Bolu Gelenek Ve Görenekleri |
08-02-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bolu Gelenek Ve GörenekleriGenel Bilgiler İL TRAFİK KODU : 14 Yüzölçümü : 8458 km ² Coğrafya : Bolu ili Yurdumuzun Batı Karadeniz Bölgesinde, 30º 32’ ve 32º 36’ doğu boylamları, 40º 06’ ve 41º 01’ kuzey enlemleri arasında yer almaktadır 8458 km² alanı olan İlimizin batısında; Sakarya ve Düzce, güneybatısında; Bilecik ve Eskişehir, güneyinde; Ankara, doğusunda; Çankırı ve Karabük, kuzeyinde; Zonguldak illeri vardır İlin merkez ilçe haricinde 8 İlçesi, 4 beldesi ve 511 köyü vardır Coğrafi Konumu Bolu’nun doğusunda Çankırı, kuzeydoğusunda Karabük, kuzeyinde Zonguldak ve Karadeniz, batısında Düzce, güneyinde Ankara bulunmaktadır Topoğrafya : Dağlar: İl topraklarının % 56’ sını kaplamaktadır lin güneybatı - kuzeydoğu istikametinde Bolu Dağları; en yüksek yeri 1980 m ile Çele Doruğu, ve Abant Dağları (1748 m), Gerede'nin kuzeyinde Arkot (1877 m) ve Göl Dağları (1112 m)dır En güneyde ilk iki sıradan daha yüksek olan ve genel olarak Köroğlu Dağları (en yüksek yeri 2499 m) adı verilen volkanik dağlar uzanır Bolu'nun güneyindeki uzantısı Seben Dağları 1854 m Mudurnu civarında Ardıç Dağları 1443 m Güneydeki Çal Tepesi ise 1640 m yüksekliğindedir Ovalar: İl Yüzölçümünün % 8’ini kaplayan ovalar genel olarak batı – doğu istikametinde uzanırlar 725 m yükseltideki Bolu Ovası ve 1300 m yükseltideki Gerede Ovaları en genişleridir Diğer ovalar ise Yeniçağa Ovası, Mudurnu Ovası ve Göynük ilçesinin güneyinde Himmetoğlu Ovasıdır Akarsular: Bolu’da en önemli akarsular Büyüksu, Mengen Çayı, Aladağ Çayı, Mudurnu Çayı , Göynük Suyu, Çatak Suyu ve Gerede Çayıdır Göller : Yörede morfolojik yapının karmaşıklığı, akarsu sayısının çokluğu, yükselti farklılıkları ve eğimin fazlalığı gibi faktörler çok sayıda gölün oluşmasına neden olmuştur Havzaların ve çanakların yüzölçümlerinin küçüklüğü göllerin de küçük alanlı olması sonucunu doğurmuştur Abant Gölü, Yeniçağa, Çubuk, Sünnet, Yedigöller, Karagöl, Sülüklügöl, Karamurat en önemli göllerdir İklim : Bolu genellikle Batı Karadeniz ve Karadeniz iklim tiplerinin içinde yer almaktadır Bunun yanında güneybatı bölümlerinde Marmara ve İç Anadolu iklim tipleri de görülmektedir Son 52 yıllık verilere göre ortalama günlük güneşlenme süresi 5 saat 49 dakika, yıllık yağış 536 mm yıllık ortalama yağışlı gün sayısı ise 137 gündür Bitki Örtüsü :Bolu'da hakim bitki örtüsü ormanlardır İl topraklarının %55'i ormanlarla kaplıdır Karadere, Seben ve Aladağ Ormanları yurdumuzun en zengin ormanlarıdır Hakim ağaç türleri kayın, gürgen, ıhlamur, dişbudak, meşe, kızılağaç, karaağaç, kavak, köknar ve sarıçamdır Ulaşım Ankara–İstanbul karayolu üzerinde bulunan Bolu’ya sadece kara yolu ile ulaşım sağlanabilmektedir Tarihçe :MÖ 1200’lü yıllarda bütün Hitit toprakları gibi Bolu da Friglerin elindeydi MÖ 6 asırda Persler bölgeye hakim oldular MÖ 336’da Büyük İskender Persleri yenerek Anadolu’nun bir çok yeri gibi Bolu’yu da ele geçirdi Büyük İskender’in ölümü üzerine Makedonya yıkılınca Bolu bölgesinde Bitinya Krallığı kuruldu Yazılı