![]() |
Lâdikli Ahmed Hüdai Hazretleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Lâdikli Ahmed Hüdai HazretleriLÂDİKLİ AHMED HÜDAİ HAZRETLERİ MENKIBELERİ VE DİVANI Kudret-i külliyesi ile âlemleri yoktan var eden, yarattığı mahlûkat içinde insan nevini en şerefli ve mükerrem kılan, Âdemoğlunu ilâhî halifesi olarak yaratıp akıl cevheri ile bezeyen, bu insan topluluğu içerisinde müstesna yaratıp seçtiği âlim, ârif, mürşid ve veli kulları ile arzı süsleyen, yine onlar vasıtasıyla Hak taliplilerine vuslat yolunu gösteren Allah’ü Zülcelâl ve Tekaddes Hazretlerine sonsuz hamd ve şükürler olsun ![]() Salât ve selâm, risaletin hatimesi, enbiya kafilesinin seyyidi ve serdarı, evliyaullahın biricik rehberi Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Malumdur ki Cenâb-ı Hak nübüvvet delilini kıyamete kadar bâkî eylemiş, evliyayı o delilin izharına sebep kılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte bu erlerden birisi de her türlü fezail ve kemalâtı üzerinde toplayan, Allah (c ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Konya’nın Sarayönü kazasına bağlı Lâdik kasabasında hicri 1304 yılında doğmuş, yine burada büyümüş ve yetişmiştir ![]() ![]() ![]() 1897 yılında çıkarılan seferberlik emriyle iki ağabeyi ile beraber babalarının: “Evlatlarım ölmek var dönmek yok ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pınar, Losfaki, Çatalca, Vokestin, Dökme Meydan Muharebeleri’ne katılarak kahramanca çarpıştılar, daha sonra Makedonya, Yunanistan, Arnavutluk ve Bulgaristan’da çeşitli cephelere katılan Ahmed Hüdai Hazretleri cepheden cepheye koşan Mehmetçikler arasında bulundular ![]() ![]() ![]() Hicazın sıcak çöllerinde de vatan savunmasında bulunan Hüdai Hazretleri üçüncü kez yaralanmış ve burada vuslatın kapısını aralamıştır ![]() “Gazze şehri civarında İngilizlerle harb ederken mensup olduğum birlik İngilizler tarafından pusuya düşürülmüş, birliğin bir kısmı şehid olmuş, bir kısmı da yaralanmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kumları boyamış şehidler kanı, Veren alır imiş bu tatlı canı, Nerelerden kurtarır Mevlâ insanı, Nice ol çöllerde kalmaz Hüdai ![]() Güneşin vurduğu yönden bir beyaz atlı belirdi, bize doğru geliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonra beni atının terkisine aldı, üç günlük mesafedeki karargâha götürdü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İşte hocamın (Hızır (a ![]() ![]() ![]() Çekersin bu aşkı sevdası bitmez, Ateş yanmayınca dumanı tütmez, Bu çobanı kovsan kapından gitmez, Dağların mecnunu oldu bu gönül ![]() İşte bu gönül yangınında Mevlâ’sıyla yalnız kalmak ve vuslata ermek için Ahmed Hüdai Hazretleri kendisine meslek olarak çobanlığı seçmiştir ![]() Tam on iki yıl geçmişti aradan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O kemal mertebelerinde ilerlerken, kendisine Rabbi tarafından “doğru yola mensup” anlamındaki “Hüdaî” ismi verilmiştir ![]() ![]() Ol Mevlâ koymuştur Hüdaî adını, Melekleri eder gökte feryadını, Mevlâm senin aşkından almışım tadını, Mevlâ’dan ayrılmaz asla Hüdaî ![]() Peygamberimiz (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed Hüdai Hazretlerini bir gün devrin ünlü meşayihlerinden birisinin âlim bir talebesi ziyaret ederler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir üstattan okumadım yol nedir, erkân nedir, Ey beni yaratan Hüdâ’m, cümle bilgi sendedir, Dertliler geldi kapına, hem dermanı Sen’de, Aşk-ı Rasûl düştü kalbe, hem yangınlık sendendir ![]() Rabbi’nin ona lütfettiği güzelliklerden birisi de tayy-i mekân makamıdır ![]() ![]() Hakk’tan birçok hikmete mazhar olan Ahmed Hüdai Hazretleri manevî orduda askerlik ederdi ![]() ![]() Kahraman askerler etmeyin merak, Zannetmem Türkiye Kore’ye ırak, Yetmiş bin süvari altında Burak, Cem oldu evliya hepsi varıyor ![]() Ahmed Hüdai Hazretleri kerametleri zahiren fazlaca görünen bir Allah (c ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün Mevlânâ Hazretlerini gecenin geç saatlerinde ziyaret etmiş, kapılar kapalı olduğundan içeri girememiş, cezbeli bir halde şu beyitleri