Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
batırılması, gemisinin, harekatında, kocatepe, kıbrıs, savaş, türk, uçaklarınca

Kıbrıs Harekatında Kocatepe Savaş Gemisinin Türk Uçaklarınca Batırılması

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kıbrıs Harekatında Kocatepe Savaş Gemisinin Türk Uçaklarınca Batırılması



21 Temmuz 1974, Kıbrıs açıkları
ıbrıs Harekatında Kocatepe Savaş Gemisinin Türk Uçaklarınca Batırılması[/url]

İngiltere, Türkiye ve Yunanistan'ın garantörlüğünde 1960'da resmen kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti adadaki iki etnik topluluk arasındaki ilişkileri bir sisteme bağladıysa da Türkler ve Rumlar arasındaki sorunlar bir türlü sona ermiyordu Her iki topluluk içinde de adanın Türkiye'ye ve Yunanistan'a bağlanması için faaliyetler sürüyor, zaman zaman da saldırılar ve katliamlar meydana geliyordu


1963, 1964 ve 1967'de kanlı olaylar cereyan etmiş ve Türkiye "soydaşlarını kurtarmak üzere" adaya silahlı müdahalede bulunmaya bile kalkışmıştı 1964 olaylarından sonra Başbakan İsmet İnönü Kıbrıs'a çıkartmayı ciddi ciddi düşünmüş ama hem 5 Haziran 1964'deki ünlü "Johnson Mektubu" hem de Türk ordusunun bu çapta bir amfibik harekatı yürütecek olanaklara sahip olmaması üzerine çıkartmadan vazgeçilmişti


ABD Başkanı Johnson Başbakan İsmet İnönü'ye gönderdiği mektupta, eğer çıkartma yapılırsa bir Sovyet tehdidi karşısında Nato'nun Türkiye'nin yanında yer almayacağını söylemiş ve İnönü de "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de orada yerini alır" gibi ağır bir laf etmişti, ama olay da o noktada bitmişti Buna rağmen Türkiye bir gövde gösterisi yapacak ve uçaklarını adanın üzerine gönderecekti


Bu harekat sırasında 8 Ağustos 1964'de Türk pilotu Cengiz Topel'in uçağı düşecek ve pilot da hayatını kaybedecekti 1967'deki kriz sırasında ise Yunanistan'daki Albaylar Cuntası Yunan askerlerini ve Grivas'ı adadan çekmeyi kabul ederek geri adım atacaktı


Ancak Yunan cuntası Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios'dan kurtulmakta kararlıydı ve nitekim 1974 yazında harekete geçti 15 Temmuz 1974'de Nikos Sampson liderliğinde bir darbeyle Makarios devrildi ve Kıbrıs'ta da Atina'daki cunta yönetimin uzantısı bir yönetim oluştu Makarios son anda kurtularak Malta'ya kaçmıştı


Makarios'dan Türkiye de rahatsızdı ama Sampson'un yönetiminin kabullenilmesi de mümkün değildi Özellikle 1963 ve 1964 olaylarında Türklere yapılan saldırılarla tanınan Sampson hem uluslararası anlaşmaları çiğnemiş, hem de adadaki Türklerin can güvenliğini büyük bir tehdit altına sokmuştu


Türkiye'de iktidarda bulunan CHP-MSP hükümeti adaya çıkartma yapmanın kaçınılmaz olduğuna karar vermişti 1964'de-ki krizden ders çıkararak gereken önlemlerini alan Türk ordusu da adaya yapılacak bir çıkartma harekatı için gereken olanaklara artık sahipti Sampson yönetimi uluslararası düzeyde tepkiyle karşılanmış ve arkasında Yunanistan'ın olduğu bilindiği için Albaylar Cuntası da ağır bir baskı altına alınmıştı Dolayısıyla koşullar Türkiye'nin adaya çıkartma yapması için hayli uygundu


