Prof. Dr. Sinsi
|
Tarihte Kadının Konumu
Tarihte kadının konumu
Şüphesiz geçmiş incelendiğinde,kadınların tarihi akış içerisinde hangi konumlarda bulunduğu görülecektir konuyu derinlemesine incelemeden önce "kadın nedir" sorusuna cevapla başlayalım konuya dar bir çerçevede değil, geniş çerçevede,yani makro alemde bakmalıyız:
İslam, fıtratının gereklerini şöyle açıklamıştır:"Biz herşeyi çift olarak yarattık " (zariyat:49) yani Allah tan başka herşey çifttir her maddenin atomu proton ve nötrondan oluşur bütün canlılarda bir erkek,birde dişi vardır bitkilerde erkekli dişilidir erkek çiçeğin polenleriyle döllenmeyen dişi çiçek meyva vermez elektrik bile erkekli dişilidir pazitif ve negatif bunun ifadesidir birinin varlığı diğerine bağlıdır
Kadın ile erkek de birbirini tamamlıyan iki yarım parçadırlar bir araya gelişleri soyut anlamda insanlığı oluşturur
bunu Peygamber Efendimiz(s a) şöyle ifade etmiştir: "kadınlar,bir bütünün yarım parçası olan erkeklerin diğer yarım parçasıdırlar " kadın ve erkek bir bütünün öyle bir parçasıdırlar ki,biri olmadan diğeri olmaz ve kimin kadın kimin erkek olacağına insanın kendisi değil Allah tayin eder kadın yaratılış itibarıyla erkeğe göre ikinci derecede bir değere sahip değildir insan olarak en değerlisi takvada en üstün olanıdır farklı fizyolojik ve psikolojik bir yapıya sahip olan kadın ve erkekden biri diğerinden daha üstün veya ikisi birbirine eşit tutulmak yerine birbirinin tamamlayıcısı kabul edilmiştir
Kadına karşı eskiden süregelen hor bakışı Peygamber Efendimiz(s a) "Bana sizin dünyanızdan üç şey sevdirildi:kadın,güzel koku ve gözümün nuru namaz" hadisiyle yıkmıştır ve sevimli varlık olduğunu bildirmiştir
İslam dininin kadına tanıdığı hakların değer ve önemini daha iyi kavrayabilmek için İslamdan önceki çeşitli toplum ve medeniyetlerde kadının durumu çok iyi değerlendirilmelidir kadının insan olup olmadığının,ruhunun bulunup bulunmadığının tartışıldığı,tamamen erkeğe tabi olduğu ve sürekli vesayet altında bulunduğu,hatta mirastan hisse alınması bir yana,kendisinin bile miras malı gibi değerlendirildiği bir dönemde,yüce İslam dini kadınında insan olduğunu bildirmiştir İslamın kadına ne kadar merhamet ve insafla baktığını ve ne büyük değer verdiğini anlamak için, aslında ona İslamdan önce va sonra başka toplumlarda nasıl davranıldığına bakmaya da gerek yoktur İslam bütünüyle mükemmellikler dini olarak,her meselesinde olduğu gibi,bu konudada başka sistemlerle karşılaştırma yapılarak tezkiye edilmeye asla ihtyacı yoktur bütün başka düşünce ve sistemler ancak İslam karşısında ifade ettikleri değerle kıymet kazanırlar
Eski Yunanlılarda Kadın:· İnsan üzerinde bir yük
· Yegane amacı kadın hizmetçi olarak evde hizmet etmek
· Kadın pisdir, şeytani varlıklardan biridir
· Yasal açıdan bir eşyadır, çarşıda alınıp satılabilinir
· Medeni haklardan yoksundur, hürriyeti elinden alımıştır
· Miras hakkı yoktur
· Erkeğin izni olmadan kadın kendi malını harcama yetkisi yoktur
· Boşama yetkisi yalnız erkeğe verilmiştir
· Yangın ve yılanın sokmasının bir çaresi vardır, fakat kadının kötülüğünün çaresi yoktur
· Eflatun, "Kadın elden ele orta malı olarak gezmeli"
· Aristo, "Kadın yaratılışta yarı kalmış bir erkektir "
· Yunan mitolojisinde ilk kadının ismi "Pandora"dır Topraktan ve sudan yaratılmıştır İnsanın başına gelen tüm bela ve felaketlerin sebebi bu kadındır O, kötülüklerin kalpalı olduğu kağağı açmış ve bütün müsübet ve felaketleri dünyaya yaymıştır
· Fahşelerin evleri siyaset, sanat ve edebiyat merkezleri halindeydi
