Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
edatlar

Edatlar

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edatlar



EDATLAR
datlar[/url]
Tek başlarına anlamları olmayan, başka kelimelerle öbekleşerek değişik ve yeni anlam ilgileri kuran, birlikte kullanıldıkları kelimelere cümlede anlam ve görev kazandıran kelimelere edat denir
Bazı dil bilgisi kitapları bağlaçları, edatları ve ünlemleri bir araya getirerek edatlar başlığı altında şu şekilde sınıflandırır:

Bağlama edatları bağlaçlar
Sonçekim edatları edatlar
Ünlem edatları ünlemler


Özellikleri ve Örnekler


Türkçede isimler ve fiiller anlamlı kelimelerdir Edatlar ise tek başlarına anlam ifade etmezler; ancak cümlede anlam kazanır veya sadece diğer kelimelere anlam katarlar

“için, kadar, -e kadar, gibi, göre, ile, üzere, yalnız, -e karşı, sanki, ancak, -den beri, -e doğru”

]Kelimeler arasında çeşitli anlam ilişkileri kurduğu için edatlara yardımcı kelimeler de denir

Ders çalışmak için odasına çekildi (amaç)
Kurt gibi acıkmıştım (benzerlik)

]Edatlar önceki kelimeyle sonraki kelime arsında anlam ilgisi kurar Bağlaçtan ve zarflardan farkı, yeni bir anlam ilgisi koruyor olmasıdır

Sözlüden yine zayıf almış (zarf)
Eve gittim, fakat onu bulamadım (bağlaç)
Konuşmak üzere ayağa kalktı (edat)

]Edatlar cümleden çıkarılınca cümlenin anlamında bir eksiklik, daralma veya bozulma olur

Güneş gibi başı göklere erdi →edat çıkarılınca→ Güneş başı göklere erdi

]Tek başlarına kullanamazlar Başka kelimelerle birleşerek sıfat ya da zarf görevli öbekler oluştururlar

Dağ gibi adam yok oldu gitti (sıfat öbeği)
Sen de benin kadar çalışsan (zarf öbeği)

]Tek başlarına iken isim, sıfat, zarf, bağlaç olarak kullanılabilir Bu durumda edat olmaktan çıkar:

Karşı köyde akrabaları vardı sıfat
Her söylenene karşı çıkıyor birleşik fiilde isim
Bana doğruyu söyle isim
Doğru söze ne denir? sıfat
Lütfen doğru oturun zarf
Beride bir adam duruyor isim
Beri taraf oldukça dikenli sıfat
Biraz beri gel zarf
Meyveler güzel, yalnız biraz renksiz bağlaç

]Bazı edatlar sadece hâl ekleri ile birlikte kullanılırlar Bazıları da üzerlerine ek alabilirler:

-e kadar, -e doğru, -den beri
bu kadarını, senin gibisi

]Cümlede veya isim tamlamasında isim görevi alabilir; ek-fiil alarak yüklem olabilir

Bu paranın ne kadarı sizin? (iyelik eki almış, isim gibi kullanılmış, nesne olmuş)

Her şey bıraktığım gibiydi (ek-fiilin “di”li geçmiş zaman çekimi ile isim gibi kullanılmış, yüklem olmuş)

]Edat grupları (edat ve edattan önceki kelimenin oluşturduğu kelime grubu) cümlede çoğunlukla zarf veya edat tümleci olur

Sabaha kadar ders çalıştık (zarf tümleci)
Eve doğru yürüdüm (edat tümleci)

Başlıca Edatlar

“ile”

] “Araç, alet, neden, zaman, birliktelik” ilgisi kurar

Ankara’ya uçakla giderler (araç)
Bizi boş vaatlerle kandırdılar (araç)
Hasan yaşlı annesiyle oturuyordu (beraberlik)

