Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ibni, kemal, paşa

İbn-İ Kemal Paşa

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İbn-İ Kemal Paşa




İbn-i Kemal Paşa

On beşinci ve on altıncı asırda yetişmiş olan Osmanlı âlimlerinin en meşhûrlarından İsmi, Ahmed bin Süleymân bin Kemâl Paşadır Lakabı Şemseddîndir Dedesi Kemâl Paşaya nispetle İbn-i Kemâl veya Kemâlpaşazâde diye meşhur olmuştur 1468 (H873) senesinde Edirnede doğdu 1534 (H940)de İstanbulda vefât etti


Dedesinin ve babası Süleymân Çelebinin ümerâ sınıfından olması sebebiyle, zamânın geleneği îcâbı önce askerî sınıfa girdi Sultan İkinci Bâyezîd Hanın seferlerine sipâhî olarak katıldı Sonra ilmiye sınıfını seçti İbn-i Kemâl, bu sınıfa geçişini şöyle anlatır:


Sultan İkinci Bâyezîd Hanla bir sefere çıkmıştık O zaman vezir, Halil Paşanın oğlu İbrâhim Paşaydı Şanlı, değerli bir vezirdi Bu zamanda Ahmed ibni Evrenos adında bir kumandan vardı Kumandanlardan hiç biri onun önüne geçemez, bir mecliste ondan ileri oturamazdı Ben ise vezirin ve bu kumandanın huzûrunda ayakta, esas vaziyette dururdum Bir defâsında eski elbiseler giyinmiş bir âlim geldi Bu kumandanlardan da yüksek yere oturdu ve kimse ona mâni olmadı Buna çok hayret ettim Arkadaşlarımdan birine kumandandan da yüksek oturan bu zâtın kim olduğunu sordum Filibe Medresesi müderrisi âlim Molla Lütfidir, dedi Ne kadar maaş alır, dedim Otuz dirhem, dedi Makâmı bu kadar yüksek olan bu kumandandan yukarı nasıl oturur dedim Âlimler ilimlerinden dolayı tâzim ve takdim olunur, hürmet görürler Geri bırakılırsa bu kumandan ve vezir buna râzı olmazlar, dedi Düşündüm Ben bu kumandan derecesine çıkamam, ama çalışır, gayret edersem şu âlim gibi olurum, dedim ve ilim tahsiline niyet ettim Seferden dönünce o âlimin huzûruna gittim Sonra Edirnedeki Dârülhadîs müderrisliği bu zâta verildi Ondan Metâlî Şerhinin hâşiyelerini (açıklama ve ilâvelerini) okudum İbn-i Kemâl Paşa, bu zâttan sonra Molla Kestelli ismiyle meşhur Muslihiddîn Mustafa Efendi, Molla Hatibzâde, Molla Muarrifzâde, Muhyiddîn Mehmed Efendi gibi zamanın tanınmış âlimlerinden okuyup icâzet (diploma) aldı Tefsir, fıkıh ve hadis ilimlerinde derin âlim olarak yetişti


Edirnede Taşlık Medresesi adıyla bilinen Ali Bey Medresesine müderris tâyin edildi Burada müderrisken, pâdişâhın emriyle Tevârih-i Âl-i Osmân adlı eserini yazdı Daha sonra Üsküpte İshâk Paşa, Edirnede Halebiye ve Üç Şerefeli, İstanbulda Sahn-ı Semân (Fâtih) ve Sultân Bâyezîd Medreselerinde müderrislik yaptı Çok âlim yetiştirdi Bu vazîfelerinden sonra Rumeli, peşinden de Anadolu kazaskeri oldu


