08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ahmed Reşid Rey
Ahmed Reşid Rey
Osmanlı devri şairlerinden, devlet adamı, yazar
1870 senesi başında İstanbulda doğdu Babası, Çankırı mutasarrıfı Abdullah Şefik Efendidir Anne tarafından Mollacıkzade ailesine mensuptur İlk tahsilini Çankırıda yapan Ahmed Reşid, babasının vefatı üzerine İstanbula gelerek Soğukçeşme Rüşdiyesinden mezun oldu Mekteb-i Mülkiye-i Şahaneye devam etti Bu arada edebiyata ilgi duyan Ahmed Reşid, hocası Recaizade Mahmud Ekremin tesirinde şiirler yazdı İlk şiirleri, Gülşen Dergisi'nde yayınlandı 1888de Mülkiyeyi bitiren Ahmed Reşid, bir sene kadar burada öğretmenlik yaptı
Ahmed Reşid, 1890da Mabeyn katipliği daha sonra sırasıyla Kudüs mutasarrıflığı, Manastır, Ankara, Halep ve Aydın valiliklerinde bulundu 1912de Kamil Paşa kabinesinde Dahiliye Nazırı oldu Babıali Baskını ile kısa bir süre sonra kabine düşünce, ailesiyle önce Mısıra, oradan Parise gitti Mahmud Şevket Paşa'nın öldürülmesi olayında suçlu bulunarak gıyabında idama mahkum edildi Birinci Dünya Harbi sırasında Cenevrede bulunan Ahmed Reşid, 1919da İstanbula döndü Tevfik ve Damat Ferit Paşaların kurduğu hükümetlerde Dahiliye Nazırlığı yaptı Delege olarak Parise gitti Sevr Antlaşmasını imzalamayarak bakanlıktan istifa etti ve siyasi hayattan çekildi Çeşitli dergi ve gazetelerde yazı yazan Ahmed Reşid Rey, 14 Ağustos 1955te İstanbulda öldü
Ahmed Reşid, önceleri Recaizade Ekrem ve Abdülhak Hamid tarzında şiirler yazmıştır Servet-i Fünun ve Mektebte yazmaya başlayınca asıl kendi şahsiyetini bulmuştur Parlak hayalleri olmakla birlikte, şiirlerinde duygudan çok mantık hakimdir Sanat ve anlayış bakımından realizme yaklaşmak istemişse de romantizmden tam manasıyla ayrılamamıştır Şiirlerini bir kitap halinde toplamamış olan Ahmed Reşidin diğer eserleri şunlardır: 1) Nazariyat-ı Edebiye (1912), 2) Racine Külliyatı (1934-1935), Şiirlerinden sadeleştirilmiş bir örnek:
Valideme
Hani sen   saçlarımı okşayarak,
Her gece yüreğinin sıcaklığında beni
Yatırırdın, ısıtırdın   hani sen!
Şefkatli bakışına gülümseyen
Oğlunun uyuyan gözünü
Öpücüklerle kapatırdın, ancak
Hani sen   sağlığını rahatını
Yavrunun masum neşesi için
Zevk alırdın feda etmekten
Görmesen oğlunu bir gün mesela
Değişir, heyecanlanırdın o gün
O gün örterdi üzüntü, saflığını
|
|
|