Mevlânâ Celâleddîn-İ Rûmî |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mevlânâ Celâleddîn-İ RûmîMevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, İslâm âlimlerinin ve evliyânın büyüklerindendir Soyu baba tarafından hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk’a, anne tarafından İbrâhim Edhem hazretlerine ulaşmaktadır 1207 (H604) senesinde Belh şehrinde doğdu 1273 (H 672) senesinde Konya’da vefât etti O BİR HAK ÂŞIĞIDIR Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, tasavvuf deryâsına dalmış bir Hak âşığıdır İlmi, teşbihleri, sözleri ve nasîhatleri bu deryâdan saçılan hikmet damlalarıdır Buyurdu ki: “Helâl kazanıp helâlden yemeli, giyinmeli, çalışmalıdır Her hareketi Resûlullah’a (aleyhisselâm) uydurmalıdır” “Dargınlar barışmalıdır Önce davranan önce Cennete girer” “Tenhâda, yalnız kalınca da günâhtan sakınmalıdır” “Nefsi mağlup etmek için, onu rahatsız etmelidir İstediği şeyi vermemelidir En tesirlisi, gündüzleri oruç tutmak, geceleri az uyuyup namaz kılmaktır” Mevlânâ Celaleddin-i Rumi hazretlerini çok seven bir Müslüman, ölüm hastalığına yakalanır Öleceğini anlayınca evlâdını çağırır ve; “Oğlum, ben ölünce hazret-i Mevlânâ kabrimde biraz dursun Affım için, Allahü tealaya niyâzda bulunsun” diye vasiyette bulunur ve vefat eder Durumu, hazret-i Mevlânâ’ya bildirirler “Memnûniyetle” buyurur ve gidip kabir başında durur O zâtın affı için yalvarır Ölen kişinin fazla bir ameli yoktur aslında Ama hazret-i Mevlânâ’ya sevgisi çoktur Çocuklarından biri, rüyâsında görür ki, babası çok yüksek bir mertebededir Merak edip sorar: - Babacığım, sen bu yüksek makâma nasıl kavuştun? - Amel defterimde fazla bir amelim yoktu evlâdım, ama hazret-i Mevlânâ’yı çok seviyordum - Sebep bu mu yâni? “MEVLÂNÂ HÜRMETİNE AFFETTİ!” - Evet Ben kabre girince, Münker Nekir melekleri çok korkunç şekilde geldiler Ve bana; “Rabbin kim? Dînin nedir?” diye sormaya başladılar O sırada çok güzel ve pek sevimli iki melek gelip; - Bunları, bu kimseye sormayın! dediler Çocuk sevindi - Öyle mii, ne güzel - Evet oğlum Münker Nekir, “Neden?” deyince de; “Çünkü Allahü teâlâ, hazret-i Mevlânâ hürmetine bunu affetti” dediler - Sonra babacığım? - Sonra da Münker Nekir bana dönüp; “Sen müsterih ol Rahatça uyu!” deyip geri gittiler |
Mevlânâ Celâleddîn-İ Rûmî |
08-02-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mevlânâ Celâleddîn-İ RûmîMevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleri, Mesnevî’sinde anlatır: Hazret-i Ömer’in (radıyallahü anh) halifeliği zamanında bir çalgıcı vardı Düğünlerde çalgı çalar, şarkı söylerdi Zaman geçti, yaş ilerledi, çalgıcı ihtiyarladı Sesi çirkinleştiği için itibardan düştü Artık bir şey kazanamaz duruma gelmiş, bir dilim ekmeğe muhtaç olmuştu Bir gün içi yanarak Cenabı Hakk’a şöyle niyazda bulundu: “BUGÜN SENİN MİSAFİRİNİM” “Yâ Rabbi, benim gibi âsi kulundan ihsanını eksik etmedin Yetmiş yıl, çeşitli günahlar işledim Ama sen bir gün olsun rızkımı kesmedin Artık kazancım yok Bugün senin misafirinim” O gün mezarlığa gitti ve orada da bir hayli ağladı Sonra da çalgısını yastık yapıp uyudu O sırada Halife Hazreti Ömer de uykuya daldı Rüyasında bir ses duydu: “Ey Ömer! Mezarlıkta has bir kulumuz var Beytülmaldan 700 dinar götür ve ona de ki: Şimdilik ihtiyaçlarını bununla karşıla Paran bittiğinde tekrar gel!” Hazret-i Ömer rüyasında duyduğu sesin heybetiyle uyandı Hemen mezarlığın yolunu tuttu Mezarlığın çevresinde döndü dolaştı Çalgıcı ihtiyardan başka kimseyi göremedi Rüyasında bildirilen has kulun ihtiyar çalgıcı