08-02-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kutbüddîn İznîkî
KUTBÜDDÎN İZNÎKÎ
Evliyânın önde gelenlerinden İsmi Muhammed bin Muhammed'dir Lakabı Kutbüddîn olup, Alaşarlıdır Doğum târihi bilinmemektedir Tebriz, Meraga ve Şirvan'da yaşadı 1415 (H 818) târihinde İznik'te vefât etti 1418'de vefât ettiği de rivâyet edilmektedir Kabr-i şerîfi İznikte'dir
Kutbüddîn İznîkî hazretleri evliyânın büyüklerinden Muhammed Harezmî hazretlerinin talebesi idi Onun sohbetlerinde yetişip kemâle geldi, olgunlaştı İcâzet, diploma alıp insanları irşâda, hak ve hakikatı tebliğe başladı Bir ara Hacca gitti Hac dönüşü Mısır'a geldi Oradan Anadolu'ya geçip o sırada Anadolu'ya gelmiş bulunan Gence Hâkimi Kara Yusuf Beyle görüşüp nasihatlerde bulundu İznik'e yerleşti Orada ibâdet ve talebe yetiştirmekle meşgul oldu Kerâmetleri görüldü
Talebelerinden biri anlatır: "Bir zaman Tîmûr Han ordusuyla Anadolu'ya gelmişti İnsanlar başlarına bir zarar gelir düşüncesiyle çok korktular ve Kutbüddîn İznîkî hazretlerine gelerek; "Efendim! bize bir kurtuluş yolu gösterseniz " diye ağlayıp sızladılar Bunun üzerine Kutbüddîn İznîkî hazretleri bir mektup yazıp bana verdiler ve; "Var bunu Tîmûr Han ordusu içinde sâlih bir serdar vardır Bizden selâm eyle ve bu kâğıdı ona ver " buyurdu Bunun üzerine askerin içine girdim Târif edilen kimseyi buldum ve yanımdaki mektubu verdim Serdar; "Emir onlardandır Ne yapalım öyle olsun " dedi ve harb âletlerini toplamaya başladı Sonra etrâfa haberciler çıkarıp, hareket emrini verdi Ordu kısa zamanda Anadolu'yu terk etti
Kutbüddîn İznîkî'nin oğlu Muhammed İznîkî de derin âlim idi Kendisi ve oğlu, çok kıymetli eserler kaleme aldılar Türkçe olarak yazdığı Râhat-ül-kulûb ile Mukaddimet-üs-salât kitapları, eserlerinden en önemli olanlarıdır Tefsîri ve başka eserleri de vardır Birinci eseri Ayasofya, ikincisi de Nûruosmâniye kütüphânelerinde mevcûttur
Kutbüddîn İznîkî bir sohbetinde buyurdu ki:
"Allahü teâlâya hamd olsun ki, bize, evliyâyı ve âlimleri sevmeyi nasîb etti, gönlümüzü onlara bağladı Peygamberlerin en üstününe selâmlar olsun ki, O, Resûllerin imâmı ve hem de sonuncusudur O, Muhammed Mustafâ'dır ki, dünyâda ümîdimiz O'nadır, âhırette O'ndan şefâat umarız O'nun yüksek mertebede olan Ehl-i beytine ve Eshâbına selâm olsun! Onlara uyanlar hidâyet üzeredirler Bütün evliyâya ve âlimlere uyanlar, İslâmiyetin hem zâhiri hem de bâtını üzere dururlar Gerçek tâlibler ki, dâimâ halvette ve hem ibâdette dururlar Mü'minler ve sâlihler ki, gece-gündüz Hak yardımıyla Hak yolunda ve tâatta dururlar
Ey kardeşim! Bir kişinin senin katında hâceti olsa, sen onu bitirirsen, Allahü teâlâ senin yetmiş türlü dünyâ ve âhıret hâcetini giderir
Eğer bir kişi bütün yer ehli kadar ibâdet etse ve bütün gök ehli kadar tâat etse, îmânı Ehl-i sünnete uygun değilse kabûl olmaz Zîrâ amelin kabûl olunması ve îmânın dürüst olması, takvânın şartıdır Takvâ, Allahtan korkmaktır Allahı bilmeyince, O'nun azametini ve celâlini anlamayınca, Allahtan korkmak hâsıl olmaz Dînin ve îmânın aslı ve ilmin temeli, Allahü teâlâyı bilmek ve birliğini kalb ile tasdîk etmektir şöyle ola ki, eğer başını kesseler ve bütün varlığını alsalar râzı olasın; Allahü teâlânın birliğini gönülden çıkarmayasın
1) Mu'cem-ül-Müelliffîn; c 8, s 133
2) Şakâyik-ı Nu'mâniyye tercümesi(Mecdî Efendi); s 58, 59
3) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49 Baskı) s 1104
4) İslâm Ahlâkı (Cennet Yolu İlmihâli); s 165
5) Şakâyik-ı Nu'mâniyye (Vefeyât kenarında); c 1, s 37
6) Rehber Ansiklopedisi; c 10, s 357
7) Lemezat; Üniversite Kütüphânesi; No: 1894, v 127
8) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c 12, s 250
|
|
|