Öteden beri adada denizle bağlantısı olan bir bölgede Türk egemenliğinin oluşturulması gerektiğine inanan Türkiye'nin eline bu amacına ulaşmak için iyi bir fırsat geçmişti Başbakan Ecevit ve Dışişleri Bakanı Turan Güneş'in yürüttüğü temaslar, bir diğer garantör devlet olan İngiltere'ye ortak askeri harekat önerileri olumlu karşılık bulmayınca 20 Temmuz 1974 sabahı Türk birlikleri çıkartma harekatına başladı Başbakan Ecevit "Barış Harekatı" adı verilen askeri harekatın Kıbrıs'a barış, Yunanistan'a da demokrasi getirmek üzere yapıldığını söylüyordu


Girne bölgesine çıkartma yapan Türk birlikleri şiddetli bir direnişle karşılaştılar ancak burada bir köprü başı tutmayı da başaracaklardı Girne'den Lefkoşa'ya doğru ilerlemek ve iki kent arasında bağlantı kurmak zorundaydılar ABD ve diğer ülkeler Türkiye'nin askeri harekatına karşıydılar


Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi hemen toplanarak ateşkes çağrısında bulundu ve sorunun barışçı yollardan çözümlenmesini istedi Ancak Türkiye artık askeri harekatı başlatmıştı Sampson'un darbesinin gayri meşru niteliği ve Atina'da iktidarda bir askeri cuntanın bulunması doğrusu Ankara'nın işini kolaylaştırıyordu Girne ve Lefkoşa arasındaki bağlantıyı kurup, askeri açıdan saptanan hedeflere ulaşmadan BM'nin çağrısına uyulması düşünülmüyordu


20 Temmuz sabahı başlayan savaş 21 Temmuz günü de bütün şiddetiyle sürerken Ankara'da savaşı yönetmekte olan Genelkurmay Karargahına gelen bir istihbarata göre Yunanistan'dan Kıbrıs'a doğru yola çıkan bir filo adaya silah ve asker götürüyordu Baf limanı açıklarına doğru ilerlediği bildirilen bu Yunan savaş gemilerinin durdurulması gerekiyordu


Girne limanında bulunan üç Türk muhribi, Kocatepe, Adatepe ve Mareşal Çakmak gemilerine bölgeye doğru hareket etmeleri ve bu Yunan filosunu karşılamaları emri verilirken, Türk savaş uçaklarına da aynı şekilde bölgeye intikal etmeleri ve Yunan gemilerini vurmaları bildirildi


Ama bu arada Ankara'daki savaş karargahı çok ilginç bir şey daha saptadı Bu Yunan gemileri Türk bayrağı çekmişti ve telsiz konuşmaları da Türkçe yapılıyordu! Karargah hemen bu durumu değerlendirdi; Yunan gemileri Türkleri şaşırtmak ve kendi gemileri sanmalarını sağlamak için Türk bayrağı çekmek ve Türkçeyi iyi bilen Yunan personelini kullanmak gibi çok kurnazca bir savaş hilesine başvurmuşlardı, ama Türk Genelkurmayı bu numarayı yemezdi!


Türk ve Yunan askerleri NATO'da birlikte çalıştıkları için ortak yürütülen tatbikatlarda Türk birliklerinin kullandığı dili ve kodları iyi incelemişlerdi ve görüldüğü kadarıyla gayet güzel taklit ediyorlardı


Bu durum hemen Başbakan Ecevit'e de bildirilecekti Çünkü yine o saatlerde ateşkes görüşmeleri de sürüyordu ve ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'la Ecevit arasında sürekli telefon görüşmesi yapılıyordu Kissinger, Yunanistan'ın ateşkes istediğini söylüyor ve Türkiye'nin de buna olumlu yanıt vermesi için baskı yapıyordu Yoksa savaş Kıbrıs'la sınırlı kalmayarak bir Türk-Yunan savaşına dönüşebilirdi


Adaya çıkartma yapmış Türk birliklerinin ilk hedeflerine ulaşmadan bir ateşkese yanaşmak istemeyen Ecevit de zaman kazanmaya çalışıyordu Ecevit'e "Türk bayrağı çekmiş ve Türkçe konuşan" Yunan savaş gemilerinin Kıbrıs açıklarında bulunduğu bilgisi verilince Türkiye Başbakanı çok sevindi


