Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular > Dualar

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ğrettiği, dua, rasûlullah, sav’in

Rasulullah (S.A.V)’İn Ğrettiği Bir Dua

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Rasulullah (S.A.V)’İn Ğrettiği Bir Dua




Abdullah Dâî


Yegâne Rabbimiz Allah Azze ve Celle, en son Nebisi ve en son Resulü Muhammed (sav)’e hitaben şöyle buyurur:

“Kullarım, Beni sana soracak olursa, muhakkak ki ben, (onlara) pek yakınım Bana duâ ettiği zaman duâ edenin duâsına cevab veririm Öyleyse onlar da Benim çağrıma cevab versinler ve bana iman etsinler Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar” (1)

Ve katıksız iman eden mü’min Müslüman kullarına seslenmekte Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ:

“Rabbimiz dedi ki: Bana duâ edin size icabet edeyim Doğrusu bana ibadet etmekten büyüklenen (müstekbir)ler, Cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir” (2)

İnsanların Hâlik’ı, Rabb’ı, Melik’i ve İlah’ı Allah Teâlâ, insan kullarına can damarlarından daha yakın olduğunu beyan buyuruyor:

“Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz Biz ona, şahdamarından daha yakınız” (3)

İnsan kulalrına bu kadar yakın olan Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ, insan kullarının, kendisini tanımalarını, iman edip emrettiği şekilde davranmalarını, yani îbadet etmelerini, zâten onları, îbadet etsinler diye yarattığını beyan buyurmaktadır” (4)

Enes b Malik (ra)’ın rivayetiyle Rasulullah (sav) şöyle buyur:
“Duâ ibadetinin beynidir”(5)

Ebu Hureyre (ra) da, Rasulullah (sav)’den şu hadisi rivayet eder:
“Kim Allah’dan istemezse, Allah da ona gazab eder”(6)

Duâ, ibadetin tâ kendisidir… Âlemlerin Rabbi Allah’a duâ eden, gerek imanda, gerekse ibadette O’na şirk koşmayan Muvahhid kul, Rabbi Allah’ı tanımış ve yaratılış gayesi olan ibadeti gereği gibi gerçekleştirmiştir…

“Allah’ın, en çok bilen ve Allah’dan en çok korkan” (7) yeğane önderimiz ve hayat örneğimiz, zirve kul Rasulullah (sav)’in her hâli duâ ve Rabbini zikretme üzere idi…

İbn Ömer (ranhuma) anlatıyor:
Rasulullah (sav) şu duâları yapmadan önce bir meclisten kalktığı pek az olurdu:
“Allah’ım, bize, günahla aramıza engel olacak kadar korkundan hisse ver Bizi, cennetine ulaştıracak kadar taatini nâsib eyle Dünya musibetlerini kolay gösterecek kadar güçlü iman ver

Allah’ım bizi yaşattığın müddetçe kulaklarımız, gözlerimiz ve kuvvetimizden faydalandır Ölüm anımıza kadar da onları devamlı kıl Bize zulmedenlerden öcümüzü sen al Bize düşmanlık edenlere karşı bize yardım et (8) bizi dinimizde musibete uğratma Dünyayı, en büyük düşüncemiz ve gayemiz, ilmimizin sonu kılma Bize acımayanları üzerimize musallat etme”(9)

Rabbi Allah Teâlâ ile devamlı rabıta hâlinde olan önderimiz Rasulullah (sav) her konuda örneğimiz olduğu gibi, kulun, Rabbi Allah ile sağlam ve gerçek rabıtası olan duâ konusunda da yegâne örneğimizdir… O (sav), nasıl duâ edileceğini kalî ve fiilî olarak merhamet olunmuş vasat ümmetine öğretmiştir… ibadetten maksat duâdır… Duâ ibadettir… Emrolunduğunuz her kulluk vazifemizin evvelinde ve ahirinde duâ ederiz… Her ibadet duâ ile başlar duâ ile biter… Hayırlı ve Helâl işlerimize başlarken, “ Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım-Rahmân, Rahîm Allah’ın adıyla” diye dua ederiz… Hayırlı bir şekilde sonuca erdirdiğimiz işimizin sonunda “Elhamdulillah” diye duâ etmeyi unutmayız… (10)

