![]() |
Şems-İ Tebrîzî |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şems-İ TebrîzîŞEMS-İ TEBRÎZÎ Konya'ya gelen büyük velîlerden ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şemseddîn-i Tebrîzî hazretleri, Tebriz'de ilim öğrendi ve edeb üzere yetişti ![]() ![]() "Henüz ilk mektepteydim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretleri, Ebû Bekr-i Kirmânî'den ve Bâbâ Kemâl-i Cündî'den feyz aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretleri dünyâya hiç kıymet vermez, haram ve şüphelilerden son derece sakınır, mübâhların fazlasını terk ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kendisi anlatır: "Bir zaman Rabbime, beni kendi velîleri arasına koyup onlara arkadaş et diye yalvarırdım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretleri bu ilhâm üzerine tam bir doğruluk ve büyük bir aşkla Tebriz'den Anadolu'ya hareket etti ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretleri uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra 1244 senesi Ekim ayında Konya'ya geldi ![]() ![]() ![]() Şemseddîn-i Tebrîzî önceleri çok riyâzet eder, nefsini ıslâh ile uğraşırdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretleri Konya'ya geldiğinde halk onun hakkında; "Acabâ bu zât Allahü teâlânın bir velîsi midir?" dediler ve onun sohbetlerini dinlemeyi arzu ettiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretleri günlerini orada geçirirken, bir gün kapıda oturmuş Allahü teâlânın mahlûkâtı hakkında tefekkür ediyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ'nın oğlu Sultan Veled, onların hâllerini şöyle anlatır: "Ansızın Şems-i Tebrîzî hazretleri gelip babam ile görüştü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eskiden herkes babama uyardı, şimdi ise, babam, Şems'e uyar oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî, Peygamber efendimizin güzel ahlâkını örnek alıp, bütün işlerini, âdetlerini, ahlâkını O'na uydurmaya gayret ederdi ![]() ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretleri; "Eğer bir kimse bana âhiretim ile ilgili bir defâ iyilik edip, dünyâ ile ilgili binlerce kötülük etse, ben onun bir defâ yaptığı iyiliğe nazar ederim ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretleri her nerede bir cenâze görse; "Âh! Bu cenâzenin yerinde ben olsaydım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şems-İ Tebrîzî |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şems-İ TebrîzîKendisine bir şey ikrâm etseler veya bir şey istediğinde getirseler, onlara mutlaka karşılığında bir şey verirdi ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretleri güzel halleri ve kerâmetleri ile meşhûr oldu ![]() Sirâceddîn anlatır: "Kış mevsiminin ortasıydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultânın bir oğlu vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretleri ile Mevlânâ, mehtaplı bir gecede medresenin damında oturmuş sohbet ediyorlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ bir gün talebelerine, Şems-i Tebrîzî hazretlerinin üstünlüklerinden, bâzı kerâmetlerinden ve onun üstün vasıflarından bahsetti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretleri bir gün kalb gözüyle gayb âlemini seyrederken, kırk bin talebesi olan evliyânın büyüklerinden birini gördü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ Celâleddîn ileŞems-i Tebrîzî hazretlerinin zâhiri ve bâtınî çalışmaları devam ederken, onların bu sohbetlerini hazmedemeyen ve Mevlânâ'nın kendi aralarına katılmamasına üzülen bâzı kimseler, Şems-i Tebrîzî hakkında uygun olmayan sözler söylemeye başladılar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretlerinin gitmesi Mevlânâ'yı çok üzdü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevlânâ Celâleddîn ile Şems-i Tebrîzî, eskisi gibi yine bir odaya çekilip sohbete başladılar ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretleri,Mevlânâ'yı velîlik makamlarının en yüksek derecelerine çıkarmak için elinden gelen bütün tedbirlere başvuruyor, her türlü riyâzet ve mücâhedeyi yaptırıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1247 senesi Aralık ayının beşine rastlayan Perşembe gecesiydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî'nin kıymetli, hikmetli sözlerinden bâzıları şöyledir: Şems-i Tebrîzî hazretlerine bir kimse; "Efendim! Mârifeti bana anlatır mısınız?" dedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allahü teâlâya vâsıl olmasına mâni olacak şey dört tânedir: 1) Şehvet, 2) Çok yemek ![]() 3) Mal ve makam, 4) Ucb ve gurûr ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şems-İ Tebrîzî |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şems-İ TebrîzîBir defâsında da; "Velîler, Allahü teâlâyı zikretmekten yorulmazlar ve O'nun muhabbetine doymazlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "İlim üç şeydir: Zikreden dil, şükreden