|  | Cümle (Tümce) |  | 
|  08-02-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Cümle (Tümce)CÜMLE (TÜMCE) ümle (Tümce)[/url] Cümle veya tümce, çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelen; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı kelimeler dizisidir  Arapça cumle kökünden gelir  Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir  KELİME GRUPLARI İSİM-FİİL GRUBU Bir isim-fiil (mastar) ile ondan önce gelen ve ona bağlı olan kelimelerin veya kelime gruplarının oluşturduğu yeni gruba isim-fiil grubu denir  Grubun ana unsuru isim-fiildir ve sonda bulunur  Vurgu isim-fiilden önceki unsurdadır  Mastar, grupta yüklem görevi yapar  Ondan önce gelen kelimeler de cümlede olduğu gibi özne, nesne, tümleç olurlar  "Onu biraz sonra çekeceği acıya hazırlamak    " Nesne / dolaylı tüml  / Yüklem "Suda, rüzgârda, kuşta senin sedanı duyup /" zarf "Seni / beyaz çiçekli dallar içinde / sanmak" Nesne / dolaylı tüml  / Yükl  "Halk sanatına, halk ağzına, halk hayatına / daima / açık olma    " Dolaylı tümleçler / zarf / yüklem "Uzun bir ayrılıktan sonra / sılaya / dönüş    " Zarf tüml  / Dt / y  "Etrafına / bir keklik gibi ürke ürke / bakış(ından anladım  )" Dt / zt / y  Bu grup, cümle ve kelime grubu içinde isim olarak kullanılır  Etrafına bir keklik gibi ürke ürke bakışından anladım  Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir  Bir faciadır, böyle bir âlemde uyanmak  SIFAT-FİİL GRUBU Bir sıfat-fiil ve bu sıfat-fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime gruplarına sıfat-fiil grubu denir  Grubun ana unsuru sıfat-fiildir ve sonda bulunur  Cümleler öğelerine ayrılırken sıfat-fiil ve ondan önce gelen ve ona bağlı olan kelimeler ayrılmaz  Sıfat-fiil, grupta yüklem görevindedir  Vurgu, sıfat-fiilden önceki unsurdadır  Sıfat-fiilden önce gelen kelimeler, cümlede olduğu gibi, özne, nesne, zarf tümleci ve dolaylı tümleç olarak adlandırılırlar  Bu yüzden sıfat-fiillerle ve sıfat-fiil gruplarıyla birleşik cümleler yapılır  "Eski İstanbul'un güzel semtlerini yaratan / Türklük" Sıfat / isim "Eski İstanbul'un güzel semtlerini / yaratan" Nesne / yüklem "Bütün hayalleri yıkılmış / insanlar["/I] Sıfat / isim "Bütün hayalleri / yıkılmış" Özne / yüklem "Her içine girdiği odaya bir şefkat serinliği getiren / bu kız" Sıfat / isim "Her içine girdiği odaya / bir şefkat serinliği / getiren" Dolaylı tüml  / Nesne / yüklem Bu grup, kelime grubu içinde sıfat ve isim; cümlede, özne, nesne, zarf ve yer tamlayıcısı olarak kullanılır  "Mısralarında nağme hissedilmeyen / bir manzume" Sıfat / isim "Bu eseri tamamlamak için ne kadar çabaladığını / hiç kimse bilmiyordu  " Sıfat-fiil grubu, isim, nesne "Sabrından saray yapan / sultanları bilirim  " Sıfat / isim Birleşik isim olarak kullanılan sıfat-fiiller vardır: Vatansever, cankurtaran, çöpçatan    ZARF-FİİL GRUBU Bir zarf-fiil ve bu zarf-fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime gruplarına zarf-fiil grubu denir  Grubun ana unsuru zarf-fiildir ve sonda bulunur  Cümleler öğelerine ayrılırken zarf-fiil ve ondan önce gelen ve ona bağlı olan kelimeler ayrılmazlar  Zarf-fiil, grupta yüklem görevindedir  Vurgu, zarf-fiilden önceki unsurdadır  Zarf-fiilden önce gelen kelimeler, cümlede olduğu gibi, özne, nesne, zarf tümleci ve dolaylı tümleç olarak adlandırılırlar  