] “-le” şeklinde bitişik de yazılabilir

Çocuk ile→çocukla
Araba ile→arabayla

] “ne ile, kiminle” sorularına cevap verir

Sözünüzü balla kesiyorum (araç)
Yar ile sohbet ne güzel (birliktelik)

Not: “ile” kelimesi “ve” gibi kullanılırsa bağlaç olur

Bir kola ile simit aldım (kola ve simit)

Soyut bir kelimeyle öbekleşirse edat değil “durum zarfı” olur

Öfkeyle kalkan zararla oturur (nasıl, öfkeli ve zararlı)
Sevinçle boynuma sarıldı (nasıl, sevinçli bir hâlde, durum zarfı)

“gibi”

Benzetme edatlarındandır
Yalın hâldeki kelimelerle birlikte kullanılır
Benzetme, eşitlik anlamları katar

] Birlikte kullanıldığı kelime ile birlikte sıfat, zarf ve isim olabilir

Adamın demir gibi bileği vardı (sıfat, benzetme)
Kurşunlar, yağmur gibi yağıyordu (zarf, benzetme)
Uyandığı gibi yataktan fırladı (zarf, anında, zaman anlamı katmış)

] İsim veya zarf gibi kullanıldığında cümle öğeleri oluşturur Bu durumda ek alabilir

O anda utançtan ölecek gibiydi (isim, yüklem)
Onun gibisi nerede bulunur? (isim, özne)

]Bu edatın yerini bazı ekler alabilir:
Şöyle garip bencileyin (benim gibi)
Kadınsı bir gülüşü vardır onun (kadın gibi)


“sanki”

Benzetme edatıdır
“san” ve “ki”nin birleşiminden oluşmuştur
Bu edatı bulunduran cümlelerde “sanmak, zannetmek” anlamları vardır
“benzetme, uyarı, sözüm ona, sözde, inanmama” anlamları katar

Biri kapıyı çalıyor sanki gibi, öyle zannediliyor
Sanki bütün kabahat benim sözde, inanmama
Gelseydi ne olurdu sanki? ne olacağını sanıyordu ki?
Kısa öyküde daha başarılı sanki öyle gibi

Not: “sanki” edatıyla “gibi” edatı bir arada kullanılırsa anlatım bozukluğu ortaya çıkar:

Sanki beni dövecek gibiydi (yanlış)
“Beni dövecek gibiydi” ya da “Sanki beni dövecekti

“kadar, -e kadar”

Benzetme edatlarındandır
Yalın hâldeki veya –e yönelme eki almış kelimelerle kullanılır
“kadar” şeklinde kullanıldığında üzerine ek alabilir

] “Karşılaştırma, benzerlik, eşitlik, yaklaşıklık, ölçü” anlamları katar

Biz de onlar kadar başarılıyız (eşitlik, benzerlik, ölçüsünde)
Gül kadar güzelsin (benzerlik)
Mektubu okuyunca köyünü görmüş kadar sevindi (gibi)
Bir ton kadar kömür almış (ölçü, aşağı yukarı)

] Birlikte kullanıldığı kelimeyle isim, sıfat ya da zarf oluşturur

Biz bu kadarına da alışığız (isim)
İçmiş kadar olduk (zarf)
Evin deniz kadar havuzu var (sıfat)

] Ad tamlamasında ad (tamlanan) olarak da kullanılabilir

Vefasızlığın bu kadarını da görmemiştim (isim, ad tamlamasında tamlanan)

] “kadar” kelimesi zarf tümleci de yapar, edat tümleci de:

Dershaneye kadar gidelim (edat tümleci)
Akşama kadar çalıştık (değin anlamında, zarf tümleci)

“için”

“Amaç, neden, özgülük, görelik, karşılık” bildirir
“Hakkında, nedeniyle, yüzünden, maksadıyla” anlamlarını ifade eder

Yalın hâldeki ya da iyelik eki almış kelimelerle birlikte kullanılır
İsim olarak kullanıldığında üzerine ek alabilir