· Sanat adına çıplak heykeller ve aşk tanrıçaları yapılırdı
Roma'da Kadın:· Babanın kendi kız ve erkek çocuklarını ailesine kabul etme mecburiyeti yoktu Çocuk doğumdan sonra, babasının ayakları önüne bırakılır, baba eğer onu kucağına alırsa çocuğu kabul etmiş sayılırdı Kaldırmazsa onu kabul etmediği anlamına gelirdi
· Çocuk erkek ise isteyen onu alıp götürürdü, kız ise açlık ve susuzluktan ölüp giderdi
· Aile reisi çocuklarından dilediğini satar, istediğini aileden ihraç ederdi
· Koca isterse karısını öldürebilirdi
· Boşanma sistemi 520 yılına kadar bilinmiyordu
· Kadınlar vatandaş değildir
Eski Hindde Kadın:· Kadın köledir
· Kadın kocası öldüğü zaman hayat hakkı yoktu, o gün ölmeliydi
· Kadın 17 yüzyıla kadar kocasının cesediyle beraber yakılırdı
· Tanrıların hoşnut edilmesi için kadın kurban edilirdi
· Hind hukukuna göre felaket, tafun, ölüm, cehennem, zehir, ejderha, ateş hiç bir zaman kadından daha kötü değildir
· Buda: "Eğer kadınları dinime kabul etmeseydim Budizm çok uzun zaman temiz bir şekilde devam ederdi Bugün artık bu dinin uzun zaman yaşıyacağını zannetmiyorum Zira bu dine kadın girmiştir "(Edyanu'l Hind 72)
Eski Mısır'da Kadın:
· Firavular devrinde kız kardeşlerle evlenirdi Firavunlar tahtlarını başkalrıyla paylaşmamak için çoğu kez kız kardeşleriyle evlenmişler Mısır halkı da Firavunlar gibi yapmışlardır
Babil'de Kadın:
· Kadın evcil hayvanlar mesabesindedir
· Biri bir adamın kızını öldürdüğü zaman o da kızını diğerine teslim ederdi Teslim alan kişi kendi malı gibi kullanır isterse öldürürdü
Eski İran'da Kadın:·
Mecusilerin devrinde kız kardeş ve anne gibi kan yakınlığının bir saygınlığı yoktu Onlar kızkardeşleriyle evlenir ve bunuda teçvik ederlerdi
Eski Rusya'da Kadın:·
Erkek ve kadına farklı hukuki muamele yapılırdı
· Fuhuış yapan, zina eden kadına çok ağır ceza verilirdi Cinsel organları oyularak çıkarılırdı Erkeklere böyle bir ceza verilmezdi
Eski Çin'de Kadın:· Kadın insan değildir
· Kadınlara isim verilmezdi, numara konulur, iki üç diye seslenilirdi
· Kız çocukları uğursuzluk sebebidir
Yahudilikte Kadın:
Devamlı günah işleme eyilimi olan bir yaratık olarak görülür, kadın aldatıcı bir put olarak adlandırılır Yahudiler Hz Adem veHavva'nın hikayesini anlatırlar Onlara göre Hz Adem Allah'a itaat ettiği için cennette mesut bir şekilde yaşıyordu Fakat karısı Havva yasak meyveye yemesi için Onu tahrik etti, onu kandırdı ve cennetten çıkardı Sonra Alllah Havva'ya şöyle dedi: "Sana hamilelik acısı vereceğim Sancılanarak bebek doğuracaksın Sen daima kocana karşı eğilimli olacaksın O sana hükmedecek Yahudiler, bu efsaneden dolayı kadını lanetlemiş bir yaratık olarak kabul ediyorlardı Yunan ve Hristiyan mitolojisinde de böyle bir olay geçer
Eski Yahudi toplumları kızı hizmetçi sayarlardı Babasının onun utancından dolayı satma hakkına sahip olduğunu kabul ederlerdi Kız miras alamazdı Ancak babasının hiçbir erkek çocuğu yoksa o zaman alırdı
Her yahudi sabah duasında şöyle der: "EZELİ İLAHIMIZ, KAİNATIN KRALI BENİ KADIN YARATMADIĞIN İÇİN SANA HAMDOLSUN " İşte tarih boyunca kadın hep tahkir edildi,hakları elinden alındı,erkeklerin baskısında sömürülerek geldi
İSLAMDA KADIN
İslam,kadın erkek arasında adalet anlamında eşitlikle geldi kadını saygın bir yere oturttu kadının şanı yüceldi haklarına eksiksiz ulaştı insan faziletli ve salih insan bilindi erkeğe her konuda her yetki ve sorumlulukta denk sayıldı tabiki gücü,yetenekleri ve yapısına uyan alanlarda İlahi kudret kadın ve erkeklerin vücutlarını,organlarını, zekalarını ,duygularını ve kuvvetlerini göz önünde bulundurarak her birine uygun vazifeler vermiştir