olabileceğine ihtimal vermiyordu Aradı, taradı, başka bir kimseye rastlayamadı Kendi kendine “Karanlık içinde nice nurlu gönüller vardır” diyerek, ihtiyar çalgıcının yanına gitti Öksürerek uyandırdı İhtiyar çalgıcı sıçrayarak doğruldu Karşısında Emirül-mü’minini görünce şaşırdı! Hazret-i Ömer: “Benden korkma, Sana Allahü tealadan müjde getirdim Selam edip, hatırını soruyor İhtiyaçların için bu parayı vermemi istedi Bunları harca, bittiğinde bana gel” dedi “YAZIKLAR OLSUN BANA!” Çalgıcı ihtiyar bunları duyunca utancından titreyip ağlamaya başladı “Rabbimle arama perde oldun” diyerek çalgısını parçaladı Rabbine şöyle yalvardı: “Yâ Rabbi! İsyanla geçen ömrüme acı Bir günümün bile kıymetini bilemedim Nefesimi şarkılar söyleyerek tükettim Yazıklar olsun bana Allahım! Bütün yaptıklarıma tövbe ediyorum” Bunları söyledikten sonra “Allah” diye feryad ederek yere düştü ve ruhunu teslim etti Hazreti Ömer hemen müminlere haber verdi ve onlara dedi ki: “İşte görünüz, hakiki tövbe böyle olur Cenab-ı Hak hepimize böyle tövbe nasib etsin” Sonra ihtiyarın cenaze hizmetini görüp namazını kılarak defnettiler |
Mevlânâ Celâleddîn-İ Rûmî |
08-02-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mevlânâ Celâleddîn-İ RûmîBüyük mutasavvıf Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin kıymetli nasihatleri vardır Bir kısım insanlar bir gün Mevlânâ hazretlerine gelip; “Bâzı kimseler mescidde dünyâ kelâmı ediyor” diye şikâyette bulundular BOŞA GİDEN İBADETLER! Bunun üzerine Mevlânâ hazretleri buyurdu ki: “Her kim altı yerde dünyâ sözü ile meşgûl olursa otuz yıllık temiz ve kabûl olmuş ibâdeti reddedilir ve boşa gider Bu altı yerin birincisi mescid, ikincisi ilim meclisi, üçüncüsü cenâze, dördüncüsü mezarlık, beşincisi ezan vakti, altıncısı Kur’ân-ı kerîm okunurkendir Bunların her birisinin geniş açıklamaları vardır” Yine buyurdu ki: “Helâl kazanıp helâlden yemeli, giyinmeli, çalışmalıdır Dargınlar barışmalıdır Önce davranan önce Cennet’e girer Tenhâda yalnız kalınca da günahtan sakınmalıdır Nefsi mağlûb etmek için, onu rahatsız etmelidir İstediği şeyi vermemelidir En tesirlisi, gündüzleri oruç tutmak, geceleri az uyuyup namaz kılmaktır” Bir gün birkaç kişi gelip Mevlânâ hazretlerine; “Efendim! Allahü teâlânın velî kulları vefât edince, tasarruf hakkına sâhib olurlar mı? Hayatta oldukları gibi insanlara yardım edip, sıkıntılarını giderirler mi?” diye sordular Mevlânâ hazretleri de; “Cenâb-ı Hakk’ın evliyâ kulları âhirete intikâl ettiklerinde, dünyâdakine oranla daha çok tasarrufa sâhib olurlar Dünyâdaki tasarruf hududlu, âhiretteki ise hududsuzdur” buyurdu Oradakiler; “Dostlarınıza ve talebelerinize dünyâdaki gibi âhirette de ihsân ve merhamet eder misiniz?” deyince, hazreti Mevlânâ; “Ey dostlarım! Kılıç kınında iken kesmez Bize şefâat hakkı verilirse, elbette biz de sizlere şefâat ederiz” buyurdu “BU DERECEYE NASIL KAVUŞTUN?” Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerini sevenlerden biri vasiyyetinde; kabrine Mevlânâ hazretlerinin gelip, Kur’ân-ı kerîm okumasını istirhâm etti O zât vefât edince vasiyyetini bildirdiler Hazreti Mevlânâ da kabrinde Kur’ân-ı kerîm okudu Vefât eden kimsenin çocuklarından biri, rüyâsında babasının çok iyi bir hâlde olduğunu görünce şöyle sordu: “Babacığım! Bu dereceye nasıl vâsıl oldunuz?” Babası da; “Beni kabre koyunca Münker ve Nekir melekleri suâl sormaya gelirken, oraya güzel yüzlü bir melek geldi Onlara; ‘Allahü teâlâ bu zâtı Mevlânâ’ya bağışladı Onu bırakınız!’ dedi O günden beri hamdolsun hâlim iyidir” diye cevap verdi |
|