Bu yüzden zarf-fiillerle ve zarf-fiil gruplarıyla birleşik cümleler yapılır  "Son gülün karşısında / son bülbül / ah ederken    " Dolaylı tüml  / Özne / yüklem "Bu yaman dağların hayalini / hatırımdan / silince    " Nesne / dlı tüml  / Yükl  "Kanatlarını açan kocaman bir kartal gibi / kollarını / açarak    " Edat tüml  / Nesne / yükl  "Pembe hayaller / kura kura" Nesne / yükl  Hâl ekleriyle çekime girmiş bazı sıfat-fiiller, cümlede zarf görevi yaparlar  Bunlar da birer zarf-fiil grubudur  "Müzik başladığında / bütün salon bir sessizliğe gömüldü  " Sudur, akar / kendi bildiğince  "Pencere, en iyisi pencere" "Geçen kuşları görürsün hiç olmazsa" "-r, -mez, -di mi�, -di, -eli" ile kurulan gruplar da birer zarf-fiil grubudur  Bir pırıltı gördü mü / gözle hemen dalıyor  Ben bu gurbet ele düştüm düşeli Her gün biraz daha süzülmekteyim  Çamlıca'nın bu asıl çevresine girer girmez, artık eniştemizin köşkünün tılsımlı duygularını tatmaya koyulurduk  Bu grup, kelime grubu ve cümle içinde zarf olarak kullanılır  Bahar geleli / kargalar sınırsız bir neşe içinde  Dargınlığını unutup / onunla barışmak istiyor  Yokuşu çıkar çıkmaz, / kurumuş başak tarlalarıyla karşılaştık  Kardan, yağmurdan, rüzgârdan sora sora / Bir yol bulup / giderdim anılara  Zarf-fiil grubu yüklem olarak da kullanılabilir  "Âlemde gündüz gönlümüze işkencedir" "Bence bayram ufukta gün bitincedir  " TEKRAR GRUBU (İKİLEME) Bir nesneyi veya hareketi karşılamak için eş görevli iki kelimenin meydana getirdiği kelime grubudur  Grupta her unsur kendi vurgusunu taşır; kelimeler arasına virgül konmaz  Eğri büğrü, çoluk çocuk, er geç, senli benli, ezildi büzüldü, delidolu,Vah vah, oh oh, fısıl fısıl, şırıl şırıl, zıp zıp, yavaş yavaş, sabah sabah,Baka baka, gide gele, olmaz olmaz, bitmez tükenmez, demet demet, öbek öbek    Yapılış şekillerine göre çeşitleri a  Aynı kelimenin tekrarı Mışıl mışıl, yavaş yavaş, koşa koşa, ılık ılık, koca koca    b  Yakın veya eş anlamlı kelimeler Doğru dürüst, eğri büğrü, kılık kıyafet, dayalı döşeli, güle oynaya    Okul mokul, çanta manta, halı malı    c  Zıt anlamlı kelimeler Bata çıka, irili ufaklı, ölüm kalım, dosta düşmana    Tekrarlar anlamı kuvvetlendirir; nesneye ve harekete çokluk, süreklilik ve beraberlik anlamları katar  Mini mini çocuklar Diyar diyar dolaştım  Yaza yaza usandı  İyi kötü bir şeyler yaptı  Grubu oluşturan kelimeler çekim eki alabilir  evi barkı, evini barkını, sağa sola, işinde gücünde, varını yoğunu, dereden tepeden    Çoğunda kelimelerin yeri değiştirilemez  Eğri büğrü → büğrü eğri Tekrar grupları, cümlede ve kelime gruplarında isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır  Sürü sürü kargalar, hisarın üstünden uçarken acı acı bağırıyordu  Kahve mahve yapmam sana ben  Dişi aslan bu mini miniyi kendi yavruları arasında görünce, onu da doğurduğunu sandı  Yorgun argın dönüyorum her akşam eve  Çamurlara bata çıka yürüdü  Havuzda su şırıl şırıldır  Sevdiklerim göçüp gidiyorlar birer birer  Takınsan kanat manat Kuş muş olsam seğirtsem Maviliğin çeşmesi gürül gürül Ardından bir ses kopar  Artık durul  Dallarda tomurcuk tomurcuk, çiçek çiçek; Boşlukta kuş kuş, böcek böcek; Kovuklarda arı arı, petek petek; Kuytularda menekşe menekşe, çilek çilek; Gül gül, zambak zambaksınız  (Arif Nihat) Gök mavi mavi gülümsüyordu  Yeşil yeşil