Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
evladi, fatihan, rumeli, yurdu

Evlad-İ Fatihan Yurdu: Rumeli

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Evlad-İ Fatihan Yurdu: Rumeli




EVLAD-I FATİHAN YURDU: RUMELİ

Muzaffer Taşyürek

Osmanlılar, Rumeli’ye 1356’da geçtiler Halkı tamamen Hıristiyan olan bu toprakları nüfuzları altına almak için başlattıkları bu harekete tarihimizde “Rumeli’ye mürur” adı verilir Türk tarihinin en büyük vakalarından biri olan bu hadise ile, “Hilal” Balkanlarda hakim olmaya başlamıştır
Artık coğrafi sınırlarımızın dışında kalmış; fakat tarihi, sosyal ve kültürel dokusu ile bizden olan Balkanların bugünkü Müslüman sakinleri, Evlad-ı Fatihan torunları, Osmanlı çınarının Avrupa içlerine uzanan dallarıdır Anadolu Türkü ne kadar Osmanlı ise Balkan Türkleri ve Müslümanları da en az o kadar Osmanlıdır Coğrafi sınırların daralması bu gerçeği değiştirmez
Geçmişi tahlil etmek, dünün ve bugünün muhasebesini yapmak, güzel, müreffeh, barış dolu ve huzurlu yarınlara daha güçlü adımlarla yürümemizi sağlar
Şurası bir gerçek: Osmanlı, nesebi sahih, ataları, mazisi, soyu ve dini belli bir milletin kurduğu ve tarihte 600 yıl hükümran olmuş bir devletti Bugün, 23 milyon kilometrekarelik bir alana hükmetmiş imparatorluğun varisleri olarak, 800 bin kilometrekareyi bile bulmayan bir coğrafya parçasında, dünyaya sırtımızı dönüp, çevremizde olup bitene kayıtsız kalırsak, eski vatan topraklarında bıraktığımız milyonlarca Osmanlı ahfadı, evlad-ı fatihanın başlarına gelenlere bigane kalmamızın hesabını, tarih bizlerden soracaktır
Kimdir Evlad-ı Fatihan?
Tarih kitaplarımızda ve yerli ansiklopedilerimizde rastladınız mı bu kavrama?
Larousse; “Osmanlı İmparatorluğunda XVII yy sonlarına doğru Rumeli’deki Yörükler’den meydana getirilen askeri teşkilat” derken, Britannica; “Osmanlı Devleti’nde Rumeli fatihlerinin çocuklarına ve Rumeli’ye sonradan yerleştirilenlere verilen ad Çoğu Konya, Karaman dolaylarından olduğu için bunlara ‘Konyar’ da denirdi” diyor Yani öz be öz Müslüman Anadolu Türkü, Ahmet Yesevi Hazretleri’nin Sakarya ve Kızılırmak boylarına düşen asasını Tuna boylarına taşıyan insanlar Anadolu’yu Türkleştiren ve İslamlaştıran Alperenlerin, fütüvvet ehlinin çocukları
14 asırda Rumeli fetihlerinde komutan ve asker olarak görev alan kişilere ayrıcalıklar tanındığı gibi, çocuklarına ve torunlarına da benzeri ayrıcalıklar verildi 19 yy başlarına değin örgütlerini ve konumlarını koruyabilen “Evlad-ı Fatihan”, 1845’te tarihi misyonunu tamamen kaybetti Ama onların soyları, aileleri, torunları, kültür ve izleriyle günümüze kadar hayatlarını sürdürmeyi başardılar Bugün Balkanlar’da akan kan ve gözyaşı onlara aittir Sırplar ve diğer ehl-i salip tarihi bir hesaplaşma içerisinde Osmanlı’nın misyonuna saldırmakta, Osmanlı’nın izlerini ve köklerini bu topraklardan kazımaya çalışmaktadırlar
Rumeli bizimdir Rumeli, Anadolu kadar bizimdir Bizim izlerimizi taşımaktadır Türk Tarih Kurumu’nun 1976-1977 yıllarında yapmış olduğu araştırmalarda Yugoslavya’daki Türk eserlerinin sayısı 6941 olarak tespit edilmiştir Tabii ki bu sayı, hiç bir zaman kesin değildir En az bu kadar demek daha doğru olabilir
Bu verilen rakamlar içinde Kosova muhtar bölgesinin 359 eseri de yer almaktadır Bu eserlerin ancak 70’ten fazlası bugün ayakta kalabilmiştir
Bu sayılanlar sadece Kosova’da tespit edilenler Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Makedonya ve Yunanistan’da bulunanlar da Türk’ün Rumeli’deki hükümranlığını ve tarihini tescil etmektedir
Osmanlı sadece silah gücü ile fetihler yapmadı Gönülleri de feth etti Osmanlı ordusu Viyana’ya doğru ilerlerken şairin deyişi ile “ardına çil çil kubbeler serpiyordu”
Evlad-ı fatihanı en güzel, şairler tarif ediyor:
Nerde o yiğitler ki, gür / Sesleri ülkeyi bürür,
“Yürü” dese dağlar yürür / “Dur” dese, kalpler dururdu
Onlar, İlay-ı Kelimetullah için yürüyen, Anadolu gibi Rumeli’yi de yurt edinen insanlardı Rumeli’deki çil çil kubbeler, mücahit gazilerin miğferleri gibi beldeleri süslüyor Şanla, zaferle yürüyen ordunun mızraklarını hatırlatan minareler, gerilmiş yay gibi kıvrılan kemerler, köprüler, binlerce yapı, sadece paranın, ekonominin, bilek gücünün, orduların eseri değildi
Arif Nihat’ın dediği gibi:
Dün, başlar seferber, eller seferber; / Kurşun eritildi, mermer çekildi
Bunlar; bu kubbeler, bu minareler, / Akçayla olacak şeyler değildi


