Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
perişanlığın, sebebi

Perişanlığın Sebebi

Eski 08-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Perişanlığın Sebebi




Perişanlığın sebebi
Geçen gün üniversiteli iki gençle şuradan buradan konuşurken, mevzu dönüp dolaşıp İslâm dünyasının bugünkü perişan hâline geldi Konu üzerinde önce kendi aralarında bir diyalog başladı Biri diğerine sordu:
- Sence bu perişanlığın sebebi nedir?
- Dış güçlerin, İslâm dünyasına binlerce ajan yerleştirip, Müslümanları birbirlerine düşürmeleri ve adamları vasıtasıyla, İslâmiyeti yanlış tanıtıp, kortutarak yeni katılımlara mâni olmaları
- Tamam da, peki bizim İslâm âlemi olarak, hiç mi hatamız olmadı?
Sonra bana dönüp, "Bu konuda siz ne diyorsunuz?" diye sordu
Mecburen birkaç şey söylemek icap etti:
- Tabiî ki hatalarımız var Eğer olmasaydı bu hâle düşmezdik Gerçeğe varabilmek için kendimizi öz eleştiriye tâbi tutmamız şart Hep başkasını suçlamakla bir yere varılamaz
İsterseniz önce meseleyi biraz geriden ele alalım, konunun iyi anlaşılması için İslâm tarihi incelendiği zaman görülür ki, İslâm dünyasının en kuvvetli olduğu dönem, yedinci ve on altıncı asırlar arasıdır On yedinci ve on sekizinci asır, Fetret Devri, bir bakıma ayakta kalma mücadelesinin verildiği dönem On dokuzuncu ve yirminci yüzyıl ise, Batı'nın üstünlüğünü mecburen kabullenme ve onların kontrolüne girme devri
İslâm dünyasının yükselmesini, onuncu asra kadar Müslüman Araplar sağladı On birinci asırdan itibaren, bayrağı Türkler ellerine aldı Türkler, doğuda Bizans'ı çökerterek Viyana kapılarına kadar ilerlediler Endülüs Devleti de Avrupa'yı batıdan sıkıştırmaya başladı Böylece Avrupa iki güç arasında sıkıştı
Bu kıskaç sebebiyle, yarı vahşî bir hayat süren Avrupa, gerçek bir medeniyet ile tanıştı Güçsüzlüklerini anladılar Kendilerini tenkit etmeye başladılar Bu öz eleştiri, Avrupa'nın toparlanmasına sebep oldu Birçok buluşların, üstün başarıların kaynağında, zaten çaresizlik yatar
Avrupalılar, Müslümanların başarısının ve kendilerinin başarısızlıklarının sebeplerini incelediler En büyük eksiklikleri olan fen ve teknolojiyi Müslümanlardan alarak, kısa zamanda geliştirdiler Avrupa'da böyle gelişmeler olurken, Müslüman dünyası elde edilen zaferlerin rehavetine kapıldı Sahip olunan üstünlük sebebiyle, Avrupalıları küçümsediler Avrupa teknolojide, buluşlarda hızla ilerlerken, Müslümanlar bu yenilikleri ciddiye bile almadılar
Müslümanların bir dezavantajı da, zirvede olmaları Çünkü, zirvede kalmak, zirveye çıkmaktan çok daha zordur Zirvede rüzgârlar sert eser Zirvenin düşmanları çoktur Bir dezavantaj da, insanın zirveye ulaşınca, gayretinin zayıflaması İnsan isteklerine kavuşunca, rahata düşkünlük, uyuşukluk hastalığına tutulur Zirveye çıkmada en büyük etken olan aşk, şevk kalmaz Makam mücadelesi ve mal mülk yarışı başlar
Bu kural, her devirde, her medeniyet, her cemiyet, cemaat ve millet için geçerlidir Böyle durumda, herkes, külfetsiz nimet peşine düşer Başka bir ifadeyle, herkes birer mirasyedi olur Herkes, geçmişteki birikimden, payına düşeceğinin peşindedir "Her nimet külfet karşılığıdır" prensibi unutulur, vermeden alan hazır yiyiciler çoğalır Hâlbuki ayet-i kerimede, "Bilinsin ki, insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur" buyurulmuştur
Bu tehlikeli hastalığa, Müslüman âlemi de maalesef yakalandı Bunun neticesinde, devlet ricali oyun, eğlence peşine düştü Yeniçeri, kendi vatanında, sanki bir işgalci orduydu İkide bir kazan kaldırdıkları için, halkın ve padişahların korkulu rüyası hâline gelmişti Medreseler, teknolojide iki yüz yıl gerideydi Tekkeler, tembellerin barınağı oldu Memurluk, gizli işsizlerin sığınağı durumundaydı
Aslında, görünüş olarak, medeniyeti zirveye çıkaran bütün müesseseler ayaktaydı Fakat bunların gerçek temsilcileri yoktu
Bütün bunlar, dinimizin yasakladığı şeylerdi Zaten ne zaman insanın başına bir iş gelmişse, bunun altında mutlaka dine uymamak yatar Hâlbuki dinimiz boş kalmayı yasaklamaktadır Ayet-i kerimede, "Boş kaldın mı hemen başka işe koyul!" buyurulmaktadır Aynı hâlde bile kalmak uygun görülmemektedir Hadis-i şerifte de, "Mümin gayretlidir; iki günü eşit olan zarardadır" buyuruldu
Dinimizin emirlerine uyan kim olursa olsun, muvaffak olur Avrupalılar bilmeyerek de olsa bu emre uyup; çalıştılar, çabaladılar ve neticede zirveye ulaştılar
İşte, biraz geniş açıdan İslâm âleminin perişan hâle gelmesinin kısa hikâyesi

Mehmet Oruç



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.