Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gazalinin, imami, öğüdü

İmam-İ Gazali'nin Öğüdü

Eski 08-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İmam-İ Gazali'nin Öğüdü




Ey sevgili ve aziz oğlum!


Allah seni her zaman kendisine itaat eden kullarından ve sevdiği dostlarının yolundan yürüyenlerden eylesin
Bilmiş ol ki, Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellemden rivayet edilenler en güzel nasihattir Eğer sen şimdiye kadar ondan bir şeyler öğrendiysen benim öğüdüme ihtiyacın yok Şayet ondan bir şey elde edemediysen söyle bana:
- Şu geçip giden bunca senede ne kazandın,ne öğrendin?

Ey oğul!

Hazreti Peygamber sallallahü aleyhi ve sel-lemin ümmetine verdiği nasihatlardan birisi şu değerli sözüdür:
"Allahü Teâlâ'nın kulundan yüz çevirdiğinin alâmeti, o kulun kendisine faydası olmayan, yararsız işierle uğraşmasıdır Bir kişi yaratılışının sebebi olan zikir ve ibadetten başka bir işle ömrünün bir saatini geçirirse, "Ceza gününde" muhakkak ki, hüsrana uğramaya müstahaktır Kırk yaşını aşmış bir kimsenin hayrı şerrinden üstün değilse, o adam cehennem ateşine hazırlansın"
Bu nasihatim, bilgili ve anlayışlı kimseye yeter

Ey oğul!

Nasihat etmek kolaydır Mühim olan onu tutup gereğince amel etmektir Bu ise çok zordur Çünkü benlik ve nefis üstünlüğü olan kişilere nasihat acı gelir Yasaklanan işler (menahî) ise onların kalblerine güzel ve cazip görünür
Bu sözlerimle, bilhassa suret ve şekil olarak ilim isteyen kimseyi; şekle bağlı kalarak, vaktini nefsini tatmin ve dünya mevkilerini kazanmaya götüren yolları nazarî bir şekilde araştırmakla harcayan kişileri kastediyorum
Onlar, mücerret ve nazarî ilmin kendilerini kurtaracağını, bilgileriyle amel etmeye ihtiyaçları olmadıklarını zannederler ki, bu, filozofların inancıdır (Subhanallah!) Allahü, Teâlâ'yı her türlü noksanlıklardan tenzih ederim Bu gururlu ve aldanmış kişi bilmez mi ki, bildiği ile amel etmeyince bu bilgiler, aleyhlerinde delil olacaktır Nitekim Resûlullah (sav) bir hadîs-i şerifinde:
"Kıyamet günü en şiddetli azaba çarpılacaklar Allah'ın, bilgilerinden kendilerini faydalandırmadığı âlimlerdir", buyurmuştur
Rivayet olunur ki, Cüneyd 3 (Allah rahmet eylesin) vefatından sonra rüyada görüldü ve ona şöyle soruldu:
- Ey Ebü'l-Kasım, halin nasıldır, ne haber? Cüneyd bu soruya şöyle cevap verdi:
- Dünyada sarf edilen o büyük büyük yaldızlı sözler fayda etmedi, kaybolup gitti Faydasını gördüğüm, gece yarısı kıldığım birkaç re-kâtçık namazdır

Ey oğul!

Amel bakımından iflas etmiş olma, hâl ilminden de geri kalma Bil ki, sadece nazarî ilim sana yardım elini uzatmaz Sana bir misal vereyim:
Yanında on hind kılıcı ve diğer bazı silâhlar bulunan savaşçı, yiğit bir adama kırda bir arslan saldırsa, sanır mısın ki, elindeki bu silâhlan kullanmadan o yiğit adam kendini kurtarabilir? Pekâlâ bilirsin ki, adamın kurtuluşu, hareket ve silâhlan kullanmakla mümkündür, îşte bunun gibi bir kimse ilimden yüz bin mesele okumuş ve öğrenmiş olsa fakat öğrendikleri ile amel etmese ona bir faydası olmaz O ancak bildikleri ile amel ederse bir fayda sağlayabilir Onu ancak ameli kurtarabilir Bunun diğer bir benzeri de şudur:
Hastalığa yakalanan bir adamın ateşi yükselse ve sanlığa tutulsa, ilâcı da sekencebin ve keşkâp 4 olsa, hastanın iyileşebilmesi ancak bu ilâçları kullanmakla mümkün olacaktır