dallar arasından  EDAT GRUBU Bir isim unsuru ile bir çekim edatından oluşan kelime grubudur  ile, için, kadar, göre, diye, rağmen, karşı, doğru, gibi, dolayı   edatları ile yapılır  Yaşadığım gibi, çocuklar için    İsim unsuru başta, edat sonda bulunur  İnsan gibi, çalışmasına rağmen, bir demet çiçek ile    Birleşme ismin ve edatın türüne göre ekli veya eksiz olur  Yaşamak için Sen-in gibi Deniz-e doğru Bun-dan dolayı bu kadar-ı-n-ı senin gibi-s-i İsim unsuru kelime grubu olabilir  Hür maviliğin bittiği son hadde kadar Bozulup dağılmak üzere İlk uçuştan sonra yuvaya dönmeyi başaran yavru serçeler gibi Birden fazla isim unsuru bulunabilir  Yorgunluğuna, uykusuzluğuna rağmen Bir avuç buğday, bir tutam ot, bir karış toprak için Edat grubu cümlede ve kelime grubu içinde sıfat, zarf ve isim olarak kullanılır  Bu paranın ne kadarı sizin? (iyelik eki almış, isim gibi kullanılmış, nesne olmuş) Her şey bıraktığım gibiydi  (ek-fiilin �di�li geçmiş zaman çekimi ile isim gibi kullanılmış, yüklem olmuş) Keskin bir ışık, etrafımızda bir zafer borusu gibi çınlıyor  Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'na doğru ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürüdüm  Vücudum, büyük bir korku ile, öne doğru eğildi  Derenin sağ tarafındaki sırtta on beş yirmi kadar çadır vardı  Bizim perişanlığımız, gönülleri toplamak içindir  O anda utançtan ölecek gibiydi  (isim, yüklem) Onun gibisi nerede bulunur? (isim, özne) Cümlede çoğunlukla zarf veya edat tümleci olur  Sabaha kadar ders çalıştık  (zarf tümleci) Eve doğru yürüdüm  (edat tümleci) Grubun vurgusu isim üzerindedir  Edat grupları cümleye çeşitli anlamlar katar  Ders çalışmak için odasına çekildi  (amaç) Sıkıldığı için dışarı çıktı  (neden, dışarıya çıkmanın sebebi) Bu ayakkabıyı babam için aldım (özgülük) Bu iş için kaç lira ödedin? (karşılık) Senin için sorun yok tabi  (görelik) Bizim için ne diyorlar? (hakkımızda) Sizin için üç kişilik yer ayrıldı  (aitlik) Tüm bu hazırlıklar bizim içindi  (isim, yüklem) Vatan için ölenler yüreğimizde yaşarlar  (uğur, amaç, özne) Kurt gibi acıkmıştım  (benzerlik) Kurşunlar, yağmur gibi yağıyordu  (zarf, benzetme) Uyandığı gibi yataktan fırladı  (zarf, anında, zaman anlamı katmış) Konuşmak üzere ayağa kalktı  (amaç) Acele edin, güneş batmak üzere  (zamanda yakınlık) Konuştuğumuz üzere yarın buluşacağım  (gibilik) Bizi boş vaatlerle kandırdılar  (araç) Hasan yaşlı annesiyle oturuyordu  (beraberlik) Arabanın gürültüsüyle irkildi  (neden) Biz de onlar kadar başarılıyız  (eşitlik, benzerlik, ölçüsünde) Gül kadar güzelsin  (benzerlik) Mektubu okuyunca köyünü görmüş kadar sevindi  (gibi) Bir ton kadar kömür almış (ölçü, aşağı yukarı) Ne kadar güçlü bir adam    (zarf) Evin deniz kadar havuzu var  (sıfat) Vefasızlığın bu kadarını da görmemiştim  (isim, ad tamlamasında tamlanan) Dershaneye kadar gidelim  (edat tümleci) Başbakana göre enflâsyon düşük  (açısından) Ayağını yorganına göre uzat  (bakarak, ölçüsünde, uygunluk, kadar) Allah dağına göre kış verir  (uygunluk) Anlatılanlara göre ikisi de suçluymuş  (bakılırsa, yönünden) Siz bana göre daha gençsiniz  (karşılaştırma) Edebiyata karşı ilgim vardı  (hakkında, yönelik) Denize karşı bir balkonu var  (yönelik) Yağmur sabaha karşı yeniden başlamıştı  (doğru) Sabaha karşı uyuyabildim  (zarf öbeği) Terfi edeyim diye yağcılık yapıyor  (amaç) Yağmur yağıyor diye dışarı çıkmadı  (neden) Akşama doğru geldiler  (zarf öbeği) | 
