Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abdurrahman, bin, sa’lebe

Sa’Lebe Bin Abdurrahmân,

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sa’Lebe Bin Abdurrahmân,




Hazreti Ömer, Sa’lebe’nin şartlarını kabûl ederek onu Medîne’ye götürdü Resûlullah namaz kılarken mescide girdiler


Sa’lebe bin Abdurrahmân, getirildiği mescidde, Resûlullah efendimizin kırâatini işitince, bayılarak düştü O baygın hâlde iken Hazreti Ömer ve Hazreti Selmân da namaza durdular Resûlullah efendimiz selâm verince Hazreti Ömer ve Selmân’a, “Sa’lebeyi ne yaptınız?” buyurdu Onlar da, “Ey Allahın Resûlü! Sa’lebe buradadır” dediler “BENİM GÜNAHIM BÜYÜK!

Sa’lebe’yi ayıltarak Resûlullah efendimizin yanına getirdiler Resûlullah efendimiz ona “Yâ Sa’lebe seni benden uzaklaştıran nedir?” diye sorduklarında, Sa’lebe; “Günahımdır” diye cevap verdi Peygamber efendimiz ona “Sana öğretmedim mi? Allahü teâlâ hatâ ve günahları bağışlıyor” buyurunca, o da “Evet yâ Resûlallah!” deyince Sa’lebe “Yâ Resûlallah! Günahım büyüktür” deyince, Resûlullah efendimiz, “Bilakis Allahın kelâmı en büyüktür” buyurdu

Bundan sonra Resûlullah onu evine gönderdi Üç gün hasta yattı Resûlullah efendimiz durumu öğrenince “Kalkınız Sa’lebe’ye gidelim” buyurdu Resûlullah efendimiz onun yanına geldi Başını kucağına alınca, Sa’lebe radıyallahü anh başını mübârek kucağından çekti Resûlullah efendimiz “Niçin başını kucağımdan çektin?” diye suâl ettiklerinde, Sa’lebe “Yâ Resûlallah! O baş günahla doludur Onu sizin mübârek kucağınıza lâyık görmedim” dedi Resûlullah efendimiz “Ne hissediyorsun?” buyurdu Sa’lebe “Derimin ve kemiklerimin arasında karıncanın sessiz yürüyüşünü hissediyorum” dedi Resûlullah efendimiz, “Ne arzu ediyorsun?” diye buyurduklarında; Sa’lebe “Rabbimin magfiretini” dedi Bunun üzerine Resûlullah efendimiz; Cebrâil aleyhisselâm şimdi geldi ve “Ey kardeşim, Rabbin sana selâm ediyor ve ‘Şayet kulum yer (dünyâ) dolusu hatâ ile bana kavuşursa, ben de onu yer dolusu magfiret ile karşılarım’ buyuruyor dedi” buyurdu


NAMAZINI RESÛLULLAH KILDIRDI

Resûlullah efendimiz bunu Sa’lebe’ye söyler söylemez, Sa’lebe bir bağırış bağırdı ve vefât etti Resûlullah efendimiz kalktı, onu gasl etti, techîz ve tekfinini yaptı Namazını kıldı Sonra kabrine taşıdı Kabir dönüşü Peygamber efendimizi parmaklarının ucuna basarak yürüdüğünügören?Eshâb-ı kirâm, “Yâ Resûlallah! Siz niçin ayak parmaklarınızın ucuna basarak yürüyorsunuz?” diye sorduklarında Peygamber efendimiz; “Sa’lebe’yi karşılayan melekler o kadar çok ki, onların kanadına basmayayım diye bu şekilde yürüyorum” buyurdu





Alıntı Yaparak Cevapla

Sa’Lebe Bin Abdurrahmân,

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sa’Lebe Bin Abdurrahmân,




Ensârdan Sa’lebe bin Abdurrahmân adlı bir genç vardı Bu genç sevgisinden dolayı Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) yanından bir an bile ayrılmaz ve O’na dâima hizmet ederdi Bir gün Ensârdan birisinin kapısının önüne geldi, içeriye baktı Bu sırada içeride bir hanım yıkanıyordu Sa’lebe birkaç defa içeriye baktı Sonra bu hareketine pişman oldu UTANCINDAN DAĞA KAÇTI!

Sa’lebe, yaptığı bu kötü hareketten dolayı, Resûlullaha vahiy gelmesinden korktu! Peygamberimiz efendimize karşı utancından Medîne’den kaçtı Mekke ile Medîne arasında bir dağa gitti ve orada yaşamaya başladı

Resûlullah efendimiz kırk gün Sa’lebe’yi sordu Nihâyet Cebrâil (aleyhisselam) gelerek Peygamber efendimize dedi ki: “Rabbin sana selâm ediyor ve sana haber veriyor ki; ümmetinden firar eden (Sa’lebe) dağlardadır O kaçan kişi, azâbımdan bana (Allahü teâlâya) sığınıyor

Peygamber efendimiz bunun üzerine, Hazreti Ömer ve Selmân-ı Fârisî hazretlerine, “Gidin Sa’lebe bin Abdurrahmân’ı getirin” buyurdu Hazreti Ömer ve Selmân (radıyallahü anhüma) Medîne’nin kenar evlerinin sonunda, koyun çobanlığı yapan Züfâfe ile karşılaştılar Hazreti Ömer, Züfâfe’ye, “Buralarda dağda yaşayan bir genç biliyor musun?” diye sordu Züfâfe, “Herhalde sen Cehennemden kaçanı soruyorsun” dedi Hazreti Ömer, “Cehennemden kaçtığını nereden biliyorsun?” deyince Züfâfe; “Gece yarısı olunca, şu taraftan elini başına koyarak ve ağlayarak gelir ve şöyle söyler: “Keşke rûhum âlem-i ervâhta, cesedim âlem-i ecsâd’da kabz olsaydı ve rûhum bu iki âlemden ayrılmasaydı


ONU MEDİNE’YE GÖTÜRDÜLER

Züfâfe onları dağa götürdü Gece yarısına doğru, genç aynı şeyleri söyleyerek geldi Hazreti Ömer, gence yaklaştı Genç onu hissedince “el-Emân, el-Emân, ateşten (azaptan) kurtuluş ne zaman” dedi Hazreti Ömer ona, “Ben Hattâb oğlu Ömer’im” dedi Sa’lebe bunun üzerine; “Resûlullah efendimiz benim günahımı biliyor mu?” diye sorduğunda Hazreti Ömer, “Bilmiyorum Ancak dün akşam seni bulmak üzere bizi gönderdi” Sa’lebe, “Yâ Ömer, beni Resûlullah efendimizin huzûruna, o namaz kılarken veya Hazreti Bilâl kamet getirdiği zaman götürün” dedi Hazreti Ömer, Sa’lebe’nin söylediklerini kabûl ederek onu Medîne’ye götürdü ve sözünde durarak, Resûlullah namaz kılarken mescide getirdi Bundan sonra neler yaşandı, o da yarına




Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.