Duâ Muvahhid mü’min kulun, yegâne Rabbi ve ilâhı Allah Teâlâ ile en sağlam rabıtasıdır… Bu rabıtanın asla gevşememesi gerekir… Mü’min Müslüman kul, Allah Teâlâ’nın yegâne Rabbi ve ilâhı olduğuna katıksız iman etmiş, imanından asla şübheye düşmemiş, gerek akîdede, gerekse amelde Allah’a şirk koşmaktan alabildiğine kaçınmış, bütün hayatını Tevhid üzere bina etmiş bir şahsiyettir…

Muvahhid Mü’min kul, önderi Rasulullah (sav)’in Abdullah İbn Abbas (ranhuma)’ya yaptığı tavsiyeyi kendisine yapılmış kabul ederek, hayatını imanına göre tanzim eder…

İbn Abbas (ranhuma) anlatıyor:
Bir gün (hayvanın üstünde) Rasulullah (sav)’in arkasında idim derken şöyle buyurdu:
“Ey delikanlı , sana birkaç kelime öğreteceğim:
Allah’ın (nimetlerini ve yasaklarını) gözet ki, Allah da seni gözetsin Allah’ı gözet ki, O’nu karşında bulasın
İsteyeceğin zaman Allah’dan iste ve yardım taleb edeceğin vakit, Allah’dan yardım taleb et!”(11)

Muvahhid Kulun, Kulluk vazifesi budur! Önderi Rasulullah(sav)’in talimatına uymak ve gereğini yapmak ! Duâ, kalben niyet, dil ile beyan ve hâl ile yaşantı olarak gündeme gelirse, Kâmil bir duâ olur… Muvahhid Mü’min, Kalbiyle, diliyle ve hâliyle yegâne Rabbi Allah Teâlâ’ya yönelince, üzerine düşen kulluk vazifesini hakkıyla yerine getirince Allah Teâlâ, O’nun duâsına icabet eder…

Aziz İslam Milleti, hayatı, bütün yönleriyle yegâne önderleri Rasulullah (sav)’den öğrendiler… Çünkü O (sav), yegâne hayat örneği ve rehberidir… Nasıl ve Neye iman edileceği, namazın nasıl kılınacağı, zekatın nelerden ve nasıl verileceği, Orucun nasıl tutulacağı, Haccın nasıl yapılacağı, tebliğin ve davetin nasıl gerçekleştirileceği, cihadın nasıl olacağı, nasıl devlet ve hükümet olunacağı, insanların nasıl sevk ve idare edileceği, tağutun hükümlerini reddederek, Allah’ın hükümleriyle nasıl hükmedileceğini, insanlar arası ilişkileri, ticareti v alış verişi Rasulullah (sav)’den öğrendiler… O (sav) öğretti, hayatın en güzelini… O (sav) öğretti dünya ve ahiret mutluluğunun ilkelerini!
Ve O (sav) öğretti ümmetine, nasıl duâ edilceğini… işte öğrettiği duâlardan birisi!
Abdullah İbn Mes’ud (ra) anlatıyor:
Rasulullah (sav), bize bazı sözler öğretiyordu Fakat onları, teşehhüdü öğrettiği gibi öğretmiyordu Bu sözler şunlardı:
‘’Allahım, bizim kalblerimizi (n arasını) bir leştir Aramızdaki Hâlleri düzelt ve bize kurtuluş yollarını gösterbizi (küfrün) karınlıklar(ın) dan islamın aydınlığ(ın)a çıkar ve büyük günahların görüneninden ve görünmeyeninden uzaklaştır Bize kulaklarımızda, gözlerimizde, kalbimizde, eşlerimizde ve çocuklarımızda bol hayır ver Tevbelerimizi de kabul et Çünkü sen tevbeleri kabul edersin, merhametlisin Bizi nimetlerine şükredenlerden, onları itiraf edenlerden razı olanlardan eyle ve bize nimetlerini tamamla”(12)