"İki bin rıtl 5, şarap tartsan da
İçmedikçe sarhoş olmazsın!" 6

İşte bunun gibi yüz sene ders okusan, bin tane kitap yazsan amel etmedikçe Allahü Teâlâ'nın rahmetine hak kazanamazsın Çünkü Allahü Te-âlâ Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruyor:
"İnsan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur" (Sûre: 53, âyet: 39)
"Her kim Rabbine kavuşmak isterse yararlı işler işlesin" (Sûre: 18, âyet: 110)
"İman ederek yararlı işler (amâl-i saliha) is-leyenlerin konaklan cennet bahçeleri olacaktır Onlar orada ebedî kalırlar Oradan çıkmak ve ayrılmak istemezler" (Sûre: 18, âyet: 107-108)
"yaptıklarının cezası (karşılığı) olarak" (Sûre: 9, âyet: 95)
"Onlardan sonra öyle kötü bir nesil geldi ki, namazı bıraktılar, şehvetlerine uydular Bunlar da azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir Ancak tevbe edip imana gelen ve yararlı işler işleyenler cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğramazlar" (Sûre: 19, âyet: 59-60)
Ya şu hadis-i şerife ne dersin?
"İslâm beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah'tan başka Tanrı olmadığına ve Muhammed'-in (sav) Allah'ın Resulü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek; Ramazan orucunu tutmak, (mümkün olursa) hacca gitmek"

İman: Dil ile ikrar, kalb ile tasdik ve erkâniyle amel etmektir Amelin lüzumunu bildiren deliller sayılamayacak kadar çoktur Her ne kadar kul, cennete Allahü Teâlâ'nın fazl ü keremi ile girecekse de, daha önce ona taat ve ibadetle hazırlanması lâzımdır Nitekim Allahü Teâlâ:
"Muhakkak ki Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara yakındır" (Sûre: 7, âyet: 56) buyurmuştur "İnsan yalnız iman etmekle de cennete girebilir" denilse, buna cevap olarak "evet" deriz Acaba ne zaman oraya erişir, o hedefe varmak için ne gibi engelleri aşması gerekmektedir?
Bu engellerin en başta geleni ve en mühim olanı iman geçididir Acaba amelden soyulmuş olan, o çıplak iman, cennete kadar dayanabilir mi? Cennete vardığını kabul edelim, oranın müflis ve mahrum bir sakini olmaz mı? Hasan Bas-ri 7 hazretleri diyor ki: "Kıyamet gününde Allahü Teâlâ kullarına"
- "Ey kullarını! Rahmetimle cennete girin ve cennetimin mertebelerini amelleriniz nisbe-tinde taksim edin" diyecektir Ey oğul!
Yararlı işler (amâl-i saliha) işlemedikçe mükâfatını alamazsın Hikâye edilir ki:
Beni İsrail'den bir kimse Allahü Teâlâ'ya yetmiş sene ibadet etti Allahü Teâlâ onun bu kadar ibadet etmesine rağmen cennete girmeye lâyık olmadığını bildirmek üzere bir melek gönderdi Melek o kula giderek bu kadar ibadet etmesine rağmen cennete girmeye layık olamadığını kendisine haber verdi Bunun üzerine âbid:
- Biz ibadet etmek üzere yaratıldık Bizim muhakkak ibadet etmemiz lâzım (O dilerse, cennete, dilerse cehenneme kor) dedi
Bu cevabı alan melek Rabbinin huzuruna dönünce:
- İlahî, Sen onun verdiği cevabı benden iyi bilirsin, dedi
Bunun üzerine Allahü Teâlâ:
- O kulum madem ki, ibadetten vazgeçmedi, Biz de keremimizle ondan vazgeçmeyiz Ey meleklerim, şahit olun, Ben de onu muhakkak affettim, buyurdu

Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "(Kıyamet gününde) hesaba çekilmeden (dünyada), kendi muhasebenizi yapın, (amelleriniz orada) tartılmadan önce siz onları tartın"
Hazreti Ali radıyallahu anh, "Çalışmadan (cennete) gireceğini sanan kimse boş ümide kapılmıştır Yalnız kendi gayret ve çalışmasiyle cennete gireceğini zanneden de kendine çok güvenen kimsedir", buyuruyor
Hasan Basri hazretleri, "Amelsiz cennete girmeyi istemek, günahlardan bir günahtır" buyurdu Yine Hasan Basri buyuruyor:
"Hakikate ermenin alâmeti, karşılığını beklemeden yararlı işler yapmaya devam etmektir"
Resûlullah (sav), "Akıllı insan, nefsini ıslah edip ölümden sonrası için çalışan kimsedir Ahmak da, nefsine uyup Allahü Teâlâ'ya karşı boş yere ümit bağlayandır" diye buyurmuştur

Ey oğul!

Öğrenmek için kitapları tekrar tekrar okuyup mütalâa ederek birçok geceler uykusuz kaldın; uykuyu kendine zehir ettin Buna sebep olanın ne olduğunu bilmiyorum Şayet gayen dünyalık elde etmek, onun nimetlerini toplamak, mevki ve rütbelerini kazanmak ile arkadaşların arasında üstünlük ve benlik taslamaksa, vay haline! Yazıklar olsun sana! Yok, böyle değil de, maksadın Peygamber Efendimizin (sav) şeriatini ihya etmek, ahlâkını güzelleştirmek, fenalığı emreden nefsine hâkim olmak idiyse, ne mutlu sana, müjdeler olsun sana!
Şu şiiri söyleyen ne güzel söylemiş:

Yazık senden başka birini görmek için uykusuz kalan gözlere,
Yazık senden başkası için dökülen o gözyaşlarına

Ey oğul!

