![]() |
Yûnus Emre |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yûnus EmreYÛNUS EMRE Tasavvuf ehli ve halk şâiri ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çocukluğu hakkında bilgi olmayan Yûnus Emre, bir işâret üzerine genç yaşta Tapduk Emre’nin yanına gitti ![]() ![]() ![]() Yûnus Emre, Tapduk Emre'nin hizmetinde bulunurken, mânevî âleminde bir ilerleme olmadığını zannederek, üzüntüsünden dağlara, kırlara düştü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Senelerce hocasına dağdan odun taşıdı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anadolu ve diğer Türk illerinde çok sevilen Yûnus Emre’den başka bu sevgi, saygı ve hayranlık için başka bir örnek yok gibidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yûnus Emre, şiirlerini arûzla ve daha çok hece vezniyle yazmıştır ![]() ![]() ![]() Yûnus Emre’yi aynı yolda tâkib eden birkaç şâir daha görülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yûnus Emre’de günü birlik konulara rastlanmaz; geçim endişesi, âile sıkıntısı, evlât acısı, yakınlarının şahsî ve âilevî meselelerine hemen hemen hiç yer vermez ![]() ![]() ![]() Her yerde, her seste, her renkte, her zaman Allahın varlığını idrâk eden Yûnus Emre, bu dilsiz varlıkların büyük tanıtışındaki gizli dilin hayrânıdır ![]() Yûnus Emre, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm ile bütün yakınlarının, dört halîfenin, hazret-i Peygamberin soyundan gelenlerin, bütün İslâm âlimlerinin ezelî âşığıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şerîat, tarîkat yoldur varana, Hakîkat, mârifet andan içerü ![]() diye, hakîkî tasavvufu da o târif etmişitir ![]() 1408 yılında Osmanlı Türklerine esir düşen ve Anadolu’da 20 yıl kadar kalmış olan Mülbacher isimli bir yabancı, Yûnus Emre’ye âit şiirleri, ilâhileri duymuş, öğrenmiştir ![]() ![]() ![]() Eserleri: Yûnus Emre’nin bilinen iki eseri vardır: 1) Risâlet-ün-Nushiyye: Mesnevî şeklinde arûz (Fâilâtün Fâilâtün Fâilün) vezniyle yazılmış, tasavvufî, ahlâkî, dînî bir eserdir ![]() ![]() 2) Dîvân: Yûnus Emre Dîvânı’nın birçok yazma nüshaları vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Yûnus Emre |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Yûnus EmreYûnus Emre’nin şiirlerinden; DOLAP Benim adım dertli dolap, Suyum akar yalap yalap, Böyle emreylemiş Çalap, Derdim vardır inilerim ![]() Ben bir dağın ağacıyım, Ne tatlıyım ne acıyım, Ben Mevlâya duâcıyım, Derdim vardır inilerim ![]() Beni bir dağda buldular, Kolum kanadım kırdılar, Dolaba lâyık gördüler, Derdim vardır inilerim ![]() Dağdan kestiler bezenim, Bozuldu türlü düzenim, Ben bir usanmaz ozanım, Derdim vardır inilerim ![]() Şol dülgerler beni yondu, Her âzâm yerine kondu, Bu iniltim Hak'dan geldi, Derdim vardır inilerim ![]() Suyum alçaktan çekerim, Dönüp yükseğe dökerim, Görün beni neler çekerim, Derdim vardır inilerim ![]() Yûnus bunda gelen gülmez, Kişi murâdına ermez, Bu fânîde kimse kalmaz, Derdim vardır inilerim ![]() MEVLÂM Dağlar ile taşlar ile, Çağırayım Mevlâm seni ![]() Seherlerde kuşlar ile, Çağırayım Mevlâm seni ![]() Sular dibinde mâhiyle, Sahrâlarda âhû ile, Abdal olup yâ Hû ile, Çağırayım mevlâm seni ![]() Gökyüzünde Îsâ ile, Tûr Dağında Mûsâ ile, Elindeki asâ ile, Çağırayım Mevlâm seni ![]() Yûnus okur diller ile, Ol kumru bülbüller ile, Hakkı seven kullar ile, Çağırayım Mevlâm seni ![]() HİÇ ÇÜRÜMEMİŞTİ Ankara-Eskişehir demiryolunun kenarında bulunan türbesi, 1948’de yolun genişletilmesi için kaldırılmak istendi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yûnus Emre’nin kabri îtinâ ile açıldı ![]() ![]() ![]() ![]() “Beni hocamın türbesinde, giriş yolu üzerine gömsünler!” Bundan murâdı, şeyhini ziyârete gelenlerin, kendisini çiğneyip de geçmeleriydi ![]() ![]() İŞ HİZMETTE Yûnus Emre, mânevî, bir işâret alarak, Vardı Tapduk Emre'nin hizmetine koşarak ![]() Otuz yıl hizmet edip, zannetti ki, kendinde, İlerleme olmadı, mânevî âleminde ![]() Üzüntüden kendini, atıverdi dağlara, Baş açık, yalın ayak, dolaşırken bir ara, Bir gün iki kişiye, rastladı birden bire, Onları çok severek, dost oldu onlar ile ![]() Yemek vakti gelince, duâ etti birisi, O anda indi gökten, yemek dolu bir tepsi ![]() Üçü de yiyip içip, şükrettiler Allah'a, Akşam vakti öbürü, duâ etti bir daha ![]() Yine aynı şekilde, bir tepsi indi gökten, Öyle ki bu yemekler, nefisti ötekinden ![]() Üçüncüde Yûnus'a dönerek o müminler; "Sıra sende, şimdi de, sen duâ et ![]() ![]() O zaman Yûnus Emre, kaldırdı ellerini, Dedi ki: "Yâ İlâhî, mahcup eyleme beni ![]() Onlar kimin ismiyle, duâ ettiler ise, O zâtın hürmetine, bir sofra gönder bize ![]() Duâsı biter bitmez, baktılar biraz sonra, İndi gökten bu sefer, daha büyük bir sofra ![]() Dediler: "Ey arkadaş, nasıl oldu bu öyle, Sen kimin hürmetine, duâ ettin ki böyle?" Dedi ki: "Siz söyleyin, siz nasıl ederdiniz? Siz kimin yüzü suyu, hürmetine derdiniz?" Dediler: "Taptuk Emre, yanında hizmet yapan, Yûnus'un hürmetine, istiyorduk her zaman ![]() Yûnus bunu duyunca, dergâha döndü yine, Yattı Taptuk Emre'nin, kapısının önüne ![]() O zaman hocasının, görmüyordu gözleri, Evde, el yordamıyla, yürüyordu ekseri ![]() Çıkıyorken, ayağı, takılınca bir şeye, Dedi: "Bizim Yûnus mu, gelip yatmış eşiğe ![]() Ve elinden tutarak, kaldırdı onu yerden, Yûnus, Yûnusluğunu, kazanmıştı o günden ![]() Dağdan odun taşırdı, yıllarca o dergâha, O mânevî kapıdan, ayrılmadı bir daha ![]() Yûnus unutulmadı, yüzyıllar geçse bile, Zîrâ hizmet etmişti, üstâdına zevk ile ![]() 1) Şakâyik-ı Nu’mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s ![]() 2) Nefehât-ül-Üns; s ![]() 3) Rehber Ansiklopedisi; c ![]() ![]() 4) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (50 ![]() ![]() 5) Faruk K ![]() 6) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|