Zalim Hükümdar |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Zalim Hükümdarinsanları kendine taptıran zalim hükümdar, bu sefer de dininden dönmezse gencin başını kestirecektir Delikanlı hükümdarın huzuruna getirilir “Dininden dön” teklifini reddeder Hükümdar onu yakın adamlarına vererek: “Onu falan dağa götürün, dağın tepesine çıkarın, dininden dönerse serbest bırakın, yoksa aşağı atın” der “BENİ ONLARDAN KORU ALLAHIM!” Yola girerler Uzun ve yorucu bir günün sonunda dağın tepesine ulaşırlar Genç: “Allahım, nasıl dilersen beni onlara karşı sen koru” diye dua eder Dağ sarsılır Delikanlının dışında hepsi yuvarlanıp gider Delikanlı döner Hükümdara gelir Hükümdar sorar: “Seninle beraber gidenlere ne oldu?” “Allahü teala beni onlara karşı korudu” Hükümdar bu sefer onu bir başka gruba teslim eder ve; “Bunu bir gemiye bindirin, denizin ortasına getirin ayağına taş bağlayın, dininden dönerse serbest bırakın, yoksa denize atın” der Genç; “Allahım, nasıl dilersen beni onlara karşı sen koru” diye dua eder Gemi onlarla beraber altüst olur Delikanlının dışında hepsi boğulur Döner Hükümdar: “Seninle beraber gidenlere ne oldu?” “Allahü teala beni onlara karşı korudu Sana emrettiğimi yapmadıkça beni öldüremezsin” “Nedir o?” “Halkı, geniş bir meydana toplayacaksın, beni de hurma dalına asacaksın Sonra ok torbamdan bir ok al, yayın tam ortasına yerleştir, daha sonra bağırarak “Delikanlının Rabbi olan Allah’ın adı ile” de, sonra at Sen, böyle yaptığın takdirde beni öldürebilirsin” der Halk meydana toplanır Denildiği şekilde yapılır Ok atılır Delikanlı ruhunu teslim eder “EY ANNECİĞİM, SABRET!” Bütün bunlara şahit olan halk; “Delikanlının Rabbine iman ettik” derler Hükümdarın adamları gelerek; “Çekindiğin oldu, halk iman etti” derler Hükümdar; “Hemen hendekler açın İçinde ateşler yakın Kim dininden dönmezse ateşe atın” Emir yerine getirilir Sonunda kucağında çocuğu ile birlikte bir kadın gelir, ateşe düşmemek için bir an durur, sendeler Kucağındaki çocuk dile gelir: “Ey anneciğim sabret Çünkü sen hak din üzerinesin” Bunun üzerine kadını ateşe atarlar Evet, o gencin ölümü, oranın halkının imanla ahirete gitmelerine sebep olur |
Zalim Hükümdar |
08-02-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Zalim HükümdarÇok eskiden, insanları kendisine taptıran bir hükümdar ve onun da bir sihirbazı vardı Sihirbaz bir gün: “Hükümdarım, artık ihtiyarladım Bana bir genç verseniz de onu yetiştirsem” der Hükümdar ona bir genç buldurur ve yollar Gencin eviyle sihirbazın evi arasında bir rahip yaşamaktadır Genç, zamanla ona da uğramaya başlar Rahibin anlattığı hoşuna gider ve arkadaşlıkları devam eder ve genç onun dinine girer Onunla beraber olduğu müddetçe zamanın nasıl geçtiğini anlayamaz ve dolayısıyla hep geç kalır Sihirbaz da kızar, kızmakla kalmaz dövmeye de başlar Genç durumu sonunda rahibe de iletir Rahip: “Sihirbazdan korktuğunda, ‘Evimizdekiler alıkoydu’, ailenden çekindiğin zaman da ‘Sihirbaz bırakmadı’ dersin Bu hal üzerine epeyi zaman gidip gelir genç “SEN BENDEN ÜSTÜNSÜN!” Bir gün önünü yırtıcı bir hayvan keser ve kendi kendine: “Sihirbaz mı daha üstün, yoksa rahip mi şimdi öğreneceğim” der Bir taş alır ve; “Ey Allahım! İhtiyarın işi, sana sihirbazın işinden sevimli ise şu hayvanı öldür” der Taşı atar ve vahşi hayvan ölür Durumu olduğu gibi rahibe anlatır Rahip: “Bugün