] Bu edatla kurulan söz öbekleri, cümlede genellikle edat tümleci olarak kullanılır

Çalışmak için başvurdu (amacıyla, başvurunun amacı, sebebi)
Sınavı kazanmak için çalışmak gerekir (sınavı kazanmanın şartı)
Bu ayakkabıyı babam için aldım (özgülük)
Bu iş için kaç lira ödedin? (karşılık)
Senin için sorun yok tabi (görelik)
Bizim için ne diyorlar? (hakkımızda)
Sizin için üç kişilik yer ayrıldı (aitlik)

] “-e” yönelme hâl eki ve “üzere”, “-e göre”, “diye” edatları bazı durumlarda bu edatın yerini tutabilir:

Bu ayakkabıyı babam için aldım → babama aldım
Uyumak için odasına çekildi→uyumak üzere

“üzere, üzre”


] “Amaç, koşul, zamanda yakınlık, gibilik” anlamları katar

Sorunu halletmek üzere gidiyorum (amaç, için)
Kitabı yarın vermek üzere alabilirsin (şartıyla, koşul)
On dakika konuşmak üzere kürsüye çıktı (için, amaç)
] Bu edatın üzerine ek gelebilir:

Tam da yola çıkmak üzereydik

“-E göre”

Yönelme hâl ekiyle birlikte kullanılır, yani bu eki almış kelimelerden sonra gelirKendi üzerine de ek alabilir

] “Görelik, uygunluk, yönünden, bakımından ve karşılaştırma” anlamları katar

Başbakana göre enflâsyon düşük (açısından)
Ayağını yorganına göre uzat (bakarak, ölçüsünde, uygunluk, kadar)
Allah dağına göre kış verir (uygunluk)
Siz bana göre daha gençsiniz (karşılaştırma)

] “-ce” eki bu edatın yerini tutabilir

Bence bu iş burada biter (bana göre)


“karşı”

] “-e” yönelme hâl ekiyle kullanılarak “için, hakkında, yönelme, ilgili olma” anlamları katar

Edebiyata karşı ilgim vardı (hakkında, yönelik)
Denize karşı bir balkonu var (yönelik)

] Zaman bildiren kelimelere eklenip “doğru, sularında” anlamları katar ve zarf öbeği oluşturur

Yağmur sabaha karşı yeniden başlamıştı (doğru)
Sabaha karşı uyuyabildim (zarf öbeği)

Not: “karşı” kelimesi isim ve sıfat olarak kullanılabilir; birleşik fiil yapabilir

Karşı köyde akrabaları vardı (sıfat)
Derenin karşısına geçtik (ad)
Her söylenene karşı çıkıyor (birleşik fiil)


“diye”

Amaç ve neden ilgileri kurar

Terfi edeyim diye yağcılık yapıyor (amaç)
Yağmur yağıyor diye dışarı çıkmadı (neden)


“doğru”


] Yönelme eki ile birlikte kullanılarak yön bildirir

Ormana doğru yürüdük
Bana doğru bakıyor

] Zamanda yakınlık bildirerek zarf öbeği de oluşturur

Akşama doğru geldiler (zarf öbeği)

] Ad, sıfat ve zarf da olabilir Bu durumlarda edat değildir

Bana doğruyu söyle isim
Doğru söze ne denir? sıfat
Lütfen doğru oturun zarf


“dolayı, ötürü”


] Ayrılma hâl ekiyle birlikte neden ilgisi kurar

Zayıflıktan dolayı sık sık hastalanıyor
Çalışmadığından ötürü canı sıkılıyor

] “-den” ekiyle de aynı anlam sağlanır

Sıkıldığımdan dışarı çıktım


“karşın, rağmen “


Yönelme ekiyle birlikte karşıtlık ilgisi kurar
Çok uğraşmama karşın başaramadım
Tanımamasına rağmen onu takdir ediyordu


