Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kübra, necmeddîni

Necmeddîn-İ Kübrâ

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Necmeddîn-İ Kübrâ




NECMEDDÎN-İ KÜBRÂ

Evliyânın büyüklerinden ve fıkıh, tefsîr, hadîs âlimi Tasavvufta Kübreviyye (Zehebiyye) diye bilinen yolun mürşidi, rehberidir İsmi Ahmed, babasınınki Ömer'dir Künyesi Ebü'l-Cennâb'dır Bu künye kendisine, rüyâda Peygamber efendimiz tarafından verilmiştir Lakabları; Necmeddîn, Şeyh-ül-imâm, Zâhid-ül-kebîr ve Şeyh-i Harezm'dir Necmeddîn-i Kübrâ diye meşhûr oldu Yaptığı bütün münâzaralarda gâlip geldiği için, kendisine et-Tâmmet-ül-kübrâ lakabı da verildi Ehl-i sünnet âlimlerinin büyüklerinden ve evliyânın önde gelenlerinden olanNecmeddîn-i Kübrâ hazretleri, 1145 (H539) senesinde, Harezm köylerinden Hayvek'te doğdu Buna nisbetle Hayvekî denilmiştir 1221 (H618) senesi Rebî'ul-evvel ayında, Harezm'de Cengiz askeri tarafından şehîd edildi

Çocuk yaşta ilim tahsîline başlayan Necmeddîn-i Kübrâ hazretleri, biraz yetişince ilim öğrenmek aşkıyla çeşitli beldeleri dolaştı İskenderiyye'de; Ebû Tâhir es-Silefî'den, İsfehan'da; Ebü'l-Mekârim, Ahmed bin Muhammed el-Lebbân, Ebû Saîd Halîl bin Bedr, Ebû Câfer Muhammed bin Ahmed es-Saydelânî, Ebû Abdullah Muhammed bin Zeyd el-Kerrânî ve Ebü'l-Hasan Mes'ûd bin Ebî Mensûr'dan, Hemedan'da; Hâfız Ebü'l-A'lâ'dan, Nişâbûr'da; Ebü'l-Meâlî el-Fürâvî'den, Mısır'da; Rûz-i Behân-ı Baklî'den (Ebû Muhammed eş-Şîrâzî'den) ve daha başka birçok âlimden ilim öğrenip, hadîs-i şerîf rivâyet etti

İmâm Ebû Nasr Hafza'nın Tebriz'de Sünne okuttuğunu duyup oraya giderek, bu kelâm âliminin derslerine devâm etti Şeyh-üs-Sünne vel-Mesâlih adındaki mukaddime mâhiyetindeki kelâma dâir eserini bu arada yazdı Burada Bâbâ Ferrûh Tebrîzî'nin sohbeti bereketiyle ilim tahsîlini tamamlayıp, tasavvuf ilmi ile meşgûl olmaya başladı Tasavvufta, amcası Ebû Necîb-i Sühreverdî hazretlerinden feyz alarak yetişti İsmâil Kasrî ve Ammâr bin Yâsir'in sohbetlerinde bulundu Fahreddîn-i Râzî hazretleri ile görüştü Böylece birçok ilimde yetişip, tasavvufta yüksek derecelere kavuştu Sonra memleketi olan Harezm'e gidip yerleşti Orada insanları irşâd edip, doğru yolu göstermeye başladıKısa zamanda etrâfına yüzlerce talebe toplandı Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin babası Sultân-ül-ulemâ Behâeddîn Veled ile Feridüddîn-i Attâr'ın hocaları Mecdüddîn-i Bağdâdî ve Bâbâ Kemâl Cündî, Abdülazîz bin Hilâl, Nâsır bin Mensûr, Seyfüddîn-i Baherzî, Necmüddîn-i Râzî, Radıyyeddîn Ali Lâlâ talebelerinin büyüklerindendir Talebelerinin çoğu, zamanlarında insanlara doğru yolu gösteren rehberler oldular

1221 (H618) yılındaHarezm'e Cengiz askeri Tatarlar hücûm edince, talebelerine; "Memleketinize gidiniz! Şarkdan fitne ateşi geliyor Her tarafı yakacaktır İslâmiyette bu kadar fitne görülmemiştir" dedi "Duâ buyursanız da, bu belâ müslüman memleketlerinden uzaklaşsa" dediler "Bu, Kazâ-i mübremdir Duâ bunu gideremez" buyurdu Talebeleri Horasan'a gitti Kâfirler şehre girince, o da cihâda çıktı Şehîd oldu Şehîd olduğunda bir kâfirin saçını tutmuş idi Şehâdetinden sonra, kimse saçı elinden alamadı Sonunda mecbur kalıp saçı kestiler

