Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hafız, sadullah

Hâfız Sa'dullah

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hâfız Sa'dullah




HÂFIZ SA'DULLAH

Hindistan velîlerinden ve büyük İslâm âlimi İsmi, Sa'dullah olup, Hâfız Sa'dullah diye tanınır Doğum târihi ve hâl tercümesi hakkında fazla mâlûmât bulunamayan Hâfız Sa'dullah, 1740 (H1152) senesinde vefât etti Kabri, Ecmir şehrinde Şâh Cihânâbâd Kapısında, Gazzüddîn Han Medresesinin arkasındadır

Hâfız Sa'dullah, Müceddidiyye yolunda kemâle gelmiş çok yüksek bir velî idi İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunu ve İmâm-ı Muhammed Ma'sûm hazretlerinin oğlu ve halîfesi olan Muhammed Sıddîk hazretlerine talebe oldu O büyük zâtın huzûrunda, bu yolun yüksekliklerini, zâhirî ve bâtınî ilimleri tahsîl ettikten sonra icâzet ve hilâfet almakla şereflendi Muhammed Sıddîk-i Fârûkî hazretlerinin olgun talebesiydi Otuz sene müddetle onun hizmet ve sohbetlerinde bulunmuş, tasavvufta yüksek mertebelere, Müceddidiyye yolunda nihâyete varmıştı Böyle olduğu için, Muhammed Sıddîk'ın hânekâhında, kendisine tasavvuf ehlinin reîsi, efendisi mânâsına gelen; "Seyyid-üs-Sûfiyye" lakabı verilmişti

Hâfız Sa'dullah hazretleri, hocasının sohbet ve hizmetinde bulunmakla eline geçen yüksek kazançları, mânevî dereceleri, Allahü teâlânın nîmetini bildirmek için şükrederek şöyle anlatırdı:

Tam otuz yıl mübârek hocamın dergâhında hizmet etmekle şereflendim Bu hizmette saçlarım ağardı Hattâ mevlâmızın yolunda gözümün nûru (görme hâssası) gitti Bu da şöyle olmuştu: Bir defâsında, yazın şiddetli sıcakları sırasında, hocam beni Ahmedâbâd'a göndermişti Güneşin hararetinin çok şiddetli olması sebebiyle gözlerim görmez oldu Hâl böyle olunca, talebe arkadaşlarımdan birçoğu başıma toplanarak, hizmete kendilerinin devâm etmesini, benim bu âmâ hâlimde, husûsî hizmetlere devâm edemeyeceğimi söylediler Ancak hocama olan muhabbetimin fazlalığından bu hizmeti başkalarına bırakmak istemedim Hocama olan sâdıkâne hizmetimin bereketiyle kalb gözüm açıldı Mârifet nûru ile görmeye başladım Böylece, Allahü teâlâ bana, lüzumlu şeyleri görmeyi nasîb edip, baş gözümü ise başka şeyler ile alâkalanmaktan ve meşgûl olmaktan muhâfaza eyledi Bu alâka ve meşgûliyetten kurtulunca, her an Rabbimi düşünür, hep O'nunla meşgûl olur bir hâle geldim Bu hâl ile, göz vâsıtasıyla kalbe ulaşan ve bâtını meşgûl eden zararlı görüntülerin gelmesi engellenmiş oldu Bu nîmetlerinden dolayı, görünür görünmez bütün nîmetlerin sâhibi olan Allahü teâlâya sonsuz hamdü senâlar, şükürler olsun Habîb-i ekrem efendimize ve O'nun Ehl-i beyt ve Eshâbının herbirine (radıyallahü anhüm) selât ü selâmlar olsun"

Hâfız Sa'dullah, böylece yetişerek ilim ve vilâyet yolunda çok yüksek derecelere kavuştuktan sonra, silsilesi Resûlullah efendimize varan hocaları vâsıtasıyla, mübârek kalbine gelen feyz ve nûrları etrâfına yaymaya, olgun ve kıymetli talebeler yetiştirmeye başladı Hindistan'da yetişen Ehl-i sünnet âlimlerinin ve tasavvuf mütehassıslarının en büyüklerinden, müslümanların gözbebeği olan Muhammed Mazhâr-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin, kendilerinden ilim ve feyz aldığı hocaları arasında en büyükleri olan dört zâttan biridir

Mazhar-ı Cân-ı Cânân buyururdu ki: "Hocam Hâfız Sa'dullah hazretlerinde, tevâzu, alçak gönüllülük ve hilm, yumuşak huyluluk sıfatları gâlipti Kendisini pek aşağı ve hiç olarak görürdü Talebelerinden birisi bir kimseyi incitecek olsa, kabahati bizzât kendisinde görür, bizzât incinen kimseye gidip; "Bu bizim kusurumuzdur Affediniz" diyerek özür dilerdi Bu husûsa çok ehemmiyet verir, incinmiş kimseye âdetâ yalvararak helâllık dilerdi"

Hâfız Sa'dullah'ın halîfelerinden biri de Şeyh Sıbgatullah olup, fazîlet sâhibi nûr yüzlü bir zâttı

RESÛLULLAH'I İKİ DEFÂ ZİYÂRET ETTİ

Hâfız Sa'dullah'ın talebelerinden Nüvvâb Han Fîrûz-cenk bir gün hocasına gelerek; "Zamânın âlim ve velîlerinden Seyyid Hasan Resûl-nümâ ismindeki zât, talebelerinden dilediğini, bir defâ Resûlullah efendimizi ziyâret ile şereflendiriyor" diye arz etti Bunu dinleyen büyük velî Sa'dullah tebessüm ederek buyurdu ki: "Öyle mi? Mâşâallah Biz de Allahü teâlânın izni ile dilediğimizi iki defâ bu ziyâret ile şereflendiririz Bu gece Fâtiha-i şerîf okuyunuz Resûlullah efendimizin mübârek rûhâniyetine teveccüh ediniz, hep O'nu düşünerek öylece uykuya varınız" Nüvvâb Hân, o gece, bildirilen şekilde yaparak uyudu Allahü teâlânın bir ihsânı ve hocasının bir kerâmeti olarak rüyâsında iki defâ, Resûlullah efendimizi ayrı ayrı ziyâretle şereflendi Bundan sonra hocasına olan muhabbet ve bağlılığı daha da arttı

1) Makâmât-ı Mazhariyye; s15
2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c17, s205

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.