacağını ima ediyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Watt, "dinleri birleştirme projesi" çerçevesinde İslam'ın bazı özelliklerini takdir ederken özellikle "son din olma inancından kaynaklanan kendine mutlak bir güven duymasına" tahammül edemez ve İbrahimi din projesinde böyle inançlara yer olmadığını belirtir: " ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gâvur, böyle akıl veriyor ![]() |
![]() |
![]() |
|