Deyimler Sözlüğü-Ş- |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-Ş-Kaynak:Türkceciler Deyimler Sözlüğü eyimler Sözlüğü-Ş-[/url] Şad olmak: Sevinmek mutlu olmak "Seni gördük şad olduk "Şafak atmak: Aniden önemli bir durumla karşı karşıya kaldığını anlamak bu sebeple tedirgin olmak "Onu yanımdan kovunca bende şafak attı "Şafak sökmek: Güneşin doğmaya başlamasıyla gece karınlığının yavaş yavaş kaybolup ortalık aydınlanmaya başlamak "Şafak sökmeye başlayınca yola çıkmaya karar verdiler "Şaha kalkmak: 1 Atın ön ayaklarını yerden kesip arka ayakları üstünde yerde durması 2 Coşmak kükremek baş kaldırmak "Azgın at şaha kalkarak binicisini sırtından yere attı "Şaka gibi gelmek: Bir türlü inanamamak "Bütün olup bitenler şaka gibi geliyordu onlara "Şaka götürmemek: 1 Şakadan hoşlanmamak 2 Bir iş ya da durum dikkatsizliğe önemsenmemeye gelmemek "Bu iş şaka götürmez beyler dikkat edin!"Şaka kaldırmak: Kendisine yapılan şakalara katlanmak dayanmak![]() Şaka maka (derken): "Ciddiye almıyor ağırlığını duymuyor gerektiği gibi önemsemiyorduk ama sonunda gerçekten önem vermemiz gerektiği ortaya çıktı" anlamında kullanılır![]() Şakası yok: 1 Tehlikeli 2 (O) hatır gönül tanımaz gerekeni yapar ciddi bakar olaya "Şakası yok bu adamın hemen buradan gidelim "Şakaya getirmek: 1 Oldukça önemli ciddi bir şeyi açıktan söylemeyip şaka yollu söylemek 2 Önemli bir meseleyi şaka yaparak geçiştirmek "İşi şakaya getirip unutturmaya kalkma emi!"Şakaya vurmak: Ciddî bir söz ve davranışı şaka yoluyla geçiştirmek ![]() Şamar oğlanı: Herkesin hıncını aldığı dövdüğü çattığı söylendiği kimse "Yeter artık şamar oğlanı olmaktan kurtar kendini!"Şamata koparmak: Gürültü patırtı yapmak![]() Şapa oturmak: Güç bir duruma düşmek çıkmaza girmek "Şimdi şapa oturduk işte yardım alacak kimse de yok ortalıkta "Şart koşmak: Bir işin yapılmasını önceden bir şarta bağlamak "Para almadan vermeyeceğini şart koş ona "Şeref vermek: Onurlandırmak yapıp ettikleriyle övünç kaynağı olmak![]() |
|
Deyimler Sözlüğü-Ş- |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Deyimler Sözlüğü-Ş-Şerefini korumak: Onurunu kişiliğini gözetmek![]() Şeşi beş görmek: Yanlış görmek görüşünde aldanmak "Şeşi beş gördüm her hâlde "Şeyhin kerameti kendinden menkul: Çok büyük işler yaptığını belirtiyor ama bunu doğrulayacak ne kanıt ne de kimse var ortalıkta ![]() Şeytana uymak: Dinin emirleri dışına çıkmak haram olan işlere bulaşmak doğru yoldan ayrılmak "Şeytana uyup da tekrar kumara başlayacak diye korkuyorum "Şeytan diyor ki!: "İçimden şu kötü işi yap doğru yoldan ayrıl eğilimi geçip duruyor" anlamında kullanılır "Şeytan diyor ki git şunu bir güzel döv "Şeytan dürtmek: Durup dururken uygunsuz kötü bir davranışta bulunmak "Güzel güzel oynarken arkadaşına vurup kaçtı şeytan dürttü her hâlde "Şeytan görsün yüzünü: "Onunla hiç görüşmek bir arada bulunmak istemiyorum" anlamında kullanılır![]() Şeytanın art bacağı: Çok afacan ve yaramaz (çocuk) ![]() Şeytanın ayağını kırmak: 1 Aksiliği uğursuzluğu yenmek 2 Herhangi bir sebepten ötürü yapamadığı bir şey yapmak "Haydi şu şeytanın bacağını kır da bize gel "Şeytan kulağına kurşun: İyi bir durumdan işten gidişten söz ederken "Aman nazar değmesin şeytandan uzak bulundursun " anlamında kullanılır![]() Şeytanın yattığı yeri bilmek: Çok kurnaz ve açıkgöz olmak; bilinmesi hatırlanması güç şeyleri bilmek; pek çok şeyden haberdar olmak "O ne tilkidir bilemezsin şeytanın yattığı yeri bile bilir "Şıp diye geçmek: Ansızın birdenbire geçmek![]() Şifayı bulmak (veya kapmak): Hastalanmak "Burnum akıyor yine şifayı kapacağız desene "Şimdiden tezi yok: Hemen hiç durmadan hiç vakit kaybetmeden "Şimdiden tezi yok ne yapılacaksa yapılmalıdır "Şimşekleri üzerine çekmek: Söz ve davranışlarıyla çevresindekileri kızdırmak; rahatsız etmek; sert eleştirilerine saldırılarına hedef ve neden olmak "Boşu boşuna şimşekleri üzerine çektin "Şirazesinden çıkmak: Bozulmak çığırından çıkmak düzenini yitirmek![]() Şom ağızlı: Hemen her olayı kötüye yoran kötü şeyler olacağını söyleyen ileri sürdüğü ihtimallerin gerçekleşmesinden korkulan kimse "Milleti korkutup durma kapa şu şom ağzını da rahatlayalım "Şöyle bir: Üstünkörü gelişigüzel üzerinde durmayarak "Şöyle bir baktım vitrindeki elbiselere"Şöyle böyle: 1 Ne iyi ne kötü orta derecede 2 Hemen hemen aşağı yukarı yaklaşık olarak "Şöyle böyle üç yıl oldu onunla görüşemedik "Şundan bundan: Belli belirsiz önemsiz şeyler "Eh işte şundan bundan konuşup durduk "Şunu bunu bilmemek: İtiraz dinlememek mazeret kabul etmemek bahane istememek "Şunu bunu bilmem yarın akşam sizi bekliyoruz "Şunun şurası: Küçümseme azımsama yakın bir yer belirtmek istendiğinde kullanılır "Şunun şurası on adımlık yer gelmeyecek misin?"Şüphe kurdu: Kişinin içini kemiren onu tedirgin eden kuşku "Onu arkadaşlarıyla birlikte gönderdim ama yine de içimi bir şüphe kurdu kemirip duruyor "
|
|
|
|