Önderimiz Rasulullah (sav)’in öğretmiş olduğu bu kapsayıcı duâyı, kalbimizle inanarak ve gerçekten isteyerek , dilimizle beyan ederek Rabbimiz Allah Teâlâ’ya yönelip duâ etmekle beraber hâlimizle de üzermize düşeni yerine getirmemiz gerekir…

Rasulullah (sav) tarafından bu duâ hadisini defalarca okuyup ezberlemek ve bu sözlerle Rabbimiz Allah’a yalvarmamız, duâ etmemiz gerekir… bu duâ cümlelerinde, Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ’dan dilenen şeylere o kadar çok muhtacız ki! Ümmet olarak bu duâyı yapmaya, gereğini yerine getirmeye ve Rabbimiz Allah’ın lütfundan bu kabul etmesine her zamandan daha çok ihtiyacımız vardır…

İslam toprakları, yerli ve yabancı zalim egemen tağutlar tarafından işgal edilmiş, paramparça edilip her parçasına bir yerli uşak tağut vazifeli kılınmış mü’min Müslümanlar esaret altına alınmış, Allah’ın hükümleri sosyal hayattan uzaklaştırılmış ve kendisiyle amel edilmesi yasaklanmış, tağutun hükümleri, cahiliyye işleri egemen kılınmış bir zillet felâket ortamında bu duâyı canu gönülden yapmak ve dileklerimizden bizim payımıza düşeni yerine getirmemiz lazımdır helâl gıda ile beslenen mü’min kulun duâsıyla icabet olunur!
Rasulullah (sav)’in bu hadisi dikkatli incelenince ayet ile hadis, kitab ile sünnet bütünlüğü apaçık ortaya çıkar… Çünkü Rasulullah (sav)’in buyurduğu duâ cümlelerinin büyünü ayetler ile aynı olduğu veya ayrı mânâda oldukları apaçık anlaşılmaktadır…
Cümle Cümle Hadisi takip edelim!
1-”Allahım, bizim kalblerimizi(n arasını) birleştir
“Mü’minler, ancak kardeştir”(13)hakikatını ilan eden Âlemlerin rabbi Allah teâlâ, renkleri, dilleri, ırkları, bölgeleri, örf ve âdetleri başka başka olan kullarını hidayet nasib edib kalblerini uzlaştırmış, onları kardeşler yaparak bir millet, bir ümmet kılmıştır… Onlar, Rableri Allah’ın nimeti sayesinde kardeşler olmuş, iman cephesini oluşturmuş, tek ümmet olup İslam milletini meydana getirmişlerdir… Allah Azze ve Celle’nin hidayeti olmasaydı ayrı ayrı olan bu kalbler asla birleşemez ve uzlaşamazlardı…

Rabbimiz Allah Teâlâ’ya duâmız ve O’ndan dileğimiz, zalim egemen tağutlar tarafından işgal edilip parçalanan İslam topraklarının tekrar bütünleşmesi ve Müslümanların kalblerinin birbiriyle ısınıp uzlaşmasıdır… Eğer Allah’ın yardımı olmasa, bunlar asla gerçekleşemez!