“beri”

] “-den” ayrılma hâl ekiyle birlikte eylemin başlangıç yerini ve zamanını belirler

Dün akşamdan beri görülmedi
Okuldan beri hiç susmadı

] “beri” kelimesi ad, sıfat, zarf da olabilir Bu durumda edat değildir

Beride bir adam duruyor


Edat veya ilgeç, tek başına anlamı olmayan, sonuna geldiği sözle cümledeki diğer kelimeler arasında ilişki kuran kelime türüdür Kendi başına bir anlamı olmayan, diğer söz ve söz öbekleriyle kullanıldığında anlam kazanan, çoğu zaman eklendiği söz öbeğine sıfat, zarf gibi görevler kazandıran sözcüklerdir


ÇEKİM EDATLARI(ASIL EDATLAR)

Sonuna geldiği isimle cümledeki diğer kelimeler arasında benzerlik, zaman, yer, başkalık gibi bakımlardan ilgi kuran edatlardır: geri, ileri, ait, ara, başka, beri, böyle, dair, değin, dek, dışarı, diye, doğru, dolayı, evvel, gayri, gibi, göre, için, ile, kadar, kadarınca, karşı, nazaran, önce, öte, ötürü, özge, rağmen, sıra, sonra, taraf, tek, türlü, üzere, yana gibi

Rabıt edatları (bağlaçlar) Bu konunun ana maddesi "bağlaçlar" maddesidir
Kelimeleri, kelime gruplarını veya cümleleri biçim ya da anlam yönüyle birbirine bağlayan edatlardır: ama, ancak, belki, çünkü, da (de), eğer, hâlbuki, hiç değilse, ile, ise, ki, lâkin, meğer, nasıl ki, öyle, öyle ki, sanki, şu var ki, tâ, üstelik, ve, veya, yahut, yalnız, yani, yoksa, zira gibi

"Çok uğraştım ama olmadı"


ÜNLEM EDATLARI:

Her türlü duyguyu, heyecanı (sevinç, keder, ıstırap, teselli, nefret, korku, hayıflanma, coşku, üzüntü nedeniyle vs), düşünceyi anlatan veya yansımaları, seslenmeleri; onay, red, sorma ve gösterme gibi anlatım biçimlerini ifade eden edatlardır Ünlemler, seslenme edatları, gösterme edatları, sorma edatları ve cevap edatları olmak üzere beşe ayrılırlar:

ÜNLEMLER: Duygu ve heyecanları ifade eden edatlarla doğadaki seslerin yansımalarıdır: ah, ay, çat, eyvah, hoşt, küt, mırıl mırıl, of, oh, pat, püf, vah, vay, yuh vb


SESLENME EDATLARI:

Hitap (seslenme) için kullanılan a, ay, be, bre, ey, hey, hu, le, ulan, ya, yahu gibi seslenme sözleridir Bu edatlar, genellikle hitap edilen isimlerle birlikte kullanılırlar: a çocuğum, ay oğul, ey Türk gençliği gibi

Seslenmelerde hitabı kuvvetlendiren bu sözler olmadan da hitap mümkündür: Sevgili öğrenciler! Arkadaşlar! Sayın milletvekilleri! Ömer! vb

Gösterme edatları [değiştir]Birini veya bir şeyi göstermek için kullanılan edatlardır: işte (edebî dilde), aha, daha, ta, te (ağızlarda), nah( argoda)

Gösterme edatları başka kelimelere bağlanmazlar


SORMA EDATLARI:

Başka kelimelere bağlanmadan soru için kullanılan edatlardır: acaba, acep, hani, niçin

CEVAP EDATLARI değil, evet, hay hay, hayır, peki, yok gibi kabul veya red bildiren edatlardır Bunlara konuşma dilinde daha çok geçen elbette, oldu, olur, tabiî, tamam, yoo gibi sözleri de ekleyebiliriz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.