Prof. Dr. Sinsi
|
Nizamülmülk
Nizamülmülk
Büyük Selçuklu Devleti sultanlarından Alparslan ve oğlu Melikşahın veziri, büyük devlet adamı Adı Hâce Kıvâmüddîn Ebû Ali Hasan bin Alidir 1018 yılında İranın Tûs şehrinde doğdu ve 1092 yılında Nihavendde, Hasan Sabbahın fedâisi bir bâtinî tarafından şehit edildi
Kardeşi Ebül-Kâsım Abdullah ile birlikte çok iyi bir eğitim gördü Fıkıh, hadis, edebiyat ve sâir ilimleri çok iyi tahsil etti Zamânındaki meşhur âlim ve ediplerle devamlı görüştü Bu, onun idârecilik hayâtındaki kâbiliyet ve başarısının büyüklüğünde mühim rol oynadı
Devlet hizmetindeki hayâtı, babası ile berâber Gazne Devletinin Horasan vâlisi Ebül-Fâzıl Es-Surinin hizmetinde bulunmakla başladı 1040 yılındaki Dandanakan Savaşından bir süre sonra Alparslanın Belh vâlisi Ali bin Şadanın maiyetine girerek, vilâyet işlerinin yürütülmesiyle vazifelendirildi Selçuklu Sultanı Tuğrul Beyin vefatı ile Alparslan ve kardeşi Süleyman Bey arasındaki taht mücâdelesi sırasında yerinde görüş ve tedbirleriyle dikkatleri çekti ve 1063 yılında Alparslanın yanında hizmete başladı Alparslan, Sultan olunca 1064 yılında Selçuklu Devletine vezir tâyin edildi Zamânın halîfesi Kâim bi emrillah tarafından Nizâmülmülk unvânı ile taltif edildi Bu unvânıyla tanındı
Nizâmülmülk, vezir olduğu 1064ten, şehit edildiği 1092 senesine kadar aralıksız yirmi dokuz sene Büyük Selçuklu Devletine, tam bir dirâyet ve adâletle hizmet etti Vazifeli olduğu için katılamadığı Malazgirt Meydan Muhârebesi hâriç, bütün Selçuklu fütûhatında bulundu Sultan Alparslanın vefâtıyla veliaht Melikşahın tahta geçmesini sağlayıp, nizam ve âsâyişin korunmasında muvaffak oldu Sultan Melikşaha muhâlefet eden veya başkaldıran Selçuklu prenslerinin itâat altına alınmasında büyük hizmeti geçti Sultan Melikşah, devletin idâresinde ona çok büyük ve geniş yetkiler verdi Nizâmülmülkün akıllı, tedbirli ve adâletli idâresi sâyesinde de, Melikşâhın saltanatı, aynı zamanda Büyük Selçuklu Devletinin de en parlak ve en şanlı devri olmuştur
Nizâmülmülk, âlim, edip ve kadirşinâs bir zât olduğu için meclisi; ilim ve sanat adamlarının toplandığı bir yer hâline gelirdi Abbâsi halîfesi de kendisine pek çok hürmet eder, meclisinde bulunurdu Âlimlere, şâirlere, sanatkârlara karşı çok ikrâm, ihsan ve iltifât ederdi Birçok câmi, mescit, vakıf eserleri yaptırdı
Büyük Selçuklu Devletine; idârî, adlî, askerî, mâlî, sosyal ve kültürel sâhada pek çok yenilikler ve değişiklikler getirdi Sarayı, merkezî hükümet teşkilâtını, İslâm esaslarına dayalı mahkemeleri, toprak sistemini sağlam esaslar üzerine yeniden düzenledi Gerçekleştirdiği yeni sistemler bâzı değişikliklerle berâber bütün Türk-İslâm devletlerince devam ettirildi
Nizâmülmülk, zamânında yayılmaya ve kuvvetlenmeye çalışan bozuk fırkalara karşı, Ehl-i sünnet bilgilerinin sistemli bir şekilde öğretilmesi sağlandı Bunun için Bağdat, Belh, Nişabur, Herat, İsfehan, Basra ve Musul gibi çeşitli şehirlerde, kendi unvanı ile anılan Nizâmiye Medreselerini kurdurdu Onuncu yüzyılda Ehl-i sünnete muhâlif cereyanların giderek yaygınlaşması sebebiyle İslâm dünyâsında ortaya çıkan karışıklıkların giderilmesinde Nizâmiye Medreselerinin çok büyük hizmeti geçti Bu medreselerin en meşhurlarından birisi de, Bağdattaki Nizâmiye Medresesi olup, asrın büyük âlimlerinden birisi olan Ebû İshak-ı Şirâzî burada ders vermekle vazîfeli idi
Nizâmülmülkün Selçuklu Devletindeki bütün düzenleme ve değişiklikleri ciddî bir şekilde tetkik eden, devlet idâresinde kendi görüşlerini, icrâatını ve bunların gerekçelerini gelecek nesillere intikal ettirmek maksadıyla Fârisi olarak yazdığı Siyâsetnâme isimli eseri, bugün siyâset ilmiyle uğraşanların el kitapları arasında sayılmaktadır Siyâsetnâmede Türk-İslâm devletlerinin idârî, mâlî, siyâsî, askerî, sosyal ve kültürel yönlerini incelemektedir Tam doğru metin ve ilâvesiz nüshası, İstanbulda Süleymâniye Kütüphânesi, Molla Çelebi kısmında 114 numarada mevcuttur Siyâsetnâme, birçok dillere tercüme edilerek, yayınlanmıştır
|