Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
resimleri, sinop, türkiye

İl İl Türkiye Resimleri (Sinop)

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İl İl Türkiye Resimleri (Sinop)




Mitolojik Çağ :



Sinop Anadolu'nun en kuzeyinde, Boztepe Yarımadası'nın kıstağında kurulmuş bir şehirdir İki doğal limana sahip olması ona, tarih boyunca deniz ticaretinde önemli bir ayrıcalık sağlamıştır Bu durum, Prehistorik çağlardan itibaren topraklarında değişik kültürlerin yerleşip iz bırakmasına vesile olmuştur Son yıllardaki araştırmalar şehrin tarih öncesini önemli ölçüde aydınlatmıştır

1990' lı yılların ortasından itibaren Amerikalı bir ekip tarafından yürütülen yüzey araştırmalarında, İnceburun mevkiinde kesici taş aletleri ilk belirlemelerine göre Sinop ve çevresindeki ilk yerleşim izlerini üst Paleotilik çağa (MÖ 60000-8000)kadar taşımaktadır Yine Amerikalı ekip tarafından Sualtında yürütülen Arkeolojik çalışmalarda Sinop açıklarında yaklaşık 100m derinlikte MÖ 7000 yıllarına ait yerleşim izine rastlanmıştır Müze Müdürlüğü' nün 1987-1990 yılları arasında yapmış olduğu yüzey araştırması Sinop'un tarih öncesi bilinmeyen yönlerini önemli ölçüde aydınlatmıştır Bu araştırma sırasında aşağı-yukarı tamamı Prehistorik Çağa ait 45 adet yerleşim (höyük) tespit edilmiştir Araştırma sırasında tespit edilen yerleşimler en erken Kalkolitik Çağa (MÖ5500-3000) tarihlenmektedir Kalkolitik Çağa ait önemli yerleşimler, ÇİMBEKTEPE (Lala Tavukçuoğlu köyü) , İLYA YERİ (Lala Altınoğlu) , ÇİMDİLLİ TEPE (Dizdaroğlu Köyü) , KABALI HÖYÜK (Bıyıklı Köyü) , KADI MEZARI (Gerze-Hıdırlı Köyü) ' dır Yapılan araştırma , Sinop yöresinde ilk Tunç Çağda (MÖ 3000-2500) yoğun bir iskan olduğuna işaret etmektedir Sahildeki yerleşimler ilk Tunç Çağı sonunda büyük bir yangınla terk edilmiştir Sadece Gerze Köşk Höyük , Tıngıroğlu Höyük , Emiryayla Maltepe , Yaykın Karakumrutepe ve Sarımsak Maltepe Höyük ' te , Orta Tunç Çağda ' da ( MÖ 2500-2000 ) iskanın devam ettiği görülmektedir Bölge için Tunç Çağı sonrası uzun bir dönem karanlık kalmaktadır Sinop şehir merkezinde iki ayrı yerde MÖ 3000 yerleşimine rastlanılmıştır Bugüne kadar yapılan kazı ve araştırmalarda sahil kesiminde ( Gerze Köşk Höyük hariç ) Hitit dönemini belgeleyecek bir buluntuya rastlanmamıştır İç kesim dağlık bölgedeki yerleşimlerde kısmen rastlanabilmektedir Hitit metinlerinde adı geçen Kaşgaların Sinop ' la ilgilerini gösteren Arkeolojik bir buluntuya da henüz rastlanmış değildir MÖ 18 yy ile MÖ 8 yy arası bölge için karanlık bir dönemdir Bu dönemi aydınlatacak Arkeolojik belgeler henüz bulunamamıştır


Osmanlı Dönemi :

Sinop, Türkler tarafından 3 Ekim 1214 tarihinde Selçuklu hükümdarı I İzzeddin Keykâvus eliyle fethedildi Kaleyi, halkın canına ve malına dokunmamak şartıyla teslim alan Selçuklu Sultanı Şehri gezdi ve baştanbaşa imar etmeyi yıkılan Kaleyi tamir ve şehri daha emin bir şekilde korumak için bir iç kalenin yaptırılmasını emretti

Daha sonra bir müddet Bizans İdaresine geçen şehir son defa olarak Selçuklu Veziri Süleyman Pervane tarafından 1262 yılında Türk idaresine katıldı Süleyman Pervane kendi adıyla anılan bugünkü medreseyi, bu fethin bir hatırası olarak yapmıştır