|   | 
|  | 
|  | Cümle (Tümce) |  | 
|  08-02-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Cümle (Tümce)BAĞLAMA GRUBU Bağlama edatları (bağlaç) ile birbirine bağlanmış iki veya daha fazla isim unsurundan meydana gelmiş kelime gruplarıdır  ve, veya, veyahut, ya da, yahut, ama, fakat, ancak, dE      dE, gerek     gerek(se), ha         ha, hem, hem de, hem      hem (de), ile, ilâ, ister      ister(se), kâh           kâh, lâkin, ne       ne (de), ya     ya (da), değil  Bağlama grubunda her unsur kendi vurgusunu taşır  Bağlama grupları cümlede ve kelime grubunda isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır  Bağlama edatı (bağlaç), isim unsurlarının arsında bulunur  İsimler grubun kuruluşuna eşit olarak katılırlar  Kırmızı ve Siyah, babalarla oğulları, olmak veya olmamak, olmak ya da olmamak, Ayaşlı ve Kiracıları, üç ilâ beş, çalışkan fakat şanssız, para değil mutluluk, güzel ama vefasız, ne sevinç ne üzüntü, ne mendil ne de bir kol, eli de ayağı da, ne yer ne yâr; hem annem, hem babam, hem de kardeşim zengin mi fakir mi; ya bunu, ya  şunu, ya da onu    İçinde ikiden fazla isim bulunan bağlama gruplarında �ve� bağlacı son iki ismin arasında yer alır  Okumak, anlamak ve uygulamak Ufak tefek, sinirli ve inatçı Dağ, deniz ve ova    Bu grupta sim unsuru, kelime grubu olabilir  Hicranla ağaran bu saçlar değil, sevgisiz kalan kalp ihtiyarlarmış Ne gülen, ne el sallayan, ne de bir çift lâf eden oldu  İçeri girmek ve annesinin niçin kovulduğunu sormak istedi  AİTLİK GRUBU Ki aitlik ekinin eklenmiş olduğu kelime grubudur  + ki'den önceki kelime grubu yalın olabileceği gibi ilgi durum eki veya bulunma durumu ekini de almış olabilir  Aitlik Grubu: Kelime Grubu +( nIn/ + DA) + ki UNVAN GRUBU Bir şahıs ismiyle, bir unvan veya akrabalık isminden meydana gelen kelime gruplarıdır  Bilge Kağan, Bayındır Han, Osman Gazi, Mehlika Sultan, Hasan Paşa, Ali Bey, Ahmet amca, Şinasi Efendi, Kemal Ağa, Nigâr Hanım    Şahıs ismi başta, unvan ve akrabalık ismi sonda bulunur  İki unsur eksiz birleşir  Şahıs ismi birleşik isim olabilir  Mehmet Âkif Bey, Halide Nusret Hanımefendi, Kâzım Karabekir Paşa    Bu grup, cümlede ve kelime gruplarında isim olarak kullanılır  Zafer yolunda unutamayacağım yüzlerden biri, Hatice Nine�nin yüzüdür  Perviz Efendi cevap vermedi  Grubun vurgusu birinci unsur üzerindedir  Birinci unsuru unvan veya akrabalık ismi olan "Sultan Süleyman, Şah İsmail, Doktor Ömer, Profesöz Muharrem Ergin, Bay Mustafa, Prens Sebahattin, Mareşal Fevzi Çakmak, Şair Eşref, Onbaşı Mehmet, Öğretmen Salih" gibi tamlamalar unvan grubu değil birleşik isimdir  ÜNLEM GRUBU Bir ünlemle bir isim unsurundan oluşan kelime gruplarıdır  Ey Türk gençliği Ünlem başta, isim unsuru sonda bulunur  Vurgu ünlem üzerindedir  a canım!, be kardeşim!, bre yalan dünya!, hey çocuklar! İsim unsuru, bir kelime grubu olabilir  Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları! Ey garip çizgilerle dolu han duvarları Ey Türk istikbalinin evlâdı! A benim keleş oğlum! Ey mavi göklerin kızıl ve beyaz süsü! Ey âlemi donatan ışık, toprağa can verev el! Cümle kuruluşuna katılmayan bu grup hitaplarda kullanılır  Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? İlâhî