İbn-i Kemâl, dâhilî ve hâricî din ve mezhep düşmanlarına karşı ilmi ve yazdığı kitaplarıyla mücâdele etti Eshâb-ı kirâm düşmanlığı propagandasıyla doğu Anadoluda yer yer büyümeye başlayan fitneye karşı Ehl-i sünnet itikâdını bütün gayretiyle müdâfaa etti Yazdığı risâlelerle Yavuz Sultan Selim Hanı, Safevîlere karşı mücâdeleye teşvik etti Aynı zamanda Hazret-i Îsânın Muhammed aleyhisselâmdan daha efdal (üstün) olduğunu iddiâ eden İranlı Molla Kâbızın iddiâlarının doğru olmadığını, alenî bir mahkemede onu susturarak ispat etti Yazdığı risâlelerle Kâbızın halk efkârında uyandırdığı tereddütleri de gidermiş oldu


Mısır seferinde ise, Anadolu kazaskeri sıfatıyla Yavuz Sultan Selim Hanın yanında bulunan İbn-i Kemâl Paşa, Pâdişâhtan büyük bir itibâr gördü Mısırın tahrîrinde vazîfe aldı Bu sefer dönüşünde İbn-i Kemâl Paşanın atının ayağından sıçrayan çamurların Pâdişâhın kaftanını kirletmesi üzerine Yavuz Sultan Selim Han:


Ulemânın atının ayağından sıçrayan çamur, benim için ziynet ve iftihâr vesîlesidir Bu kaftanım, vefâtımdan sonra sandukamın üzerine örtülsün! diye vasiyet etti Bu vasiyeti yerine getirilmiştir


Mısırın fethinden sonra oradaki büyük âlimlerle sohbetlerde ve münâzaralarda bulundu Burada fazîlet ve üstünlüğü iyice anlaşıldı 1527 senesinde Şeyhülislâmlığa tâyin edildi İbn-i Kemâl Paşa, sekiz yıl bu görevde kaldıktan sonra 1534'te (H940) İstanbulda vefât etti Vefâtı için; Kemâlle birlikte ilimler de gitti mânâsına gelen İrtehalel ulûmü bil kemâli sözüyle; Vay gitti Kemâli bu asrın târihi düşürüldü Kabri Edirnekapı Mezarlığındadır Boğaz Köprüsü çevre yolu yapılırken kabri târihî bir eser olarak on metre geri alınmıştır


İbn-i Kemâl Paşa bütün vaktini ilme veren âlimlerdendir İlmi ile büyük şöhret kazandığından, devrinin âlimleri, içinden çıkamadıkları meselelerde ona başvururlardı Hattâ bir kısım ulemâ, yazdıkları eserleri, tashih (düzeltme) için, ona gönderirlerdi O, on altıncı asrın ilk yarısında, Osmanlı kültürünün en büyük temsilcisi olarak görülmektedir Ahlâkı güzel, edebi mükemmel, zekâsı ve aklı kuvvetli, ifâdesi açık ve veciz olup, ilmi yeniden ihyâ eden, iki dünyâ faydalarını bilen ve bildiren pek nâdir simâlardan biriydi Cinnîlere de fetvâ verirdi Bunun için Müftîyüs-Sekaleyn (İnsanların ve Cinnîlerin Müftüsü) adı ile meşhur oldu Büyük bir âlim olduğu gibi güçlü bir târihçi, değerli bir edip, kuvvetli bir şâirdi Tasavvufta da, ileri derece sâhibi olup büyük velîlerin teveccühünü kazanmıştır


Eserleri:


İbn-i Kemâl Paşanın, ekserisi risâleler olmak üzere üç yüz civârında eseri vardır Bu eserlerin çoğu yazma olup, otuz altı tânesi Ahmed Cevdet Paşa tarafından yayınlandı Usûl-i fıkıhta Tağyîr-üt-Tenkîh; kelâm ilminde Risâle-i Mümeyyize ve Tecrid-üt-Tecrid, Risâle fî Evsâfı Ümm-il-Kitap; fıkıhta Müferric-ül-Kulûb, Telvih Hâşiyesi, Risâle-i Münîre, Hidâye Şerhi; nahivde Felâh Şerhi Merâh; Saffât sûresine kadar hazırladığı tefsiri; Beydâvî Hâşiyesi; Seyyid Şerîfin Keşşâf şerhine ve Miftâh şerhine hâşiyesi; Meşârik-ül-Envâr Şerhi, Hadîs-i Erbaîn şerhi; fetvâlarını içine alan bir kitabı; Farsça Nigâristân, Arapça ve Farsça Muhît-ül-Lügat, Galatât ve en mühim eseri sayılan süslü nesrin en güzel örneklerinden olan Tevârîh-i Âli Osmân; Meânî ilminde bir metin ve şerhi; ferâizde metin ve şerhi; Molla Hocazâdenin Tehâfütüne hâşiyesi gibi kitaplar başlıca eserlerdir