sen benden üstün haldesin Eğer bir belaya uğrasan, benim ismimi söyleme” der Delikanlı birçok hastalığa şifa bulur hale gelir, körlerin gözlerini açar Hükümdarın kör bir arkadaşı da bunu duyar ve birçok hediyeyle beraber gencin yanına gelerek der ki: “Gözlerimi açarsan, bu hediyelerin hepsi senindir” Delikanlı; “Ben kimseye şifa veremem Şifayı ancak Allahü teala verir Eğer iman edersen, dua ederim, şifaya kavuşursun” der Hasta derhal iman eder Gözleri açılır O sevinçle hemen hükümdarın yanına gider Hükümdar sorar: “Gözlerinin görmesini kim sağladı?” “Rabbim” “Senin benden başka bir Rabbin mi var?” “Benim Rabbim de senin Rabbin de Allahü tealadır” “ŞİFAYI VEREN ALLAHÜ TEALADIR” Hükümdar kızar ve onun ağzından delikanlının ismini alana kadar işkence ettirir Genç hemen huzura getirilir Hükümdar: “Sihrin körleri bile iyileştirecek seviyeye ulaşmış, herkese şifa veriyormuşsun” “Ben hiçbir derde şifa veremem, şifayı ancak Allahü teala verir” Hükümdar, delikanlıya da rahibin ismini verinceye kadar işkence eder Rahip huzura getirilir Hükümdar: “Dininden dön” der Rahip de teklifi reddeder Derhal başı kesilir Delikanlı getirilir Gencin başına neler geliyor, o da yarına inşallah |
Zalim Hükümdar |
08-02-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Zalim Hükümdarzalim hükümdar Eski Yemen hükümdarlarından zalim birisi varmış Zevk ve sefa içinde yaşarmış Bu zalim hükümdar bir gün, yeni yaptırdığı bir bağa asma diktiriyormuş İşlerin bir an önce bitmesini sağlamak için de kölelerini hiç dinlendirmeden çalıştırıyormuş NİHAYET O GÜN GELMİŞ! Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya düşkün olan bu hükümdar gerçekten emri altındakilere çok zulmediyormuş “Bu üzüm bağları işini derhal bitirin En kaliteli şarapları bu bağın üzümlerinden yaptıracağım” deyip duruyormuş Orada çalışan zavallı kölelerden biri, bir gün pek bitkin düştüğü için dayanamamış ve; -Hükümdarım, niçin bu kadar acele ediyorsunuz? Siz bu bağın üzümlerinden yapılacak şarabı hiçbir zaman içemeyeceksiniz ki! deyivermiş Hükümdar öfkeden deliye dönmüş Biraz sakinleşince de içinden, “Ben bu köleye ve yanındakilere nasıl biri olduğumu göstereceğim” diye geçirmiş Nihayet gün gelip üzümler yetiştikten sonra, köleler de dahil herkesin hemen toplanmasını emretmiş Bir müddet sonra da o bağın üzümlerinden yapılmış şaraptan bir bardak istemiş Kendisine “Siz bu üzümlerden yapılacak şarabı içemeyeceksiniz” diyen köleyi de huzuruna çağırtmış Şarap dolu bardağı eline alarak alaylı bir şekilde; -Söyle bakalım ey köle! Benim bu şaraptan hiçbir zaman içemeyeceğimi şimdi de iddia edebilir misin? diye sormuş Köle şöyle cevap vermiş: -Belli olmaz efendim İçebileceğinizi söyleyemem Çünkü dudak ile bardak arasındaki mesafe çok uzundur! O arada başınıza neler gelebileceğini de bilemem! “ZALİMİN SONU BÖYLE OLUR” Köle sözlerini bitirir bitirmez, içeri hükümdarın adamlarından biri girmiş Bir yaban domuzunun bahçeye daldığını ve asmaları kırıp döktüğünü söylemiş Hükümdar, elindeki bardaktan bir damla dahi içemeden hemen dışarı fırlamış Domuzun bulunduğu yere koşmuş Hükümdarla domuz arasında öldüresiye bir mücadele başlamış Sonunda yaban domuzu testere gibi dişleriyle, hükümdarın karnını deşip öldürmüş O, gün görmüş köle ise, yanındakilere dönerek şöyle demiş: “Zalimlerin sonu böyle olur Hükümdar bağda, bardak masada kaldı” |
|