İşte Kissinger'in ateşkes baskısını geriletmek için eline iyi bir silah geçmişti Kissinger'a Yunanistan'ın ateşkes isterken samimi olmadığını artık kanıtlayabilirdi; hem ateşkesten söz ediyor, hem de asker ve cephane yüklü savaş gemilerini Kıbrıs'a gönderiyordu Ve üstüne üstlük de bu gemilere Türk bayrağı çekip, Türkçe bilen personel yerleştirerek kötü bir savaş hilesine başvuruyordu Kissinger'a tüm bunları anlattığında ABD Dışişleri Bakanının söyleyebileceği bir şey kalmayacaktı


Nitekim Başbakan Ecevit ABD Dışişleri Bakanı ile bu konuyu tam da bu çerçevede görüşecekti Daha sonra Henry Kissinger anılarını yayımladığında o 21 Temmuz sabahı kendisiyle Ecevit arasında geçen telefon görüşmesini bütünüyle aktaracaktı


Ecevit telefonda bazı Yunan savaş gemilerine Türkçeyi iyi bilen personelin yerleştirilip, Türk bayrağı çekildiğini ve bu gemilerin batırılacağını söyleyince Kissinger da şaşırmış, Ecevit'in sözünü ettiği bölgede Yunan savaş gemilerinin bulunduğu bilgisine sahip olmadığını söylemiş ama Ecevit'in verdiği bilgilere de kuşkuyla yaklaştığı için çok ilginç bir yanıt vermişti Kissinger; "Evet, sayın başbakan" demişti, "Türk bayrağı taşıyan ve Türkçe konuşulan gemileri batırdığı için Türkiye'yi kimse suçlayamaz"


Kissinger'ın anılarında aktardığına göre Ecevit'le konuşmaları şöyle olmuştu:


Ecevit: Yunanistan'ın ateşkes istediğinden söz ediyorsunuz ama ortada ciddi bir sorun var Yunanistan'ın samimiyetinden ve güvenilirliğinden kuşkuluyuz Yuannides'in şeref sözü bir oyundan ibaret Yuannides'in sözlerinin gerisindeki oyunu şimdi anladık Yunan bayrağı taşıyan her gemiye ateş açabileceğimizi söyleyip ardından da gemilerine Türk bayrağı çekiyor!


Kissinger: Eh, kendi gemilerinizi batırırsanız sizi hiç kimse suçlayamaz


Ecevit: Hayır, Dr Kissinger, onlar bizim gemilerimiz değil Onlar Yunan gemileri Türk bayrağı çekmiş Yunan gemileri


Kissinger: Evet, sayın başbakan, Türk bayrağı taşıyan ve Türkçe konuşulan gemileri batırdığı için Türkiye'yi kimse suçlayamaz


Ecevit: Yunanlılar hile yapıyorlar Biz NATO müttefikiyiz ve Yunan pilotlar kodumuzu biliyorlar Türkçe konuşuyorlar, pilotlarımızla Türkçe ve bizim kod kelimelerimizi kullanarak temas kuruyorlar Bu durumda Yunanistan'ın sözlerine nasıl güvenebiliriz?


Kissinger: Tam olarak istediğiniz nedir? Sizin zeki bir insan olduğunuzu Harvard günlerinden biliyorum Size saygı duyuyorum ama bu çatışma devam etmemeli Bu iş böyle giderse altı hafta boyunca devam edebilir


Ecevit: Ateşkes istediklerini söylüyorlar ama ateşkesi adaya askeri yığınak yapmak için istedikleri açıkça ortaya çıktı Yunanlılar bu yöntemlere son vermeliler


Kissinger: Hangi yöntemlere son vermeliler?


Ecevit: Ateşkese hazır olduklarını söylüyorlar Ama bir yandan da bize ateşkesi çiğnemekte kullanacakları hileleri de göstermiş durumdalar


Kissinger: Bana ateşkesi kabul etmeyeceğinizi mi söylüyorsunuz?


Ecevit: Ateşkesi kabul edeceğiz


Kissinger: Bugün mü?


