Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular > Dualar

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kapanmadan, kapilar

Kapilar Kapanmadan

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kapilar Kapanmadan




Saat hangi dakikada durur?
Günlerden hangi gündür?
Mevsim kış mıdır, bahar mı?
Yer yerindedir de benim yerim kaymıştır ayaklarımın altından
Son denilen andır Neyle kalakaldım?
Elimde avucumda ne var?
Şükür mü, sabır mı, kanaat mi?
Kulluk mu, isyan mı?

Andan ana değişir haller ömür sürdükçe
Saat bir sabrı vurur, bir isyanı…
Bugün bilir, duyarım acizliğimi
Yarın büyür büyür de yer üzerinde kibirle yürürüm
O, tevbeleri çokça kabul eden, bağışlaması bol olandır
Ve göklerin kapıları açıktır hâlâ, yer ayaklarımızın altındadır
Son pişmanlıktan önce pişman olmak için belki son fırsattır

Başka kapımız yok



Aciziz, kusurluyuz, hatalıyız Ya Rabbi!
Ya tevbeleri çokça kabul eden olmasaydın!
Ya tevbeyi yaratmasaydın!
Halimiz nice olurdu?
Layık değiliz kapına, lakin gidecek başka kapımız yok
Kime varalım?
Rasulün haber verdi:
“Bir adam günah işlemişti Bildi günahını, yalvarıp yakardı:
- Ya Rab! Hatalıyım, kusurluyum Bağışla, affet, merhamet et!
Tealâ şöyle buyurdu:
- Kulum bir günah işledi ve günahını affedecek ya da cezalandıracak bir Rabbi olduğunu bildi Şu halde ben de kulumu affettim
Sonra bu adam bir müddet ’ın dilediği halde yaşadı Ve bir gün yine bir günah işledi Günahını bildi, acizliğine sığındı, Rabbine yalvardı: “Pişmanım!” Tealâ buyurdu:
- Kulum bir günah işledi ve kendisini günahından dolayı affedecek ya da cezalandıracak bir Rabbi olduğunu bildi Ey kulum! Ne yapsan da ben seni affettim
Günahımı bildikçe acizliğimi biliyorum
Acizliğimi bildikçe kendimi biliyorum
Kendimi bildikçe Rabbimi biliyorum



Kapılar açıktır

Rasulü sav’e bir sahabi sordu:
- Ey ’ın Rasulü! Müslüman olmadan önce, cahiliyet zamanında işlediğimiz günahlardan dolayı azap görecek miyiz?
Rasulü sav buyurdular:
- “Her kim müslümanlıkta güzel hareket ederse cahiliyet hayatında işlediği günah ile muaheze olunmaz, kınanmaz
Fakat her kim, müslümanlıkta sebat etmeyip geri dönme gafletinde bulunur ve küfür üzre ölürse, o hem evvelce cahiliyetteki ameliyle, hem de sonra müslümanlıktan dönüş küfrüyle yargılanır ve ebedi cehennemde kalır
Yine bir gün Efendimiz sav’e bir genç geldi ve şöyle dedi:
- Ya Rasulallah! Bir günah işledim!
Efendimiz sav de:
- Tevbe et, dedi Genç:
- Tevbe ettim ama yine günah işledim, dedi Peygamber Efendimiz yine:
- Tevbe et, buyurdular Genç adam sordu:
- Ne zamana kadar tevbe edeyim?
Bunun üzerine Efendimiz sav şöyle buyurdular:
- Şeytan mağlup oluncaya kadar tevbe et
Genç adam yine sordu:
- Ya Rasulallah, benim günahım çok olduğu zaman ne olacak?
Efendimiz sav buyurdular:
- ’ın affı senin günahından daha büyüktür
Günahına çok üzülen bir adam İbn Mesud ra’a sordu:
- Bunun tevbesi var mıdır?
İbn Mesud ra aldırış etmedi Adam sorusunu tekrar etti İbn Mesud ra baktı ki adamın gözlerinden yaşlar akıyor Şöyle dedi:
- Cennetin sekiz kapısı var, bunlar bazen açılır, bazen kapanır Fakat tevbe kapısı asla kapanmaz O kapıda görevli bir melek var, o melek daima kapıyı açık tutar Sen ameline bak, ümidini kesme!