kalp, sabreden beden ![]() "Perhizi olmayan bir vücûd, meyvesiz bir ağaç; utanması olmayan bir beden, tuzsuz bir aş; gayreti olmayan bir vücûd, sâhipsiz bir köle gibidir ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretlerine; "İnsanların en üstünü, kıymetlisi kimdir?" dediler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cömertliği sordular, buyurdu ki: "Dört türlü sehâvet, cömertlikvardır: 1) Mal cömertliği; zâhidlere, dünyâya kıymet vermeyenlere mahsustur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Dünyâ, insanı hevâ ve hevesine kaptırır, nefsin arzularına uydurur ![]() ![]() "İnsanoğlunun edepten nasîbi yoksa, insan değildir ![]() ![]() "Âhireti kazanmak için çalışmak lâzımdır ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretlerinin aşkla söylediği beytlerinden bâzıları şöyledir: Bihamdillah direm Allah Alıp aklımı fikrullah Dilimde zâtın esmâsı Bana üns oldu zikrullah Salâtullah selâmullah Aleyke yâ Resûlallah Bu tevhidden murâd ancak Cemâl-i zâta ermektir Görünen kendi zâtıdır Değil sanma ki gayrullah Salâtullah selâmullah Aleyke yâ Resûlallah Ben ol pervâneyim geldim Düşüp aşk oduna yandım Yanuban küllü yandım Beni yaktı aşkullah Salâtullah selâmullah Aleyke yâ Resûlallah Gönül âyinesin sûfî Eğer kılar isen sâfî Açılır sana bir kapı Ayân olur Cemâlullah Salâtullah selâmullah Aleyke yâ Resûlallah Şems-i Tebrîz bunu bilir Ehad kalmaz fenâ bulur Bu âlem küllü mahvolur Hemen bâkî kalır Allah Salâtullah selâmullah Aleyke yâ Resûlallah YAPACAĞIM BİR ŞEY YOK Şems-i Tebrîzî hazretleri Şam'danKonya'ya gelirken, yol üzerinde bulunan bir hana uğrayarak burada yatmak istedi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şems-i Tebrîzî hazretleri, bu son sözler üzerine bir tuhaf oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ÜÇ SUÂL VE BİR CEVAP Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye felsefecilerden bir grup geldi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() GAFLETTEN UYANMAK İÇİN Mevlânâ otururken, bir havuz kenarında, GeldiŞems-i Tebrîzî ve oturdu yanında ![]() Gördü ki Mevlânâ'nın, yanında kitaplar var, Onları göstererek, sordu ki: "Nedir onlar?" Arz etti ki: "Babamın, yazdığı kitaplardır, Hepsi de inci gibi, kıymette bî-bahâdır ![]() Şems onları isteyip, aldı kendi eline, Ve kaldırıp hepsini, attı suyun içine ![]() Mevlânâ çok üzülüp, dedi: "Eyvâh, pederden, Kalan kitaplarımın, tamamı gitti elden ![]() Lâkin Şems-i Tebrîzî, elini uzatarak, Çıkardı herbirini, hem de kuru olarak ![]() Mevlânâ görünce de, ondan bu kerâmeti, Daha da sağlam oldu, ona teslîmiyeti ![]() Öyle ki sarsılmaz bir kale gibi oldu tam, Sohbetine daha çok, aşk ile etti devam ![]() Evlâdı Sultan Veled, der ki: "Şems-i Tebrîzî, Ansızın gelip gördü, bir gün pederimizi ![]() Öyle ki, babam onun, dururken huzûrunda, Yok olmuştu gölgesi, o velînin nûrunda ![]() Önce herkes babama, tâbi iken, bu sefer, Babam Şems'e uydu ve oldu onda cansiper ![]() Şems ona anlattıkça, Allah'ın sevgisinden, Babam şevkle dinleyip, geçerdi kendisinden ![]() Bu şekilde aylarca, devam etti bu sohbet, Çok yüksek makamlara, erdi babam nihâyet ![]() Şems-i Tebrîzî ile, Mevlânâ hazretleri, Sohbet ediyorlardı, geceleri ekserî ![]() Yine bir gün gecenin, bir mehtaplı ânında, Sohbet ediyorlarken, medresenin damında, Baktı Şems-i Tebrîzî, etrafına birazcık, Buyurdu: "Hiç bir evde, görünmüyor az ışık, Ölü gibi, gafletle, uyuyor bu kimseler, Keşki kalkıp Allah'a, ibâdet eyleseler, Zirâ kim, az sıkıntı, çeker ise bu günde, Görmez fazla ızdırap, yarın mahşer gününde ![]() O böyle söyleyince, hazret-i Mevlânâ da, Ellerini kaldırıp, duâ etti o anda ![]() Dedi: "Şems-i Tebrîzî, hürmetine İlâhî, Uyandır ölü gibi, yatan bu ahâlîyi ![]() Mevlânâ hazretleri, edince böyle duâ, Başladı gök yüzünde, bulutlar toplanmağa ![]() Şimşek çakıp, kuvvetle, gök gürledi peşinden, Uyandı şehir halkı, bu gök gürlemesinden ![]() Civardaki evlerden, sesler yükseliyordu, Herkes korkularından, "Allah Allah" diyordu ![]() Hazret-i Şems buyurdu: "Nasıl şimdi insanlar, Bu yalancı uykudan, bu sesle uyandılar, Hakîkî uykudan da, uyanmaları için, Teveccühü gerekir, bir veliyy-i kâmilin, Bir Allah adamının, mevcûdiyeti ile, Gafletten uyanırlar, bir şehir halkı böyle ![]() BAŞKA ÇÂRE YOK Şems-i Tebrîzî hazretleri, bir gün dostlarına şöyle nasîhatta bulundu: "Âhireti terk edip, dünyâya tâlib olup muhabbet edenlere, mal kazanıp zengin olmaktan başka çâre yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49 ![]() ![]() 2) Rehber Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 3) Nefehât-ül-Üns; s ![]() 4) Hadîkat-ül-Evliyâ; s ![]() 5) Kâmûs-ül-A'lâm; c ![]() ![]() 6) Menâkib-ül-Ârifîn; c ![]() ![]() 7) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 8) Menâkıb, Millet Kütüphânesi, Feyzullah Efendi Kısmı, No: 2142 9) Risâle-i Sipahsalar |
![]() |
![]() |
|