bir kudretin, ebedî bir feyzin var, ey Türk! Ey tatlı ve ulvî gece, yıllarca devam et  Ey sevgi dalımda ilk açan tomurcuk, Kanımın akışını yenileştiren damar, Gül rengi ışıkları sevda dolu akşamlar, İçime yeni bir fecir gibi dolan çocuk  (Orhan Veli) SAYI GRUBU Basamak sistemine göre sıralanmış sayı isimleri topluluğudur  Sayılar sondan başa doğru büyür  Küçük sayı sonda bulunur  Genellikle ara sayılar sayı grubudur  Bir, beş, on, yüz, bin, milyon isim İki yüz, beş bin, otuz milyon sıfat tamlaması On bir, doksan iki, yüz elli dört sayı grubu Sayı grupları en az iki kelimeden oluşur  İkiden fazla kelime bulunduran sayı gruplarında her unsur kendi içinde bir kelime veya kelime grubudur Yedi / yüz sıfat tamlaması Yedi yüz / elli sayı grubu Yedi yüz / elli iki sayı grubu Yedi yüz elli iki / bin sıfat tamlaması Yedi yüz elli iki bin / altı sayı grubu Yedi yüz elli iki bin / altı yüz sayı grubu Yedi yüz elli iki bin / altı yüz / on dört sayı grubu | 
|   | 
|  | 
|  | Cümle (Tümce) |  | 
|  08-02-2012 | #3 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Cümle (Tümce)Sayı grubunun sıfat tamlamasından farkı: 1  Sayı grubunda en küçük sayın sonda bulunur: on / altı, elli iki bin / dört yüz / kırk iki 2  Sıfat tamlamasında ilk sayı ismi sondaki sayı isminin adedini gösterir: Elli / bin, beş / yüz, beş yüz / milyon Sayı grupları cümlede isim ve sıfat olarak kullanılır  Yaptığı sarayların adedi kırk iki idi  Kalede yüz elli asker kalmıştı  Bütün sayı isimleri birbirinden ayrı yazılır  Ancak senet vb  evraklarda araya rakam sığdırılmasın diye bitişik yazılabilir  Grubun vurgusu küçük sayı ismindedir  KISALTMA GRUPLARI Bu gruplar genellikle isim-fiil, sıfat-fiil ve zarf-fiil gruplarının kısalması ve kalıplaşması sonucu oluşmuşlardır Bu grupların ortak özelliği, iki isim unsurundan meydana gelmeleri ve vurgunun ikinci unsurda olmasıdır  a  İsnat Grubu Sıfat-fiil ve zarf-fiil grubundan kısalmıştır Karnı tok olan adam → karnı tok adam Başı açık olarak → başı açık İsim, sıfat ve zarf olarak kullanılır  gözü tok (insan), eli açık (arkadaş), sohbeti tatlı (insanlar), cebi dolu (adam)    , iki düğmesi kopuk (palto)    Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını Görüyor varlığının bir yere toplandığını Kaç gözü yaşlıyı teselli etti  Şu çenesi düşüğe sen aldırma Gurbet akşamlarının bağrı yanık yolcusuyum  Bekir önce anlamadı, ağzı açık bir süre baktı  b  Yükleme Grubu Sıfat-fiil ve isim-fiil grubundan kısalmıştır Yüzü aşkın olan → yüzü aşkın Kitabı tetkik etmek → kitabı tetkik Birinci unsur belirtme hâl eki alır  İnsanı takdir, memuru teftiş, küçük çocukları af, evi iyice tamir   Bu grup, cümlede ve kelime gruplarında isim ve sıfat olarak kullanılır  Yüzü aşkın insan meydanda toplanmıştı  Kitabı tetkik için görevliden izin istedi  c  Yaklaşma Grubu Yaklaşma eki almış bir ismin başka bir isimle oluşturduğu kelime grubudur  Birinci unsur yaklaşma eki alır  Fiilimsilerden kısalmıştır evine bağlı olan → evine bağlı fikrine müracaat etmek → fikrine müracaat başına buyruk olarak → başına buyruk Tatile düşkün (insanlar), cana yakın (arkadaş), geçmişe bağlı (bir yazar), sözüne sadık (dost), içe dönük (tehdit), dile kolay(işler)    Güzel sanatlara meraklı (kız), geleneklere çok bağlı (adam)    Bu grup, cümlede ve kelime gruplarında