İslamın kadına tanıdığı hak ve hukukun hiçbir nizamda benzeri yoktur kadına saygı ,kadının bir varlık olarak kabul edilmesini,hak ve hukuku olabileceği fikrini insanların zihnine İslam sokmuştur İslam cemiyetinde kadının yeri ve derecesi öyle yükselmiştir ki, dünyanın herhangi bir toplumunda bunun örneğini görmek mümkün değildir müslüman kadının ,ister dünya işlerinde, isterse dini alanda, maddi,akli ve psikolojik bakımdan kazandığı üstünlük ve yüceliğe, başka din ve cemiyetlerde ancak erkek ulaşabilirdi
kısacası kadına hürmet duygusu,en güzel örneğini,gerçek ölçüleriyle İslamda bulmuştur kadına ,medeni düzende ve toplum hayatında gerçek ve fıtri yerini İslam vermiştir hakiki ve doğru manada kadın ,dişiliğiyle beraber yükseltilmiş ve dişiliğinin yüceliğine işaret etmiştir İslam nizamı,kadını kadın ,erkeği erkek olarak değerlendirmiş,her ikisine,fıtratın koyduğu ölçülere uygun şekilde,birbirinden ayrı ve gerçek yerini vermiştir başka bir deyimle,herbiri hürmet ve değerlerine, bulundukları yere göre düşünülmüş ve kıymet hükmüne bağlanmıştır İslam için kadınlık ve erkeklik diye iki ayrı konu yoktur
İslam, kadına hak ve hukukunu eksiksiz olarak verir layık olduğu saygıyı göstermekte kusur etmez kadının eğitim ve öğretim görmesi sağlanır karalaştırılan iş çerçevesi ve çalışma alanı içinde ilerlemesi ve yükselmesi sağlanır ticaret yapar,alır satar erkekler gibi mal mülk sahibi olabilir şeriatın koyduğu kurallara uymak şartıyla hepsini yapar rızası ve tercihine göre evlenir,erkekden nafaka ve diğer haklarını talep eder boşanma talebinde bulunur hakları çiğnendiği takdirde onunda;kocasından,babasından,kardeş ve evladından miras alma hakkı vardır onun nafaka isteme hakkı vardır ihtiyaç halinde çalışma,sadaka verme,hibe etme ve vasiyet hakkı vardır
İSLAMIN KADINLA İLGİLİ TEMEL İLKELERİ
· Kadın insan olma açısından erkekle eşittir:
Daha önce diğer toplumlarda "kadın insanmıdır,değilmidir?" tartışması yapılmaktaydı kimisi akıllı hayvan,kimisi yarım kalmış bir erkektir diyordu islamın, insanlık değeri açısından temel ilkesi kadın erkek eşitliğidir Cenab-ı Hak buyuruyor: "Ey insanlar ! sizi tek bir nefisten yaratan Rabbinizden korkun " (nisa 24) Allah kadın mümin ile erkek mümin arasında cinsiyet bakımından hiçbir fark gözetmez "Kim salih ameller işlerse,kadın veya erkek mümin olsun,cennete girecek ve onlara zerrece zulmedilmeyecektir "(nisa 124) Allah Teala akıl sahiplerinin davasına şöyle cevap vermiştir:"Şüphesiz,Ben sizden kadın olsun,erkek olsun, hiçbir amel sahibinin amelini zayi etmem sizin kiminiz kiminizdendir "(Ali İmran 195)
Erkekte insan olarak görülen bütün belirtiler, bütün görevler,hiçbir fark olmaksızın kadında da aynen gözlenir bu halde erkek nasıl insan ise kadında öyle insandır tabiatıyla,aynı türden olan bireyler arasında bazı tür özellikleri şiddet ve zaaf bakımından farklılıklar gösterebilir bireylerden biri ne tür yetenek ve erdemlere sahipse diğeride bu yetenekleri elde edebilir insan türüne mahsus olan olgunlaşma yeteneğini her ikiside gösterebilir dolayısıyla Allaha iman ve buyruklarına uyma yolunda her ikiside eşittir iman mertebesine varan mümin ve mümineler için "velayeti amme" ye katılma bakımında da hiçbir eşitsizlik söz konusu değldir kadın ve erkek iman edenler birbirlerinin velisidirler ilim,hikmet,irfan ve fıkh derecelerinde yükselme, ilim edinme,öğrenme,dünya görüşünü seçme ve düşünce açıklama hürriyeti bakımından ve birde seçme hakkı açısından da kadın ile erkek arasında hiçbir ayrım yoktur