belgeler, o dönemlerden kalan arkeolojik eserler ve tarih kaynaklarına göre, Trak göçleri sonunda Sakarya ve Filyos Nehrinin yayı içine yerleşen halk "Bithyn" ismi ile anılıyordu Bu yüzden Bolu'nun da içinde bulunduğu Kuzeybatı Anadolu'ya "Bithynia" denilmiştir Bithynler tarafından Salonia Campus denilen Bolu Ovası ve çevresinin adı Romalılar tarafından “Claudio Polis” olarak değiştirilmiştir Bolu isminin de “Polis”ten geldiği sanılmaktadır Üç tepe üzerinde kurulmuş olan şehir içte ve dışta surlara sahipti Şehrin kuzeyinde Halı Hisarı bölgesinde bu surların kalıntıları görülebilmektedir 1071 Malazgirt zaferinden sonra batıya yayılan Türkmenler 3 yıl sonra Bolu’ya yerleştiler Selçuklu Devleti’nin komutanları Artuk, Tutuk, Danişmend, Karateki ve Saltuk Beyler Süleyman Şah’ın emrinde İstanbul sınırına dayandılar Bu akınlar sırasında Bolu, Horasanlı Aslahaddin tarafından fethedilmiştir Bolu Yöresine Osmanlı akını ilk kez Osman Gazi tarafından başlatılmıştır Bolu yöresinin tümüyle fethedilmesi ise Orhan Gazi döneminin ilk yıllarına (1324 - 1326) rastlar Bir başka rivayete göre Osmanlılar zamanında bölgede, bol olarak Uluğ - Alim olması nedeniyle önceleri “Bol Uluğ”, zamanla yöre “BOLU” olarak isimlendirilmiştir Yıldırım Beyazid'in ölümü ile başlayan şehzadeler savaşına Bolu, birçok kez sahne oldu Bolu, Ankara Savaşı sonrası Timur’un talan ettiği bölgelerin dışında kaldığı gibi, bu tehlike bitinceye kadar, Osmanlı Devleti’nin 2 kurucusu sayılan Çelebi Mehmet’i de Kızık Yaylasında barındıran belde olmuştur Çelebi Mehmet’in Osmanlı Devleti’nin birliğini sağlamasından sonra ise Bolu, düzenli bir yönetime kavuştu 1324 – 1692 yılları arasında Bolu, 36 kazası olan bir sancak beyliği idi XVI Yüzyılda Bolu, ikinci derece Şehzade sancaklarından biri oldu 2 Bayezit döneminde Şehzade Süleyman (Kanuni) buraya atandı 1683-1792 yılları arasında Bolu, Voyvodalıkla yönetildi II Mahmut zamanında ise Mutasarrıflığa dönüştürüldü (1811) Tanzimat sonrası Bolu; Kastamonu eyaletine bağlandı (1864) 1909 yılında ise tekrar Mutasarrıflığa dönüştürüldü Mondros Mütarekesi’nin yürürlüğe girmesi ve İzmir’in işgal edilmesinin ardından Bolu yöresinde ilk Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Gerede’de örgütlendi Bolu 1 Dünya Savaşı’nda ve sonrasında düşman işgaline uğramadı fakat maddi zarar gördü Mustafa Kemal Paşa önderliğinde yapılan milli mücadele dönemlerinin sonunda Bolu, 10 Ekim 1923'de Mutasarrıflık devrini tamamladı ve vilayet haline getirildi |
Bolu Gelenek Ve Görenekleri |
08-02-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bolu Gelenek Ve GörenekleriBayramlar,Törenler,Kutlamalar Dini bayramımız olan Kurban bayramı dini vecibelere göre kutlanmaktadırRamazan bayramına üç ay kala her evde hareket başlarDileyen üç ay orucuna başlar veya üç gün oruç tutarŞaban ayının on beşinden sonra temizlik başlarCamlar silinir,çamaşırlar yıkanırRamazana hazırlanırken komşu bayanlar toplanıp yufka açarlar Ramazanda Kuran okunur,mukabeleye gidilir, her evde öncelikle fakir ve dul olanlar iftar yemeğine alınır, muhtaçlara yardım