Rabbimiz Allah şöyle buyurur:
“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın Dağılıp ağrılmayın ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın Hani siz, düşmanlar idiniz O, kalblerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz, O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı Umulur ki, hidayete erersiniz diye, Allah size ayetlerini böyle açıklar”(14)

“O, seni yardımıyla ve mü’minlerle destekledi
Ve onların kalblerini uzlaştırdı Sen, yeryüzündekilerin tümünü harcasaydın bile, onların kalblerini uzlaştırıldı Çünkü O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir” (15)

Ümmetin ferdlerinin kalbleri birbiriyle uzlaşınca vahdet meydana gelir… Vahdet, yani birlik ve beraberlik sağlanınca, çok muazzam bir güç ortaya çıkar… böylece Tevhid cephesi oluşur… İman gücü ile oluşan Tevhid cephesi, şirk cephesi karşısında Allah’ın izniyle muzaffer olur… “hak ortaya çıkınca, batıl yok olup gider…”

Muvahhid mü’minler, Allah Teâlâ’dan kalblerin birleştirmesini niyaz ederken, kendileride bu kalb uzlaşması hareketinde vazifelerini yapmalı ve mü’min Müslüman kardeşleriyle anlaşıp kaynaşarak aralarındaki soğukluğu gidermelidirler…

2-“Aramızdaki hâlleri düzelt

Rabbimiz Allah Teâlâ’dan dilğimiz budur! Aramızdaki hâlleri düzeltsin dileriz… çünkü O’nun yardımı olmazsa hiçbir hâlimiz hayırlı bir şekilde düzelmez… O’nun nimeti ve yardımı ile bozulan hâller düzelir ve güzelleşir… Elbette bu konuda kullara düşen vazife şartlarına uygun bir şekilde yerine getirilmelidir… Kula düşen şey, hidayete talib olmalı kendisini ve toplumu Allah’ın rızası ölçüsünce düzeltmeye gayret etmelidir

Çünkü: “ Bir kavim (toplum), kendinde olanı değiştirinceye kadar Allah, ona nimet olarak bağışladığını değiştirici değildir Allah şüphesiz işitendir, bilendir”(16)

“Ancak tevbe edenler, (Kendilerini ve başkalarını) düzeltenler ve ( indirilerni) açıklayanlar(a gelince) artık onların tevbelerini kabul ederim Ben, tevbeleri kabul edenim, esirgeyenim”(17)

“Tevbe edenler, ibadet edenelr, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah’ın sınırlarını (indirdiği emir ve hükümleri) koruyanlar, sen (bütün) Mü’minleri müjdele”(18)

Müjdeler olsun o mü’minlere! Bu inanç ve bu amellerde oldukça, Allah, onların hâllerini düzeltir… Çünkü onlar, hâllerini İslâm ölçüsünce hayır üzere güzelleştirmeye gayret edenlerdir… Kâli duâlarını fiilî duâya hâlime getirinlerin, hâlleri düzeltilir ve düzgün olur… Onlar, İman ve takva üzere olmaya çalıştıkça, durumları bozulmaz, hâlleri kötü olmaz… Eğer iyilik üzere olunmak isteniyorsa, kula düşenin yerine getirilmesi gerekir…

3-“Bize kurtuluş yollarını göster”
Rabbimiz Allah Teâlâ’dan dileğimiz, dünyada zillet ve esaretten kurtulmak, ahirette ise cehennem azabından beraat etmektir… Allah Teâlâ, gerçekten kurtuluş isteyen kulları için kurtuluşun yollarını ve ilkeleri göstermiştir… Muvahhid Mü’min kullar, yegâne Rabbleri ve İlâhları Allah Teâla’nın gösterdiği kurtuluş yoluna girip O yolda yürümeye gayret etmelidirler… Böyle ihlâslı bir çaba ve samîmî bir çalışma ile işlenen Salih ameller, Allah’ın izniyle kulları kurtuluş yoluna sevk edip mutlu bir sona ulaştıracaktır… Hiçbir süphe yoktur ki, kurtuluş: İman ve Teslimiyettir! İman etmek ve İmanın gereği olan ameli işlemek, kişiyi kurtuluşa erdirecektir