İstediğin kadar yaşa, nasıl olsa bir gün öleceksin; dilediğini sev, nasıl olsa bir gün ayrılacaksın; istediğini yap, nasıl olsa bir gün hesabını vereceksin




Alıntı Yaparak Cevapla

İmam-İ Gazali'nin Öğüdü

Eski 08-02-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İmam-İ Gazali'nin Öğüdü




Ey oğul!

Sarf, nahv, aruz, şiir, kelâm, astronomi, belagat, mantık, tıb gibi ilimleri okumakla Allahü Teâlâ'nın sana ibadet edesin diye vermiş olduğu ömrü boşa harcamış olmaktan başka eline ne geçti?
Hazreti İsa aleyhisselâmın İncil'inde şöyle bir ibareye rastladım:
Bir ölünün tabuta konulduğu saatten, kabrin kenarına getirildiği âna kadar, Allahü Teâlâ azametiyle o ölüden kırk sual sorar:
Bu sorulardan biri de şudur:
"Ey kulum! Halkın gözüne güzel görünmek için senelerce yüzünü yıkayıp temizledin Benim baktığım kalbini bir kerecik olsun temizleyip hoş görünmedin" Halbuki Allahü Teâlâ her gün senin kalbine bakar ve der ki:
- Benim nimetlerimle bolluk içinde yaşarken, başkaları için çalışıyorsun Şunu iyi bil ki, sen, bu hitabı işitmezsin, çünkü sağırsın

Ey oğul!

İlimsiz amel olmayacağı gibi, amelsiz ilim de bir deliliktir Bilmiş ol ki, bugün seni günahlardan uzaklaştırmayan, ibadete yaklaştırmayan ilim, yarın da cehennem ateşinden uzaklaştırmayacaktır Bugün hazır fırsat elindeyken ilminle amel etmez, geçmiş günleri de telafiye çalışmazsan yarın kıyamet gününde:
"Ey Rabbimiz, bizi dünyaya geri gönder de iyi amel işleyelim", (Sûre: 32, âyet: 12) diyenlerden olursun O zaman da sana cevap olarak denir ki:
- Ey ahmak! Sen oradan geliyorsun!

Ey oğul!

Maksadın, ruhunu olgunlaştırmaya, nefsine hâkim olmaya, bedenini de ölüme hazırlamaya gayret etmek olmalıdır Çünkü son durağın kabir olacaktır Kabirdekiler, "Ne zaman geleceksin?" diye beklemektedirler Sakın oraya azıksız gideyim deme! Hazreti Ebu Bekri's-Sıddık (Allah ondan razı olsun):
- Bu bedenler ya bir kuş kafesidir, yahut bir hayvan ahırıdır, diyor
Kendi kendine biraz olsun düşün Acaba sen bunların hangisindensin?
Şayet yükseklerden uçan bir kuş isen, "Ey nefis! Rabbine dön" ilahî hitabı duyunca, cennetin burçlarının yüceliklerine erişinceye kadar kanat çırpıp uçacaksın Hazreti Resûl'ün (sav);
"Sa'd bin Muaz'ın 9 ölümünden Arşü'r-Rahman sarsıldı" buyurduğu gibi
Allah korusun, bunun aksine şayet hayvanlar zümresinden isen Allahü Teâlâ'nın, "Onlar hayvanlar gibidir Belki sapıklıkta onlardan daha aşağıdırlar" (Sûre: 7, âyet: 179) buyurduğu gibi dünyadan ayrılınca, doğru cehennemin kızgın ateşini boylamayacağını temin edebilir misin?
Rivayet edilir ki, Hasan Basri hazretlerine bir bardak soğuk su verilmişti Bardağı eline alır almaz bayıldı, bardak da yere düşüp kırıldı Bir yudum su içmek nasip olmadı Ay ilip kendine gelince şöyle sordular:
- Ey Ebu Said, ne oldu sana?
Ebu Said:
- Cehennem halkının cennet ehline, "Ey cennettekiler! Allah'ın size verdiği sudan ve rı-zıklardan bize de akıtın" diye ümid edip isteyeceklerini hatırladım da bundan ötürü bayıldım, diye cevap verdi
Amelsiz ilim sana yetse, iyi işler yapmak gerekmeseydi, Allahü Teâlâ'nın, "Benden bir şey isteyen var nü, af dileyen var mı, tevbe eden var mı, istiğfar eden var mı?" çağrısı boşa gider ve lüzumsuz olurdu

Allah(CC) hepinizin kalbine ihlasını-kadrini verip sizi hal ilmine vakıf olan kullarının arasına koyar inşallah
dua ile


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.