Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abdürrahîmi, merzifonî

Abdürrahîm-İ Merzifonî

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdürrahîm-İ Merzifonî




ABDÜRRAHÎM-İ MERZİFONÎ

Sultan İkinci Murâd Han devri âlim ve velîlerinden olup, Abdurrahîm-i Rûmî olarak da bilinir 1385-1390 (H787-793) yılları arasında doğduğu tahmin edilmektedir Asıl adı Abdürrahîm Nizâmeddîn'dir Babası Sarı Danişmend adıyla tanınan Emir Aziz Efendidir Merzifon'da dünyâya geldikleri için Merzifonî ve şiirlerinde "Rûmî" mahlasını kullandığı için "Rûmî" lakapları ile şöhret buldu 1465 (H870)de Merzifon'da vefât edip oraya defnedildi

İlk tahsilini babasından ve memleketindeki diğer âlimlerden aldı Küçük yaştan îtibâren sanat ve kültür yönü fevkalâde gelişti Bu sırada Osmancık'ta müderrislik yapan Akşemseddîn ile dostluk ve arkadaşlıkları çok ileri idi Bu iki dost devrin en büyük âlimlerini tanıyarak onlardan feyz almak ve tasavvuf yolunda ilerlemek istiyorlardı Akşemseddîn bu gâye ile Ankara'da bulunan büyük âlim Hâcı Bayrâm Velî hazretlerinin yanına gitti ise de onun, müridleri için kapı kapı dolaşarak yardım toplamasını yanlış yorumlayarak bu tutumunu beğenmeyip tekrar Osmancık'a dönmüştü Kalpleri ilâhî aşkla çarpan bu iki genç bir süre sonra Şeyh Zeynüddîn Hafî'den ders almak üzere Mısır'a doğru yola çıktılar Ancak Haleb'e geldiklerinde Akşemseddîn gördüğü bir rüyâ üzerine kendisinin mânen Hâcı Bayrâm Velî'ye bağlı olduğunu söyleyerek geri Ankara'ya döndü

Şeyh Zeynüddîn-i Hafî, menkıbeleri Anadolu'da ağızdan ağıza dolaşan, bütün İslâm ülkelerinde saygı ile anılan büyük bir Türk bilgini ve tasavvuf âlimi idi Horasan'ın Haf kasabasında doğduğu için Hafî adıyla anılırdı

Abdürrahîm Merzifonî Mısır'da Şeyh Zeynüddîn-i Hafî ile buluşup ona candan bağlandı Hocasının sevgisini kazanarak teveccühlerine kavuştu Onun mânevî himâyesi ve terbiyesine girdi Şeyh Zeynüddîn'le berâber Horasan'a hocasının memleketi olan Haf'a gitti Tasavvuf yolunda bulunanlara has terbiye usûlleriyle, mânevî makamlara kavuştu Bu yolun vazîfeleri ile meşgûl olarak yükselip, kemâle geldi

Hocası, kavuştuğu mânevî makamlara ve hâllere onu da çıkardıktan sonra icâzet, diploma verdi

Şeyh Zeynüddîn Hafî, Abdürrahîm Merzifonî'de gördüğü çalışkanlık, kabiliyet, doğruluk, sadâkat ve bağlılığı 1428 yılında Herat'ta verdiği icâzetnâmesinde şöyle anlatmaktadır:

"Hamd ü senâdan sonra şunu söyliyeyim ki: Velîlerin yolunda giden ve bu yoldan başkasına yüz çeviren, çalışmasında ciddî ve samîmî olan, irâdesi tam bir mübârek oğul ki Emir Azîz-i Rûmî'nin oğlu Mevlânâ Nizâmeddîn Abdürrahîm'dir Allah onu tarîkatinde istikâmet üzere gitmesinde sâbit kılıp devamlı eylesin"

Hocası ayrıca Abdürrahîm'e Vesâyâ-yı Kudsiyye kitabını ve Şihâbüddîn-i Sühreverdî'nin (raleyh) Avârif-ül-Meârif ve İ'lâm-ül-Hudâ kitaplarından ders okutma iznini verdi Bundan sonra, doğru yolun rehberi olarak, insanlara Allahü teâlânın dînini öğretmek, onları terbiye etmek ve yetiştirmek üzere, hocası tarafından, baba memleketi olan Merzifon'a gönderildi

Abdürrahîm-i Merzifonî, Zeynüddîn-i Hafî'nin elini öpüp hayır duâsını alarak ayrıldıktan sonra, hocası ardından bakıp;

"Bir ateş kütüğin yakduk

Diyâr-u Rum'a atduk"

buyurdu

Zeynüddîn-i Hafî hazretleri bu beyti ile talebesinin yüksekliğini ve onun Anadolu'daki görevinin ehemmiyetini işâret ediyordu

Gerçekten şeyhinin "Aşk ateşi" diye övdüğü Abdürrahîm hazretlerinin kalbi ilâhî aşkla dop doluydu Yanık ve içli şiirler söylerdi Zaman zaman;

"Tövbe yâ Rabbî! Hatâ yoluna gitdüklerüme,

Bilüp itdüklerüme, bilmeyüp itdüklerime"

diyerek gözlerinden yaşlar döker, kalbi Allahü teâlânın korkusundan titrerdi

Abdürrahîm hazretlerinin Merzifon'a gelmelerinden sonra burası ülkenin dört bir tarafından feyz almak ve ilminden istifâde etmek isteyenlerin akınına uğradı Bunu duyan İkinci Murâd Han, ilminden daha geniş bir kitlenin faydalanmasını sağlamak üzere kendisinden Merzifon'daki Çelebi Sultan Mehmed Medresesi'nde müderrislik yapmasını istedi Kabul buyurunca, beş akçe ile müderris tâyin etti Daha sonra, 1439 yılında yevmiyesi, üç akçe ilâve ile sekiz akçeye çıkarıldı

Bâzı kimseler şeyhin müderrislik görevini ve tâyin edilen ücreti kabul etmesini onun dünyâya olan rağbeti şeklinde yorumladılar Buna karşı Abdürrahîm hazretlerinin cevâbı:

"Çeşitli eller yerine bir el tuttuk Bu lokma ile nefsin ağzını kapattık" oldu

Tasavvuf yolunda bulunanlar, yedikleri, içtikleri şeylerin ve kullandıkları eşyânın helâl olmasına çok dikkat ederlerdi Pekçok kimse, helâl olduğu şüphelidir diye, sultanlardan gelen hediye ve ihsânları kabûl etmezlerdi Kabûl etseler de, fakir ve yoksullara dağıtırlardı Sultan İkinci Murâd Han, her şeyiyle âdil bir sultan olduğundan; Abdürrahîm bin Emir Merzifoni ondan maaş almakta mahzur görmedi

1465 yılında vefâtına kadar pekçok talebe yetiştirdi Talebelerinin içinde zamânının meşhûr şâirleri de vardır

Abdürrahîm hazretlerinin mübârek kabirleri Merzifon'da Câmi-i Cedîd mahallesi Eren sokağındadır Halen halk tarafından ziyâret olunmakta mübârek rûhu vesîle edilerek cenâb-ı Hakk'a duâ ve niyâzda bulunulmaktadır

1) Mesnevî-i Murâdiyye (Kemâl Yavuz, Ank 1982)
2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c11, s43
4) Sefînetü'l-Evliyâ; c1, s271
5) Osmanlı Müellifleri; c1, s43
6) Şeyh Abdürrahîm Rûmî (Berin Taşan, İzmir 1975)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.