Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşığı, hak, hanım

Hak Aşığı Bir Hanım

Eski 08-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hak Aşığı Bir Hanım




Hak âşığı bir hanım: Rabia-i Adeviyye


Rabia-i Adeviyye (ks) velî hanımlardan biridir Basra’da büyüyüp, Kudüste 135 tarihinde (Miladi 752) vefat etmiştir Rabiai Adeviyye, Basrada dindar bir babanın fakir çocuğu olarak doğmuş, baliğ olmadan vefat eden anne-babasından sonra da, fakirlik ve öksüzlük mihneti altında yalnız bir hayata mecbur kalmıştır





Allah âdildir Bir yandan alırsa, diğer yandan verir Bu yokluk ve mahrumiyet, kendini Allaha veren Rabia’da mânevi duyguların inkişafına sebep olmuş iç âlemine dönen Rabia, kısa zamanda günün, büyük velîlerinden Süfyânı Sevrî, Hasanı Basrî gibi zâtların da gıbta ve takdirlerine lâyık hâle gelmiştir



Kulübeciğinin içinde serili bir hasır, köşesinde ise içi hurma yaprağı ile dolu bir minderciğinden ibaret ev döşemesi, onu hiçbir zaman üzmemiş, bilâkis huzur verip vecd almasına sebep olmuştur



Nitekim kendisini ziyarete gelen Süfyân-i Sevrî, Yâ Rabia, arzu ederseniz yakınlarınız size yardım ederler Bulunduğunuz bu mütevazı döşemeyi değiştirir, hâlinize bir çekidüzen verebilirsiniz yollu bir teklifte bulunmak istemiş, ancak Rabianın cevabı kesin olmuştur Ben hâlimden müşteki değilim ki, onlara müracâat ihtiyacını duyayım Hattâ içinde bulunduğum hâlden, Bütün Dünya Elinde Olan’a dahi müracaat etmedim Nerede kaldı ki, o dünyanın zerresine sahip olan âciz insanlara rica edeyim!



Tarihlerin kaydettiklerine göre, Rabia’da bir tek ölçü vardı O da şu fanî ömrün, İslâma en uygun şekilde yaşanıp yaşanmaması idi Şayet, dinî emirlere tıpatıp uyan bir hayat yaşanıyorsa, onun nazarında işte bu hayat gayesini bulmuş, hedefine ermişti İsterse o hayat, hasır üstünde geçsin, isterse hasır dahi bulamasın da toprak üstünde devam etsin



Bundandır ki, Basralı zenginlerden olan Süleyman Haşimî kendisine bir mektup yazıp, kazancını ve ileride daha da çoğalacak servetini izah ettikten sonra: “Bütün bunlar senin emrine âmâdedir Yeter ki, beni kabul eyle, nikâhım altına girmeye razı ol deyince, Rabianın cevabı sert olmuştur Kazancınla mağrur olup, ona güvenme Bunlar köpük gibidirler Ne ölüme mani olurlar, ne de başına gelecek bir takdire Sen yarın varacağın İlâhî huzurda sana lâzım olana bak, onunla teselli ol Bir de sakın ben ölürken vasiyet ederim de bu servetimle arkamdan hayır işlerler, diye bir vesveseye de aldanma Sen kendin kendine vâsi ol, servetini kendi elinde İslâmî hizmete harca, ölmeden vasiyetini kendin yerine getir Şunu da unutma ki, emrime âmâde edeceğini yazdığın şey, gönlüme ağırlık, kalbime karanlık verir Benim için cazip birşey olmaktan çoktan uzaklaşmıştır onlar



Rabia, vefatından önceki günlerde babasına sık sık şöyle hatırlatma yapardı



Babacığım, bizi haramla beslemekten kork Ben dünyada aç kalmaya sabredebilirim Ama cehennem ateşinde yanmaya dayanamam!



Hanımlar, ziyaretine gelirler, nasihat isterlerdi Söylediklerinden biri de şöyledir İyiliklerinizi de gizleyin Tıpkı kötülüklerinizi gizlediğiniz gibi İyiliklerini ilân etmek, rüzgârın karşısında un savurmak gibidir Alıp götürür Eliniz boşta kalır



Rabia, bütün varlığını imana, İslâm’a bağlamış, dinî hayatın İslâmî hizmetin dışında hiçbir şeyi düşünemez, kalbine getiremez olmuştu Bu yüzden evlenmeyi bile düşünmemişti



Bir gün kendisine, niçin evlenmediğini sordular Cevabı şöyle oldu Üç şey vardır ki benim bütün dünyamı dolduruyor Evlenmeyi düşünmeye vakit bırakmıyor” Sordular Nedir o üç şey? Cevap verdi Son nefesimi verirken imanla gidecek miyim? Mahşerde kitabım sağımdan mı, solumdan mı verilecek? Halk, cennetle cehennem yolunda ikiye bölününce, ben hangisinde yer alacağım



Bir gün namazda iken evine hırsız giren Rabia, namazını bitirinceye kadar hırsızın birşey bulamayıp eli boş döndüğünü anlayınca seslendi Ey muhtaç adam, bari ibrikteki sudan abdest alıp iki rek’at namaz kıl da emeğin büsbütün boşuna gitmesin



Hırsız şaşırmış, korkuyla karışık bir ruh hâline kapılmıştı Hemen abdest alıp orada namaza durdu Rabia bundan sonra ellerini kaldırıp dua etti Yâ Rab, bu muhtaç, benim evimde alacak birşey bulamadı, onu Senin kapına gönderdim Sen elbette benim gibi değilsin Onu boş çevirmezsin



Namazı bitiren hırsızın, tevbe, istiğfar etmeye başladığını duyunca, bu defa da şöyle yalvardı Yâ Rab, bu adam kapında birkaç dakika bekledi, hemen kabul ettin; ama bu âciz, bütün ömür boyu kapındayım, hâlâ böyle kabul edilemedim! Kalbine doğan ses şöyleydi Üzülme, onu senin hürmetine kabul ettik!KAYNAKHMET ŞAHİN/AİLEM/ZAMAN

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.