Rabbimiz Allah Teâlâ, Kurtuluşun ilkelerini şöyle beyan buyuruyor:
“Mü’minler gerçekten kurtulmuşlardır
Onlar, namazlarında hûşû içinde olanlardır
Onlar, tümüyle boş şeylerden yüz çevirenlerdir
Onlar, zekata ilişkin (söz ve görevlerini mutlaka) yerine getirenlerdir
Ve Onlar, ırzlarını koruyanlardır
Ancak eşlerini ya da sağ ellerinin sahib olduklarına karşı (tutumları) hariç, bu konuda kınanmış değillerdir
Fakat kim bunun ötesini ararsa, artık onlar sınırı çiğneyenlerdir
(Yine) onlar, emanetlerine ve ahidlerine riayet edenlerdir
Onlar, namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır
İşte (yeryüzünün hakimiyetine ve ahiretin nimetlerine) varis olacak onlardır
Ki onlar, Firdevs (cennetlerin)e de varis olacaklardır İçinde de ebedi olarak kalacaklardır”(19)

“Sizden hayra çağıran, iyiliği (ma’rufu) emreden ve kötülük den (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun Kurtuluşa erenler işte bunlardır”(20)

“Kim Allah’dan korkup sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir
Ve onu, hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır Kim de Allah’a tevekkül ederse, O, ona yeter Elbette Allah, kendi emrini yerine getirip gerçekleştirendir Allah, her şey için bir ölçü kılmıştır”(21)

“Ey iman edenler, sizi acı bir azabdan kurtaracak bir ticareti haber vereyim mi?
Allah’a ve O’nun Rasulune iman edersiniz, mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz Bu, sizin için daha hayırlıdır, eğer bilirseniz”(22)

“O’na (Rasulullah’a) inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve O’nunla birlikte indirilen nûru (Kur’ân’ı) izleyenler, işte kurtuluşa eren bunlardır

4”Bizi, (Küfrün) karanlıklar(ın)dan (İslâm’ın) aydınlığ(ın)a çıkar
Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ, iman edip imanlarında hiçbir şübheye düşmeyen Muvahhid kullarının sahibi ve dostudur… Elbette onları karanlıklarda bırakmaz… Elbette onları nûra çıkarır… Elbette Allah’ın merhameti ve yardımı, Mü’min kullarını kuşatıcıdır… Onları, küfrün, şirkin ve tuğyanın karanlıklarından kurtarmış, Tevhidin, imanın ve İslam’ın nûruna erdirmektir… Şöyle buyurur Rabbimiz Allah:

“Allah, iman edenlerin velisî (dostu ve destekleyecisi)dir Onları, Karanlıklardan nûra çıkarır”(24)

5”Büyük günahların görüneninden ve görünmeyeninden uzaklaştır
Büyük günah, şirktir… Şirk, Allah Teâlâ’nın Zâtî’na ve sıfatlarına başkalarına ortak koşmaktır… Yalnız Allah’a mahsus olan herhangi bir şeyde başkalarının da payı var olduğuna inanmak ve kabul etmektir… Muvahhid Mü’minler, şirkin her türlüsünden kendilerini korumaya gayret ederler… kendilerini şirkten korudukları gibi, diğer haram kılınmış büyük günahlardan da korunmaya bütün imkanlarıyla çaba gösterirler Büyük günahlardan ve kişiyi onlara götüren yollardan Rabbleri Allah a sığınırlar…
Rabbimiz Allah şöyle buyurur:

“Gerçekten Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamazBunun dışında kalan ise, dilediğini bağışlarKim Allah’a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur”(25)

“Deki;”Rabbim yalnızca çirkin hayasızlıkları-onlardan açıkta olanlarını ve gizli olanlarını-günah işlemeyi,haklı nedeni olmayan isyan ve saldırıyı,kendisi hakkında isbatlayıcı bir delil indirmediği şeyi Allah’a şirk koşmanızı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır”(26)


“Size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin kusurlarınızı örteriz ve sizi, onurlu üstün bir makama sokarız”(27)
6-“Bizi, kulaklarımızda, gözlerimizde, kalbimizde, eşlerimizde ve çocuklarımızda bol hayır ver
Rabbimiz Allah’ dan bu dileklerimizden bizim payımıza düşen görevlerimizi hakkıyla yapınca, Allah Teala, duamıza icabet eder…Kulaklar, gözler ve kalbler konusunda bize emredileni yapmak , vazgeçilmez kulluk borcumuzdur…
Şöyle buyurur Rabbimiz Allah:

