![]() |
Ladikli Hacı Ahmed Ağa |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ladikli Hacı Ahmed AğaLADİKLİ HACI AHMED AĞA Konya velîlerinden Ladikli Hacı Ahmed ağa (1888-1969) Konya'ya bağlı Ladik kasabasında doğdu ![]() ![]() Gayet cömert, vakar, temkin ve itidal ehli idi ![]() ![]() Ümmi olmasına rağmen, Hocası Hızır Aleyhisselam olduğu için, ondan manevi ilimler almış olup, İlm-i Hikmette yekta idi ![]() Kendisini Hakk’ın rızasına, halkın hizmetine adamış, her zaman ve her yönde halkımıza önder, rehber, teselli ve ümit kaynağı idi ![]() -Durun gardaşım, şimdi cevabınızı getiririm ![]() ![]() ![]() ![]() Hacı Ahmed Ağa, 8 Haziran 1969 tarihinde Cenâb-ı Hakk’ın rahmetine kavuşur ![]() ![]() Kerâmet var kerâmetin içinde Konu keramete gelip çatınca: - Takmayın kafanıza bunları oğlum! Kerâmet var kerâmetin içinde ![]() ![]() ![]() ![]() Mesela ben bazı misafirlerime, yaz ortasında kış, kış ortasında yaz meyveleri ikram ederim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rabbimin bir lutfu bu, ihsanı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Amma meselâ bunlara benzer şeyler olacak ilerde ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O da Allah'ın işi, bu da Allah'ın işi ![]() ![]() ![]() ![]() Allah bir kuluna kerâmet kapısı açınca, depelerine çıkılmaz cebel cebel dağları, kum taneleri gibi küçültüverir ona, derdi ![]() Bir itirazın varsa dışarı vur Ahmed Ağa'nın cigarasına takıldı bir adam bir gün ![]() "-Ahmed Ağa'yı bir de evliyadan diller ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Oğlum, dedi, gönliünde dedikodu yapıp durma! İçini gıybetle bulandırma! Eğer bir safran, tafran bişiyin varsa dışına kus da, kurtul geç! "-Kime söylüyor acaba bunları?" diye kıvranmaya başladı adam ![]() ![]() O adam, "-Kime söylüyor acaba bunları?" diye içinden iç geçirince, Ahmed Ağa: - Sana söğleryorum oğlum, sana! Kime olacak sana! Kalbinde sakladığın teşviş, fitne olur san! Önünü keser durur! Gönlüne saab ol! Bir itirazın varsa dışına vur! Tutma içinde ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nasıl bir Hızır bekliyordun? Akşehir Kaymakamı Ahmed Ağa'ya: - Ahmed Ağa, demiş siz hep görüşüyorsunuz, bir de bana göster Hızır Aleyhisselâmı! ![]() ![]() Ahmed Ağa, Kaymakamın talebine yuvarlak çerçeveli bir cevap vermiş: - Oğlum, nasibse görürsünüz inşallah! demiş ![]() Ahmed Ağa'nın hayranlarından olan Kaymakam, bir Ramazan günü, iftara yakın, iftar sofrasına oturmuşlar, ailecek iftar topunu bekliyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Biseciii! Bise alırmısınız efendiii? Arkasında da bir deve, geviş getiriyor geve geve ![]() Ne desin Kaymakam? - Ne bisesi be adam? Biseyi ne yapayım ben? - Peki efendi kızma! Bizden sorması, sanki ısmarlamış gibiydiniz de ![]() ![]() ![]() - Biseciii! Bise alan, katran alan ![]() ![]() ![]() Kaymakam kapıyı kapatıp da sofraya dönerken, mırıldanıp kendi kendine içinden: Allah Allaaah! Bu saatte bise mi satılır be adam? Mübarek iftar vakti ![]() ![]() ![]() ![]() Bir müddet sonra tekrar Ladik'e gittiği zaman: - Aşk olsun Ahmed Ağa, bize Hızır Aleyhisselâmı daha göstermeyecen mi Hacı Babam? diye sitem etmeye kalkınca, Ahmed Ağa: - Size de aşk olsun hay guzum! Kapınıza gelen Hızır'ı kovarsınız, ondan sonra da gelir bize sitem yaparsınız! demiş ![]() Kaymakam şaşkınlık içinde: - Ne demek o? Ne zaman geldi Hacı Babam? diye sorunca, Ahmed Ağa: - Ramazanın son günlerinde, siz sofrada beklerken kapınıza bir Biseci geldi mi? - Geldi? - Devesinin semerindeki katran küplerine dikkat ettin mi, semere bağlı mıydı, değil miydi? - Ben bu tiryaki kafasıyla nerden dikkat edecem ona Hacı Babam? - İçeceksen sen iç cigarayı oğlum! Cigara seni içmesin! ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çölde Bir Mehmetçik Ladikli Hacı Ahmed Ağa, 1389 Seferberliğinde cepheye gitti ![]() ![]() ![]() Hacı Ahmed Ağa anlatıyor: "-Şimdiki yahudilerin yerleştiği Gazze şehri civarında, İngilizlerle harp ederken mensup olduğum birlik İngilizler'ce pusuya düşürülmüş, birliğin tamamı makinalı tüfeklerle taranıp bir kısmı öldürülmüş bir kısmı da yaralanmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tam çaresizlik içerisinde, sıcak kumlar üzerinde susuzluktan kavrulan bedenim al kanlar içinde mecalsiz, yaralarım sızlarken, Güneş’in vurduğu yerden bir beyaz atlı belirdi, bize doğru geliyordu ![]() ![]() Atlı bize yaklaştı ve bana ![]() ![]() -Esselamüaleyküm ![]() ![]() ![]() ![]() Diyerek ismimi söyleyince korkum kalmadı, başımı kaldırdım baktım ![]() ![]() -Kalkmaya mecalim yok ![]() ![]() ![]() Attan inip yanıma geldi, beni sıkıştıran şehid arkadaşlarımı üzerimden birer birer çekti ![]() ![]() -Sana su vereyim mi? Deyip, su dolu bir matara verdi ![]() Susuzluktan yanan bağrıma, o Vefa elinin verdiği; hayat ve aşk bahşeden şifa suyunu içtim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mubarek Zat; Ellerini sızlayan yaralar üzerinde gezdirirken, sızılarım duruyor taze hayat buluyordum ![]() ![]() Bana ne oldu ise; Rahman’ın Vefa elinden içtiğim o hayat ve aşk bahşeden sudan sonra oldu ![]() Sonra beni kaldırıp atının terkisine aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Efendim sizi bir daha görecek miyim? dedim ![]() Mubarek Zat bana ![]() ![]() -Ahmet Ağa; Eğer sen Hak rızası için yaşarsan her zaman seninle beraberiz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Askerler gelip seni alınca sana inanmazlar ![]() ![]() Hadiseyi nöbetçi subayına anlat, benim de selamımı söyle ![]() ![]() ![]() Askerler bir sedyeyle gelip beni aldılar ![]() ![]() ![]() ![]() -O birlik vurulup yok edilmiş ![]() ![]() ![]() Ben de : -Siz beni nöbetçi subayına götürün ![]() ![]() ![]() ![]() Nöbetçi subayı, ehli hal, aşık bir kimseymiş ![]() ![]() ![]() ![]() -Beni kurtaran kimsenin size selamı var ![]() ![]() ![]() ![]() Subay hemen altındaki sandalyeyi bana verdi, bana hürmet etmeye başladı ve ![]() ![]() -Nasıl oldu, bir daha anlat ![]() ![]() Diyerek üç kere tekrar ettirdi ![]() ![]() ![]() -Sizin burnunuz koku almıyor mu? Şimdiye kadar hiçbir askerde böyle bir koku duydunuz mu? Şu hastanın kokusuna bakın, mis gibi kokuyor ![]() ![]() ![]() ![]() Ben hastanede bulunduğum müddet içerisinde, Hocam bir iki defa ve bana : -Ahmed, terhis olup memleketine gittiğinde, ben yine gelip seni bulacağım, merak etme! ![]() ![]() ![]() Elhamdulillah iyileşip taburcu oldum ![]() ![]() İşte Hocamın bana çölde yaralı iken gelip kurtardığı sırada verip içirdiği, bana hayat bahşeden o sudan sonra bende bir aşk başladı ![]() ![]() ![]() Yine bir gün sıkıntımdan, üzüntü ve kederimden ne yaptığımı, ne yapacağımı bilmez bir halde iken, Aşk’ın galebesi ile dağlara çıkıp gittim ![]() Bir kış günü idi, her taraf kar kaplı ![]() ![]() ![]() ![]() -Yaa Rab ![]() ![]() ![]() ![]() Hayvanlar ağızlarını kaldırarak hep birden öyle bir uludular ki; Vücudumun bütün kılları , adeta elbisemden dışarı çıkmıştı ![]() ![]() ![]() Onlar gittikten sonra, o şeyin düştüğü yere varıp; Acaba bir parça kalmış mı? Diye bakarken ufacık bir parça buldum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte böyle günler aylar geçiyor ![]() ![]() -Geleceğim ![]() ![]() ![]() ![]() Gönlümdeki yangın ateşi arttıkça, lisanım gönlümdeki feryadı dışarıya döküyordu ![]() ![]() ![]() Tam oniki sene geçmişti aradan ![]() ![]() İşte o günden sonra, hemen hemen hergün uğrar, lüzum eden ders ve malümatı verirdi ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynak: 1) Ladikli Ahmed Ağa, Mustafa Özdamar, Kırkkandil Yayınları, 2004 2) Üveysi Hacı Ahmed Ağa, Osman Karabulut, Şems Yayınları |
![]() |
![]() |
|