Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kimdir, tatarlar

Tatarlar Kimdir?

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tatarlar Kimdir?



"Tatar" sözü çeşitli zamanlarda değişik anlamlarda kullanılmıştır Ruslar bu deyimi yüzyıllar boyunca Avrupa Rusyası’nda yaşayan Türk soylu Müslümanlar için kullanmışlardır 1 Batılı yazar ve araştırmacılar "Tatar" kelimesini Türkistan'da ve Karadeniz'in kuzeyinde yaşayan Türkler için kullanmaktaydılar2
atarlar Kimdir?[/url]
Osmanlılar ise miladî on altıncı yüzyıldan başla***** "Tatar" deyimini kuzey Türkleri için kullanmışlardır: "Kırım Hanı el Hac (Hacı) Selim Geray Han'a Name-i Hümâyundur: bu sene-i "amiymu’l meymenede (uğuru yaygın bu yılda) dahi musammem (plânlanmış) olan gazve-i meymûn ve Cihâd-ı Hümâyûnumuza murafakât ve muvafakatları (katılmaları) me'mûl-i Hümâyûnumuz olub ve sâir ümera ve mirzayanı şecâ'at disâr ve cumhûr-ı Tatar-ı "aduv-şikâr (1107/1696)"3

Konunun açıklığa kavuşması için; başa dönmek Tatar kelimesinin ilk defa kullanılışından itibaren kazandığı yeni manaları gözden geçirmek gerekir Durum incelenince görülüyor ki İslâm dünyasında ilk kullanıldığında "Tatar" kelimesiyle kasdedilen "Moğol" idi Miladî onüçüncü yüzyılda yaşamış olan Arap tarihçi İbnül Esir Moğollardan bahsederken daima "Tatar" kelimesini kullanmaktadır: "Tatarların İslâm ülkelerine gelişi"4 "Tatarların Türkistan ve Maveraünnehr'e çıkışı"5 "Kâfir Tatarların Harzemşah üzerine yürüyüşü"6 "Tatarların Kıpçaklara ve Ruslara yaptıklarının anılması"7 gibi Tabiî şamanist kısmen budist Moğollardan bahsetmektedir Cıngız Han'ın Celâleddin Harzemşah'a yetişmesini anlatırken "Celâleddin (Sind nehrini) geçemedi Cıngız Han Tatarlarla ona yetişti"8 demektedir

İbn Kesir (öl774/1372) Cıngız Han'ı anlatırken "Tatarların en büyük sultanı bugünkü meliklerinin babası" ifadesini kullanır9 İbn Haldun da "Bu sultan Cıngız Han Tatarların sultanıdır" demektedir10 Çok iyi bilindiği gibi Cıngız Han Moğol hükümdarıdır

"Tatar" kelimesi günümüz Arap araştırmacılar tarafından da "Moğol" yerine kullanılmaktadır Meselâ Moğol istilâlarını gösteren haritanın yaftası "Tatar yağması"11dır Moğollar 656/1258 de Bağdad'ı işgal edip Abbasî Halifeliğini yıkmadan önce 635/1237 de Moskova'yı zaptettiler Moğol (Tatar) ordusunda en kalabalık zümre Kıpçak Türkleri idi Türklerin büyük çoğunlukta olduğu Moğol ordusu günümüzde Rusya denen bölgeyi on üçüncü yüzyılın ilk yarısında zaptetmişti12 Bu durum Rusların Avrupa Rusya'sındaki bütün Türk kökenli Müslümanlara niçin Tatar dediklerini açıklar: Moğol (Tatar) ordusunun büyük çoğunluğu Türktü; Ruslara göre bütün Avrupa Rusya'sında yaşayan Müslüman Türkler Moğolların (Tatarların) torunlarıydı Şurasını hemen belirtelim ki Moğol (Tatar) ordusunun çoğunluğu Türk olmakla birlikte bütün komuta kademeleri Moğolların tekelindeydi Kıpçaklar Peçenekler ve öteki Türk boylarından gelenler rütbesiz askerlerdi

Abbasî Halifeliğini 1258'de yıkmış olan Cıngız Han oğlu Tuluy'un oğlu Hülagü ve ordusundan bütün çağdaş ve sonraki Arap tarihçileri "Tatar" diye bahsettikleri gibi diğer milletler de on üçüncü yüzyılda yeryüzünün en büyük devletini kurmuş olan Moğollardan "Tatarlar" diye söz etmektedirler Meselâ Ermeni müellif Aknerli Grigor "Tatarlar Bağdad'ı zaptettikleri sırada " ifadesini kullanmaktadır13