“Hakkında bilgi olmayan şeyin ardına düşmeÇünkü kulak ,göz ve kalb,bunların hepsi ondan sorumludur”(28)

“Ve onlar(Rahman Allah’ın kulları):
Rabbimiz,bize eşlerimizden ve soyumuzdan gözün aydınlığı olacak (çocuklar) armağan et ve bizi takva sahiblerine önder kıl” diyenlerdir

İşte onlar, sabretmelerine karşılık(Cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar”(29)

7-“Tevbelerimizi de kabul etÇünkü sen, tevbeleri kabul edensin, merhametlisin
Mü’min Müslüman şahsiyet, her an nefsini hesaba çekmeli, noksanlıklarından, kusurlarından ve günahlarından devamlı tevbe etmelidir…Böylece kendisini temizlemiş ve düzeltmiş olur…Önderi Rasulullah (sav)’e uyarak günde yetmiş defa tevbe etmelidir…Tevbe, Mü’min kulun arınma aracıdır…Tevbe, kurtuluştur!Tevbe, Tevhidi bır inkılabdır…
Rabbimiz Allah Teala şöyle buyurur:

“Hep birlikte Allah’a tevbe edin ey mü’minler, umulur ki, kurtuluşa erersiniz”(30)

“Ey iman edenler, Allah’a kesin(nasuh) tevbe ile tevbe edinOlabilir ki Allah, sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokarO gün Allah, peygamberi ve o’nunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektirNurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar parıldarDerler ki:Rabbimiz, nurumuzu tamamla, bizi bağışlaŞüphesiz Sen, her şeye güç yetirensin”(31)

“Ancak tevbe eden, iman eden ve Salih amellerde bulunup davranan başkaİşte onların günahlarını Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir

Kim tevbe eder ve Salih amellerde bulunursa, gerçekten o, tevbesi (ve kendisi) kabul edilmiş olarak Allah’a döner”(32)

8-“Bizi, nimetlerine şükredenlerden onları itiraf edenlerden, razı olanlardan eyle
Rabbimiz Allah Teala şöyle buyurur:

“Öyleyse Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal (ve) temiz olanlarını yiyin,eğer O’na kulluk ediyorsanız,Allah’ın nimetlerine şükredin”(33)


“Rabbiniz şöyle buyurmuştu:”Andolsun, eğer şükrederseniz gerçekten size arttırırım ve andolsun, eğer nankörlük ederseniz, şüphesiz Benim azabım pek şiddetlidir”(34)

9-“Bize nimetlerini tamamla
Şöyle buyurdu Rabbimiz Allah Teala:

“Onlar(insanlar) dan korkmayın, Benden korkun, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayımUmulur ki, hidayete erersiniz”(35)

“Bugün size dininizi Kemale erdirdim,üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçip beğendim”(36)

“Allah, sizin için yarattığı şeylerden gölgeler kıldıDağlarda da sizin için barınaklar-siperler kıldıSizi, sıcaktan koruyacak elbiseler,sizi savaşınızda(zorluklara karşı) koruyacak giyimlikler de var ettiİşte O, üzerinizdeki nimetini böyle tamamlamaktadırUmulur ki, teslim olursunuz”(37)

Rabbimiz Allah Teala’nın beyan buyurduklarından apaçık anlaşıldığı gibi, Mü’min Müslüman kul,Rabbi Allah’a bütün varlığıyla yönelip dua edince, yaptığı dua yalnızca dilde kalmamalı,hal ile yaşanmalıdır…Kalb,dil ve hal ile gerçekleştirilen duaihlas ölçüsünce karşılık görürAlemlerin Rabbi Allah Teala,şartlarına riayet edilerek yapılan dualara icabet eder…

İslam Milleti olarak , ilkelerine riayet ederek dua etmeye, her zamankinden daha çok muhtacız!O halde ne duruyoruz!