söylemiştir: Vardım aşkı pervaneye, Hak esrarı divaneye, Selâm verdim Mevlâne’ye, Açın kapıyı ben geldim ![]() Selâm, enbiya, erenler, Hakk’a arzuhal verenler, Açıp kapıyı girenler, Açın kapıyı ben geldim ![]() Ve kapalı olan dergâhın kapıları insan eli değmeden açılmıştır ![]() Hüdai Hazretlerinin bizim için en güzide kerametlerinden biri de, son asrımıza damgasını vurmuş âlim, zâhid, âbid, gönlü aşk dolu bir davetçi olan muhterem merhum Üstadımız Abdullah Faruki el-Müceddidî Hazretlerini seneler öncesinden işaret etmeleridir ![]() “Fevzi Efendi, yakında şarktan bir koç çıkacak, adı da Farukî olacaktır ![]() ![]() ![]() Yine Hüdai Hazretleri 1960’lı yıllarda komünist Rus rejiminin 1990 yılında yıkılıp 16 parçaya bölüneceğini, İran’da ihtilal olup siyah cübbelilerin duruma hâkim olacaklarını bunun gibi daha birçok hadiseyi önceden Allah (c ![]() ![]() ![]() Kendisi tayy-i mekân olmasına rağmen birçok sıkıntılara katlanarak 1966 yılında haccetmişler, etrafındakiler birçok harikulade olayı ondan müşahede etmişlerdir ![]() Ahmed Hüdai Hazretlerinin kadr-ü kıymeti bilinmeyen en önemli özelliği Rasûlullah (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onun bu yönünü kendisinin vefatından seneler sonra Rasûlullah Efendimiz (s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lâdikli Ahmed Hüdai Hazretlerinin, kabrinde dahi Rasûlullah (s ![]() ![]() İstemem dünyayı cihanı versen, Bu asi, Ravza’ma girmesin dersen, Kabire de girsem vazgeçmem senden, Açın bu Ravza’yı Habib’i de var, Cümle dertlerimin tabibi de var ![]() Ömrünü Rabb’inin rızası ve Habib’inin aşkıyla dolu dolu geçiren Hüdai Hazretleri vefatına yakın bir zamanda oğluna kendisinde bulunan manevi emanetleri sahipleri gelince verilmesini vasiyet etmiş ![]() ![]() ![]() ![]() Rabbimiz Hüdai Hazretleri’nin aşkından bizleri de hissedar edip, bizi himmet, nazar ve teveccühlerinden mahrum etmesin ![]() ![]() DÎVÂN-I ŞERİFLERİ Ümmi bir veli olan Ahmed Hüdai Hazretlerinin gönlündeki aşk ateşi mübarek dudaklarından beyitler olarak dökülmüş, Rasûlullah (s ![]() ![]() ![]() Kendilerinden bir satır bile telif edilmeyen bu aşk dolu beyitler, sevdikleri tarafından kaydedilmiştir ![]() ![]() “Ahmet Ağa (Hüdai) Hazretlerinin bütün beyitlerini bir kitaba sığdırmak mümkün değildir ![]() ![]() Beyitlerden bir kısmını istifadelerinize sunuyoruz ![]() MEVLÂ MEVLÂ DER YANAR BU GÖNÜL Eser bad-ı saba yüzüne senin Misk-i anber ile yoğrulan tenin Kapında ağlayan ümmetin benim Mevlâ, Mevlâ der yanar bu gönül Tecelli eyleyen nuru ararım Bab-u maksudadır ol arzularım Dağlar mecnunuyum neye yararım Mevlâ, Mevlâ der yanar bu gönül Bir nazar eyledim Sahra-yı Tûr’a Hidayet Mevlâ’dan gelirse bize Âşık ya Muhammed, bu Ahmed size Mevlâ, Mevlâ der yanar bu gönül İlle cemalinbengörmeyince Gönül karar etmez durduğu yerde Senin nurun şifa bendeki derde Ararım nurunu semada yerde Nideyimcemalinbengörmeyince Senin nurun buralardan geçmez mi? Lale sümbül bu dağlarda bitmez mi? Kırk senedir hasretini çekerim, Çektiğim cefalar gayrı bitmez mi? Dolan, hay Hüdai, dağları dolan Dünyayı verseler, istemem kalan Var mıdır, âşıklardan bir murad alan İlle cemalini bengörmeyince Hüdai dağlarda bir ihtiyardır Ümmetiyin Sana selâmı vardır Âşığım nuruna hâili kaldır İlle cemalini bengörmeyince ![]() NASIL KIYDIN EY YEZİD SEN OL ALİ EVLÂDINA Görmeden âşık olmuşum ol Muhammed adına Sen kavuştur ey Hüdâ’m Âl’ine Ashâbına Duysanız can mı dayanır, Hz ![]() Nasıl kıydın ey Yezid sen ol Ali evladına Sen ne yüzle varacaksın ol Rasûl’ün katına Çektin kınını, bindin ata, şahtan aldın meydanı Zulmet içre koya yazdın ey Yezid sen cihanı Kestin nice kelleleri akıttın yere kanı Ol kanda türlü koku var hem de cennet reyhanı Yarın Hakk’ın huzuruna kuracaklar divanı Feryad u figan ediyor da ol şah’ın hanesi Zulmet içre koya yazdın güneşin pervanesi Gökte melekler ağladı kalmadı bir tanesi Hem susuz şehid oldu Habib’in ciğerparesi ![]() Kaynakça Lâdikli Ahmed Ağa, Osman KARABULUT ![]() Konya Velileri Ansiklopedisi ![]() İhvan Kardeşlerimizin Kıymetli Hatıraları ![]() |
![]() |
![]() |
|