![]() |
Ârif-İ Rivegerî |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ârif-İ RivegerîÂRİF-İ RİVEGERÎ Peygamber efendimizden sonra insanlara doğru yolu gösteren âlimler silsilesinin onuncusu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Küçük yaşta medrese tahsîline başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hocası ilk sohbetinde ona şöyle dedi: "Hak yolcusu bir sâlik, talebe, vaktinin, zamânının değerini gâyet iyi bilmelidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ârif-i Rivegerî, Abdülhâlık-ı Goncdüvânî hazretlerinin hayatlarında yüksek hizmet ve huzûruna devâm ile meşhûr olup pekçok feyz ve bereketlere kavuştu ![]() ![]() ![]() Pekçoğunun hidâyete ve evliyâlık makamlarında yüksek derecelere kavuşmalarına vesîle oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DÜNKÜ GÜNAHINA TÖVBE ET! Evliyâ-ı kirâmdan, şânı büyük bir velî, İlmiyle insanlara, oldu çok fâideli ![]() Aslen Buhâralıdır, Rivgir'de doğdu fakat, Uzun bir ömür sürüp, o yerde etti vefât ![]() Başladı küçük yaşta, din ilmini tahsîle, Zâhirî ilimlere, çalışırdı zevk ile ![]() Hocası çok sever ve takdîr ederdi onu, Bilirdi onda büyük, bir cevher olduğunu ![]() O yerde Abdülhâlık Goncdüvânî nâmında, Çok büyük bir velî de, var idi o zamanda ![]() Lâkin "büyük" bilmezdi, önceden kendisini, Ve başka hocalardan, alırdı hep dersini ![]() Bir gün Abdülhâlık-ı Goncdüvânî'yi gördü, Çarşıdan erzak almış, evine dönüyordu ![]() Baktı ki taşıdığı, çantası ağır gâyet, Kalbinde bu velîye, duydu büyük muhabbet ![]() Yükünü taşımakta, bir yardım etmek için, Edeble yaklaşarak, istedi ondan izin ![]() Hazret-i Abdülhâlık, onun bu teklîfini, Derhal kabûl ederek, verdi elindekini ![]() Berâber yürüyerek, geldiler eve kadar, Orada muhabbetle, etti ona bir nazar ![]() Buyurdu ki: "Evlâdım, bir saat sonra yine, Bekliyorum seni ben, bu öğlen yemeğine ![]() "Peki efendim" deyip, ayrıldı ondan, fakat, O anda kalbi sanki, yeniden buldu hayat ![]() Onu gördükten sonra, bir başka oldu hâli, Zîrâ kaplamış idi, onu aşk-ı ilâhî ![]() Bir saat sonra tekrar, geldi yine o zâta, Berâber yemek yiyip, kavuştu iltifâta ![]() O kadar bağlandı ki, bu mübârek velîye, O günden sonra artık, gitmedi medreseye ![]() Çünkü aradığını, bulmuş idi o artık, Hiçbir şey görmüyordu, olmuştu ona âşık ![]() Zîra onun kalbinden, feyz ve nûrlar, o zaman, Artık bunun kalbine, akıyordu durmadan ![]() Lâkin o, medreseye, gitmediğinden sebep, Evvelki hocaları, kızarlardı ona hep ![]() Ve hattâ bir tânesi, çok baskı yapıyordu, Ağır sözler söyleyip, hakâret ediyordu ![]() Bir gün eski hocası, rastladı ona yine, Hakâretler ederek, dedi: "Dön mektebine!" Hâlbuki bir gün evvel, mümine yakışmayan, O bir günah işleyip, olmuştu sonra pişman ![]() Ârif-i Rîvegerî, üstün firâsetiyle, Anlayıp, şöyle dedi, ona kırık kalbiyle: "Efendim, siz benimle, uğraşacağınıza, Oturup tövbe edin, dünkü günâhınıza ![]() O bunu işitince, eyledi çok taaccüb, Günâhını düşünüp, utandı, oldu mahcûb ![]() Bildi bu talebenin, yüksek kerâmetini, Anladı bu hâlinin, nereden geldiğini ![]() O da Abdülhâlık-ı Goncdüvânî'ye gidip, Oldu bir talebesi, yanında tövbe edip ![]() Bu velî göç edince, âhiret âlemine, Ârif-i Rîvegerî, geçti onun yerine ![]() 1) Reşehât (Osmanlıca); s ![]() 2) Reşehât (Arabî); s ![]() 3) Hadâik-ül-Verdiyye; s ![]() 4) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; s ![]() 5) Nefehât-ül-Üns; s ![]() 6) Hadîkat-ül-Evliyâ; s ![]() 7) El-Behcet-üs-Seniyye; s ![]() 8) İrgâm-ül-Merîd; s ![]() 9) Hâcegân Hânedânı; s ![]() 10) Nesâyimü'l-Mehabbe; s ![]() 11) Sefînetü'l-Evliyâ; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|