Ecevit: Şu anda sorunu görüşmekle meşgulüz


Kissinger'la bu görüşmenin ardından "Türk bayrağı çekmiş ve Türkçe konuşulan" Yunan gemilerinin batırılması için bir engel kalmamıştı Çünkü Türkiye resmen Yunanistan'la savaş halinde değildi ama bu gemiler batırıldığında iş bu noktaya kadar gidebilirdi Ancak ABD Dışişleri Bakanı'nın da onayladığı gibi Yunanistan yaptığı hilenin sonuçlarına katlanacaktı!


Türk savaş uçakları üç Türk gemisinin üzerinde görüldüğünde gemidekiler bunların Türk uçakları olduğunu anladılar Çünkü Yunan uçaklarının menzili bulundukları bölgeye kadar gelip böyle uzun uzun dolaşmalarına yetmezdi Uçakların saldırıya geçmeye hazırlandığım gören gemiler şaşkınlık içindeydi


Pilotlarla temas kurmaya çalıştılar Ama tüm çabalar beyhudeydi, Türkçe konuşmaları ve kendilerini Türk gemileri olarak tanıtmalarının bir şeyi değiştirmesi mümkün değildi Zaten pilotlara bunun bir Yunan savaş hilesi olduğu bildirilmişti Pilotlar kendileriyle temas kurmaya çalışan Türk gemilerinin subaylarına küfürler yağdırarak saldırıya geçtiler ve bombalarını bırakmaya başladılar


Saldıranın Türk uçakları olduğunu bilen gemiler ateş de edemiyor, kendilerini savunamıyorlardı Böylece Akdeniz'in ortasında kolay bir hedef haline gelen üç Türk muhribine Türk uçakları rahat rahat bombalarını attılar Uçakların ilk saldırısında üç Türk muhribinden Kocatepe ağır yara aldı ve hızla batmaya başladı


Mareşal Çakmak muhribi Kocatepe'nin yanına doğru hareket ederek gemiyi terk etmekte olan personeli kurtarmak istedi Ama bu durumu gören uçaklar döndüler ve ikinci bir kez daha saldırıya geçerek bu kez yağdırdıkları bombalarla Mareşal Çakmak muhribinde de ağır hasar meydana getirdiler


İsabet alan Mareşal Çakmak da kendi derdine düştü, batmaktan kurtulmak için Kocatepe'den uzaklaştı ve hala çalışmaya devam eden tek kazanıyla zigzaglar çizerek Mersin sahillerine doğru çekilmeye başladı Aynı şekilde Adatepe de yara almış ve o da bölgeyi terk etmeye çalışıyordu


Görevlerini başarıyla tamamladığına inanan pilotların üslerine dönerken duydukları bir telsiz anonsu gariplerine gidecekti; Baf bölgesinde Türk gemilerinin batırıldığını bildiriyordu telsiz Ama üslerine dönene kadar ne olduğunu anlamayacaklar ancak yere indikten sonra faciayı öğrenebileceklerdi


Adatepe ve Mareşal Çakmak muhripleri delik deşik vaziyette de olsa ancak ertesi gün Mersin'e ulaşmayı başarırken kaderine terk edilen Kocatepe muhribi Akdeniz'in sularına gömülecekti Kocatepe mürettebatından 54 kişi hayatım kaybedecek, kurtulanlar denizde sallar üzerinde yaklaşık bir gün geçirdikten sonra tesadüfen bir İsrail balıkçı gemisi tarafından kurtarılarak İsrail'e götürüleceklerdi Kurtulanlar arasında Kocatepe muhribinin komutanı Albay Güven Erkaya da vardı ve yıllar sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı olacaktı


Sonuçta ABD Dışişleri Bakanı Kissinger'ın dediği oldu; Türk bayrağı taşıyan ve Türkçe konuşulan gemilerin Türk uçakları tarafından batırılmasından dolayı kimse Türkiye'yi suçlamadı! Zaten bir süre "devlet sırrı" olarak kalan bu facia nedeniyle Türkiye içinde de kimse kimseyi suçlamayacak, kimseden hesap sorulmayacaktı!


Türk Hava Kuvvetleri ile Türk Deniz Kuvvetleri arasında meydana gelen çarpışmada 54 denizci hayatını kaybetmiş oldu, hepsi bu!


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.