Örtüler altında kalsın



Rasulü sav buyurdular:
“Ümmetimin hepsi tarafından affolunmuştur Yalnız açık günahkârlar değil Bu açık günahkâr delilerden öyleleri vardır ki; geceleyin bir günah işler de sonra, ‘Şöyle şöyle bir gece geçirdim’ der
Halbuki Rabbi onun günahlarını örtmüştü Fakat bu deli, ’ın örttüğü perdeyi açarak sabahlıyor, günahını gösteriyor
Yine bir gün ashaptan biri Efendimiz sav’e gelerek sordu:
- Ey ’ın Rasulü! Bütün bu insanların hesabını kıyamet gününde kim takip edecek?
Efendimiz sav:
- Tealâ takip edecek, dedi Sahabi yine sordu:
- Bizzat kendisi mi takip edecek?
Efendimiz sav:
- Evet, dedi
Bu cevabı duyan sahabi güldü Efendimiz sav sordu:
- Niçin güldün?
Sahabi şöyle dedi:
- Kerem sahibi Rabbimiz affeder, hesap görürken de müsamaha gösterir
Efendimiz sav onu doğruladı:
- Doğru söyledin ’tan daha keremli, daha cömert kimse olamaz O, bütün keremlilerden keremlidir
Efendimiz sav diyor ki, “Kalbime öyle şeyler gelir ki, her gün ve gece yetmiş defa ’a istiğfar ederim
Ve yine Efendimiz sav tevbe yolunu şöyle tarif ediyor:
“Sakın sizin biriniz; ‘ım dilersen beni mağfiret eyle, ım dilersen bana merhamet eyle!’ diye dua etmesin Azim ve katiyetle, kesin olarak; ‘Ya Rab! Beni affet, bana merhamet et!’ diye dua etsin Çünkü ’ı zorlayan hiçbir kuvvet yoktur
Bırakalım, günahlarımız Rabbimizle aramızda kalsın Çünkü O affeder
İnsanları şahit tutmayalım
Karanlığın içindeki zulümleri aydınlığa kavuşturmayalım
Zira günah işleyen nefsine zulmeder, hayata kıyar
Aydınlıklar tevbemize şahit olsun da, gecelerimize ay doğsun

affeder


Uhud bir yaralı dağ Hâlâ kanıyor, hâlâ yanıyor
Bağrındakiler şehit, ölü değil ki, diriler hâlâ
Kanları kurumamış, akıyor kırmızı, akıyor sıcak
Nasıl yanmasın Uhud? Yiğit Hamza’nın bir dağ gibi düştüğünü görmüştür
Lâkin sular mecrasına dönüyor artık, gönüller sahibine teslim oluyor
Öyle yaralı bakma Uhud, acını içine göm, başın göklere ersin artık
Vahşi, Hamza’nın katili Vahşi, Rasulü sav’e geliyor Geliyor başı önünde, geliyor pişman
Şimdi sevinme vaktidir Şükretme ve büyüme vaktidir Zira affettikçe büyüyeceksin
Vahşi sorar:
- Ey Muhammed! Nasıl beni İslâm’a çağırıyorsun? Adam öldürenin, şirk koşanın azaba uğrayacağını, o azap içinde hor ve hakir olarak kalacağını söyleyen sen değil misin? Ben bunların hepsini yaptım Benim için bir çıkış yolu var mı ki?
Bunun üzerine Cenab-ı Hakk tarafından şu ayet nazil oldu:
“Tevbe ve iman edip salih ameller işleyenlerin kötülüklerini iyiliklere çevirir çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir” (Furkan, 70)
Bu ayet üzerine Vahşi dedi ki:
- Ey Muhammed, salih ameller işleme şartı çok ağır İhtimal ki ben iyi ameller yapacak gücü kendimde bulamam
Bunun üzerine bu kez şu ayet nazil oldu:
“Doğrusu , kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz Ondan başka dilediği kimseleri bağışlar…” (Nisâ, 4
Vahşi hâlâ korkuyordu, dedi ki:
- Anladığıma göre bu bağışlama isteğe bağlı Bilemiyorum ki, bu günahlarımla beni affeder mi, affetmez mi?
Ve bu samimi itiraflara, Rabbimizden hepimiz için bir cevap geldi:
“Ey günah işlemekte haddi aşarak nefslerine karşı cinayet işlemiş kullarım! ’ın rahmetinden ümit kesmeyin Muhakkak bütün günahları bağışlayıcıdır Çünkü o çok bağışlayıcıdır çok esirgeyicidir” (Zümer, 53)
Vahşi, ’ın büyüklüğü karşısında boynunu büktü Hamza ra’ı düşündü, isyanla geçen yıllarını, boynunu büktü Müslüman oldu Sahabiler şöyle dedi:
- Ya Rasulallah, biz de Vahşi’nin yaptıklarını yaptık Bu müjdenizden biz de nasiplenecek miyiz? Efendimiz sav buyurdu:
- Evet, bu tevbe eden herkes içindir