Kadın, gelecek nesli yetiştirirken,ona önemle Allahın Rahman ve Rahim isimlerinin tecellisini öğretir sevgi ve şefkat öğretir bunu yapabilmesi içinde kadının herşeyden önce kendisinin bu şekilde yaşaması gerekir buda ona gösterilen köle muamelesi ile değil hür ve düşünen mümin olma sıfatıyla olur ona verilen bu değerin getirdikleri erkeğinkinden çok daha öndedir
Kadın ve erkek arasında cinsiyet ayrımı ve görev bölümünün doğurabileceği bazı tali farklar vardır şöyle ki; insanlık değeri ve insan hakları birbirine eşit olan kadın ve erkek; toplum içinde görev bölümü yapar ve insanlığın müşterek değer ve hedefleri yolunda olgunlaşırken,yaradılışdaki bazı farklılıktan dolayı erkeği bazı konularda "primus inter pares" konumuna (eşitler arası öncelik)getirebilir burada erkeğe öncelik tanınması ona bir imtiyaz değildir aksine erkeğe yüklenen bir görev ve külfetten dolayıdır durum itibariyle kadın ve erkek cinsi arasındaki uyumlu işbirliğinin sağlanabilmesi için, yaradılışdan gelen bazı farklılıkları göz önünde bulundurarak iş bölümü için yol gösterici olarak temel ilkelere yer verilmesi gerekmektedir
· Evlilik birliği kurmada ve sona erdirmede eşitlik:
Evlilik birliğini kurmada iki tarafın rızasının aranması açısından kadın ve erkek arasında hiçbir fark yoktur Evlenecek olan tarafların birbirlerin görmeleri ,meşru şartlarda konuşmaları onların hakkıdır kadında evlenirken bağımsız tercihini kullanır ve kimse kadını istemediği bir istikamete zorlayamaz bu bakımdan nikah akdi yerine getirilirken, kadının iradesine öncelik tanınır ve "icap" ta bulunma yetkisi verilir ilk söz hakkı kadınındır bundan sonra erkek icabı kabul eder İslamda,nikah akdi karşılıklı bir güven sözleşmesi ve sorumluluğu ağır bir antlaşmadır
Sosyal hayatta nikahın getirdiği düzenlemeler vardır,fakat bu nikahın kıyılmasında ve nikah akdinin devamında değil bilakis iki tarafın anlaşmalarında ve muhabbetlerindedir iki taraf arasında kin ve nefret hakim olur, evlilik hayatı iki taraftan birine veya her ikisine azap olursa, nikah büyük bir esaret haline gelir ve o zaman boşanma olur Kuranı Kerimde :"Fakat o, sarp yokuşu aşamadı o sarp yokuş nedir bilirmisin?boyunduruk altında birisni azat etmektir " buyurulmuştur boşanma sadece zorunlu durumlarda ve sadece zaruret halinde katlanılabilecek bir çözümdür boşanma konusunda erkek tazminat (mehir) borçlusu olarak boşanabileceğinden bir süre bekledikten,gerekli sulh teşebbüsleri yapıldıktan sonra, iki adil şahit önünde, boşanma sözünü söyler ve boşanır
Kadınında boşama hakkı vardır ancak kadın mehir ödeme yükümü altında olmayıp aksine mehir isteme hakkını kullanmak için de mahkemeye başvurmalıdır kadın kocasına yükleyeceği hiçbir suçu olmadığı takdirde sırf onu sevmediği,ondan soğuduğu için boşamak istiyor ise mehir talep etmediğini hakim önünde beyan ederek boşanabilir kocasına atfedilecek bir kusuru var ise mehir talep edebilir her iki durumdada dava açabilir
· Örtünme kuralı:
İslamda, erkeklere kadınlardan önce bu konuda ahlaki buyruk getirilmiştir kadının örtünme bakımından erkekden daha fazla yükümlü olmasının sebebi de erkeğin, yaradılış icabı "gözünü haramdan sakınma" yükümü gibi her iki cins içinde riayet edilmesi gerekli konuda zayıf oluşu Allah erkeği böyle yaratmıştır fakat bu denetim altında olmalıdır İslam,gözünü haramdan sakınma yükümlülüğünü her iki cins içinde getirmiş ve erkeğin daha kolay tahrik edilebilme özelliğinden ve oluşabilecek sakıncalardan korunmak amaçlı genç kızlar ve kadınlar için kapsamlı bir örtünme yükümlülüğü getirmiştir örtünmenin amacı kadın üzerinde erkek hakimiyetini simgelemek değildir örtünme konusunda mümin erkeklere düşen görevler vardır onlarda kadınların örtünmesinin kendilerinden dolayı olduğunun bilinciyle hareket etmelidirler örtü kadının saygınlığı,kendisini her türlü istismara karşı koruyucu siperi; onu sevgi,şefkat,merhamet,iffet ve daha gerçek kadınlık değerleriyle tanıtıcı şiarı; fiziki güzelliğini ve cazibesini, herkesin beğenisine arz edilmiş bir gibi herkesle değil,sadece nikahlı eşiyle paylaşması için dışa karşı perdesidir onun gerçek kadınlık hasletleriyle güzelleşmesinin sembolüdür örtü onun ruhunu zayıflıktan,aklını zevk düşüncesinden ,gözlerini başkalarının şehvetli bakışlarından ve şahsiyetini de lekelenmekten korumada etkili bir vasıta ve tedbirdir İslam,kadının dürüstlüğüne çok önem verir yine İslam,kadını ahlakının,karakter ve şahsiyetinin korunması ile çok ilgilenmiştir
· Miras hukukunda eşitlik:
İslam,insan varlığının devamında kadını erkekle en az aynı seviyede görmesinin yanısıra,ona miras hakkı da tanımıştır kimse onu bu mirastan mahrum edemez fakat paylaşmada fark vardır bu fark,erkeği tercih etme veya ona üstünlük vermek değildir
Kadın ve erkek mirasçıların birlikte bulunduğu bazı durumlarda kadının bir, erkeğin iki pay almasının sebebi de kadının hor görülmesi değil,boşanma konusunda da etkisi görüldüğü gibi, bir çok mali görevi kadına değil erkeğe yüklenmiş olmasıdır erkek hanımı dahil olmak üzere ,ailesinin ve muhtaç yakınlarının ihtiyaçlarının giderilmesinde tek sorumludur kadına kural olarak hiçbir mali görev yüklenmemiş olmasına rağmen mirasta hak sahibi kılınmıştır kadının aile geçindirme hukuki borcu olmadığından , miras payı da ona göre düzelenmiştir kısacası hukuk bakımından farklılık yoktur,paylaşım farklılığı vardır Kuranı Kerimin "Allah size çocuklarınız hakkında,erkeğe kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder "(nisa 11) ayeti bunun açık ifadesidir hukuk insanların ehliyetlerine göre olur;ama paylaşım, ihtiyaçlara göre olur
· Tanıklık konusunda eşitlik:
Sivil sözleşmelere şahitlik yapmak gibi durumlarda iki erkek veya bir erkek,iki kadın şahit gerekir Bakara suresinin 282 ayetinde iki erkek tanık bulunmadığı takdirde bir erkek ile birlikte iki kadını tanıklığın aranması, vadeli borçlanmalar alanındadır buda kadını hiçbir zaman erkekden aşağı görmek değildir bu muamele ,sözleşmeyi yapan grupların haklarının emniyeti içindir çünkü kadın ,kural olarak erkek kadar pratik hayatta tecrübeli değildir özellikle o dönemde kadınlar iş hayatında faal olmadıkları için, ilgilenmedikleri ticari konularda, tanık oldukları bir borçlanmayı ileride unutabilirler, yazılı delil başlı başına yeterli olmadığı için de bu unutma ileride bir kişinin hakkının zayi olmasına neden olabilirdi imza atmanın yaygın olmadığı , okuyup yazma bilenlerin ve bu konuda kadınların sayısının az olması , kadınların iş hayatı ile ilgilenmedikleri bir dönemde , iş hayatının güvenliğini sağlamak için getirilmiş bir kuraldır sadece vadeli borçlanmalarla sınırlı olarak düzenlemeye gidilmiştir
· Kaynaklar:
HATUN ( Musa Carullah)
İLAHİ HİKMETTE KADIN (Hüseyin Hatemi )
HİCAB (Ebul Ala Mevdudi)
MÜSLÜMAN KADININ KİMLİĞİ (Abdülkadir El-Telidi)
BÜYÜK KADIN İLMİHALİ ( Rauf Pehlivan)
HANIMLARA ÖZEL İLMİHAL (DR Faruk Beşer)
YENİÜMİT (arşiv )
İSLAMDA KADIN HAKLARI ( Prof Dr Haydar Baş)
|