08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Mûsâ Bin Nu’Mân Merâkîşî
İslâm âlimlerinden Mûsâ bin Nu’mân Merâkîşî 683 [m 1284]’te vefât etti (Misbâh-uz-zulâm Fil-müstegîsin bi-hayr-il-enâm) adındaki kitabında, Resulullah Efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) vesîle ederek murâdlarına kavuşanları yazmaktadır  AVUCA KONULAN KESE! 
Bunlardan biri de, Muhammed bin Münkedir’dir Bu zat diyor ki: Bir adam, babama seksen altın bırakıp cihâda gitmişti Bunları sakla! Çok muhtaç olana da yardım edebilirsin demişti Medîne’de kıtlık oldu Babam, altınların hepsini açlıktan bunalanlara dağıttı Altınların sahibi gelip istedi Babam, bir gece sonra gel dedi Hücre-i saadete gidip, sabaha kadar Resulullah Efendimize yalvardı Gece yarısı, bir adam gelip, (Uzat elini!) demiş, bir kese altın verip, sonra hiç görünmemiştir Babam evde altınları sayıp, seksen adet olduğunu görünce, sevinerek hemen sahibine vermişti 
Ebû Abdüllah Muhammed bin Ber’a diyor ki: Babam ile Mekke’de parasız kaldık Ebû Abdüllah bin Hafîf de yanımızda idi Medîne’ye geldik Ben çocuktum Acıktım diyerek ağlardım Babam dayanamadı Hücre-i saadete gelip, (Yâ Resûlallah! Bu gece sana misafiriz) dedi Bir yana oturdu Gözlerini kapadı Biraz sonra, başını kaldırıp güldü Sonra çok ağladı Gözünü açıp, Resûlullah elime para verdi dedi Avucunu açtı Paraları gördüm Bunları hem kullandık, hem de sadaka verdik Rahatça Şîrâz’da evimize geldik  
ELİ AYAĞI TUTMAZ OLDU! 
Resulullah Efendimizin âşıklarının temiz kalblerinden çıkan sözler, edebe, saygıya uygunsuz görünürse, bunlara bir şey dememeli, susmalıdır Buradaki edeblerden, saygılardan biri de, susmaktır  Âşıklardan biri, Kabr-i saadetin yanında, her sabah ezan okur, namaz uykudan daha iyidir derdi Mescid-i Nebî hizmetçilerinden birisi, “Resulullah Efendimizin huzurunda terbiyesizlik yapıyorsun! ” diyerek, bunu dövdü Bu da, “Yâ Resûlallah! Yüksek huzurunuzda adam dövmek, sövmek, edebsizlik sayılmaz mı?” dedi Biraz sonra döven kimsenin felç olduğu, eli ayağı tutmadığı görüldü Üç gün sonra da öldü Bunu, hâfız Ebül-Kâsım kitabında yazmaktadır Sâbit bin Ahmed Bağdâdî de, bunu gördü demektedir  
|
|
|