|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
abdülhamide, bakışı, padişah, saidin, veli, yeni |
![]() |
Yeni Said'in Abdülhamid'e Bakışı: 'Velî Padişah' |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yeni Said'in Abdülhamid'e Bakışı: 'Velî Padişah'Yeni Said'in Abdülhamid'e bakışı: 'Velî Padişah' eni Said'in Abdülhamid'e bakışı: 'Velî Padişah'[/url] Risale-i Nur'a büyük hizmetleri geçmiş talebelerinden Mustafa Sungur, Tek Parti döneminin sıkıntılarını ve istibdadını gördükten sonra Bediüzzaman Said Nursi'nin II ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultan Abdülhamid'in onun nazarında "veli" olduğuna dair bir başka belge, talebelerinden Muhsin Alev'in Necmeddin Şahiner'e aktardığı sözlerdir: "İstanbul'da Sultan Abdülhamid hakkında kitap yazan bir adam, merhum padişaha çok hücum edip hakaret ediyormuş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu mektuba daha sonra geleceğiz; ancak Said Nursi'nin, Meşrutiyet namına yapılan yeni istibdadı ve Tek Parti iktidarındaki baskıları yaşadıktan sonra Sultan Abdülhamid hakkındaki kanaatlerinde değişikliğe gitmek ihtiyacını duymuş olması, onun yine şahsa değil, prensiplere bağlılığını ortaya koyar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lafı uzatmayalım, 1953'te talebelerinden Muhsin ve Ziya'nın bir öğretmenin sorusuna cevap olarak kaleme alınmış olan ve Abdulkadir Badıllı'nın 3 ciltlik tarihçesine aldığı şu mektup bence onun Abdülhamid konusundaki tavrını izaha kâfidir: "Evvelâ: Üstadımızın bütün hayatındaki birinci düsturu, Kur'an-ı Hakim'in bir kanun-i esasîsidir ki: "Bir adamın cinayetiyle başkası mesul olamaz" kaide-i Kur'aniyesi ile, "O padişahın zamanındaki hükümetin hataları ona verilmez" diye daima hayatında ona hüsn ü zan etmiş, onun bazı zaman mecburiyetle ettiği kusurları da, onun muarızlarına karşı da tevile çalışmış ![]() Saniyen: Üstadımız, Hürriyet'in başında [1908] bütün kuvvetiyle şeriat dairesindeki hürriyet-i şer'iyeyi senâ etmiş, nutukları ile halkları o hürriyete davet etmiş ve hürriyet-i şer'iyeye muhalif olanlara demiş ki: "Eğer şeriat dairesinde olmazsa, istibdat namını verdiğiniz, bir şahsın mecburi, cüz'i ve hafif istibdadı, pek şiddetli bir istibdad-ı küllî olup inkısam ed[ince] herkes, bir nevi müstebit olur ![]() ![]() ![]() Hatta bu meselede Üstadımız, idam için kurulan Divan-ı Harb-i Örfi'de demiş ki: "Eğer meşrutiyet, İttihatçıların istibdadından ibaret ise veya hilaf-ı Şeriat hareket ise, bütün dünya şahit olsun ki, ben mürteciyim ![]() Salisen: Üstadımız, o zamanda bir hiss-i kable'l-vuku nevinde şimdiki alem-i İslam'ın ecnebi istibdadından kurtulması[nı] ve bir Cemahir-i Müttefika-i İslamiye [Birleşik İslam Cumhuriyetleri] tarzında tezahüre başlamasını tasavvur etmiş, ümit etmiş, hissetmiş ve bütün kuvvetiyle bağırmış, hürriyet-i şer'iyeyi takdir etmiş ![]() ![]() Rabian: Üstadımızdan hem işitmiş, hem halinden anlamışız ki, ecnebilerin şiddetli desise ve kuvvetlerine karşı gösterdiği sebat ve kanaat, hususan âlem-i İslam'ın kısm-ı azamının halifesi olmak; hem biçare vilayat-ı Şarkiyenin bedevî aşairini Hamidiye Alayları ile en yüksek bir derece-i askeriye ve medeniyeye ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak bazı basımlarda Münazarat'ın sonuna da eklenen bu mektubun bir de beşinci bendi vardır ki, bazı nüshalarda mevcut değildir ![]() "İnsan hatasız olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1908'den 1953'e kadar süren 45 yıllık depremler, Sultan Abdülhamid'in görüntüsünü etkilemiş görünmektedir ![]() ![]() ![]() Artık burada 'hata' da sevap anlamını yüklenmekte değil midir? Zira yol aynıdır ![]() ![]() Not: Bu metni okuyup değerlendirme lûtfunda bulunan Mehmed Fırıncı ağabey, Bediüzzaman'ın Zübeyir Gündüzalp'tan nakledilen bir sözüne dikkatimi çekti ![]() ![]() ![]() ![]() Mustafa Armağan Zaman |
![]() |
![]() |
|