On üçüncü yüzyılda Çin'in çok büyük bir bölümü Türkistan14 İran Irak Suriye Anadolu bugünkü Rusya Kafkasya Kırım Ukrayna Polonya Tatarlar (Moğollar) tarafından zaptedildi Bu Tatar hakimiyeti altında yaşayan milletler de Tatar (Moğol) sülâlesinden hanedanların idaresinde yaşadıkları için "Tatar" diye anıldılar15 Böylece on dördüncü yüzyıldan başla***** "Tatar" kelimesi kavmî etnik soyla ilgili bir söz değil ra'iyyet olmayı teba'iyyeti (uyrukluğu) -hukukî durumu farklı olmakla birlikte- vatandaşlığı ifade eden bir deyim haline geldi Yani artık "Tatar" sözü etnik (kavmî) değil siyasî bir anlam ve içerik kazandı Türk ülkeleri dışındakiler zamanla Tatar (Moğol) hakimiyetinden çıktı Hazar Denizi ve Karadeniz'in kuzeyindeki bölgelerde yaşayan Türk topluluklarında Tatar siyasî ismi devam etti Cıngız Han'ın diğer oğlu Cuci'nin oğlu Batu Han'ın hükümdarlığında Karadeniz ve Hazar Denizi'nin kuzeyinde Arapların ve Avrupalıların "Altın Orda" (Rusça Zolotaycı Orda) dedikleri "Kök (Gök) Orda" devleti ortaya çıktı Batu'nun kardeşi Burka Müslüman oldn 1255 yılında Kök Orda Han'ı olunca Müslümanlığını ilân etti Bereke16 adını alan bu zat Altın Orda'nın ilk Müslüman hanıdır Bereke Han Anadolu Selçuklu hanedanından bir hanımla evlendi Bu evlilikten doğan oğlu İzzeddin'e Solhat ve Sudak şehirleriyle yörelerini verdi İzzeddin ve annesi binlerce Müslüman Türkü Anadolu'dan Kırım'a getirip yerleştirdiler17 İslâm Gök Orda'da hızla yayıldı ve çok sağlam bir şekilde yerleşti kök saldı18

Gök Orda'da (Altın Orda'da) hanedan Cıngız Han soyundandı fakat "Türk unsuru o kadar kuvvetliydi ki on dördüncü yüzyıl başlarında Altın Orda bu unsurun tesirine direnemedi ve bir Türk Devleti haline geldi"19

Gök Orda Hanı Toktamış 1396'da Timur'a yenilince bu hanlık parçalandı; toprakları üzerinde Kazan Kırım Astrahan ve Kasım Hanlıkları kuruldu Bu hanlıkların sadece hanları ve yüksek kademedeki idarecileri gerçek Tatar yani Moğol idiler fakat idare edilenlere de hükümdarlarından dolayı Tatar denildi: Türkistan'daki Türklere başlarındaki Özbek Han'dan dolayı "Özbek" denmesi son Gök Orda (Altın Orda) Hanı Toktamış'a karşı ayaklanıp onunla savaŞan tümen (10000 atlı) beyi Nogay'ın buyruğu altındakilere ve onların günümüze kadar gelen torunlarına "Nogay" adı verilmesi Osmanlı idaresindekilere "Osmanlı" denilmesi gibi Zamanla hanlar ve yöneticiler de Türkleştiler Meselâ Kırım'ın ünlü kahramanı XVI yüzyılda yaşamış olan Bora Gazi Geray Han Türkçe söyleyen birinci sınıf bir şair ve kla*** Türk mu***isinde çok usta bir bestekârdır20 Nitekim "Çarlık Rusyasının son yıllarında milliyet prensibi ön plâna çıkınca Rusya'daki halklar kendilerine "Türk" mü yoksa "Tatar" mı denmesi gerektiğini tartıştılar21