Tasavvuf yolunun en tanınmışlarından ve büyüklerinden olan Necmeddîn-i Kübrâ hazretleri, zâhirî ve bâtınî ilimlerde derin bir âlim olup, İslâmın güzel ahlâkı ile ahlâklanmış yüksek bir zâttı İlim öğretmek yolunda çok gayretliydi Allahü teâlâya ibâdet etmekte ve O'nun dînine hizmet etmekte kat'iyyen gevşeklik göstermez, bu yolda kınayanların kınamalarına aldırmazdı İstisnâsız bütün insanlara yardım etmeye, faydalı olmaya gayret ederdi Onun dergâhı, fakirlerin sığınağı idi Büyüklüğü, üstünlüğü herkes tarafından bilinir, kendisine hürmet edilirdi Büyüklüğünü anlatan hâlleri ve kerâmetleri her tarafta anlatılıp, dilden dile dolaşmaktadır Kerâmetlerinin en büyüğü; her birisi, gittiği beldelerde insanları doğru yola sevkeden, etrafına nûr ve feyz saçan çok kıymetli talebeler yetiştirmesidir Yüzlerce talebe yetiştirdi Allah yolunda yürümek isteyen nice kimselere rehber oldu Talebelerinin her birini bir memlekete gönderir, o talebe orada hocasının yolunu yaymaya çalışırdı Harezm bölgesinde, Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerinden sonra onun gibi yüksek bir velî yetişmemiştir O kadar yüksek idi ki, Allahü teâlânın aşkı ile kendinden geçmiş iken, bir kimseye teveccüh edince, vilâyet, evliyâlık derecelerine yükseltirdi Bir gün bir tüccar, gezmek maksadıyla Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerinin hânekâhına girdi Necmeddîn-i Kübrâ hazretleri buna teveccüh edince, tüccar, hemen o anda vilâyet mertebesine ulaştı Tüccârı yanına çağırıp, talebe yetiştirmesi için izin verdi ve memleketine gönderdi

Bir gün Eshâb-ı Kehf hakkında sohbet ediyordu Necmeddîn hazretlerinin talebelerinden olan Sa'düddîn-i Hamevî; "Acabâ bu ümmette, sohbeti köpeğe tesir eden var mıdır?" diye düşündü Necmeddîn-i Kübrâ, kalb gözü ile bu talebesinin düşüncesini anlayıp kalktı ve dergâhın kapısına doğru yürüdü Ansızın uzaklardan bir köpek çıkageldi Bir yerde durup kuyruğunu salladı Necmeddîn-i Kübrâ'nın bakışı köpeğe isâbet edince, köpek derhâl değişti Kendinden geçme hâlleri görüldü Yüzünü şehirden çevirip kabristana gitti Başını yerlere sürüyordu Hattâ derler ki, nereye gitse, elli-altmış köpek devamlı onun etrâfında dolaşırdı Fakat ulumazlar, havlamazlardı Hiçbir şey yemezler, devamlı bakılan o köpeğe karşı hürmette bulunurlardı Sonra bu köpek öldü

Necmeddîn-i Kübrâ, bir taraftan çok kıymetli talebeler yetiştirirken, diğer taraftan da, kendisinden sonra gelenlere faydalı olmak üzere çok kıymetli eser ve risâleler yazdı Tefsîr, hadîs, tasavvuf ve diğer ilimlere dâir yazdığı pek mûteber olan eserlerinden bâzılarının isimleri şunlardır: Ayn-ül-Hayât (Kur'ân-ı kerîmin tefsîri olup 12 cilddir Usûl-i Aşere (Tasavvufa dâir olup, çeşitli isimlerle pekçok defâ istinsâh edilip çoğaltılmış ve birçok da şerhi yapılmıştır) Bundan başka, Risâle ilel-Hâim, Fevâih-ul-Cemal, Âdâb-üs-Sûfiyye, Risâle-i Necmeddîn, Sekînet-üs-Sâlihîn, Risâle-i Sefîne ve daha başka eserleri ve risâleleri de vardır Eserlerinin en önemlilerinden olan Usûl-i Aşere kitabı, tasavvufa dâir olup, talebelerinin ve daha sonra gelen birçok kimsenin el kitabı olmuştur

1) Tabakât-ül-Müfessirîn; c1, s57
2) Tabakât-üş-Şâfiiyye; c3, s25
3) El-A'lâm; c1, s185
4) Mu'cem-ül-Müellifîn; c2, s34
5) Şezerât-üz-Zeheb; c5, s79
6) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c2, s275
7) Kâmûs-ul-A'lâm; c6, s4568
8) Nefehât-ül-Üns Tercümesi (Osmanlıca); s475
9) Reşehât-Ayn-ül-Hayât (Arabî); s124
10) Hadîkat-ül-Evliyâ (Osmanlıca); 3 Kısım, s37
11) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49 Baskı) s1128
12) Rehber Ansiklopedisi; c13, s66
13) Risâle ilel-Hâim (Süleymâniye Kütüphânesi, Ayasofya Kısmı, No: 2052
14) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c9, s186

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.