Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
nureddin, şeyh

Şeyh Nûreddîn

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şeyh Nûreddîn




ŞEYH NÛREDDÎN

Hindistan evliyâsının tanınmışlarından İsmi, Şeyh Nûreddîn olup, Nûr Kutb-i Âlem diye meşhûrdur Alâül-hak'ın oğlu, mürîdi ve halîfesi Şeyh Hüsâmeddîn Mankpûrî'nin hocasıdır Doğum târihi bilinmemektedir 1410 (H813) senesinde vefât etti Kabri, Hindistan'da bulunan Pendûh şehrindedir

Babasının hânegâhında, babasının husûsî hizmetlerinde bulunur, diğer talebelerin ihtiyaçlarının karşılanmasında onlara çok yardımcı olurdu Çamaşırları yıkardı O evin ilk hizmeti ona verilmişti Sekiz sene müddetle o hânegâha odun taşıdı Bir gün ağabeyi olan vezîr A'zam Hân onu odun taşırken görüp, hâline gıbta etti ve; "Kâdı Nûr! Bu nîmetleri yağmaladın, yâni hep sen aldın Sana nasîb oldu" dedi

Kutb-i âlem Şeyh Nûreddîn, babasının huzûrunda kemâle geldikten sonra, ondan hilâfet aldı Zevk, şevk, aşk, muhabbet, tasavvuf ve kerâmet sâhibi, olgun ve yüksek bir velî idi Babasından sonra talebeleri yetiştirmek, onları mânevî yönden terbiye etmek vazifesini üzerine aldı Çok kerâmetleri görüldü

Bir defâsında talebelerinden biri hacca gitmişti Dönüşünde hocasının yanına gelip; "Efendim sizinle Bâb-üs-selâm'da karşılaşıp görüştük" dedi O da; "Dostlarım da biliyorlar ki, hiç evimden çıkıp bir tarafa gitmedim İnsanlardan birbirine benzeyenler çok olur" buyurup, meseleyi kapattı

Daha sonra yalnız kaldıklarında, o talebe arzetti ki: "Efendim! Ben iyi biliyorum ki, Bâb-üs-selâm'da sizinle görüştüm Siz ise başka söylediniz" Şeyh Nûreddîn, bu talebesine tebessüm etti ve bu hâli kimseye anlatmamasını söyledi

Şeyh Nûreddîn hazretleri buyurdu ki: "Bizim bulunduğumuz tasavvuf yolunda üç esas vardır 1) Hesâba çekilmeden evvel kendini hesâba çekmek 2) "İki günü aynı hâlde olanlar aldanmışlardır" hadîs-i şerîfine uyarak, hep ilerlemeye gayret etmek 3) Havatırı (kalbe gelen düşünceleri) yok etmek, gidermektir Hep Allahü teâlâyı hatırlamaktır"

"Riyâzetin (nefsin arzularına uymamanın) sonu odur ki, kalbini aradığı zaman, Hakk'ın zikrinde ve hizmetinde bulsun İster uykuda, ister uyanıklıkta olsun, aynen bir çocuk gibi olmalıdır Çocuk bir şeyin sevgisi ile yatıp uyuyunca, uyandığında hemen o şeyi arar"

"Cömertlikte güneş gibi, tevâzuda su gibi, tahammülde de toprak gibi ol Halkın cefâsına katlan"

Nûr Kutb-i Âlem hazretlerinin bir Mektûbât'ı vardır Son derece tatlı ve latîf olup, dert ve muhabbet ehlinin diliyle yazılmıştır Bu Mektûbât'tan bir bölüm aşağıya yazılmıştır:

"Ömrüm boşa geçti Ma'şûkun kokusunu alamadım Hayret sahrâsında ve hasret meydanında başı boş top gibi döndüm durdum Beyt:

Bu ne biçim gece ki, sabah yaklaşmaz ona,

Bahtımın sabahı yok, sabahın günâhı ne?

Yaş altmışı geçti, ok elden çıktıNefs-i emmârenin şerrinden kurtuluş olmadı Elde hava, ciğerde ateş, gözde yaş kaldıPişmanlık ve mahcûbiyetten başka kazanç, dert ve âhdan başka yol yok Ne kadar çırpındıysak da maksada kavuşamadık Rubâ'î:

Murâda erem dedim, hiç müyesser olmadı
Yâr cefâsından pişmân olur dedim, olmadı
Dedim ki belki zaman, bana yardımcı olur
Bahtım belki açılır, dediysem de olmadı

Dünyâ aldanma yeri, nefs ziyânkâr, Hak ise çok gayretlidir O hâlde kalbde nasıl neşe olabilir Allahü teâlâ Dâvûd aleyhisselâma vahyedip buyurdu ki: "Ey Dâvûd! Günahkârlara müjde ver ki, ben gafûrum (çok magfiret ediciyim) Sıddîkları da korkut ki, ben gayûrum (çok gayretliyim)"

Ey can kardeşim! Senelerce nefs-i emmâreye riyâzetler çektirdik Buna rağmen onun şerrinden kurtulamadık Âhirette kurtulmak için, nefsin hîle ve tuzaklarına karşı çok uyanık olmalı, ondan Allahü teâlâya sığınmalıdır"

Buyurdular ki: "Avâm, zâhir temizliği için; havâs (seçilmiş büyük zâtlar) ise bâtın temizliği için çalışır Kıyâmet günü, dünyâda iken zâhir temizliği için çalışıp, bâtınî temizliğe hiç ehemmiyet vermeyen kimseye Allahü teâlâ sitem eder ve buyurur ki: "Ey kulum! Senelerce insanların gördüğü yeri yâni dışını temizledin Benim nazar ettiğim yeri (kalbini, gönlünü) ise temizlemek için bir ân uğraştın mı? Ömrünü nerelerde harcadın?"

Zâhirî (dış) tahâret (temizlik), abdest bozmakla gider Bâtın (kalb) temizliği ise, Allah'tan gayrısını kalbe getirmekle bozulur Gönlünü Allahü teâlâdan başkasına verme O'ndan başkasının mührünü kalbine vurma!"

1) Ahbâr-ul-Ahyâr; s158

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.