edilir Ramazanın simgesi haline gelmiş iftar topu, sahurda çalınan davul olduğu gibi birde Ramazan pidesi vardırİftardan önce kahvaltılık çıkartılır,çorba,pilav,dolma,et yemeği,komposto, tatlı, salata yapılırÇok eskilerde Ramazan ayında Karagöz oynatıldığı, dışarıdan gelen cambaz ve kuklaların çok rağbet gördüğü anlatılmaktadırKandillerde hamurdan lokma dağıtılırSahurda keşli cevizli makarna yenilmektedir İnanışlar Cuma günü öküz koşulmaz, ev işi yapılmaz Salı günü yeni bir elişine başlanılmaz,Salı sallanır Ayın başında ekin ekilmez Kadın hasta olduğunda sandığına açmaz, turşuya el değmez, turşu bozulurKırkı çıkmamış bebeği görmeye gitmez, bebek sarılık olur İki bayram arası düğün olmaz Güneş tutulurken namaz kılınır, ay tutulurken silah atılır Kara kedi uğursuzluk sayılır Köpek uluması hayra yorulmaz Baykuşun bir evin bacasına konması ve ötmesi o evden ölü çıkacağına delalettir Kazak başlarken lastik örgü yarım bırakılırsa iş üremez Üzerine kuş pislemesi talihin açılacağına işarettir Gece dışarıya çöp atılmaz, cin çarparGece sakız çiğnenmez, ölü eti çiğnenir Kapı eşiğine oturulmaz, iftiraya uğrarsınKız istemeye gidilirken hayırlı olması için Perşembe akşamı tercih edilirÖnce sağ ayakkabı giyilir Gelenekleri; Nevruz Gelenekleri 21 Mart günü baharın gelişini kutlamak amacıyla halk gruplar halinde mesire yerlerine giderler Bugün aynı zamanda türbeler ziyaret edilir,dilekler tutulur Kırlarda çeşitli eğlenceler düzenlenir Maniler söylenir,niyet çekilir, baharın ilk çiçekleri toplanır Sabah erken kalkılır, nevruzun ilk suyu ile yıkanmak geleneği vardır ve bugün özenle giyinilir Soğan kabuğu ile boyanmış yumurta pişirilip yenilerek bolluk ve bereket dileklerinde bulunulur Yüksek bir tepeye ateş yakılarak baharın geldiği müjdelenir Mudurnu ilçesinde nevruz “Hep cennet”,Göynük ilçesinde “Mart Dokuzu”, gibi isimlerle anılmaktadır Hıdrellez Gelenekleri 6 Mayıs Hıdrellez,Hızır ve İlyas Peygamberin yeryüzünde buluştuğu gündür Bugün pikniğe gidilip salıncağa binilmektedir, böylece günahların atılacağına inanılmaktadır Gece süt mayalanmadan bırakıldığında Hızır’ın geleceği ve süte dokunarak mayalanacağı düşünülmektedirEğer mayasız süt yoğurt olursa bir sene boyunca o yoğurttan yoğurt mayalanırSüt yoğurt olursa bu yoğurttan birer parmak alınarak diğer yiyeceklere de sürülürKekik bitkisinin hıdrellezden sonraki günlerde toplanırsa şifalı olacağına inanılır Genelde kutlamalar için suyun ve yeşilliğin bol olduğu bir yer tercih edilirBir gün önceki akşam herhangi bir gül ağacının dibine küp gömülmekte ve sabah manilerle açılmaktadır O gün hiçbir tarla,bahçe işi yapılmaz Ev isteyenler evlerinin bahçesine ev, bebek isteyenler bezden bebek yaparlar Ateş yakılıp üstünden atlanır Seyirlik Oyunlar Çok eskilerde özellikle Ramazan ayında iftardan sonra hayal perdeleri kurulup Karagöz,Kukla gösterilerinin yapıldığı söylenmektedir Ancak İlimizde bu işi yapan ustalara rastlanılmamıştır Gösteri için başka illerden gelmişlerdir Kına gecelerinde ve düğünlerde köy seyirlik oyunları sergilenmektedir Bu oyunlar arap oyunu,şimşelek gelin, ördek,deve oyunu yüzük saklama, kız kaçırma, damat kaçırmadır |