Alıntı Yaparak Cevapla

Evlad-İ Fatihan Yurdu: Rumeli

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Evlad-İ Fatihan Yurdu: Rumeli




Bugün sahip çıkamadığımız bir Rumeli ve ehl-i salip’in insafına, merhametine terk ettiğimiz evlad-ı fatihan torunlarının “Türkiye, Türkiye” diye feryat etmeleri boşuna değildir Onlar Anadolu’daki kardeşlerini tarihi bir göreve davet ederken, kanlı gözyaşlarıyla, ellerini Anavatana uzatırken, ak saçlı ninelerin, ak sakallı dedelerin, minicik yavruların bedenleri yollarda, muhacir kamplarında cansız bir şekilde toprağa serilir, namuslar pay-ı mal edilip, kitle katliamları yapılırken, bu zulme karşı, isyan halindeki yüreklerinde belki de şunları seslendiriyorlardır:
“Hani, nerede o kasırga oğulları, o kanatlı süvariler, şimşek gibi kılıç çalan, cenk eden muzaffer gaziler ordusu?
Hani, nerede mızrakları yürüyen bir orman, atlarının yelelerinde fırtınalar kopan, nara sesleri, tekbirleri, at kişnemelerine karışan, adaletin ve Hak yolunun mücahitleri?”
Başımızı kuma gömüp hakikatleri görmezden gelerek; bilmem nerenin toprak bütünlüğü, barış, uluslararası saygı ve uzlaşma diyerek; Balkanların bağrında uyuyan milyonlarca şehidimizin ruhlarını muazzep etmekten ve onların torunlarını incitmekten başka bir şey yapmış olmayız
Bugün evlad-ı fatihan ve torunlarının mezar taşları, kabirleri, tekkeleri, zaviyeleri, namazgahları, minberleri, mihrapları, minareleri, çeşmeleri, köprüleri, bombalarla yerle bir edilerek tarihten kazınmaya çalışılıyor Üstü kadar altı da bizim olan, bizim izlerimizi taşıyan ecdad yadigarı bu emanetlerin ve insanların haklarının korunması, dünya milletleri içerisinde herkesten önce bizlere düşer ve bu görev tarihi bir borçtur
Tuna yatağından akan, su değil bir tarihtir: Bizim tarihimiz Biz Estergon’u görmedik, gözlerimizle kucaklayamadık Ellerimizle taşına toprağına dokunamadık, ama biliriz ki Estergon, Erzurum kadar, Sivas, Malatya, Denizli kadar bizimdir
“Meşhed-i Hüdavendigar” Kosova! Sen Sultan Murat’ımızın şehidgâhısın! Onun ve nice mücahid gazinin kanlarıyla sulandın Sende açan çiçekler ecdadımızın kanından almıştır rengini! Şehitlerimizi bağrına bastığın gibi biz de seni sinemize gömmüşüz Sinemizi de mısralara:
O zaferleri getiren atların / Nalları altındanmış
Gidişleri akına / Gelişleri akındanmış