Günümüzde Rusya Federasyonu içinde başkenti Kazan şehri olan Tataristan vardır Bu ülkede halkın yarıdan biraz fazlası Müslüman yarıya yakını da Rustur Müslümanlar Türkçenin kuzey lehçesini konuşurlar ataları İbn Fadlan'ın bahsettiği 922 yılında (Anadolu'nun Müslüman hakimiyetine girmeğe Türkleşmeğe başlamasından 150 yıl önce) resmen İslâm'a girmiş olan İtil (Volga) Bulgarlarıdır Arapça kaynaklarda Saqâlibe (tekili : Saqlab) lafıyla anılan İdil Bulgarlarının isteği üzerine Abbasî Halifesi oraya İslâm'ı öğretecek cami ve riıinber yapacak kimseler gönderdi Giden heyette bulunan İbn Fadlan bu sefer sırasında gördüklerini yazmıştır (Bulgarların öteki dalı Karadeniz'in kuzeyinden geçerek Balkanlara inenleri 863 yılında Hristiyanlığa girip Slavlaştılar; Bulgaristan'dakiler bunlardır) Tataristan'daki Bulgar Türklerinin lehçesinde çok güzel Türkçe sözler yüzyıllardan beri yaşamaktadır: Oda yerine bülme (bölme) pazartesi karşılığı baş gün örümcek ağı yerine ürmücek uyası (oyası) mide yerine aşkazan kullanılmaktadır Şüphesiz Tataristan'daki Türkçenin kuzey lehçesini kullanan Müslümanlar Türktür "Tatar" kelimesi onlar için kimliklerini belirleyen bir yaftadır Zamanı gelince "Tataristan" sözünün "Kıpçakistan'a çevrilmesi gerekir

Öte yandan gerçek Tatarlar Anadolu'da on beşinci yüzyıla kadar görülmektedir Moğolların Anadolu Selçuklularını 1243 yılında Kösedağı savaşında yenmeleriyle Anadolu Moğol (Tatar) istilasına uğradı Selçuklu Devletinin yıkılmasıyla ortaya birçok beylikler çıktı Bunların içinde Osmanlı Beyliği en küçük fakat İslâmî değerlere bağlılıkta en samimî olanı idi Diğer beylikler birbirleriyle uğraşırken Osmanlılar Bizans ve Avrupa'ya karşı cihad faaliyetlerine girîştiler Kısa zamanda önemli bir devlet haline geldiler ve dördüncü hükümdar Yıldırım Bayezid Sivas ve Tokat yörelerini "kabâil-i Tatardan (Tatar kabilelerinden) olan Kadı Burhaneddin dest-i tagallübünden"22 sıyırıp aldı Daha sonraları da Anadolu'da Tatar (Moğol) kabileleri vardı: " zikroluııan Kara Tatar taifesi Cıngızîler cânibinden (Moğollar tarafından) Selâcika'ya (Selçuklulara) nezaret etmek üzere Rum'a (Anadolu'ya) i'zam olunan (gönderilen) akvâmdan (kavimlerden) olub mürûr-ı zaman (zamanın geçmesi) ile Kayseriyye ve Sivas taraflarında hayme-nişin (çadırda oturan) olarak tavattun etmişler (yerleşmişler) idi Yıldırım Han merhum Sivas'ı havze-i hükûmete idhal eyledikde (Osmanlı ülkesine kattığında) bunları tekâlif i divaniyyeden mu'af idüb (bunlardan vergi almayıp) yalnız seferler vuku'unda (olduğunda esnasında) hidemât-ı harbiyyede istihdam kılınmakda olduklarından (savaş hizmetlerinde kullanılmakta olduklarırıdan) gündeıi güne tekessür ederek (çoğalarak) kırk elli bin nüfusa baliğ olmuş (ulaşmış) ve Timurlenk Rum'a (Anadoluya) teveccüh ettikde (yöneldiğinde) bunların ruesâsını (başkanlarını) saltanat-ı Rum'u va'd ile (Anadolu hükümdarlığını vadederek) hafıyyen (gizlice) celb eylediğine mebni (kendi tarafına çektiginden dolayı) der ceng-i ewel (savaş başladığında) taife-i merkume (bu anılan zümre) Timur askerine iltihak eylemişler (katılmışlar) idi İş bitdikden sonra Timur her ne mütâleaya mebni ise (görüşe düşünceye dayanarak) bunları beraber ***ürmeği tensib idüb (uygun bulup) lâkin rızalarıyla gitmeyecekleri malûm olduğundan asâkir-i külliyye ile (pek çok askerle) cevânib-i erba'alarını (dört taraflarını) ihâta ederek (kuşatarak) altıb gitmişdir ki Timur'un Rum'da (Anadolu'da) olan ef'âlinin (yaptıklarının) en hayırlusu budur"23

Daha sonra Yıldırım'ın oğlu Çelebi Mehemmed İskilip civarında üç beş bin çadır halkı görüp bunların "Tatar sergerdelerinden Minnet Beğin tevabiatı olduğu"nu öğrenince hepsinin Balkanlarda Filibe civarında yerleştirilmelerini emretti Bu Tatarların yerleştiği yere "Tatar Pazarı" denildi24

