08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Muhammed Huccetullah,
Muhammed Huccetullah, (Muhammed Nakşibend) Hindistan’da yaşıyan evliyânın en büyüklerindendir Urvet-ül-vüskâ Muhammed Ma’sûm hazretlerinin oğlu, yani İmâm-ı Rabbanî Müceddîd-i elf-i sânî Ahmed Fârûkî Serhendî hazretlerinin torunudur 1034 (m 1624) senesinde dedesinin vefât ettiği yıl doğdu  
SULTANLARA NASİHAT EDERDİ! 
Bu mübarek zat babasından tefsîr, hadîs, fıkıh, bunun yanı sıra zamanın fen ilimlerini en mükemmel şekliyle öğrendi Kalb ilimlerinde de yüksek ma’rifet sâhibi oldu  Zamanın devlet reîslerine, beylere, vâlilere, âlimlere ve sâlihlere nasîhat eder, uzak yerde olanlarına da mektuplar yazarak dînin emirlerini bildirirdi Bu yazdığı mektuplar toplanmış iki cild olmuştur Birinci cildde yüzyirmisekiz, ikinci cildde altmışsekiz mektup vardır İki cild bir arada 1383 (m 1963) senesinde Pakistan’ın Haydarâbâd şehrinde basılmıştır  
Muhammed Huccetullah, tasavvufta “Hullet” ismi verilen pek yüksek makamların sâhibi idi 1115 (m 1703) senesinde Muharrem ayının yirmidokuzuncu gecesi vefât eyledi  Vefatına yakın şunları yazdı:
“Ölüm yaklaştı Kabir ve kıyâmet hâlleri görünmeye başladı Bunun çâresi nedir? O’nu zikretmeden, anmadan yaşamamalıdır Sevdiklerimiz ve dostlar gittiler, toprağa karıştılar Kendi hesapları ile baş başa kaldılar Biz de gidiciyiz ve toprak altında iki heybetli meleğe cevap vermek zorundayız  Yolu bilmek, tanımak lâzımdır Şimdi iş vaktidir Yemek, içmek, yatmak zamanı değildir O hâlde, ey basîret sâhipleri ibret alınız Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Ölüyü defnedip, yakınları onu bırakıp dönünce, o elbette ayakkabılarının seslerini işitir Sevdikleri onu toprak altında bırakır giderler O bunu hisseder Fakat yapacak bir şeyi yoktur  )
“DÜNYAYA BİR DEFA GELİNİR! ”
Heyhât, sonucunda herkesi ve her şeyi bırakıp gideceklerdir O hâlde bugün niçin onlar bırakılmıyor ve Allahü teâlânın emirlerine dönülmüyor Âyet-i kerîmede meâlen; “Allah de, onları bırak” (En’âm-91) buyuruldu ‘Bu’ ve ‘şu’ bağlarını kesip atmalıdır Hadîs-i şerîfte; “Dünyâ ile âhiret birbirinin zıddıdır Birbirine uymaz Birini râzı edersen, öteki gücenir” buyuruldu Dünyâya iki defâ gelmek yoktur ki, birincisinde kaçırdıklarını ikincide telâfi eyleyesin! ”
|
|
|