Semalarında uçan kartallar gibi kartal kanatlı akıncılarımın atlarını suladığı çeşmeler, ruhunu dinlediği tekkeler, alnını toprağa sürerek arşa yükseldiği namazgahlar, senin bize ait olduğunu söylüyor Baksana şu isimlere: Şeyh Hasan Kafi Camisi ve Tekkesi, Alay Beyi Malkoç Bey Camisi, Ayvaz Dede Türbesi, Ferhat Paşa Camisi, Bayraktar Türbesi, Fethiye Camisi, Halveti Tekkesi, Sinan Bey Camisi, Gazi Hüsrev Bey Medresesi, Bursa Bedesteni, Seyyid Abdulkadir Bedesteni, Kurşunlu Han, Davut Paşa Hamamı Türk ismiyle anılan daha nice köprü, çeşme, han, hamam, kule ve kaleler senin bizden olduğunu söylüyor!
Arnavutluk, Makedonya, Romanya, Eflak ve Bosna’da yüzlerce, binlerce silinmez mühür bize ait değil mi? Ki bu eserlerin yüzlercesi tahrip edilmiş, amacının dışında kullanılır hale getirilmiş Kimisi turistik tesis ve lokanta Kimisi disko, bar ve eğlence yeri olmuş Bir kısmı müze, bir kısmı sanat ve kültür evine çevrilerek mazlum ve mahzun bir hale getirilmiş
Rumeli fatihlerini özlüyor;
“Ardına bakmadan yollara düşen / Şimşek olup çakan, sel olup coşan;
Huduttan hududa yol bulup koşan, / Cepheden cepheyi soranlar”ı bekliyor
Osmanlı bir destandı Evlad-ı fatihan bu destanın bir mısrası Horasan, Anadolu, Yemen elleri, Mısır, Afrika, denizler, okyanuslar, bu destanın beyitleri, Rumeli ve Anadolu bu destanı seslendiren insanların beşiği idi
Beyaz atına binmiş bir Osmanlı yiğidi, Rumeli’yi şimşek hızıyla geçip, Niğbolu önlerinde “Bre doğan! Bre Doğan!” diye seslendiğinde Rumeli kral ve prensleri yıldırımla vurulmuşa dönüyorlar, Abbasi halifesi, haçlı ordularını kılıcının önünde diz çöktüren ve Rumeli’yi İslam diyarı yapan bu gazi sultana “Sultan-ı İklim-i Rum” ünvanı veriyordu Çan sesleri susmuş, dünya mehterin kös seslerini dinliyordu Avrupa’nın her şehri gaziler için “su başı durak” olmuştu
Üsküp, Manastır, Tırhala, Bosna-saray, Niş, Zenica, Banyaluka, Estergon, Niğbolu, Sofya, Belgrad, daha yüzlerce şehir ve kasabada bizim türkülerimiz, bizim ninnilerimiz söylenir Peşte’de, Ruscuk’ta, Silistre’de, Plevne’de, Yaş’ta, Ziştovi’de, Mohaç’ta, Purut’ta bulunan kabir taşlarında “Huve’l-Baki Bey Ruhuna fatiha” diye benim ecdadım dua bekler de; garip kalmış mihraplardaki sülüs, kûfi, nesih, reyhani hatlarda “Ya Allah”, “Ya Muhammed”, “La ilahe illallah” yazıları; çeşmelerde “Sahibü’l-hayrat ve’l-hasenat”; kapıların, pencerelerin üzerlerinde “Selamün kavlen ve selamün aleyküm” yazıları benim mesajımı taşır da, o toprak nasıl bizim olmaz? Biz nasıl o toprakların sancısını çekmez, o topraklarda kalmış kardeşlerimizin acısına ortak olmayız?
O topraklar bizim olmasına bizimdi ama yüzyıllar önce sazını böğrüne vuran aşığın şu sözleri de acı bir gerçek;

Estergon Kalesi su başı hisar
Baykuşlar çağrışır bülbüller susar
Kafir bayrağını burcuna asar

Akma Tuna akma, ben bir dertliyim
Yar peşinde koşar kara bahtlıyım


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.