Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
efgân, hacı, hıdır

Hacı Hıdır Efgân

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hacı Hıdır Efgân




HACI HIDIR EFGÂN

Hindistan'ın büyük velîlerinden İsmi Hıdır'dır Hacı Hıdır Efgân diye bilinir Aslen Afganistanlıdır Serhend'e bağlı Behlülpûr kasabasında doğdu Doğum târihi bilinmemektedir Behlülpûr'da 1625 (H 1035) senesinde vefât edip, orada defnedildi

Küçük yaşından îtibâren ilim ve irfân ehlinin sohbetlerinde bulunup, feyz aldı Hindistan âlimlerinden Şeyh Meyânciyûn'un uzun müddet ders ve sohbetlerinde bulunup istifâde etti İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin sohbetleriyle şereflendi Kısa zaman içinde feyz alıp yükseldi ve tasavvuf derecelerini geçti

İmâm-ı Rabbânî hazretleri tarafından icâzet verilip, Allahü teâlânın dînin yaymak ve sevgili Peygamberimizn güzel ahlâkını anlatmakla vazîfelendirildi Hicaz'a gidip hac ibâdetini yerine getirdi ve sevgili Peygamberimizin kabr-i şerîfini ziyâret etti Bu sırada birçok Arab memleketlerini gezip gördü ve insanlara faydalı olmaya gayret etti

Onun ilim ve sohbet meclisinde birçok kişi hidâyete kavuşup feyz aldı ve yüksek derecelere ulaştı İmâm-ı Rabânî hazretlerinin vefâtından sonra, onun ayrılığına dayanamayıp kısa zaman sonra vefât etti

Hacı Hıdır Efgân, ilmiyle amel eden bir âlim ve tasavvuf derecelerinde yüksek bir velîydi Serhend yakınlarındaki Behlülpûr kasabasında bulunur, sık sık İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin yüksek dergâhlarına gelir, sohbetleriyle şereflenir ve tekrar dönerdi Gecelerini, Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için ibâdetle geçirirdi Vakitlerini Kur'ân-ı kerîm okumak, zikir, tesbih ve namaz kılmakla değerlendirirdi

Tatlı ve gür sesiyle okuduğu ezân, kalblere tesir ederdi İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hizmetinde bulunduğu sırada ezânı dâimâ o okurdu Bazan seher vakitlerinde, bâzan da bütün gece boyu, yanık sesiyle beytler ve kasîdeler okur, ağlardı Resûlullah efendimize çok salevât-ı şerîfe okurdu

İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyurdu ki: "Bir gün şeytanı gördüm Kendisine bir takım suâller sordum Allahü teâlânın hükmü ile doğrusunu söyledi Bu arada; "Talebelerim arasından, doğru yoldan saptırmak için en az musallat olduğun ve kandıramadığın hangisidir?" diye sordum Cevâbında; "Hcı Hıdır'dır" dedi"

Hacı Hıdır Efgân, Serhend'e yakın bir köyde bulunduğu sırada, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin vefât ettiği haberini duydu Bu haber üzerine içli göz yaşları dökerek Serhend'e gitti bu gelişinde yanık ve tatlı sesiyle ezân okudu Ezân sesini duyan İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin talebe ve sevenleri toplanıp, o büyük velînin vefât ettiği gün gibi bir gün yaşadılar

Hadarât-ül-Kuds adlı eserin müellifi Bedreddîn Serhendî, bu hâdiseyi Peygamber efendimizin vefâtından sonra, ayrılık ateşiyle yanan Bilâl-i Habeşî'nin durumuna benzetir

Sevgili Peygamberimizin vefâtından sonra, müezzini olan Bilâl-i Habeşî, Peygamber Efendimizin ayrılığına dayanamayıp Şam'a gitmişti Ömrünün sonuna yakın, Peygamber efendimizin rüyâda dâveti üzerine, kabrini ziyârete gelmişti Peygamber efendimizin torunları, hazret-i Hasan ile hazret-i Hüseyin'in ısrârları üzerine, yanık ve tatlı sesiyle ezân okumuştu Ezân'ın sesini duyan Eshâb-ı kirâm, Mescid-i Nebî'ye gelerek, Peygamber efendimizin zamânını hatırlayıp ağlaşmışlardı

ACABA KİME VERİRLER

İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin, Hacı Hıdır Efgân'a yazdığı mektubu:

"Kıymetli mektubunuz geldi İçindekiler anlaşıldı İbâdetlerden zevk duymak ve bunların yapılması güç gelmemek, Allahü teâlânın en büyük nîmetlerindendir Hele namazın tadını duymak, nihâyete yetişmeyenlere nasîb olmaz Hele farz namazların tadını almak, ancak onlara mahsûstur Çünkü nihâyete yaklaşanlara nâfile namazların tadını tattırırlar Nihayette ise yalnız farz namazların tadı duyulur Nâfile namazlar zevksiz olup, farzların kılınması büyük kâr, kazanç bilinir

Fârisî mısrâ tercümesi:

Bu iş büyük nîmettir Acaba kime verirler?

Namazların hepsinde hâsıl olan lezzetten, nefse bir pay yoktur İnsan bu tadı duyarken, nefsi inlemekte, feryâd etmektedir Yâ Rabbî! Bu ne büyük rütbedir

Arabî mısrâ tercümesi:

"Nîmete kavuşanlara âfiyet olsun"

Bizim gibi ruhları hasta olanların bu sözleri duyması da, büyük bir nîmettir ve hakîkî saâdettir

Fârisî mısrâ tercümesi:

"Bâri kalbimize bir tesellî olsun"

İyi biliniz ki, dünyâda namazın rütbesi, derecesi, âhirette, Allahü teâlâyı görmenin yüksekliği gibidir Dünyâda insanın Allahü teâlâya en yakın bulunduğu zaman, namaz kıldığı zamandır Âhirette en yakın olduğu zaman da, rüyet yâni Allahü teâlâyı gördüğü zamandır Dünyâdaki bütün ibâdetler, insanı namaz kılabilecek bir hâle getirmek içindir Asıl maksad namaz kılmaktır Saâdet-i ebediyye ve sonsuz nîmetlere kavuşmanızı dilerim"

1) Zübdet-ül Makâmât; s383
2) Hadarât-ül-Kuds; s347
3) Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî; c1, 137 mektup
4) Tezkire-i İmâm-ı Rabbânî; s345
5) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c15, s261

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.