isim, sıfat ve sarf olarak kullanılır  Mehlika Sultan'a âşık yedi genç Gece şehrin kapısından çıktı  Yanında yirmiye yakın muhabir vardı  Adam, sırıklara bağlı fasulyelerin küçük, ürkek çiçeklerini gördü  Saatlerdir kapıya dönük oturuyordu  Yemeği gece yarısına yakın yediler  d  Bulunma Grubu Bulunma eki almış bir ismin başka bir isimle oluşturduğu kelime grubudur  Birinci unsur bulunma eki alır  Haftada bir, dörtte üç, solda sıfır, yükte hafif, beş günde bir, Cümlede ve kelime gruplarında isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır  Arada bir o meşhur kahkahasını atardı  Ekmeğin dörtte birini yanındakine uzattı  İşinde usta insanlarla bir arada çalışıyor  e  Uzaklaşma Grubu Uzaklaşma eki almış bir ismin başka bir isimle oluşturduğu kelime grubudur  Birinci unsur uzaklaşma eki alır  İçten pazarlıklı (adam), kendisinden emin (adımlarla), benden gizli (iş), gözden ırak (bir köşe), yandan çarklı (kahve), estetik endişeden uzak (eserler)    Cümlede ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır  Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu  Bir öğle paydosunda herkesten geç çıktı sınıftan  Uzun bir yolculuktan sonra köye varmıştık  Sakin ve kendinden emin çalışıyor  Ondan daha idealistine rastlamadım  Evde çekirgeden bol ne var! f  Vasıta Grubu Vasıta eki almış bir ismin başka bir isimle oluşturduğu kelime grubudur  Birinci unsur vasıta eki alır  Seninle dost (insanlar), bayrakla süslü (sınıflar), sırmayla işli (cepken)    Bu grup da sıfat-fiil veya zarf-fiil grubundan kısaltılmıştır  Seninle dost olan (insanlar) → Seninle dost (insanlar), bayrakla süslü olan (sınıflar) → bayrakla süslü (sınıflar), sırmayla işli olan (cepken) → sırmayla işli (cepken) parayla yüklü olarak →parayla yüklü Cümlede ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır  Garip çizgilerle dolu han duvarları Annesiyle dargın gitti  Bu kısaltma gruplarının dışında bazı kısaltma grupları daha vardır ki bunlar da çeşitli cümlelerden ve kelime gruplarından kısaltılmıştır  Derinden derine ırmaklar ağlar Uzaktan uzağa çoban çeşmesi Kokusuyla baş başa kaldı çiçekler Bir nefes olmuşum Fatih�in ordusunda Yürüyorum omuz omuza sipahilerle Aynalar baştan başa tenha Başka bir çerçevedir gitgide dünya artık  El ele tutuşarak yola koyuldular  BİRLEŞİK İSİM Burada bahsedilecek olan birleşik isimler sadece özel kişi isimleridir  Bir kişinin özel adı olmak üzere bir araya gelen kelimeler topluluğudur  Muharrem Ergin, Yavuz Sultan Selim, Ali Şir Nevai, Yahya Kemal Beyatlı, Arif Hikmet Par, Ahmet Turan Alkan, Ömer Seyfettin, Ahmet Haşim, İkinci Kılıç Arslan, Kaşgarlı Mahmut, Yıldırım Beyazıt    Unvan sıfatları, insanların sosyal seviyelerini, makamlarını, mevkilerini, rütbelerini, statülerini bildirmek için isimlerden önce kullanılan sıfatlardır  Unvan sıfatları isimden önce gelirse unvan grubu veya sıfat tamlaması değil birleşik isim oluşur  Sultan Süleyman, Şah İsmail, Doktor Ömer, Profesör Muharrem Ergin, Bay Mustafa, Prens Sebahattin, Mareşal Fevzi Çakmak, Şair Eşref, Onbaşı Mehmet, Öğretmen Salih    Birinci unsuru sıfat, ikinci unsuru özel isim olan kelime grupları zamanla sıfat tamlaması olmaktan çıkmış, birleşik isme dönüşmüşlerdir  Sıfat tamlamasında başta bulunan vurgu da bu birleşik isimlerde ikinci unsura kaymıştır   | 
|   | 
|  | 
|  |