![]() |
Şakîk-İ Belhî |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şakîk-İ BelhîŞAKÎK-İ BELHÎ Evliyânın büyüklerindendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şakîk-i Belhî’nin tövbe etmesine Türkistan’daki bir putperest sebeb oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbrâhim Edhem’le olan sohbetlerinden birini kendisi şöyle anlattı: “Hocam ile Mekke’de buluştum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şakîk-i Belhî gençliğinde gençlerin reisi idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zengin zâtlardan birisi, Şakîk-i Belhî’ye dedi ki: “Ben senin ihtiyaçlarını, kendi malımdan karşılayayım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün, kendilerine nasîhat kâr etmeyen bir grub insanlara şöyle buyurdu: “Eğer çocuk iseniz mektebe, deli iseniz tımarhâneye, ölü iseniz kabristana gidin ![]() Şakîk-i Belhî bir gün hocalarından Ebû Hâşim er-Rummânî’yi ziyâret etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şakîk-i Belhî, Mekke’ye gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şakîk-i Belhî, İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe’yi çok medheder şöyle buyururdu: “İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe bu zamanda insanların en verâ sâhibi (haram ve şüphelilerden sakınanı), en âlimi, en çok ibâdet edeni, en cömert olanı, dînin emirlerine uymakta en ihtiyatlı davrananı, Allahü teâlânın dîninde, kendi görüşü ile bir şey söylemekden en çok sakınanı idi ![]() ![]() ![]() Şakîk-i Belhî’nin bir gün yanına bir ihtiyar gelip, Allah’a tövbe etmek istediğini bildirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buyurdular ki: “Bir musîbet geldiğinde feryâd ü figân eden kimse, Allahü teâlâya karşı gelmiş olur ![]() ![]() “Bir kimsenin yanında mübârek bir zâtın iyilik ve güzel hâlleri anlatılır da, o kimse bundan zevk duymaz ve o mübârek zâta karşı kalbinde muhabbet hâsıl olmazsa, bilsin ki kendisi kötü kimsedir ![]() “Sıkıntının mükâfâtını bilen, ondan kurtulmağa heves etmez ![]() “Şeytanı en çok kızdıran iki şey, onun vesvesesine aldırmamak ve Allahü teâlânın zâtı hakkında düşünmemektir” ![]() ![]() “Bir kusuru ve ayıbı var diye bir kimseyi kötüleyen, hakâret eden kimse, kendi kendini helâk etmiş demektir ![]() ![]() ![]() ![]() “Rızkı hususunda Allahü teâlâya tevekkül eden kimsenin güzel huyları fazlalaşır, cömert olur ve ibâdetlerinde vesvese bulunmaz ![]() “Allahü teâlânın azâbından korkmanın alâmeti haramları terk etmektir ![]() ![]() “İleride tövbe ederim diye günaha devam edenler, daha yaşarız ümidiyle, tövbeyi geciktirenler, hattâ, Allahü teâlânın azâbını düşünmeyip, rahmetini ümid ederek tövbe etmeyenler, çok büyük gaflet ve felâket içindedirler ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Şakîk-İ Belhî |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Şakîk-İ Belhî“Gönül ferahlığı, hesap kolaylığı ve can rahatlığı fakirlerin hâlidir ![]() ![]() “Ölüme şimdiden hazırlanmanız lâzımdır ![]() ![]() “Kendisine bir şey ikrâm ettiğin kimse ile, sana ikrâmda bulunan iki kişinin senin kalbindeki yerlerine dikkat et ![]() ![]() ![]() “Misâfiri çok severim ![]() ![]() ![]() Akıllı, zeki, derviş, zengin ve cimrinin kimlere denildiğini yedi yüz tane âlimden sordum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Dilini muhâfaza et ![]() ![]() ![]() İLME VERİLEN DEĞER Bir gün yolda bir gayr-i müslim Şakîk-i Belhî’ye dedi ki: “Bir kimse, kendisine rızık verdiği için Allahü teâlâya îmân ve ibâdet ederse, o kimsenin bu yaptığı yalancılıktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ÖĞÜNMEĞE DEĞER Mİ? Bir gün Şakîk-i Belhî, hac için çıktı yola, Bağdat'a vardığında, bir müddet verdi mola ![]() Hârun Reşîd, Şakîk'in, Bağdat'a geldiğini, Duyunca dâvet etti, yanına kendisini ![]() Geldiğinde dedi ki: "Nasîhat eyle bana ![]() Buyurdu ki: "Ey Hârun, al aklını başına! Hükümdar olmak ile, mühim bir mevkîdesin, Sen şu büyük zâtları, rehber edinmelisin! Rabbimiz Ebû Bekr-i Sıddîk'ın makamını, Sana ihsân etti ki, veresin tam hakkını ![]() O nasıl doğru ise, sen de öyle olasın, Onun gittiği yoldan, aslâ ayrılmayasın! Ve verdi ki hazret-i Ömer'in makamını, Sen de ayırt edesin, haktan bâtıl olanı ![]() Osmân-ı Zinnûreyn'in, makamını da sana, Verdi ki sarılasın, hayâ ile ihsâna ![]() Hazret-i Ali'nin de, makamını verdi ki, Sen de ilim sâhibi, olasın onun gibi! Sen bu büyük zâtların yolundan ayrılırsan, Şimdiden Cehennim'in, azâbına hazırlan!" Hârun dedi ki: "Devâm et, öğütlerin ne güzel ![]() Buyurdu ki: "Ey Hârun, dikkat et, kendine gel! Aldanma bu dünyânın, mal ve saltanatına, Âhirette bunların, faydası olmaz sana ![]() Düşün şimdi bir çölde, günlerce kaldığını, Hararetten susayıp, pekçok bunaldığını ![]() Tam ölecek duruma, gelmişken susuzluktan, O anda biri gelse, hem de serin su satan ![]() Senin de susuzluktan, yanmışken böyle için, Ne kadar mal verirsin, o suyu almak için?" Dedi ki: "Ne isterse, veririm her serveti, Olur mu hiç o zaman, malın ehemmiyeti?" Buyurdu: "Yarısını, isterse servetinin, Verir miydin meselâ, o suyu almak için?" Hârun Reşid dedi ki: "Verirdim hemen elbet, Zîrâ ben ölüyorken, neye yarar bu servet?" Buyurdu ki: "Pekâlâ, içtin ve kandın suya, Lâkin atamıyorsun, o suyu dışarıya, Yâni bir damla bile, idrar yapamıyorsun, Şiddetli sancı ile, kıvranıp duruyorsun ![]() O sırada biri de, çıkagelse âniden, Dese ki kurtarırım, seni ben bu derdinden ![]() Ve lâkin servetinin, öbür yarısını da, Bu kimse isteseydi, verir miydin onu da?" Dedi: "Gâyet tabiî, seve seve verirdim, Zîrâ ben kıvranırken, neye yarar servetim?" Buyurdu ki: "Öyleyse, övünme malın ile, Bir içimlik su kadar, kıymeti yokmuş bile ![]() Hârun Reşid ağlayıp, dedi: "Söyle az daha ![]() Buyurdu ki: "Ey Hârun, tövbe et, dön Allah'a! Tövbeyi bir an bile, aslâ geciktirme ki, Tövbe etmeden önce, ölebilirsin belki ![]() Muhakkak pişman olur tövbeyi geç yapanlar, Zîrâ ecel çok zaman, âni gelip yakalar ![]() Bu mübârek velînin hürmetine İlâhî, Pişman olmayanlardan, eyle sen bizi dahi ![]() HER ŞEYİN ÖZÜ Şakîk-i Belhî buyurdu ki: “Dört bin hadîs-i şerîf içinden dört yüz tâne, bundan da kırk tâne ve nihâyet bunların içinden de şu dört hadîs-i şerîfi seçtim: “1) Kalbini kadına bağlama ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() AKILLI KİMMİŞ Bir gün zengin birisi, Şakîk hazretlerine, Gelip şöyle söyledi, o gün kendilerine: Dedi ki: “Ey efendim, ben zengin bir kimseyim, Her ihtiyacınızı, karşılamak isterim ![]() Bu teklîfi dinleyip, buyurdu ki: “Kardeşim! Olabilir ve lâkin, şartlarım vardır benim ![]() Bana verdiğin için, malın noksanlaşırsa, Veya hırsız gelip de, malların çalınırsa, Yâhut da vaz geçersen, ilerde bu fikrinden, Bir kabâhatim ile, dönersen niyetinden ![]() Yâhut vefât edersen, bir gün âni olarak, Nafakasız kalırsam, o zaman ne olacak? Bütün bu hususlarda, temin edersen beni, Derhâl kabûl ederim, senin bu teklifini, Zîrâ şu ân rızkımı, verir ki öyle bir zât, Bütün bu hususlara, kefildir kendi bizzat ![]() Saçar ihsânlarını, mahlûkatın hepsine, Yine bir zarar gelmez, O’nun hazînesine ![]() Her canlının rızkını, verir de fazla fazla, Yine hazînesinde, azalma olmaz asla ![]() Hem o kadar çoktur ki, şefkât ve merhameti, Kulları yapsalar da, her türlü kabâhati ![]() Buna rağmen, bakmayıp isyankâr hâllerine, Kesmez rızıklarını, devamlı verir yine ![]() Ayrıca, O’nun için, ölüm yok, etmez vefât, Bütün bu hususlardan, berîdir her ân o zât ![]() Böyle kudretli biri, kefilken şimdi bana, Niçin O’nu bırakıp, gideyim başkasına? Her ayıp ve kusurdan, uzak olan Rabbimi, Bırakıp, bir âcize, gitmem akıl işi mi?” O zengin bu sözleri, dinleyince Şakîk’ten, Mahcup ve pişman oldu, yaptığı bu tekliften ![]() SU KADAR DEĞERİ YOK Bir sene hacca gitmek üzere yola çıktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) El-A’lâm; c ![]() ![]() 2) Tabakât-üs-Sûfiyye; s ![]() 3) Fevât-ül-Vefeyât; c ![]() ![]() 4) Vefeyât-ül-A’yân; c ![]() ![]() 5) Hilyet-ül-Evliyâ; c ![]() ![]() 6) Tabakât-ül-Kübrâ; c ![]() ![]() 7) Tehzîb-ibn-i Asâkir; c ![]() ![]() 8) Mîzân-ül-İ’tidâl; c ![]() ![]() 9) Ulemâ-ül-Müslimîn; s ![]() 10) Tenbîh-ül-Gâfilîn; s ![]() 11) Tezkiret-ül-Evliyâ; s ![]() 12) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|