Sinop bu tarihten itibaren, Müinüddin Süleyman Pervane'nin idaresine girmiştir 1322 yilina kadar Pervaneoğullari idaresi altında kalan Sinop, bu tarihten sonra Candaroğullari hakimiyetine girmiştir Candaroğulları ailesi ilme ve İlim adamlarına çok değer vermişler ve birçok eser yazdırmak suretiyle o zamanki Türk Kültürünün yükselmesine hizmet etmişlerdir 14 yy sonları ve 15 yy ilk yarısında Kastamonu ve Sinop sarayları birçok ilim adamı, şair ve Sanatkârı etrafında toplayarak himâye eden birer merkez olmuştur Candaroğulları hükümdarı Celaleddin Beyazıt'ın ölümünden sonra yerine oğlu İsfendiyar Bey geçmiş (1385) ve bu tarihten sonra da Beyliğin adı "İsfendiyaroğulları" olarak anılmaya başlanmıştır Şehir bu beylikler döneminde çok imar görmüş ve Camii, medrese, kütüphane imaret, köprü, han ve hamamlar yaptırılmıştır Tersanelerinde 900 ton ila 1000 tonluk gibi zamanının en büyük gemileri yapılmaya başlandı Sinop darphanelerinde ise çok güzel işçilikte paralar darp edildi

Fatih Sultan Mehmet'in 1461'de Trabzon üzerine yaptığı sefer senasında, İsmail Bey'in bağlılığını bildirmesi üzerine Sinop, Osmanlı hakimiyeti altına girmiştir Osmanlı döneminde de Sinop, bir liman şehri olarak kullanıldı Tersane de işlevini devam ettirdi 17 ve 18 Yyıllarda küçülen şehirde, 19 YYda Osmanlı Rus savaşları sırasında Karadeniz önem kazanınca bir canlanma gözlendi Paşa ve Korucuk Tabyaları bu dönemde yapıldı 1853 Rus baskınında şehir topa tutularak yakıldı ve bu tarihten sonra kale içine çekildi

Cumhuriyet Dönemi :



I Dünya Savaşından sonra Ülkemizin dört tarafından işgali ve azınlıkların zararlı çalışmalarından Sinop'da nasibini almıştır Bağımsız bir Rum Pontus Devleti kurmaya amaçlayan ayrılıkçı çeteler, zaman zaman Sinop yörelerine de sarkıyordu Üçüncü Ordu Müfettişliğine ve Milli Mücadeleyi başlatma görevine atanan M Kemal, 18 Mayıs 1919 günü Sinop Limanı'na uğramış, Sinop Askerlik Şubesi Başkanı'nı gemiye çağırıp gerekli emirleri vermiş ve kara yolunun uygun olmadığını öğrenip, hiç gemiden inmeden, Samsun'a hareket etmiştir Eylül 1919'da şehirdeki küçük Ingiliz birliği, Sinop Mutasarrıfı Mazhar Tevfik Bey'i tutuklamak ve hükümet konağına Ingiliz Bayrağı asmak istemişse de, halkın sert tepkisi üzerine bundan vazgeçmek zorunda kalmışlardır Sinop ve yöresindeki Milli Cemiyetler'in (Müdafaa-i Hukuk) teşkilatlanması Mazhar Tevfik Bey'in gayretiyle hızla gelişti Sivas Kongresinde alınan karar gereğince, Sinop ve nahiyelerinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin birçok şubesi açıldı, son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ında Sinop'u Rıza Nur Bey ve Miralay Zeki Bey temsil etmişlerdir Sinop İstiklâl Savaşı'na da bütün gücüyle katılmıştır Sinop Sancağı'nın Ayancık-Boyabat ve Merkez İlçeleri İstiklâl Harbi'nde en çok şehit veren bölgelerden kabul edilir 23 Nisan 1920'de toplanan ilk TBMM'ne Sinop adına Şerif (ARKAN) Bey, Abdullah (KARABİNA) Bey, Hakkı Hami (ULUKAN) Bey, Rıza Namık (URAS) Bey, Şevket (PEKER) Bey ve Rıza Nur Bey milletvekili olarak görev yapmışlardır Meclisin ilk başkanlığını da en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Mebusu Şerif Bey yürütmüştür Cumhuriyet'in ilanından sonra yapılan yeni idari düzenlemede sancakların kaldırılmasıyla, daha önce Kastamonu'ya bağlı Sancak olan Sinop vilayet haline gelmiştir Şehir yeterli derecede olmasa da Cumhuriyet döneminde de bir gelişme göstermiştir Cumhuriyet dönemi Sinop tarihinin en önemli olaylarından biri de Cumhurbaşkanı M Kemal ATATÜRK'ün 15 Eylül 1928'de şehre gelmeleri ve harf inkılâbıyla ilgili ilk işareti ve dersi burada vermeleridir





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.