08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Fâtıma-İ Nişâbûriyye
FÂTIMA-İ NİŞÂBÛRİYYE
Nişâbur'da yetişen hanım velîlerden İsmi Fâtıma-i Nişâbûriyye olup, Horasanlıdır Doğum târihi bilinmemektedir 837 (H 223) senesi Mekke-i mükerremede ömre yapmak için çıktığı yolda vefât etti
Fâtıma-i Nişâbûriyye Mekke-i mükerremede ikâmet etti Evliyânın büyüklerinden Bâyezîd-i Bistâmî hazretlerinin medh ve iltifâtlarına kavuştu Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri onun hakkında: "Ömrümde velî bir hâtun tanıdım O da Fâtıma-i Nişâbûriyye'dir Kendisine herhangi bir konuda haber vermek istesem, ona açıkça belli olur ve o şeyi kendisi bana bildirirdi "
Zünnûn-i Mısrî hazretleri de kendisini bilir ve çok hürmet ederdi Ona birçok meselelerde suâl sormuş, danışmıştır Zünnûn-i Mısrî hazretleri onun hakkında:
"Mekke-i mükerremede bir hâtun vardır Adı Fâtıma-i Nişâbûriyye'dir Bu velîyye hanım, Kur'ân-ı kerîmin mânâ ve esrârı ile inceliklerinden öyle şeyler söylerdi ki, bana hayret verirdi " buyurdu
Fâtıma-i Nişâbûriyye hikmetli sözler söyledi ve nasîhatlerde bulundu
Kendisine; "Nasıl zikir yapıp Rabbimizi analım?" dediler O; "Allahü teâlâyı zikrettiğin, andığın zaman, Allahü teâlânın seni gördüğünü düşün ve zikre devâm et " cevabını verdi
"İhlâs sâhibi kime denir?" dedikleri zaman da; "Kim, Allahü teâlâyı düşünerek amel ve ibâdet yaparsa, o kimse ihlâs sâhibidir " buyurdu
Fâtıma-i Nişâbûriyye bir ara Kudüs'e Beyt-i Makdise gelmişti Zünnûn hazretleri ona; "Bana nasîhat eder misin ey velî hâtun!" dedi O da; "Doğruluğa sarıl İşlerinde nefsinle mücâdele et " buyurdu
Kendisinden sıdk ve takvâ sâhiplerinin halleri soruldu O zaman; "Sıdk ve takvâ sâhipleri bu zamanda bir deryâ içindedirler O deryânın dalgaları onlara çarpmaktadır O deryâ içinde boğulmuşçasına Allahü teâlâya duâ ve feryâd ederler Kâdir-i mutlak olan Hak teâlâdan saâdet, necât ve kurtuluş taleb ederler " buyurdu
|
|
|