Affettikçe affedileceğiz



Ve Hind, Hz Hamza’nın karnını deşerek ciğerini parçalayan Hind, Hz Peygamber sav’e geliyor Yüzü örtülüdür Zira utanmaktadır Biat ederek affını istiyor Hz Peygamber sav onu tanıyor fakat tanıdığını Hind’e sezdirmiyor
Hind çok zeki bir kadındı Rasulü sav’in kendini tanıdığını fakat belli etmediğini anladı Bu tavır gönlüne o kadar tesir etti ki şöyle dedi:
- Ey ’ın Rasulü! Bugüne kadar yer üzerinde senin meclisinden daha fazla nefret ettiğim bir meclis, bir ev yoktu Fakat artık senin meclisinden daha güzel bir meclis göremiyorum
Müşriklerin ileri gelenlerinden Saffan bin Ümeyye, bir zamanlar büyük mükafatlar vaat ederek Umeyr’i Efendimiz sav’i öldürmesi için tutmuştu Saffan, Mekke fethedilince deniz yoluyla Yemen’e gitmek üzere Cidde’ye kaçmıştı
Umeyr, Efendimiz sav’e gelerek:
- Saffan kaçtı, gemiye binip gidecek, dedi Rasul-i Ekrem sav:
- Onu affediyorum, buyurdu Umeyr af alameti olarak bir şey istedi Rasul-i Ekrem sav sancağını verdi Umeyr Cidde’ye yetişerek Saffan’ı buldu ve ona affedildiği müjdesini verdi:
- Peygamberin ne derece affedici olduğunu bilirsin Vakit kaybetmeden dön!
Saffan hemen geri döndü Rasulü sav’e geldi ve:
- Beni affettiniz mi, diye sordu Rasul-i Ekrem sav:
- Evet, dedi, affettim Saffan:
- O halde beni kendi halime bırakın, dedi Rasul-i Ekrem sav de:
- İstersen dört ay yalnız kal, buyurdu
Ve Saffan kendi arzusu ile müslüman oldu
Affettikçe affa lâyık olacağız
Affettikçe taştan katı kalbimiz yumuşayacak
Ancak o zaman ağlayacağız
Yoksa taş kalpler pişman olur mu?
Toprağa döner, suya yönelir mi?
Her zerresiyle yanarak der mi? “Ya Rabbi ben pişmanım!”
Ellerimiz yanılır
Dilimiz yanılır
Gün gelir bir bir dökerler yapıp ettiklerimizi, bir bir anlatırlar
Gönlümüz pişmanlığımızı bilir, tevbemize şahittir Çünkü bir müslümanın gönlü incinir hatalardan, günahlardan
İncinir de pişman olur
Elimizin işlediğini gönlümüz reddeder
Biz pişmanız, hatalarımız çok
Sana layık bir kul olamadık
Taatımız az, şükrümüz az
Sabrımız kalmadı
Pişmanız Rabbim
Birbirimizin günahını görmedik, görmeyeceğiz Sen settarsın çünkü Sen örtesin diye günahlarımızı, görmedik birbirimizin ayıbını
Lakin tevbelerimize şahidiz, pişmanlığımızı bildik Yine yollara koyulduk Kapına geldik Şahidiz
Sen, topluca tevbe edin, dedin
Kesin ve samimi bir dönüşle tevbe edin, dedin
Pişmanız ya Rabbi!
Kapındayız…

AMIN AMIN AMIN

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.