Ebû Affân Osman El-Yemenî |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ebû Affân Osman El-YemenîEBÛ AFFÂN OSMAN EL-YEMENÎ On dördüncü asırda yaşayan fıkıh âlimi ve evliyânın büyüklerinden İsmi, Osman bin Ebî Kâsım bin Ahmed bin İkbâl el-Yemenî, künyesi Ebû Affân'dır Doğum târihi bilinmemektedir 1374 (H776) senesinde vefât etti Zamânının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl eden Ebû Affân Osman el-Yemenî, fıkıh ilminde yüksek âlim oldu Velîlerin sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda ilerleyerek, büyük bir velî oldu Hal ve sözleriyle insanlara faydalı olup onların dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşmaları için gayret ederdi Ebû Affân Osman, fakîh, verâ ve zühd sâhibi bir zât idi Dünyâ malına hiç önem vermezdi Kendisine Zebid'de Hanefî Mensûriyye Medresesinin müderrisliği teklif edildi ise de, o bu vazîfeyi kabûl etmedi Ebû Affân Osman el-Yemenî'nin birçok kerâmetleri görüldü Şöyle anlatılır: "Osman el-Yemenî'nin bulunduğu köye Iraklı biri geldi Osman el-Yemenî'yi görünce, onun talebelerine; "Bu sene bu zât hacca gitmiş midir?" diye sordu Talebesi o zâta; "Hocam bu sene hacca gitmediler" dedi O bunun üzerine; "Vallahi ben onu hac mevsiminde Harem-i şerîfte beş vakit namaz kılarken gördüm" dedi Daha sonra o, Osman el-Yemenî hazretlerinin yanına gitti ve ondan duâ istedi" Yine şöyle anlatılır: "Osman el-Yemenî'nin bulunduğu köyde bir zengin vefât etti Zamânın sultânı köyde bulunanlara; "O kimsenin evinin kapısını mühürleyin Bütün mallarını Şeyh Osman'ın talebelerinden iki kişinin huzûrunda tesbit edip, buraya gönderin" diye bir emir yazarak, elçi ile gönderdi Elçi, Osman el-Yemenî'nin iki talebesinin yanına gelerek, durumu onlara anlatınca; hocamızdan izin alalım dediler Osman el-Yemenî, talebelerine bu işe karışmamalarını söyledi Talebe, elçiye durumu söyleyince, elçi, onu zorla götürmek istedi Bu esnâda Ebû Affân'ın dersinden çıkan talebeler arkadaşlarını kurtardılar Bunun üzerine elçi, huzûruna gelerek kendi kendini yaraladı ve böylece Ebû Affân'a eziyet etmek istedi Bu arada, durumu bildiren ve Ebû Affân'ın talebelerini suçlayan bir mektubu da sultâna gönderdi Duruma çok kızan sultan, askerleri ile birlikte Zebîd beldesine gitmek üzere yola çıktı Akşam oldu Çok iyi bildikleri Zebîd köyünün yolunu bir türlü bulamadılar Bu duruma çok şaşırdılar Sabaha kadar buluruz ümîdiyle dolandılar Yine yolu bulamadılar Sabah olunca, bütün gece aynı yerin çevresinde dolandıklarının farkına vardılar Sultan, bütün bunların Osman el-Yemenî hazretlerinin kerâmetlerinden olduğunu anladı Derhâl cân u gönülden tövbe etti Sonra Osman el-Yemenî'nin yanına gitti Ondan af ve özür diledi Osman el-Yemenî de onu affetti" 1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c2, s144 2) Tabakâtü'l-Havâs; s79 |
|