Bolu Gelenek Ve Görenekleri |
08-02-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bolu Gelenek Ve GörenekleriKültür-Dil İlimizde konuşma ve yazı dili sade bir ifade tarzıyla Türkçe’dirAğız ve şive olarak belirgin şekliyle: niçun gelmeyan, napıyen,oluncası,gelincesi,nem ben,bilmeyonku gibi örneklendirilebilirGün,hafta ve ay adları resmi takvimimizde olduğu gibi kullanılmaktadır Sadece pazar günü “kapalı pazar veya dernek” pazartesi “Bolu pazarı” günüdür Edebiyat Anadolu’da bir çok yerde makamı olduğu bilinen YUNUS EMRE’nin ilahileri ve şiirleri Bolu ve çevresinden derlenen çok sayıdaki cönklerde görülmektedir Hatta Yunusun ilahileri ile düğün törenlerinde gelin ve damat yeni bir kumaş üzerinden birkaç kez yürütülürMengen ilçemizin Gökçesu nahiyesinde Yunuslar Köyü ve Yunus mezarı diye ziyaret edilen bir yer vardır Kemal Ümmi XV Yyda yaşamış mutasavvıf şairdirHer yıl ,ömrünün önemli bir bölümünü geçirmiş olduğu Bolu’nun Sazak bölgesindeki Tekke Köyünde adına geleneksel anma günü düzenlenmektedir XVIyy sonlarında yaşadığı bilinen destan kahramanımız Köroğlu Bolu deyince akla gelen isimlerden biridir Ayrıca kılıç kalkan ile oynanan Köroğlu oyunu mevcutturİl merkezinde Belediye meydanında bulunan Köroğlu heykeli dikkat çekicidir 1772 yılında Yeniçağ Şahnalar köyünde doğan asıl adı İbrahim olan Aşık Dertli 1845 yılında Ankara’da vefat etmiştirŞair Dertli’nin anıt mezarı Bolu Gerede karayolu üzerinde Şahnalar köyünde bulunmaktadır Her yıl anma günü düzenlenmektedirGeredeli Figani,Mudurnulu Yağcı Emin çıraklarıdır Anlatmalar Geredeli Aşık Figani Nasihat Destanı Erenler pendini guşeyle cana A akil doğru sözü arar demişler “Men aref” bağını kıldınsa me’va Senin içün her dem bahar demişler Şu kahpe felekten murat alınmaz Yalancı dünyada ebet kalınmaz Malı olmıyanın dostu bulunmaz Çaylar denizlere akar demişler Çok zaman gün bulut içinde kalmaz Derler bunalıp da hiç adam olmaz Altun yere düşmeyince pul olmaz Er düştüğü yerden kalkar demişler Figani pendimi yabana atma Rey senin ister tut,istersen tutma Eğer arif isen sözü uzatma Südsüz inek durmaz malar demişler Bilinen en yaygın Köroğlu efsanesi,destanı,türküsü,oyunudurAyrıca Akşemseddin Hz’lerinin, Mudurnu’da mezarı bulunan Şeyh’ül İmran, Karaarslan,Ümmi Kemal gibi zatların kerametlerine dair anlatımlar da mevcuttur Halk arasındaki anlatımlardan biri şöyledir : Gerede soğuk iklimiyle bilinen bir ilçedirZamanında Evliya Çelebi burada konaklamışBir müddet kaldıktan sonra yolu başka yere düşmüşDerken orada bir Geredeliye rastlamışSormuş ona: -Nereden geliyorsun? -Gerede’den geliyorum -Peki,Gerede’ye yaz geldi mi? -Onbir ay yirmidokuz gündür oradaydım -Yaz gelmediydi ama bugün geldi mi bilmem Şiirler Ninni Ağzına verdim bir sormuk Sırtına da vurdum bir yumruk Dana dana dastana Danalar girmiş bostana O zalım danayı bıçakladım hu hu Amanın yavrum gızları gucakladım Hazma Bey’den aşmadım Güzel yavrum neni Yollarını şaşmadım Mini mini gızım hu hu Mani İşte geldim büklüm büklüm Sırtımdaki davul yüküm İşte geldim