08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Amasyalı Seydî Halîfe
AMASYALI SEYDÎ HALÎFE
Anadolu'da yetişen meşhûr velîlerden İsmi, Şeyh Seyyidüddîn Ali el-Halvetî'dir Amasyalı olup, doğum târihi bilinmemektedir 1533 (H 940) senesinde Amasya'da vefât etti
Küçük yaşta ilim tahsîline başladı Din ve fen bilgilerinde mütehassıs oldu Mânevî feyzlere kavuşmak arzusu ile yanıp tutuşuyordu Tam bu sırada evliyânın ve Halvetî tarîkatının büyüklerinden Şeyh Habîb-i Karamânî hazretleri Amasya'ya gelmiş ve halkı irşâda, yetiştirmeğe başlamıştı Her taraftan talebeler huzûruna koşuyordu Bereketli sohbetleriyle talebelerin dünyâya meyilleri azalıyor, âhirete yöneliyorlardı
Şeyh Seyyidüddîn, aradığı mürşidi, yol göstericiyi bulmanın heyecanıyla dergâha koştu ve bu zâta candan bağlandı Bu bağlılık ve muhabbeti sebebiyle kısa zamanda yüksek derecelere kavuştu Habîb-i Karamânî hazretlerinin baş halîfesi oldu, sonra Seydî Halîfe ünvânıyla anıldı
Seydî Halîfe, hocasının vefâtından sonra onun yerine geçip, insanlara hak ve hakîkati anlattı Allahü teâlânın dîninin emirlerini öğretip, yasaklarından sakındırmakla meşgûl oldu Devamlı olarak haram ve şüphelilerden kaçınırdı Hattâ nefsin istemediği şeyleri yaparak onu terbiye etmeye çalışırdı Geceleri devamlı olarak ibâdet etmekle, namaz kılmakla ve gündüzleri oruç tutmakla meşgûl olurdu
Kerâmetler sâhibi olan Seydî Halîfe'nin vefâtı ânında yanında bulunan, güvenilir bir kimse anlatır: "Rûhu bedenden ayrılmak üzere iken, Cennet-i âlâda kendi yüksek makâmını görüp, bir an evvel kavuşmak aşkı fazlalaştı Allahü teâlâya; "Rûhumu hemen kabz edip, geciktirmeden beni o yüce makâmına ulaştır " diye duâda bulundu Seydî Halîfe'ye gördüklerini sorduğunda; "Cennet-i âlâda hûrîler ve gılmânlar bana makâmımı gösterip, Allahü teâlânın benim için hazırladıklarına dâvet ettiler Onun için o tarafa yöneldim " diye buyurdu ve rûhunu teslim etti
Seydî Halîfe, Amasya'da Mehmed Paşa imâretinin avlusunda, hocası Şeyh Habîb-i Karamânî'nin kabri yanına defnedildi
1) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s 433
2) SicilliOsmânî; c 3, s 121
3) Amasya Târihi; c 1, s 243
|
|
|