Dîvânı ve Molla Câmiyi esas alarak yazdığı 7777 beyitlik manzum Yûsuf ve Züleyhâ adlı eseriyle iyi bir şâir olduğunu da göstermiştir Şâir olarak şiirlerinde mahlas kullanmadığı için, Dîvânına başka şâirlerin şiirleri de karışmıştır Yavuz Sultan Selim Hanın ölümü üzerine yazdığı mersiyesi yıllarca dilden dile dolaştı Ayrıca darbımesel hâlini almış kıta ve beyitleri vardır Nitekim:


Mansıbda bir olsa dahi ger âlim ü câhil,

Zâhirde müsâviyse hakîkatte bir olmaz

Altun ile faraza ki berâber çekile seng,

Vezn içre bir olmak ile kıymette bir olmaz


kıtası ile:


Sakla kurt enciğin derin oysun

Besle kargayı gözlerin oysun


beyti bunlardandır


İbn-i Kemâl Paşa, kıymetli eserlerinden başka yine târihe âit olmak üzere, Mısır Seferi sırasında, Yavuz Sultan Selim Hanın emriyle İbn-i Tagriberdînin En-Nücûm-üz-Zâhire fî Mülûki Mısır vel-Kâhire adlı Arapça eserini de Türkçe'ye tercüme etmiştir




İbrahim Hakkı Paşa

Meşrûtiyet dönemi Osmanlı sadrâzamlarından 1863te İstanbulda doğdu Şehremâneti Meclis Reisi Sakızlı Mehmed Remzi Efendinin oğludur


1882de Mülkiye Mektebini bitirdi 1884te Mâbeyn tercümanlığına tâyin oldu Bu görevi sırasında Hukuk Mektebinde târih, siyâset hukûku, idâri hukuk ve devletler hukûku dersleri verdi 1894te Bâbıâli hukuk müşâvirliği görevine getirildi İkinci Meşrûtiyetten sonra kurulan Kâmil Paşa başkanlığındaki hükümette maârif ve dâhiliye nâzırlığı yaptı (1908) Aynı yılın sonlarında Roma büyükelçiliğine, Hüseyin Hilmi Paşanın istifâsı üzerine de 1910da sadrâzamlığa getirildi 1911de Rıfat Paşanın Paris Büyükelçiliğine tâyin edilmesi üzerine Hâriciye Nazırlığını da üstlendi Bu sırada İtalyanların Trablusgarba saldırmaları İbrâhim Hakkı Paşanın sadrâzamlıktan istifâsına sebep oldu (Eylül 1911) 1915te Berlin Büyükelçiliğine tâyin edildi Birinci Dünyâ Harbine son vermek üzere Brestlitovsk görüşmelerine katılan Osmanlı heyetinde yer aldı (Mart 1918) Berlindeki görevine döndükten kısa bir süre sonra öldü (29 Temmuz 1918) Cenazesi İstanbula getirilerek Yahyâ Efendi Türbesine gömüldü


Eserleri:


Üç ciltlik Târîh-i Umûmî (1888-1889), Mehmed Azmi ile birlikte Muhtasar İslâm Târihi (1889), Küçük Osmanlı Târihi (1890) ve iki ciltlik Hukûk-ı İdâre (1890-1891)'dir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.