Böylece şu durum ortaya çıkıyor ki Anadolu'da Moğol (Tatar) hakimiyeti devam etseydi Osmanlı Devleti veya başka bir güçlü siyasî kuruluş ortaya çıkmasaydı Anadolu'da yaşayanlar da Karadeniz'in kuzeyinde olduğu gibi başlarındaki Moğol hanedanlardan dolayı büyük bir ihtimalle "Tatar" diye anılacaklar bu kelime onların etnik değil fakat siyasî yaftası olacaktı Yine çok büyük bir ihtimalle Gök Orda'da ve ondan sonra kurulan hanlıklarda olduğu gibi hakim Moğol (Tatar) hanedanı ve Moğol kökenliler Anadolu'da da Türkleşeceklerdi

Öte yandan "Tatar" diye anılan bu kavme "Moğol" denmesi Cıngız Han zamanından sonra olmuştur Moğol tabiri Moğolistan ve Orta Asya'da yerleşmiş fakat Moğol İmparatorluğu'nun batı kısmında hiç bir zaman yaygınlaşmamıştır Daha sonraları Rusya'da veAvrupa'da Osmanlılar dışındaki bütün Türk halklarına Tatar dendiğini" görüyoruz25

Bilindiği gibi insanın ana dili onun soyunu kökenini belirleyen en önemli unsurdur Dil kullanılırken konuşmada söyleyişte fark olursa bu farka "ağız" veya "şive" denir: Erzurum ağzı Kayseri ağzı gibi Fark yazıya geçerse "lehçe" (diyalekt) adını alır Türk lehçelerinin çeşitli tasnifleri vardır; en belirgin hatlarıyla 4 lehçe kabul edilir:

1-"Türkçe" dediğimiz Anadolu Lehçesi (Oğuz Lehçesi Batı Türkçesi Lehçe-i Osmani)

2-Azerî Lehçesi : En büyük temsilcisi: meşhur şair Fuzulî

3-Türkistan Türkçesi (Çağatayca Hakanî Lehçesi günümüzdeki Özbekçe)En büyük şairi: Ali Şir Nevâi

4-Tatarca denilen Kırım ve Kazan Türklerinin konuştuğu Kuzey Lehçesi (Kırım'ın Yalıboyu'nda İstanbul Türkçesi iç kısımlarıyla kuzeyde Tatarca konuşulurdu)

Sonuç:

"Tatar" kelimesi on üçüncü yüzyılda "Moğol" kelimesinin yerine kullanılmıştır Tatarlar (Moğollar) Çin Türkistan Iran Anadolu Irak Suriye Sibirya Rusya Doğu Avrupa Kırım ve Polonya'yı on üçüncü yüzyılda zaptettiler O zaman Hazar Denizi'nin ve Karadeniz'in kuzeyinde Göktürk Hun Peçenek Kıpçak ve Bulgar Türklerinin torunları yaşamaktaydı Tatarlar (Moğollar) on üçüncü yüzyılda bütün bu bölgeleri zaptettikleri zaman bu işi gerçekleştiren ordularında Türkistan'dan gelen yeni Türk kütleleri de vardı Gerek eskiden Hazar Denizi ve Karadeniz'in kuzeyinde yerleşmiş olan ve gerekse Moğol ordusunda gelen kalabalık Türk kütleleri Moğol hakimiyetinde yaşadılar Moğol (Tatar) hakimiyetinde olarak Hazar Denizi ve Karadeniz'in kuzeyinde yaşamış olan Türkler siyasî yafta olarak "Tatar" diye anılır hale geldiler Günümüzde Karadeniz'in kuzeyinde ve Rusya'da yaşayan ve "Tatarca" denen kuzey Türkçesini konuşan Müslümanlar bunların torunlarıdır Çıkan netice şudur ki "Tatar" kelimesi yirminci yüzyılda soy gösteren başka bir deyimle kavmî etnik bir tabir değildir tarihî kimliği bildiren bir sözdür Nasıl ki Osmanlı idaresinde yaşayan her ferd "Osmanlı" idi Osmanlı tâbiyetinde idi Osmanlı uyruğu idi; Ermeni Yahudi Rum Arap Çerkes Gürcü Arnavut vb "Osmanlı" idi Tatar (Moğol) idaresinde yaşayan kuzey Türkleri de öylece Tatar idi Kısacası yirminci yüzyılda kendilerine "Tatar" denilen Rusya Müslümanları Moğol değil ataları Moğol (Tatar) idaresinde yaşamış ve zamanla Moğolları da Türkleştirmiş olan Türklerdir


Alıntı:






Fullnext





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.