08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Günışığını Beklerken!

Ya Rab!
Dindir içimizdeki acıları Bembeyaz tebessümler nakşeyle dudaklarımıza
ölümü değil, umudu bekleyenlere,
bugünü değil, yarını arayanlara,
güller sunalım ışık süvarilerimizle 
Yalnızlığın pusu kurduğu karanlıklarda yön çiziyorum Uzak sesler yakınlaştıkça düşlerimi erteliyorum Hıçkırıklar düğümleniyor boğazımda, içimden çığlık atıyorum geçenin en zor ânına Yoksa ben, yitirilmiş bir zaman mıyım? "Pişman oldum!" deyişim, gecenin üçünü gösteriyor yine  Her şey yabancı yıldızlar ağlıyor hâlime, kayıyor ay buğusu gözlerime Şimşekler çakıyor ansızın, ardından rahmet sarıyor bütün bedenimi Alıp getiriyor beni, bir rahmet damlacığı Sen'in gazabını geçmiş merhamet okyanusuna Yudum yudum içerken, kayboluyorum rahmetinin enginliğinde
Gönül bigâneliklerle doldu taştı Ya fânî sevgisiydi kapkara gönlümün sebebi, yahut Sen'i unutuşumun cezası günahlarım  Ve gün ışığını beklerken yöneldim kapına, dilimde tül tül dualarla  Affını mazhar eyle! Kıtmir edalı, boynu tasmalı ama Sana sevdalı kuluna   
Ya Rab! Affını ihsan eyle nur sızmamış her hâlimize Ağırlığından ezildiğimiz günah defterlerimize Günbatımlarının kuşattığı aciz sözlerimize, dile getiremediğimiz tövbe yüklü cümlelerimize  Ört üzerlerini Settar isminle çirkinliklerimizin  
Ya Rab! Esirgeme "sevgi" dediğin, o anlaşılmaz kalb anahtarını  Mühürleme tahtını kurduğun şu kalbi sensizlikle Bizi bize bırakıp, yapayalnız koyma karanlıklarda
Ya Rab! N'olur günyüzü göster bize, güneşi avuçlayalım sımsıkı Tüllensin yeniden sevgimiz 
Ya Rab! Ümit bahşet! Ümit olsun yeni doğan sabahlarımızın adı  Bir güvercin kanadında, yahut mor menekşe akşamlarda  Buz kesilmiş hayâllerimizin yamacında beklerken, ümit yeşertsin dualarımız Rüzgârın hâyhûyuna takılıp sararan ömrümüze bir çiğ düşsün ümitten yana N'olur hiç solmasın ümidin yedi rengi içimizde  
Ya Rab! Unutturma kendini unuttur Sen'den gayri her şeyi Beyhude geçen günlerimizin alaca karanlığında takılıp kaldığımız "mecâzî sevdaları " Şu ritmi bozuk kalb atışlarımıza şifâ sun acı veren isyan günlerimize, diz üstü çöktüğümüz kara gecelerimize Yağmuruna hasret bıraktığınız gönül mevsimlerine  Yalvarıyorum! Rahmetini lûtfet günün birinde
Ya Rab! Barış lûtfet, sekîneler indir meleklerin nurdan kanatlarıyla, taştan da katı yüreklere  Ve silâh gölgesinde gözyaşı döken masum çocuklara, güzel günler lûtfeyle  
Ya Rab! Dindir içimizdeki acıları Bembeyaz tebessümler nakşeyle dudaklarımıza ölümü değil, umudu bekleyenlere, bugünü değil, yarını arayanlara, güller sunalım ışık süvarilerimizle  Yaşayan değil, yaşatan olalım  Dalgalı denizlerde alabora olanları, tanımadığı sularda yitip gidenleri, sâhil-i selâmete ulaştır Günyüzü göster bize, güller açsın solgun ve yorgun şehirlerimizde Rahmetinin serinliğini indir toprağımıza  
Ya Rab! Zaman ve mekânları aşkın bir surette gidelim Peygamber-i Zîşân'ın şefkât iklimine İklimi sarsın bizi tül tül ve biz gönül kadehlerimizde sunalım dostluğumuzu  Katık edelim gözyaşlarımızı, 'vuslat'ı yaşayalım Dillerimiz yana yakıla, feryat ederek diyelim Niyâzî-i Mısrî gibi:
"Bir ticaret yapmadım, nakd-i ömür oldu hebâ,
Yola geldim; lâkin göçmüş cümle kervan bîhaber  
Ağlayıp, nâlân edip, düştüm yola tenhâ, garib;
Dîde giryan, sîne biryan, akıl hayran bîhaber  "
Gökçen DİŞÇİ -sızıntı
|
|
|