hanenize Selam verdim cümlenize Çeşme önünde yarim Boduçmu dolduruyon Söz verdin de gelmedin Çocuk mu kandırıyon Kalıplaşmış Sözler Acıtma arsız edersin,acıktırma hırsız edersin Ağızdan burun yakın,kardaştan karın yakın Ağzı eğri olsa da,zengin karısı söylesin Allah dört gözden ayırmasın Allah kötüler bahtı versin Ana baba tahtını yapar bahtını yapamaz Bolu’lunun taşınca ayranı,tanımaz bayramı Burası Bolu, öyne de olu, böyne de olu Çok endeleyen ya kele, ya köre Dilmi güzel, dilber mi güzel Ekmek elin, su gölün, odun abant’ın Engelsiz döngel yenmiyor Evin geniş olacağına elin geniş olsun Fukaranın döngeli köhnümez Kırk gün kıran olmuş, gene de eceli gelen ölmüş Sevip dostuna, boşanıp kocana varma Silahla yaşayan, silaha kurban olur Uşağın hoşafta hakkı olmaz Yük altındaki eşek anırmaz Zaman sana uymazsa sen zamana uy Allah göynünün muradını versin |
Bolu Gelenek Ve Görenekleri |
08-02-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Bolu Gelenek Ve GörenekleriHalk Oyunları Yöre oyunlarını kadın ve erkekler ayrı mekanlarda oynamaktadırlarHalk oyunlarımız en az iki kişi tarafından oynanıp,kadınlarda bu sayı altıdan fazla olmaz Oyunlar karşılıklı ve yön değiştirerek daire ve çizgi formunda oynanır Oyunlar bireysel olup son ve komut veren gibi özel kişiler yoktur Çiftetelli gibi düz oyunlarda en ince özellik, kadın veya erkeklerin göbek atma ve omuz sallamasıdır Kadın ve erkek oyunlarında sekme,sürtme,atlama(hoplama) ve yürüme ayakta yapılan temel hareketlerdir Oyunların tümünde kollar dirsekten kırılarak yanlarda sabit veya önde belle omuz arasında aşağı ve yukarı hareket ettirilir Yörede türkü adları aynı zamanda oyun adları olmuştur Kadın oyunlarının hemen hepsi türkü eşliğinde oynanır Türküye genelde tef çalan kadın söyler Günümüzde tefin yerini teyp kasetleri almıştır Düğünlerde yaşlılar ve gençler aynı anda oyuna kalkamazlar Özellikle Kıbrısçık ilçesi halk oyunları ve giysileri açısından zenginlik göstermektedir Bu oyunlar:Pıt pıt (Men men) , Atlama (Gazel) Düz oyun (Çiftetelli), Ah Karadeniz, Değirmen, Ziller, Yemenimin uçları, Ada yolu, Halimem, Estireyim mi, Ördek, Karaköy kaşık oyunu oynanmaktadır İlimizde köçek adı verilen oyuncular günümüzde de bu geleneği devam ettirmektedirler Köçekler kadın elbisesi giyerek zilleriyle birlikte eğlencelerde oynarlar Ördek oyunu ilimizin en çok dikkat çeken oyunlarındandır Ördeğin uyuduğunu gösteren bölümde oyuncular bahşiş almadan oyuna devam etmezler Yöremizde oynanan bazı oyunların öyküsü vardır Bunlardan Karaköy Sekmesi oyununun öyküsü şöyledir; Karaköy’den bir çoban köyün hayvanlarını her sene Haymana yaylasına beslemeye götürmektedir Süresi bitince tekrar köye geri döner ve bir kızı sever Kızı ailesinden istetir,fakat başlık parası fazla gelir Bunun üzerine köyün ağası çobanı yanına çağırarak başlık parasını vereceğini söyler, ancak çoban, ağanın koyunlarını bir yıl içinde Haymana’ya götürüp iyice besledikten sonra geri getirecektir Çoban bu şartı kabul eder ve gider Süre birmiş ancak çoban dönememiştir Bunun üzerine çobanın nişanlısı bu türküyü yakar |
|