Mehmed Namık Paşa |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mehmed Namık PaşaMehmed Namık Paşa Osmanlı devlet adamı 1804 yılında İstanbulda doğdu Divân-ı hümâyûn hocalarından Halil Ramis Ağanın oğludur Muntazam bir tahsil ve terbiye gördü Mühendishane-i Berri-i Hümâyûnu bitirdikten sonra bilgisini artırmak için Parise gönderildi 7 Ekim 1826da Ruslarla imzâlanan Akkerman Sözleşmesine ikinci tercüman olarak katıldı Ahmed Fevzi Paşa ile birlikte Mekteb-i Harbiyeyi kurdu Sultan İkinci Mahmud Han tarafından mütercim Mehmed Rüşdü Paşa ile birlikte bâzı Fransızca askerî nizamnâmeleri Osmanlıca'ya çevirmekle vazifelendirildi 1843de müşir rütbesiyle Arabistan ordusu komutanlığına getirildi Lübnan meselesinin hallinde büyük yararlığı oldu 1852de önce Tophâne Müşirliğine ardından Ticâret Nâzırlığına tâyin oldu Bursa (1855) ve Kastamonu (1857) vâliliklerinde bulundu 1858de tekrar Arabistan Ordusu Komutanı sıfatıyla Irak ve Hicaz Müşirliğine getirildi Kıbrıslı Mehmed Emin Paşanın sadârete gelmesinden sonra 1860da seraskerliğe tâyin edildi Şurâyı Devlet Başkanlığı (1871) ve Bahriye Nâzırlığı (1875) görevlerinde de bulunan Nâmık Paşa, 1877de Âyan Meclisi üyeliğine seçildi 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sonunda Edirne Mütârekesini imzâlayan Osmanlı heyetinde yer aldı 1883te Şeyhül-vüzerâ unvanını alan Nâmık Paşa, 16 Eylül 1892de İstanbulda vefât etti Kabri Karacaahmed Mezarlığındadır Dört pâdişah devrinde vatanına ve milletine hizmet etmiş, şeyhül-vüzerâ pâyesine layık görülmüş olan Nâmık Paşa, çok cömert ve iyilik sever bir kimse idi Emekli olduktan sonra, Ayaspaşadaki konağında otururken, her Cumâ kendi eliyle civârın fakirlerine sadaka dağıtırdı Uzun seneler âdet edindiği bu sadakadan dolayı, Cumâ günleri konağın etrafı satıcılarla âdeta mesire yerine dönerdi Nâmık Paşa, bulunduğu görevlerde de adâleti gözetir ve halka karşı zulmetmemek için fevkalâde dikkat ederdi Bir defâsında Kosova kumandanı olan oğlu Ferik İbrahim Paşanın bâzı askerî binâların inşâsı için halktan para topladığını duyunca şöyle haber gönderdi; Bir devlet kurulduğu zaman tebaasına; ben sizin ırz ve nâmusunuzu, mal ve canınızı ve sınırlarınızı korumak için güvenlik kuvvetleri tertipleyeceğim Çocuklarınızı yetiştirmek için mektepler, tarım ve ticâretinizi her türlü kolaylığa kavuşturmak için yollar açacağım Siz de buna karşılık bana her sene şu kadar vergi vereceksiniz, demiş olur Bu, taraflar arasında yapılmış bir antlaşmadır Artık bundan fazla bir şeyi halktan istemek zulümdür Zulmün düşmanı ise Allahtır Eğer benim bu ihtarımdan sonra da yardım toplamaya devam edersen âhirette iki elim yakandadır Bu baba ihtarına derhal uyan İbrahim Paşa da, hayırlı bir evlât olduğunu göstermiştir Nâmık Paşanın Konyanın Dolay mevkiinde yaptırmış olduğu bir câmii bulunmaktadır |
|