Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ebu, kaylavî, saîd

Ebû Saîd Kaylavî

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ebû Saîd Kaylavî




EBÛ SAÎD KAYLAVÎ

Evliyânın ve bütün ilimlerde söz sâhibi olan imâmların büyüklerinden Hazret-i Ali'nin neslinden olup seyyiddir Irak'ın Nehr-ül-melik kasabalarından biri olan Kaylaviye'de yaşadı Yine orada 1162 (H 557) senesinde vefât etti Kabri orada olup, ziyâret edilmektedir

Allahü teâlânın sıfatlarında bilgi sâhibi, kerâmetleri görülen bir zât idi Kaylaviye ve çevresindeki insanlar huzûruna gelip bilmediklerini sorarlar, kendisinden fetvâ alırlardı O kadar çok gelen olurdu ki, yüksek bir kürsî yaptırmak mecbûriyetinde kaldı Kürsî üzerinde, insanların dertlerine çâre olurdu Nasîhatleri ile pekçok kimsenin doğru yola gelmesine sebeb olurdu Talebelerinden Ebü'l-Hasan el-Kureşî, Ebû Abdullah Muhammed bin Ahmed el-Medînî, Halîfe bin Mûsâ, Mübârek bin Ali el-Ceylî, Muhammed bin Ali el-Keydî meşhûrdur

Ebû Saîd Kaylavî, Hızır aleyhisselâm ile görüşürdü Abdülkâdir-i Geylânî ile sohbet ederlerdi Gavs-ı âzam Abdülkâdir Geylânî'ye çok hürmet eder, edebli davranırdı Bir gün Abdülkâdir-i Geylânî, Ali bin Heytî ve Ebû Saîd Kaylavî ve pekçok kimse bir yerde toplandılar Gavs-ı âzam insanlara ve cinlere nasîhat eden, Abdülkâdir-i Geylânî, Ali bin Heytî'ye; "Konuşunuz" buyurdu O da; "Efendim! Huzûrunuzda nasıl konuşabilirim?" dedi Bunun üzerine Ebû Saîd'e; "Siz konuşunuz" buyurdular O da az bir şey konuştuktan sonra; "Efendim! Emrinize uymak için konuştum, size olan hürmetimden dolayı da sustum" dedi Konuşmasını, tasavvufun yüksek dereceleri üzerine yapmıştı Orada bulunanlar, bu konuşmayı iyice anlıyamadılar ve îtirazlarda bulundular Ebû Saîd izin isteyip bir şiir okudu Bu şiiri dinleyen Abdülkâdir-i Geylânî, oturduğu yerde birden vecde gelip, Allahü teâlânın izniyle havada uçmaya başladı Orada oturanlar hayretler içinde kaldılar ve arkasından, talebelerin okuduğu medreseye gittiler Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî'yi orada buldular

Ebû Saîd Kaylavî, abdest alacaktı Talebelerinden Ebü'l-Hasan Ali el-Kureşî kendisine ibrik götürüyordu İbrik birden elinden düşüp parçalandı Talebe çok telaşlandı Ebû Saîd talebesine şefkatle bakarak, yerdeki ibriğin bir parçasını eline alır almaz, diğer parçaları ona yapışmış gördüler Hattâ içi su ile dolu idi

Yine bir defâsında kıra gitti Öğle vakti olduğunda, kıbleye dönerek ezân okumaya başladı "Allahü ekber" dediğinde, tekbîrin heybetinden yer sarsıldı, bâzı yerler çatladı

Ebû Saîd'in duâlarını cenâb-ı Hak kabûl eylerdi Çok hasta olan bir kimseyi ziyâret etse, hasta sıhhate kavuşur, iyileşirdi Bir kimseye şefkatle baksa, o şahıs kötü ahlâklı bile olsa, sâlih bir müslüman olurdu Her kim onu üzerse, o da helâk olurdu

Vefâtı ânında oğlu Saîd; "Babacığım, bana vasiyet eder misin?" dedi O da oğluna; "Evlâdım! Abdülkâdir-i Geylânî'ye karşı çok hürmetli ol!" buyurdu Orada bulunan âlimlerden Muhammed el-Medînî; "Ey efendim! Abdülkâdir-i Geylânî'nin hâlinden bize anlatır mısınız?" dedi O da; "O bu zamandaki evliyânın çiçeğidir Yeryüzündeki insanların, Allahü teâlâya en yakın ve O'na en sevimli olanıdır" buyurdu

Ebû Saîd Kaylavî buyurdu ki: "Velînin kalbinde dünyâ malına karşı hiçbir muhabbet olmamalı, kalbi, bütün kötü huylardan temizlenmelidir Hiç kimse ile münâkaşa etmemeli, herkesle hoş geçinmelidir Elinde olanları muhtaçlara verip, onlara hizmeti ganîmet bilmelidir"

TOPAL OL!

Bir gün, Ebû Saîd'in huzûruna iki sandık getirdiler O sırada talebelerine ders veriyordu Sözünü yarıda kesip gelenlere; "Sizler, Eshâb-ı kirâma dil uzatan, haklarında kötü sözler söyleyen kimselersiniz Bu sandığın içindekilerle beni imtihân için geldiniz" dedi Kürsüden inip sandıkların yanına geldi Birinin kapağını açtığında, içinde bir çocuğun oturmakta olduğu görüldü Çocuğun elinden tutup, "Kalk!" deyince, çocuk, içinden fırlayıp dışarıda koşmaya başladı Diğer sepetin ağzını açtığında, onun da içinde bir çocuğun olduğu görüldü O çocuğun alnına parmağını dokundurup, "Topal ol!" dedi Çocuk dışarı çıktığında topallayarak yürüdüğü görüldü Çocuğu getirenler hayretten dona kaldılar Çünkü önceki sepete topal bir çocuk, diğerine de sağlam bir çocuk koymuşlardı Topal çocuk sağlam, sağlam olan da topal olmuştu Onlar bu hâli görünce derhal tövbe ettiler ve dediler ki: "Yemîn ederiz ki, bu çocukların durumlarını Allahü teâlâdan başka kimse bilmiyordu"

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c1, s276
2) Kalâid-ül-Cevâhir; s106
3) Tabakât-ül-Kübrâ; c1, s147
4) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c6, s214

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.