1)Bakara,2/186
2)Mü’min,40/60
3)Kaf,50/16
4)BkzZariyat,5/56
5)Sünen-i Tirmizi,Kitabu’d-Daavat,B2,Hds3593
6) Sünen-i Tirmizi,Kitabu’d-Daavat,B3, Hds3595
Sünen –i İbn Mace, Kitabu’d-Dua, B1 ,Hds3827
İmam B uhari,Edebü’l-Müfred,B286,Hds658
7)Mü’^minlerin annesi Aişe(ranha) anlatıyor:
Rasulullah (sav), bir iş yaptı da o hususta ruhsat verdi(Birtakım insanlar, rasulullah ‘ın yapıp da ruhsat verdiği o işi,kendisine hastır zannedip) o işi yapmaktan çekindilerOnların bu çekinmesi,Rasulullah’a ulaşınca,Allah’a hamdettikten sonra:
“Birtakım topluluklara ne oluyor ki onlar, benim yapmakta olduğum bir şeyi yapmaktan çekiniyorlar
Allah’a yemin ederim ki, ben onların Allah’ı en çok bilenleri ve Allah’dan en çok korkanlarıyımdır!”buyurdu
Sahih-i Buhari, Kitabu’l-İ’tisam,B5, Hds32
Kitabu’l-Edeb,B72, Hds126
Sahih-i Müslim, Kitabu’’l-Fedail, B 35, Hds127
İmam Nesai,Hadisler Işığında Günlük Hayat-Amelül_Yevme ve’l-Leyle, çevMehmet Yolcu, İst1996, C1, Sh307, Hds234
8)Ebu Hüreyre (ra)’ın rivayrtiyle Rasulullah (sav) şöyle buyurur:
“Allah şöyle buyurdu:
_Her kim, Beni tanıyan ve ihlas ile bana ibadet eden bir kuluma düşmanlık ederse,Ben de ona savaş ilan ederim
Sahih-i Buhari,Kitabu’r-Rikak, B38, Hds89
Sünen-i İbn Mace, Kitabu’l-Fiten, B16, Hds3989
9)Sünen-i Tirmizi, Kitabu’d-Daavat, B82, Hds3731
Not:İmam Tirmizi(rha) bu hadis için:
_Bu hadis, Hasen-Ğarib’dir, demiştir
10)Cabir b Abdullah(ra)’ dan
Rasulullah (sav) şöyle buyurur:
“Zikrin en faziletlisi,La ilahe illallah kelimesidir ve dua nın en faziletlisi,Elhamdulillah sözüdür
Sünen-i İbn Mace,Kitabu’l-Edeb,B55, Hds3800
Sünen –i Tirmizi, Kitabu’d_Daavat, B8,Hds3605
11)Sünen-i Tirmizi,Kitabu Sıfatu’l-Kıyame, B22, Hds2635
Ahmed b Hanbel, Müsned, C1, Sh307
12)Sünen-i Ebu Davud, Kitabu’s-Salat, B177-178,Hds969
13)Hucurat,49/10
14)Al-i İmran,3/103
15)Enfal,8/62-63
16),Enfal,8/53
17)Bakara ,2/160
18)Tevbe,9/112
19)Mü’minun,23/1-11
20)Al-i İmran,3/104
21)Talak,65/2-3
22)Saff,61/10-11
23)A’raf,7/157
24)Bakara,2/257
25)Nisa,4/48,116
26)A’raf,7/33
27)Nisa,4/31
28)İsra,17/36
29)Furkan,25/74-75
30)Nur,24/31
31)Tahrim,66/8
32)Furkan,25/70-71
33)Nahl,16/114
34)İbrahim,14/7
35)Bakara,2/150
36)Maide,5/3
37)Nahl,16/81

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.