Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
yayabaşızâde

Yayabaşızâde

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yayabaşızâde




YAYABAŞIZÂDE

Osmanlılar zamânında yetişen hadîs, fıkıh âlimi ve evliyânın büyüklerinen İsmi, Hızır bin İlyâs bin Abdülvehhâb’dır Yayabaşızâde ismiyle tanınır İstanbul’da Eyüb Sultan semtinde doğup yetişti Doğum târihi bilinmemektedir Osmanlı ordusunda bulunup, Allah yolunda gazâ etmenin fazîletine dâir vâz ederdi Sultan Üçüncü Mehmed Hân ile gittiği Eğri Seferinde, Tabur cenginde, 1596 (H1005) senesi Rebî’ul-evvel ayının yirmi sekizinci günü şehîd oldu Cenâzesini İstanbul’a getirmek istedilerse de, gördükleri bir rüyâ üzerine, Tatar Pazarcığı beldesinde, Dülbendzâde Câmii avlusunda defnettiler

Yayabaşızâde, çocukluğunda yeniçeri ocağına kayıtlı iken orada verilen ders esnâsında ilim öğrenme istidâdının fazla olması dikkatleri çekti Bunun üzerine ilmiye sınıfına geçti Mâlülzâde Nakîb Efendiden ders almağa başladı Zâhirî ilimlerdeki tahsîlini bu zâtın huzûrunda tamamladıktan sonra, o zamanda bulunan Halvetiyye büyüklerinden Vişne Efendinin sohbetlerine devâm etti Tasavvufta yüksek derecelere kavuştu Kendisine yeniçerilerin orta mescidinde vâizlik vazifesi verildi Orada yeniçerilere vâz ve nasîhat etmeye başladı 1572 senesinde Üsküdar’da Şemsi Paşanın; câmi, dâr-ül-hadîs ve tekkesinde vâiz ve muhaddîs, hadîs âlimi oldu Tekkenin başına geçip, talebeleri tasavvuf yolunda yetiştirmeye başladı Üsküdar’da on üç sene vazife yaptı

Dâr-üs-saâde ağalarından (İstanbul vâlilerinden) Mehmed Ağa, Fâtih’te Çarşamba ile Draman arasında kendi ismi ile Mehmed Ağa Câmii ve câminin avlusu yanında sebîl, câminin karşısında da Halvetî tekkesi, dâr-ül-hadîs ve çifte hamam yaptırmıştı Bunların inşâatı 1585 (H993) senesinde tamamlanınca, Yayabaşızâde Hızır Efendi buraya yerleşti Dâr-ül-hadîste, hadîs dersleri vermeye başladı Burada talebelere faydalı olmakta iken Sultan Üçüncü Mehmed Hân, Eğri Seferine çıktı Orduyu vâz ve nasîhat ile takviye etmesi için Yayabaşızâde Efendiyi de berâber götürmek istedi O da Allahü teâlânın dînini yaymak niyetiyle sefere katılmayı kabûl etti

Sefere çıkmadan evvel, kendisinin olan Beydâvî Tefsîri'ni talebelerinin büyüklerinden Bosnalı Hüseyin Efendiye gönderip; “Mütâlaa ettikçe bize duâ etmeyi unutmasın" dedi Bundan sonra pâdişâh ile birlikte sefere çıktı Yol boyunca askeri çok güzel bir şekilde muhârebeye hazırladı Muhârebe esnâsında bir ara askerin durumu bozulup, firâr kaçınılmaz bir hâl almışken, Hızır Efendi pâdişâhın huzûruna çıkıp; “Sultânım! Ricâlullah bizimle birliktedir Bir mikdâr daha harbe tahammül ediniz Neticede zafere ulaşacaksınız Beni de duânızdan unutmayınız Bu uğurda şehîd olacağımı ümid ediyorum” buyurdu ve toplanan askerle düşman üzerine at sürdü Büyük kahramanlıklar gösterdi Nihâyet şehîd oldu Şehîd olduğunda mübârek vücûdunda birçok kılıç ve mızrak yarası vardı

Talebelerinin büyüklerinden olan Bosnalı Hüseyin Dede, Yayabaşızâde’nin üstün hâllerini, kerâmetlerini uzun uzun anlatırdı

Rivâyet edilir ki, Yayabaşızâde Hızır bin İlyâs Efendinin, talebesi Hüseyin Dede’ye gönderdiği Beydâvî Tefsîri cildli değil, nüshalar hâlinde idi Tefsîrin bir kısmı Yayabaşızâde’nin vâz çantasında kalmıştı Şehîd olan Yayabaşızâde’nin vâz çantasını bütün aramalara rağmen muhârebe meydanında bulamamışlardı Bundan epey müddet geçtikten sonra, hiç tanımadığı bir kimse Hüseyin Dede’ye gelerek, tefsîrin noksan ve kaybolan cüzünü getirdi ve; “Ben bu cüzü size ulaştırmaya memûr edildim” dedi Sonra da gözden kayboldu Açıp baktıklarında, sahifelerin bâzı yerlerinde kan izleri görüldü Böylece muhârebeye gitmeden evvel Beydâvî Tefsîri'ni Hüseyin Dede’ye göndermesinin hikmeti anlaşıldı Bu cüz, Tatar Pazarcığı beldesinde muhâfaza edilerek, senelerce o civârda bulunan müslümanlar tarafından ziyâret edilmiştir

Hızır bin İlyâs Efendi, dînimizin emirlerine uymakta ve bu emirleri yaymakta çok gayretliydi Kalbindeki îmân aşkı ve insanlara olan merhameti sebebiyle, bütün ömrünü insanların saâdete kavuşmalarına vesîle olmak için harcadı Bütün gücü ile, insanların Ehl-i sünnet îtikâdında olmaları ve bu yolda ilerlemeleri için çalıştı Çok gayret ederek, vâz ve nasîhatleri ile insanlara hizmet etti Vâz ve nasîhatlerinde, her söylediğini kalbden gelerek ve ihlâs ile söylerdi Riyâdan, gösterişten uzak olduğu için sözleri çok tesirli olur, dinleyenleri cezbederdi İlim ve irfân âşıkları onun sohbetinde, vâzlarında bulunmak için can atarlardı

1) Sicilli Osmânî; c2, s279
2) Şakâyik-ı Nu’mâniyye Zeyli (Atâî); s464
3) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c16, s252
4) Lemezât; v312

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.